Liman tesislerinin varlığını sürdürebilmesi ve dolayısı ile deniz yolu tedarik zincirinin güvenliği, ancak, iskele-rıhtım yapılarının ve de iskele ekipmanlarının (krenler-vinçler) her daim emre amade olmaları ile sağlanabilir. Bu nedenle, hem iskele-rıhtım yapıları hem de özellikle vinçler, liman tesisleri için olmazsa olmaz uzuvlardır ve de limanların kaleleridir. Eğer, iskele-rıhtım yapıları hasarlanırsa hasarın boyutuna göre ilgili liman tesisi tamamen gayri faal duruma dahi geçebilir. Bu nedenle, öncelikli olarak iskele-rıhtım yapılarının depreme dirençli bir şekilde tasarlanmaları, titizlikle inşa edilmeleri ve koruma bakımlarının-kontrollerinin hassasiyetle yapılması gerek şarttır. Eğer liman tesisi, eski inşa edilmiş bir tesis ise güncel deprem şartnamelerine göre irdelenmeli ve de gerekli ise depreme dirençli hale getirilmesi için gereken revizyonlar gecikmeden yapılmalıdır.

Diğer taraftan, deprem etkileri ile vinçlerin de hasarlanması ve de gayri faal durumlara geçmesi büyük olasıdır. Bu durumda, limanlar hasarlanan ekipman sayılarına göre ya tamamen ya da kısmi olarak gayri faale, kullanılamaz duruma geçebilecektir. Eğer, hasarlanmalar Ship to Shore Gantry Crane (STS)’lerde gerçekleşir ise ve tamiri yapılamıyorsa, bu vinçlerin kısa sürede tedariği söz konusu olmadığı için bu durum çok daha uzun süreçler alacaktır. Onarım söz konusu olsa dahi, ekipman-komponent teminleri uzun zaman alacağı için, yine süreçler kısa sürede sonlanamayacaktır.

Mobil Liman Vinci ile çalışan limanlarda da deprem kaynaklı hasarlanan ekipman onarım süreleri, yine komponent teminlerindeki tedarik süreleri nedenleri ile önemli süreçlere neden olabilir. Tamamen hasarlanma durumunda ise, kiralık ya da hazırda bulunan yeni bir vinç bulunabilirse, bu vinç-vinçlerin tesise getirilmesi ile tesis en az duruşla süreci atlatabilecektir. Ancak yine de, bu vinçlerinde nakliye ve faaliyete alınması için önemli bir zaman dilimine ihtiyaç olacaktır. Ayrıca, günümüz şartlarında, bu ekipmanların da yeni imal güncel tedarik süreleri çok uzundur. İkinci el piyasasında da yeni ekipman kıtlığı nedeni ile talep çok fazla olup, ekipman bulunabilirliği çok kısıtlıdır.

Bu kapsamda, her halde liman tesisinin ekipmansız kaldığı zaman dilimlerinde tedarik zinciri kırılacak, hem o tesis zarar görecek hem de ülke ekonomisi büyük zararlar görebilecektir. Her şeyin başında ise en önemli noktalardan birisi ise insani yardımların aksama olasılığıdır. Ki bu durum, hiçbir şekilde telafi edilemez.

Bu ekipman hasarlanmalarına en iyi örneklerden biri ise, 06.02.2023 tarihindeki depremler silsilesinin İskenderun Bölgesi limanlarında yapmış olduğu etkiler olup, iskele-rıhtım hasarlanmalarının yanı sıra ekipmanların da önemli derecede etkilendiği ve bazı limanlarda ekipmanların gayri faale geçtiği bilinen bir durumdur.

Özellikle raylı vinçlerin (STS ve portal vinçlerin) bu depremlerden önemli derecede etkilendiği ve raylarından çıktıkları bilinmektedir. Aynı zamanda, vinçlerin diğer uzuvlarının da önemli derece etkilendiği bilinmektedir. Raylı vinçler yeterli seviyede sismik izolatör-friction damper sistemleri ile ya da uygun diğer sistemlerle donatılı olsa idi, belki de bu depremler silsilesinin ekipmanlar üzerindeki etki boyutları önemli derecede azalabilecekti. Bu nedenle, yeni alınacak vinçlerin yeterli seviyede sismik izolatörlerle ya da uygun yöntemlerle donatılı depreme dirençli olarak temin edilmesi ya da eski vinçlerin eğer uygulaması mümkün ise yeterli seviyede sismik izolatörlerle revize edilmesi, herhangi bir depremde oluşacak etkileri ya elimine edecek ya da minimize edebilecektir. Böylelikle tesislerin en azından duruş süreleri kısalabilecek, hem tesisin hem de ülkemizin tedarik zincirlerinin aksaması engellenebilecek hem de ülke ticaretinde oluşacak darboğazların önüne geçebilecektir.

Lastik tekerlekli Mobil Liman Vinçlerinde ise durum biraz daha farklıdır. Vinçler ayaklar-pedler üzerine kurulu olduğu için ilk darbeyi ayak silindirleri hisseder. Hidrolik yağın sıkıştırılabilme özelliği nedeni ile belki çok az miktar sönümleme olsa da, akabinde etki kule dönüş dişlisi mekanizmasına daha sonrasında ise kule ve boma doğru yol alır. En büyük hasarlanmalar ayaklar ve kule dönüş mekanizmaları üzerinde görülür. Ayrıca, vinçler dolgu zemin üzerindeki bölgelere kurulu ise ve bu dolgu zeminlerde çökmeler olur ise ayakların daha büyük zarar görmesi ve bu nedenle de vinçlerin devrilme durumuna dahi gitmesi muhtemeldir. Bu nedenle, vinçlerin bakım zamanlarında dahi zemin durumundan emin olunmayan saha alanlarına park edilmesinden kaçınılması yerinde olacaktır. Bunun yanı sıra, Mobil Liman Vinçlerine sismik izolatör uygulaması biraz zor bir konu olabilir. Ancak, deprem etkilerinin ekipmana olan etkilerini azaltabilecek yöntemler konusunda üretici firmalarla irtibata yerinde olacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye’de bulunan bir liman tesisine ait 2 adet STS’e monte edilen sismik izolatörler için yapılan çalışmalarda, gantry-yürüyüş yönünde deprem etkilerinin sismik izolatörle %5 azaldığı, trolley yürüyüş yönünde ise deprem etkilerinin önemli ölçüde elimine edildiği tespit edilmiş, bu nedenle maliyetlerde göz önüne alınarak, sadece trolley yürüyüş yönünde çalışacak şekilde sismik izolatörler tasarlandığı ve monte edildiği bildirilmiştir (1).

Sonuç olarak, iskele-rıhtım ve ekipmanlarının depremlerden en az şekilde etkilenecek şekilde depreme dirençli olarak tasarımlarının gerçekleştirilmeleri yönünde hareket edilmesi gerek şarttır. Ayrıca, özellikle vinçlerin yeterli sismik izolatörlerle ya da başka uygun sistemlerle donatılı olup olmadığı sorgulanmalı ve eğer donatılı değil ise nasıl bir önlem alınabileceği konusu tartışılmalı-irdelenmelidir. Bu yaklaşım, oluşabilecek deprem etkilerinin azaltılması yönünde önemli bir adım olacaktır.

Özellikle yaklaşan Marmara Bölgesi depremi…

Şekil 1. Sismik izolatör yapısı (1).

Kaynaklar:

1-     https://ajot.com/news/article/crane-seismic-isolation-system-provided-by-casper-phillips-associates-inc. Erişim Tarihi:10.04.2023