Konteyner limanlarında doğru kapasiteler için doğru yaklaşımlar gerekiyor

Pandemi sürecinin etkileri ile beraber ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada kapasite sorunlarının ortaya çıktığı tüm taraflarca bilinmektedir. Bilim insanlarınca da ifade edildiği üzere, bu pandemi ne ilk ne de son pandemi olacaktır. Bu kapsamda, ülkemiz limanlarında oluşacak olası kapasite ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için, öngörülen yeni yatırımların zamanında yapılma gerekliliği ile beraber, mevcut tesislerin de gerekli kapasite artışlarına hızlı cevap verebilecek bir şekilde hareket etmeleri gerekli olacaktır. Her durumda tesis kapasitelerinin ve konumlarının ön plana çıktığı açıktır.

 

Ülkemiz limanlarının da güncel koşullarda dar alanlarda konumlandığı ve bazılarının genişleme imkânı olmadığı görülmektedir. Her koşulda ne kadar çok geri sahada kara depolama alanları inşa edilse de, önemli olan deniz tarafındaki kapasitelerdir. Liman kapasite kullanım oranları/yoğunluğu özellikle iklim krizleri nedeni ile daha da önem kazanırken, verimlilik kavramlarının ülkemiz limanları için tartışılmasına yol açmaktadır.

 

Bu kapsamda, eğer deniz tarafında tesisin genişleme imkanı yoksa, tesis Reach Stacker’lardan RTG’lere, RTG’lerden RMG’lere, daha da ilerisi olarak günümüzde ilk prototipi devreye alınan, çelik rulo bobinlerinin depolanması mantığından yola çıkan High Bay Storage (HBS) sistemlerine yönelinmesi durumları değerlendirilmelidir. Burada önemli olan, HBS tip depolama sistemlerinin dar alanda yüksek kapasite kullanım oranlarının yanı sıra, tam otomasyon/otonom yönetim sistemleri ile beraber ön plana çıkmasıdır.

 

Her konteynere direk ulaşım kabiliyeti dikkat çekicidir. Bununla beraber iklim krizlerinin sonucu olarak doğa olaylarının şiddetinin artması ya da artma olasılıkları göz önüne alınacak olunursa, özellikle şiddetli rüzgarlara maruz kalan ya da kalma ihtimali yüksek olan tesislerde güvenli istifleme ve elleçleme operasyonlarının gerçekleştirilebileceği görülmektedir.

 

Diğer taraftan sürdürülebilirlik kapsamında yeşil enerji kullanımının rahatlıkla uygulanabileceği çatı sistemleri yine HBS’lerde dikkat çekicidir. Bu durumda HBS uygulaması yeşil yaklaşımların gelecek için önem arz ettiği günümüzde, bir avantaj olarak karşımıza çıkacaktır.

 

Sonuç olarak, ülkemiz limanlarının dünya limanları ile hem kapasite hem de verimlilikte rekabet edilebilir seviyelere erişebilmesi için, doğru zamanda doğru adımların atılması, ancak, yeni teknolojilerin titizlikle irdelenerek her daim göz önüne alınması ve doğru fizibilitelerle uygulanabilirliklerinin titizlikle irdelenmesi ve de olumlu sonuçlar alınması durumunda uygulanması yönünde gerçekleştirilecek çabalar, yerinde bir davranış şekli olacaktır.  

           

Dr. Tarık Efe Kendir - Liman Profesyoneli