Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal eden bazı tarihi gemiler sıradan sayılmış ve hizmet dışı bırakılmakla kalmamış, Maliye Bakanlığı’na devredilerek parçalanmasının ve bir tarihi emanetin yok edilmesinin nasıl bir vebal olduğu idrak da olunmamıştır. Eski eserleri korumak, yaşatmak bir kültür işidir.
Bu nedenledir ki, asırlarca nice tarih ve kültür mirası eserler yok pahasına başka milletlere peşkeş çekilmiş ve “18 Mart 1915” tarihini bizlere birer gurur ve övünme kaynağı haline getirmiş olan Çanakkale Boğazı’nın iki yakasındaki top tabyaları hurdacılara satılmış, Çanakkale Boğazı’ndan aşağılara mayın döşeyerek İtilaf Devletleri harp gemilerinin batmasına, diğerlerinin kaçmasına neden olan komutanından ve erlerine kadar Nusret Mayın Gemisi, ve İstanbul’dan Çanakkale’ye Marmara Denizindeki İngiliz denizaltısı tehdidine rağmen, mayın ikmali yapan komutanından ve erlerine kadar Selanik römorkörü, artık ve artık doğru hatırlanmalı, doğru anılmalı ve “Kahraman” dediğimizde, kahramanın sadece bir gemi değil, Ona anlam veren, komuta edenler oldukları da idrak edilmelidir.
Bu belge çalışmam, birkaç senedir devam eden çok daha kesin bilgileri kapsamaktadır; Günümüzde sıradan bazı gemiler müze gemi yapılırken, yakın tarihi yeniden ve dikkatlice okuyarak bir hata düzeltilmelidir.
Özellikle okur-yazarlar belleklerinize lütfen artık kesin olarak kaydediniz; Bu satırdan sonrasını merak etmezseniz, okumaya devam etmeyebilirsiniz. Okumak ve merakınızı daha ayrıntıları ile gidermek isterseniz, buyurunuz okuyabilirsiniz;
Selanik/Konca römorkörü hakkındaki bu çalışmam önceki bilgilerle yayınlanmıştı. Fakat yakın zamanda tanışmak imkanını bulduğum Dz. Kuv. K.’lığı Gölcük Tersanesi Komutanlarımızdan Y.Müh. E. Amiral Şevki Şekerefeli ’ye teşekkür ederek çalışmamı yeniden düzenledim ve çok önemli olan belgelerle karşılaştım.
Vehbi Ziya Dümer 1935 yılına ait Deniz Mecmuası’ndaki makalesinin “ 18 Mart’a hazırlık”
bölümünde; Selanik mayın gemisi Kavaklar’da bulunan mayınlardan 24 tanesini Çanakkale’ye getirerek Nusret’e teslim etti” diye anlatmaktadır. Bu husus, 18 Mart 1915 tarihini doğru ifade etmek adına dikkatle kaydedilmelidir.
336 sayılı Donanma Mecmuasındaki, Vehbi Ziya Dümer makalesinde yer alan bu fotoğrafta “18 Mart Savaşının kahramanı Nusrat mayın gemisi” yazılıdır!
Nusret ve Nusrat karmaşası
Bu bölümde Nusret Mayın gemisini Osmanlı devlet belgesini esas alarak aktarmış olacağım. Böylece adı üzerindeki kararsızlıklarda kesinlikle sona ermiş olacaktır. Fakat Almanca belgede “Nusret değil, neden “Nusrat” olarak yazılmıştır, bu soruyu da cevaplayalım;
Bu husus Alman Tersanesi yetkililerine ait bir yanlış anlama değildir. Osmanlıca’da hakim hâle gelmiş olan Arapça kökenli kelimelerin okunuşunda farklı algılama son derece mümkündür. Bu nedenledir ki, Sadaret tarafından onaylanmış olan “Nusret” kelimesi, Alman Tersanesi’ne “Nusrat” olarak bildirilmiştir. Fakat bu mayın gemisi Osmanlı Donanmasına iştirak ettiğinde adı “ Nusret” olarak kaydedilmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri’ndeki adı da “ Nusret”tir.
Bu vesile ile Nusret Mayın gemisinin replikasının yeniden tasarımı ve inşa edilmesi safhası senesinde tüm gemi inşa sorumluluklarını üstlenmiş olan Gölcük Tersanesi Komutanı Y.Müh.Amiral Şevki Şekerefeli’ye tekrar hayranlığımı ifade ediyor ve teşekkür ediyorum. Osmanlıca olan bu evrakın yeni yazı ile içeriği şöyledir;
“Hariciye Nezareti Fenn’i Kıta ve Müstahkem Mevki Genel Müfettişliği Sayı- 832 Acizlerin ifadesidir ki, Almanya’da bulunan Germanya deniz inşa tezgahlarına sipariş edilmiş olan mayın dökme ve temizleme özelliklerine sahip geminin yakında suya indirilmesi yapılacağından isminin şimdiden belirlenip bildirilmesi bahsi geçen geminin yapımında görevli olan subaylar tarafından yazıyla bildirilmiş ve dairemize yukarıda bahse konu isminin verilmesi uygun görülmüştür. Vaziyetin yüce kumandanlık makamından sorulmasıyla Hariciye Nezareti tarafından tebliğ edilmesi, sadrazam iznine bağlıdır. Bu ferman emir sahibinindir.
20 Ekim 1912
Harbiye Nazırı namına Mustafa
Alt Belge:
Bâb-ı Âli Daire-i Sadaret Meclis-i Ma’rûzat Kalemi 2044 İrâde-i Seniyye Almanya’daki Germanya deniz inşa tezgâhlarında yapılmakta olan mayın dökme ve temizleme özelliği gemiye “Nusret” isminin verilmesi tasdik olunmuştur. Bu irâde-i seniyye getirilmesinden Sadrazamlık mâkamı mes’uldur.
31 Ekim 1912 - Sadrazam Kâmil. ”
4 Aralık 1913 günü tören vesilesiyle yapılan konuşma daha sonra yayınlanmıştır. Bu konuşmanın haber metni şöyleydi; Türk Donanması için onbeşinci yeni inşa olan mayın gemisi “Nusrat” 4 Aralık'ta Germania tersanesinde suya indirildi.
Kiel'deki Türk Konsolosu’nun resmî davetli olarak yer aldığı isim verme töreni, gemi inşa denetiminden sorumlu Deniz Mühendisi Mehmet Ali tarafından gerçekleştirildi. Türkler arasında pek yaygın olmayan köpüklü şarapla vaftiz edilmek yerine, tersaneden bir takım çıraklara, tercihen muhtaç çocuklara İslâmi bir kurala göre para hediye edildi. Vaftiz eylemi, gemi inşa görevlisi Baur tarafından bir konuşma yapılarak para keseleri çıraklara hediye edilmek üzere dağıtılmaya başlandı.
Baur şöyle seslendi;
Nusret mayın gemisinin 4 Aralık 1913 günü Stappellauf auf der Germaniawerft tersanesinde denize indirilmesine dair haber;( Kruppsche Mitteilungen-1912_Heft 49, Sayfa 214. Haber başlığı; Türkischer Minenleger Nusrat) ve törene katılan Deniz Mühendisi Mehmet Ali.
Genç arkadaşlarım!
Bütün ülkeler aynı adetlere sahip değildir. Almanya'da bir gemi suya indirildiğinde, gemi az çok genç veya az çok güzel bir bayan tarafından bir şişe şampanya ile vaftiz edilir. Gemi vaftiz töreninde en iyi şarapla güzel bir el ile güzel bir yolculuk yapmalı ve daha sonra tüm denizlerde eşit derecede mutlu bir yolculuk garanti edilebilir. Diğer ülkelerde kurbanlık hayvanlar kesilir, bu nedenle Doğu Asya'da tavuklar ve Orta doğu da eti daha sonra dağıtılan koyunlar kesilir. Vaftiz edimini bir hayır işi ile birleştirme geleneği özellikle güzeldir ve bu nedenle Türk yapı denetiminin önerisini sevinç ve minnetle alınan lansmana bir eylem eklemek için memnuniyetle takip ettik.Gemi İnşa denetimi, 20 genç çalışanımıza küçük bir hediye vermemizi önerdi. Bu talebi yerine getirmekten mutluluk duyuyoruz. Türk geleneğine göre kırmızı kurdele ile beyaz keselerde verdiğimiz küçük para hediyesinin, daha fazla özenli ve verimli çalışma için sizler için bir teşvik ve aynı zamanda mayın geminin indirme töreninin dostça bir hatırlatıcısı olacağını umuyoruz. Nusrat 'Cennetin Kaderi' anlamına gelmektedir. Bu isim gemiye şans getirsin ama aynı zamanda bu küçük hediyeyi bugün alacaklar ve gemide çalışanlar için kendi geleceğiniz için mutlu bir önsezi olabilir.
Parasal hediyelerin dağıtılmasının ardından isim verme babası Deniz Mühendisi Mehmet Ali vaftiz konuşmasını Almanca olarak yaptı:
Bu geminin vaftiz edilmesi için hükümetim tarafından görevlendirmem ayrıcalığına ve onuruna sahibim. Öncelikle, bu geminin inşası için Almanya'nın ilk tersanesi olan Germania tersanesini tasarladığı ve bana bunu yapma fırsatı verdiği için hükümetim adına teşekkür ediyorum. Deniz Kuvvetimizin hizmetine bu kadar başarılı bir şekilde hizmet veren tersaneyi gemiler inşa ederek tanımak, böylece siz ve tersane arasında uzun süre iyi ilişkilerin devamı söz konusudur. Ayrıca, Alman tersanesine, hem daha önceki gemi inşa siparişlerinde hem de önümüzde yatan gemide, donanmamıza her zaman yaptığı mükemmel çalışmalar için teşekkür ederim. Bu vesileyle, Sultanın sağlığı ve Osmanlı İmparatorluğu Donanmasının geleceği için en iyi dileklerimi sunmak isterim. Bunun üzerine yeni inşa edilmiş gemi, orada bulunanlardan üç defa ‘hurra’ tezahüratla suya indirildi.
Ben bilmem, dedem bilir…
Nusret Mayın gemisinin ortalıkta bırakılan ismi konusunda ciddiyetsizlik vardır. Değişik yıllara ait yayınlarda yer alan bazı fotoğrafları örnek olarak vermek isterim; Monitor Gazetesi’nin birinci sayfasında felaket şöyle verilmiştir; “ÜÇ MÜTTEFİK HARP GEMİSİ ÇANAKKALE’DE BATTI- British Admiralty’i raporuna göre Çanakkale Boğazı’na mayınlara çarparak batan Irresistible, Ocean ve Fransız Muharebe Gemisi Bouvet.”
The Atlanta Constitution Gazetesi’nin birinci sayfasındaki başlık şöyledir; “ Müttefikler’e ait üç harp gemisi Türk mayınları ile dibi boyladı…”
Bu felaketi yaratan, o harp gemileri yanında bir taka gibi kalan “ Nusret” Mayın gemisidir.
Şaşkınlıklar ülkesinde
Donanma Cemiyeti Mecmuası’nın kapağında Nusret Mayın gemisi diye yazılıdır.
Donanma Mecmuası’ndaki bu fotoğrafta Nusrat Mayın Gemisi Çanakkale’de yazılıdır.
İstanbul Deniz Müzesi’nde sergilenen iki gemi levhasından biri Cumhuriyet öncesinde aittir ve “Nusrat 1915” yazılıdır. Bu levha 18 Mart 1915 tarihi nedeniyle hazırlanmıştır. Cumhuriyet devrine ait gemi levhasında gemi adı “Nusrat” yazılıdır.
Devlet arşivindeki belgelere istinat ederek, bu mayın gemisinin adının “Nusret” olduğunu yazıyorsunuz ama karşınıza bir fotoğraf çıkıyor; Fotoğrafta elyazısı ile “Ablama, Sönmez muhabetlerim. 13.12.1933 Reşat…” el yazısı okunuyor. Fakat önemli olan başındaki şapkada “ T.C.G. Nusrat” yazılı olması.
T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın 18 Nisan 2024 tarihli “TCG NUSRET Müze Gemisinin Liman Ziyaretlerine İlişkin Basın Duyurusu” şöyle; “TCG NUSRET müze gemisi, 20 Nisan-7 Haziran 2024 tarihleri arasında Ege ve Akdeniz’i kapsayacak şekilde 18 farklı limanda halkın ziyaretine açılacaktır.” İstanbul Deniz Müzesi ile Çanakkale Deniz Müzesi’nin Nusrat yazılı gemi levhasının altına veya yanına bir açıklama koyması gerekir. Halimize “Güler misiniz, ağlar mısınız.