Sektörümüzün sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili tatsız tuzsuz bir yazı kaleme aldıktan sonra kendi kendime “Tamam artık bu son, daha da yazmayacağım” diyorum ama gelin görün ki olmuyor. Yine sektörümüz STK’larına yakıştıramadığım bir olay vuku buluyor. Buldu da…

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Denizcilik Federasyonumuz (TÜRDEF) Queen Elizabeth yolcu gemisini, Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı Bandırma Vapuru ile karıştırıp sosyal medyada bir gönderi (post) paylaştı. TÜRDEF’ten başka 10 farklı STK da bu görseli ne yazık ki kullandı. Bu yanlışlık, ekmeğini denizden kazanan, aynı zamanda da yaptığı işe saygısı ve sevgisi olan denizcilerimizin tepkisini göstermesinin ardından “gözden kaçmış” denilerek düzeltilmeye çalışıldı. Şayet Bandırma Vapuru ile Queen Elizabeth’i, Karaambar Kamyoncular Derneği, Angora Tavşanı Seven Şoförler Derneği ya da ne bileyim Kıtlama Şekerle Çay İçmeyi Sevenler Derneği yapsa gıkımı çıkarmam. Ancak bu yanlışı denizcilik sektörünün STK’ları yapıyorsa, işte ben de duramıyorum “Bu hata bize yakışmaz” deyip yazıyorum…

Niye böyle olmayacak hatalar yapılıyor?

“Yapayım olsun” mantığıyla iş yapılıyorsa böylesi hatalar elbette olur. Daha büyüğü de olur yok artık bu kadarı da olmaz denileni de gerçekleşebilir.

Sanmayın ki ben sektörde dernekleşmeye karşıyım. Şüphesiz dernekleşilmeli, sektörümüzün sorunlarını tek başımıza çözemeyeceğimiz ortada. Bir araya gelmemiz gerekliyse gelecek, elimizi taşın altına koyup özel zamanlarımızı dernek çatısı altında sektörün geleceği için harcayacağız. Buna da saygım sonsuz ancak benim derdim madalyonun diğer tarafında yer alan portre ile…

Uzun zamandır sektörde sizlerle birlikteyim. Sektördeki ilerlemeleri de gelişimi de değişimi de büyük bir ölçüde görüyorum. Derneklerimizle ilgili gördüğüm durum da en yalın haliyle şöyle; bizde iki çeşit dernek var. Biri ki, bu olması gereken, amacına uygun sektöre hizmet etmek için kurulmuş olanlar. Diğeri de ki, bunlar benim eleştirdiğim kısımda yer alanlar, şüphesiz onlar da amaca uygun kurulmuşlar ama varlık sebepleri sektöre hizmet etmek değil, kişilere hizmet etmek! Niye böyle bir sonuca vardım? Çünkü kurulduğu günden bugüne aynı başkanla ilerleyen de var. Başkanlığın saltanat misali babadan oğluna devredileni de mevcut! Maşallah sektörümüzün hemen hemen her derneğinde bir sandalyesi olan “dernek müdavimlerimiz” de bulunuyor. Daha ne diyeyim, inanın nasıl ifade edeyim bilemiyorum. Dini ve milli bayramlarımızda sosyal medyada gönderi paylaşarak dernek olarak varlıklarını hatırlatmanın (Onu da düzgün yapsalar amenna) ötesine çok da gidemeyen derneklerimizin sektöre olan faydalarını yorumlamayı size bırakıyorum.

Hiç mi yok işini layıkıyla yapan?

Olmaz olur mu tabii ki var. En net ifadeyle sektörümüzdeki başarılı STK’larımızı izlemekten ve onların sektöre kattığı artı değerleri takip etmekten keyif alıyorum. Örneğin, GİSBİR… Bence hem yönetimsel anlamda, hem de çalışma ve sektöre kattığı katma değer anlamında her STK’mızın örnek alması gereken bir değerimiz. GİSBİR, mış’la muş’la zaman kaybetmeyen, yaptıkları sektör tarafından taktir edilen ve yapacaklarını kurduğu komisyonlarla programlayan, aynı zamanda da kurumsal bir yapıyla ilerleyen STK’larımız arasında en önde gelenidir. Bütün STK’larımızın GİSBİR’i örnek almasını tavsiye ederim.   

Az olan derneklerimize müjdeler olsun ki, bir yenisi de yakın zamanda eklendi: Uzakyol Baş Mühendisler Derneği. Kurucu başkanı da sektörün yakından tanıdığı bir isim. İFETA’nın baş harfini alan İlker Meşe.  Kendisiyle epey geçmişe uzanan bir mazimiz var. Malum İFETA Shipping ile ilgili yaptığımız haber sonrasında başlayan, o süreçten bugüne de kabuk değiştirip mahkeme salonlarına taşınan iletişimimiz tatlı olmasa da halen devam etmekte.

Tam bu noktada bir parantez açmak istiyorum. Aralık 2020’de kaleme aldığım “Felaketlerle dolu 2020’de sektör gündeminde neler oldu?” başlıklı yazımda YA-SA Denizcilik Grubu’nun halihazırda o tarihte görevine devam eden CEO’su Mehmet Erbil Özkaya, Operasyon Müdürü Ahmet Fahir Çekiç ve görevden ayrılan Teknik Müdür Tulga Zengin ile İlkfer Grup ortakları Feramuz Aşkın ve Asım İlker Meşe’nin 2015 yılında Malta’da çok kapsamlı bir offshore denizcilik şirketi kurduklarını yazmıştım. Bu yüzden de önce Bilecik’te erişim engeli davası açıldı ve aradan geçen iki yıldan sonra tekrardan Aralık 2022’de İstanbul’da Feramuz Aşkın ve İlker Meşe tarafından manevi tazminat davası açıldı. Bu dava hala devam etmekte. Lakin Ocak 2023 tarihli Erbil Özkaya tarafından açılan ceza davasından beraat kararı çıktığını buradan camiamızla paylaşmak isterim.

Tekrar geleyim taze derneğimize

Ben buradan uzakyol başmühendis arkadaşlara sormak isterim, bu meslek grubu kendi sorununu GEMİMO gibi köklü bir kuruluşta çözemiyorsa bir dernek çatısı altında nasıl çözecek? Üyesi olduğunuz saygın bir odada sorunlarınızın çözümü konusunda inancınız mı yok, yoksa GEMİMO’nun yönetimsel sıkıntılardan dolayı mı dernekleşmek istediniz? Keşke uzakyol başmühendis arkadaşlar dernek kurmak yerine, GEMİMO çatısı altında bir komisyon kurup sorunlarını o adresten çözmeye çalışsalardı. Eminim çok daha fazla çözüme giden sonuçlar elde edeceklerdi.

Çok uzatmayayım

Dernek kurmak bir hobi aktivitesi değildir! “Canımız sıkıldı ne yapsak acaba” diye düşünüp dernek kurulmaz. Dernekleşmek ciddi bir emek, mesai ve en önemlisi de özveri gerektirir. Bunlar da yetmez duygu ve emek birliği gerekir. Yeter mi? Bence yine yetmez. Çoğulcu ve demokratik bir anlayışla yönetilip zamanı geldiğinde gençlerin yönetime geçmesine izin verilmelidir.

Kısacası ya bu işi layıkıyla yapın ya da Allah aşkına yapmayın ki en azından zararınız olmasın!

Kalın sağlıcakla…