Küresel yakıt piyasasından bahsetmeden önce ülkemiz yakıt piyasasından güzel bir haberi sizinle paylaşmak istiyoruz. Unerco Petrol, 2019’da kurulmasına rağmen kısa sürede Türk bunker piyasasında ilk üçün arasına yerleştikten sonra, bu sefer de önemli global bir başarıya imza attı. Unerco CEO’su Kapt. Ufuk Erinç, önde gelen sektör oyuncularını geride bırakarak Uluslararası Bunker Endüstrisi Birliği’nin (IBIA) yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1992’de kurulan IBIA, denizcilik yakıtları konusunda dünyanın en büyük organizasyonu konumunda. Bu kuruluş, denizcilik konusunda dünyanın önde gelen 70 ülkesinden gemi sahiplerini, operatörleri, trader/brokerları, tedarikçileri, deniz hukukçularını, liman otoriteleri ve P&I sigortaları gibi çok sayıda kurumu ve kişiyi bir araya getiriyor, ayrıca Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) toplantılarında danışman statüsüyle görev alıyor. Bu denli önemli bir kurumun yönetimine bir Türk’ün seçilmiş olması çok önemli, zira bu gelişme, ülkemizden çıkan bir markanın tanınırlığını ve ona olan güveni gösterdiği gibi, sektörün geleceğiyle ilgili konularda bundan sonra bizim de bir söz hakkımız olacağı anlamına geliyor.
Brent petrol 90 dolar seviyesini zorluyor
Yakıt fiyatlarına bakacak olursak, aralık ayının ortasından bu yana petrolde yükseliş trendinin olduğunu görüyoruz. O dönemde Brent petrol, 70 dolara yaklaşmışken, şimdi 90 dolar seviyesini zorluyor. Bunda, ABD ekonomisinin yüksek faizlere rağmen kuvvetli seyretmesinin ve Çin’in öncü makroekonomik verilerinin (batı medyasındaki tüm negatif haber akışına rağmen) pozitif anlamda bir dönüşe işaret etmesinin etkisi var diyebiliriz. Ayrıca, İsviçre Merkez Bankası’nın gelişmiş ülke merkez bankaları arasında bir ilke imza atarak faiz indirimine gitmesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın da indirim konusunda sırada olduğuna ilişkin beklentiler de yükselişi destekliyor. Arz tarafında da, OPEC+ grubunun kesinti programını tam gaz devam ettirmesi, Rusya’nın petrol rafinerilerine yapılan drone saldırıları ve Kızıldeniz’de devam eden tansiyonun fiyatlara desteğinin devam ettiğini görüyoruz. Vadeli kontrat fiyatlamaları da son dönemdeki ralliyle birlikte yakın vadelerin daha sert yükseldiğine, daha uzak vadelerin ise görece daha az yükseldiğine işaret ediyor. Örneğin, 12 ay sonraki petrol kontratları ile güncel kontratları kıyasladığımızda, Brent petrol’ün yaklaşık 8 dolar (varil başına), Gasoil’in ise 55 dolar (ton başına) daha düşük olduğunu görüyoruz. Yani piyasa oyuncularının sıkışıklığın daha çok yakın vadede olduğunu, önümüzdeki dönemlerde biraz gevşeme olabileceğini fiyatladığını söyleyebiliriz. Brent petrol, son birkaç yılda ne zaman 90 dolar seviyelerine gelse buralardan dönmüştü, bakalım bu sefer de gerçekleşecek mi?
Denizciliğin altın çocuğu; tanker
Tanker segmenti, navlun anlamında denizciliğin altın çocuğu olmaya devam ediyor. Bilindiği üzere, senelerdir yeterince yeni gemi yatırımı yapılmaması ve Rusya’nın gölge filosuna eklediği tankerler nedeniyle küresel tanker filosu zaten yetersiz durumdaydı. Şimdi bunun üstüne bir de Kızıldeniz’deki tansiyon eklendi. Bazı tanker şirketlerinin, Husilerin tehdidi altında buradan geçiş yapma riskini almaması ve dolayısıyla Umut Burnu’na yönelmesi, daha uzun mesafelerin katedilmesine yol açıyor. Bu ilave mesafeler de piyasadan daha fazla tankerin çekilmesine yol açtığı için, navlunları daha da yukarı itiyor. Clarksons verilerine göre günlük ortalama tanker kazançları Eylül 2023’de 30 bin doların altında iken, şimdi 50 bin dolar seviyelerini zorlar hale gelmiş durumda. Diğer taraftan, yüksek faizler nedeniyle tetikleneceği düşünülen küresel resesyonun da gerçeğe dönüşmemesi de hem petrol fiyatlarının, hem de tanker ticaretinin sıcak seyrine destek veriyor. Önümüzdeki dönemde jeopolitik risklerin düşmemesi durumunda bu güçlü seyir muhtemelen devam edecek gibi duruyor, zira 2024 yılı içerisinde teslim edilmesi beklenen yeni tanker sayısının toplam filoya oranının %1’in bile altında olduğu tahmin ediliyor. Yüksek seyreden navlunlar nedeniyle gemi siparişlerinde ciddi bir artış söz konusu olsa da, tersanelerin ortalama doluluk oranının 3,5 yıl olduğunu düşünürsek yakın zamanda filo genişlemesine buradan bir katkı beklemek pek de gerçekçi olmayacaktır.
Kuru yükte endişe emlak piyasası
Kuru yük segmentinde 2023 sonuna doğru bir iyimserlik yaşanmış, Baltık Kuru Yük Endeksi 3300’ün üstünü test etmişti. Sonrasında sezonsallığın da etkisiyle 1300’e kadar gerileyen endeks, şimdilerde yılın bu dönemine göre fena olmayan 1800’lü seviyelerde geziniyor. Burada en büyük hikaye, en büyük emtia tüketicisi olarak Çin olmaya devam ediyor. Makroekonomik veriler ekonomide bir dönüşe işaret etse de, emlak piyasasındaki sıkıntıların yakın zamanda düzelmeyeceğine ilişkin beklentiler endişe yaratmaya devam ediyor. Kuru yük endeksinde en büyük paya (%40) sahip olan capesize segmentinin toparlanması da bir anlamda buna bağlı. 2024 yılı içerisinde teslim edilmesi beklenen yeni bulker sayısının toplam filoya oranının %3’ün altında olması da navlunlara yukarı yönlü destek verme potansiyeli taşıyor.
Konteynerde biri negatif biri pozitif iki majör gelişme
Konteyner segmentinde navlunlar açısından biri negatif, biri pozitif olmak üzere iki majör gelişme var. Negatif gelişme, yüksek faizlerin de etkisiyle konteyner ticaretinde önemli bir büyüme yok iken, bu yıl teslim edilmesi beklenen yeni gemi sayısının toplam filoya oranının %8 gibi ciddi bir seviyenin üzerinde olması. Pozitif gelişme ise, normalde dünya deniz ticaretinin %10’unun geçtiği Kızıldeniz’i konteynerların önemli bir kısmının pas geçmek zorunda kalması. Clarksons verileri, bölgedeki konteyner trafiğinin normal seviyelere göre %90 civarında düştüğünü gösteriyor. Panama Kanalı’nda yaşanan sıkıntıları da eklediğimizde, söz konusu konteyner rota değişikliklerinin küresel anlamda %11 ilave konteyner gemi talebi yaratabileceği hesaplanıyor. Bu rota değişiklikleri, segmentteki kara bulutları şimdilik dağıtmış gibi duruyor, zira Clarksons’ın günlük ortalama konteyner kazanç verisi Aralık 2023’de 17 bin doların altını görmüşken, şimdi 23 bin doların üzerine tırmanmış durumda.