Denizci öğrenciler takdiri hak ediyor

Bu sektörün çok toplantısına, çalıştayına, kongresine, konferansına, açılışına, kısacası hemen hemen her etkinliğine katılmışımdır. En doğru ifadeyle davet edildiğim her etkinliğe gittim… Elbette her seferinde kendi naçizane değerlendirmelerimi de yaptım; beğendiklerim de oldu “daha iyi olabilirdi” dediğimde. Ancak “kendini aşmış” diye nitelendirdiğim nadir etkinliklerden birine yakın geçmişte şahit oldum: Aqua Chartering’in isim sponsorluğunda gerçekleşen 21. Ulusal Denizkızı Kongresi…

 

Her şeyden önce bu etkinliği gerçekleştiren gençlerimizi, Türk denizciliğinin yarınları olan sevgili öğrenci kardeşlerimizi, canı gönülden tebrik ediyorum çünkü; disiplinleri, yaptıkları işe olan saygıları, merakları, heyecanları ve profesyonel yaklaşımları çok daha fazlasını hak ediyordu. İmtina ederek yazacağım çünkü polemik çıksın istemiyorum lakin üç gün boyunca izlediğim bu çalıştay, sektör STK’larının yaptığı çoğu çalıştaydan daha iyiydi. Gerek seçilen panel konuları ve panelistlerin konuşmaları, gerekse de sektör sorunlarını ele almaları ve cevap bekledikleri sorular tatmin ediciydi. Bu vesileyle hemen bir parantez açıp DÖDER yönetimi ve ekibini de tebrik etmek ve kendilerine başarılar dilemek isterim.

 

Tatmin olmadığım bir iki mevzu var tabii

 

Bu gençler bilgi ve tecrübe edinmek için lütfetmiş bazı isimleri protokol olarak çağırmışlar. Ne var ki ya bizim memleketin havasından suyundan ya da artık bilemediğim bir enstantanesinden kaynaklanan bir protokol sorunsalı var: Üstten bakmak, alakasız mevzulara girmek, kendilerine ayrılan süreyi hiç etmek gibi… Bunlar yaşanmadı mı, yaşandı. Keşke yaşanmasaydı çünkü gençlerimiz bir yandan korku ve tedirginlik içindeler diğer yandan heyecanlılar. Esasen azıcık empati, birazcık tevazu kimseden bir şey götürmüyor… Her fırsatta dile getirdiğim bir mevzu var. O da fırsat eşit(siz)liği… Öyle herkesin ağabeyi, dayısı, amcası yok kol kanat gerip ezmeden büzmeden sektör aktörü yapacak… O gün orada olan birçok öğrenci yarın öbür gün dişiyle tırnağıyla bir yerlere gelmek için çabalayacak. Kimileri şirket sahibi, kimileri sektör profesyoneli olacakken kimileri de Denizcilik Genel Müdürümüz Sayın Ünal Baylan’ın koltuğunda oturacak… Sağ olsun Baylan bu durumu da çok güzel izah etti. Ne dedi; “Bakın çocuklar, bizim okulun (KTÜ) birincisi aşağıda, ben buradayım” dedi… Ne demek istedi? Kendinizi çok yıpratmayın, rahat olun, fazla bilgi sahibi olmanıza gerek yok, kimin nerelere gelebileceği çoktan belli… Demek istemedi sanırım!

 

Eski bürokratlar mumla aranır oldu

 

Genel Müdürümüzün konuşması benim yıllar içerisinde şahit olduğum pek çok mevzuyu hafızamdan bir bir bulup çıkarmama neden oldu. Gerçi hala daha şahit oluyorum… Böyle devam ettiği sürece de şahit olacağım gibi görünüyor. Affınıza sığınarak azıcık da bu mevzuya değineyim istiyorum: Bence Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın yanına ne zaman ki “Denizcilik Genel Müdürlüğü” eklendi, işler tersine döndü. Denizciler, devletin kendilerini çok daha iyi anlayacağını, bürokrasinin de hızlanacağını umut ederken (bence) eski bürokratları ve geçmişin bürokratik sürecini mumla arar oldu.

 

Neden mi?

 

Çoğu zaman Oda Meclisimizi varlığıyla şereflendiren kıymetli eski ve yeni bürokratlarımız, alkışlarla geldiler, plaketleriyle döndüler… Çoğu kendi söylemek istediklerini güzelce anlattı amma velakin dinleme nezaketinde bulunmadı. Tabii ki yoğunlar, elbette işleri başından aşkın, şüphesiz ayıracak vakitleri de yoktu! Olsaydı bu sektörün sıkıntıları çözüme kavuşur muydu? Belki yine kavuşmazdı ancak sektörden de bu kadar bihaber olunmazdı.

 

Peki ne kadar bihaberler?

 

Bu gözler ve kulaklar bir meclis toplantısında Türk denizcilerine, Türk denizcilik tarihini ve sektörün hacimsel büyüklüğünü anlatan bakan yardımcısını izledi ve dinledi. O gün orada Türk denizcileri, seslerini duyurmak, sektörün artılarını ve eksilerini anlatmak isterken kısa bir tarih dersiyle sınıfta kaldılar. Daha ne olsun?

 

Son olarak GİSBİR Başkanı Murat Kıran’ı harcadığı emek ve sahip olduğu vizyon sebebiyle tebrik ediyorum. Kongreye katılım sağlayan GİSBİR İnsan Kaynakları Komisyonu’ndan Cumhur Kuter ve Melisa Yılmaz, gemi inşa bölümünde okuyan bütün öğrencilerin zorunlu stajlarını karşıladıklarını ve bu bölüm için staj sorunu olmadığını üstüne basa basa dile getirdiler. Gönül ister ki bu sektöre adım atmak isteyen her öğrencimizin staj diye bir sorunu olmasın artık…

Kalın sağlıcakla...