Armatör tabi ki para babasıdır!

“Denizcilik sektörü artık sütunlarınızda daha olumlu yerler bulmak istiyor”

 

Yukarıdaki söz İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’a ait. Sayın Çakır’ın bu sözü, Türk armatörlerinin neden gemilerinde yabancı bayrak çektiklerine dair basında yer alan eleştirileri de çok güzel özetliyor. Ben de Sayın Çakır gibi bu olayın sadece armatörün yabancı bayrak tercih etme mevzusundan çok daha öte olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa ortada algısal bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı da Türk denizcilik sektörünü, ne Türk basınının ne de Türk halkının bilmemesi, tanımaması yaratıyor. Biz daha denizcilik sektörünün ülkemize kazanımlarını halkın büyük kısmına ve ekonomi basınına anlatamamışken sektörün çok uluslu ve çok kültürlü yapısını nasıl bilmelerini sağlayabiliriz ki!?

 

Şimdi, elimize bir mikrofon alsak ve halka “armatör kimdir” diye sorsak en çok alacağımız cevap “para babası” olacaktır. Bu tersaneci için de böyle, geçiyorum limancıyı, ikmalciyi… Peki, halkın böyle gördüğü bir sektörü basın nasıl şekillendirecektir? Tabi ki halkın gözüyle... Süreç böyle olunca armatörlerin kucağına düşen bomba; ‘para babası armatörler, devlete daha az vergi ödemek için gemilerine yabancı bayrak çekiyorlar’ oldu.

 

Peki, bu algı değişir mi? Bana kalırsa bu algı kolay kolay değişmez. Ayrıca var olan bu algı tamamen yanlış da değil. Neticede denizcilik sektörü ciddi sermaye gerektiren bir sektör. Ama bahsetmek istediğim nokta bu değil. Sektör olarak kendinizi anlatırken kurduğunuz cümlelerin ne kadar farkındasınız? Yabancı bayrak çekme konusunda yapılan açıklamalarda; bir geminin günlük giderinin 5-6 bin dolarlar civarında veya üstünde olduğunu söylemeden meramınızı anlatamıyor musunuz? Sizin geminizin günlük gideriyle ilgileneceklerini düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Ayrıca neden ilgilensinler ki? Ben böyle yazdım diye bana kızabilirsiniz belki ama sektörün para ile olan bağlantısı hemen hemen her noktada vurgulanıyor. Örneğin eğitim mevzusu. Bu sektörde “denizcilik okuyun, iyi maaş kazanın” PR’ı yapılmadı mı? ‘Yok, olur mu öyle şey?’ diyen varsa şu internette şu başlıkları aratsın: 2 bin dolar maaşlı işe sokacak (Milliyet), 3 bin dolarlık maaş umudu Piri Reis’e tercih patlaması yaşattı (Hürriyet), Maaşları 2 bin dolar, işleri hazır! (Uzman Para - Milliyet).

 

Bu haberlerden inanın daha çok var. Bunlar, insanları dolandıran iş ilanları da değil. Bir haberde eski başkanımız konuşmuş, diğerinde üniversitemizin eski rektörü. Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum, bu başlı başına bir yazı konusu bana kalırsa.

 

Gelelim şu mevzuya! Türk armatörü yabancı bayrak kullanmakta haksız mı? Ne haklı ne de haksız. Ortada duran kocaman bir dünya gerçeği var. Yabancı bayrağı kullanan sadece Türkiye değil! Yunanistan filosunun yüzde 84’ünün, Japonya filosunun yüzde 86’sının, İngiltere filosunun yüzde 84’ünün, Almanya filosunun yüzde 91’inin, Çin filosunun yüzde 68’inin yabancı bayrak kullandığı dünya denizcilik gerçeğinde Türk filosunun yüzde 75’inin yabancı bayrağı tercih etmesinin neresi kötü olabilir? Buradan İMEAK DTO Başkanı Sayın Tamer Kıran’ın açıklamasından yola çıkarak bir iki şey daha yazmak istiyorum. Eğer Türk denizcilik sektörü rakipleriyle yarışacaksa elbette ki oyunu kurallarına göre oynayacak. Keza, denizcilik sektörü kabotaj sınırları dışında uluslararası bir sektör. Ülkesi, dili, dini olur mu? Bence olmaz. Oluru nedir? Tabii ki ülkesine yarattığı kazanımlardır. Bunun içerisinde istihdamdan döviz girdisine, sanayiden yarattığı iş hacmine kadar her bir kalem bu ülkenin kazanımları listesindedir.

 

Armatörün yabancı bayrak tercih ederken ortada kaçırdığı bir vergi falan yok. Ortada armatöre ağır gelen bir vergi yükü var ama armatör bu vergi yükünü omuzlasa bile yabancı bayrağın birçok avantajı daha bulunuyor. En başta, armatör yabancı bayrak seçerek ülkemizde ne yazık ki bitmek bilmeyen bürokrasi süreciyle karşı karşıya kalmıyor. Yadsınamaz bir diğer avantajı finansman. Yabancı bayrağa bankaların sağladığı finansal desteği göz ardı edilecek gibi değil. Bir de elbette yabancı bayraklı geminin uluslararası limanlarda daha az sorunla karşılaşması çok ama çok büyük bir avantaj. Şimdi tüm bunlara rağmen neden Türk armatörü tu kaka oluyor onu düşünelim derim.

 

Ve son olarak,

  • İskenderun Teknik Üniversitesi Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda dergimize yazdığı yazılarıyla değer katan Prof. Dr. Soner Esmer, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı danışmanlık görevine atandı. 7 Deniz Ailesi olarak Hocamıza başarılar dileriz.

 

Kalın sağlıcakla…