Neydik, ne olduk, ne olacağız?

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle, denize, denizciliğe gönül vermiş, bu uğurda karşılaşacağı sıkıntılara göğüs germiş tüm denizci kadınlarımızı canı gönülden kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz…

 

İlk defa geçen sene Yakamozlar’ımız vesilesiyle denizci kadınlarımız bir araya geldiler, tek ses oldular ve sektörde kadın kimliğiyle var olabilmek için verilen mücadeleyi dile getirdiler. “Deniz ve Kadın” tanımının nerelerden nereye geldiğini gözlerimiz önüne serdiler. Bu vesileyle Yakamozlar’ımızı tebrik ediyor, ünlü halk ozanımız merhum Neşet Ertaş’ın “Kadınlar insandır, erkekler ise insanoğlu” sözüne satırlarımız içerisinde yer veriyoruz…

 

Gelelim 7Deniz Dergisi’nin Mart-Nisan sayısında sizler için hazırladığımız içeriğimize… Ana konumuz gemi inşa ve savunma sanayii olunca, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirmek hedefiyle bolca röportaj yaptık. Konuları enine boyuna sektör temsilcileri ile tartıştık. Gördük ki savunma sanayisinde kat ettiğimiz mesafeyi ne yazık ki bir türlü gemi inşa sanayiye yansıtamıyoruz. Kuşkusuz Türk gemi inşa sanayi gelişiyor, bu uğurda hem sektör oyuncuları var gücüyle çalışıyor, hem de kamu tarafı adımlar atıyor. Ancak; Çin’in 25.1 milyon gt, Güney Kore’nin 23.272 milyon gt, Japonya’nın 13.05 milyon gt, Filipinler’in 1.86 milyon gt olduğu gemi ihracat rakamlarında Türkiye’nin esamesi bile okunmaması içimizi burkmuyor mu? Hiç sanmam!

 

Başbakanının, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanının “Denizci” olduğu ülkemizde, Türk denizcilik sektörünün zirve yapacağına inanmak hayal mi? İnşaat konusundaki atağımızın denizcilik sektörümüz için de olmasını istemek fesatlık mı? 

 

Peki, “Sektör olarak neredeyiz” sorusunun cevabını rakamlarla, verilerle ortaya koyamıyor olmamız bizim ayıbımız değil mi? Yayınlanan birkaç verinin geçmiş yıllara ait olduğu, yapılan dönemsel analizlerin sürekliliğinin olmadığı, kısaca neyin ne olduğunun belli olmadığı bir sektörde neyi hedefliyoruz? Rakamlarla konuşmadığımız bir sektörü, kamu tarafına nasıl anlatacak, hangi destekleri isteyecek ve bu destekler geldiğinde neler olacağını afaki ifade edip ne olmasını bekliyoruz? Esasen lafı çok da uzatmaya gerek yok! Kervan yolda düzülür mantığıyla dünya oyuncusu olamayacağımız ortada. Dileriz bu konuda, sivil toplum kuruluşlarımız bayrağı devralır ve Türk denizcilik sektörünün mevcut durumunu sektörün tüm paydaşlarını içine kapsayacak şekilde serer önümüze…

 

Diğer taraftan medarı iftiharımız MİLGEM Projesinin denizcilik sektörümüze katkısı, hem ülkemizin, hem de sektörümüzün başarısı yadsınamaz…  Başarısıyla uluslararası model olmayı başaran MİLGEM, Türk deniz kuvvetleri personeli, Türk mühendis ve işçisinin örnek bir eseri…

 

Bir sonraki sayıda görüşünceye kadar her şey gönlünüzce olsun.