Pandemi sebebiyle ertelenen TÜDEV’in 2020 Yılı Olağan Seçimli Genel Kurulu 16 Haziran’da yapıldı. Başkan Tamer Kıran konuşmasının bir bölümünde TÜDEV’e yapılan inceleme ile Piri Reis Üniversitesi hakkındaki iddialara değindi. Bu iddialar geçmiş yazılarım içerisinde var. Öyle az buz da eleştirmemişim ki, o eleştirilerimin hala da arkasındayım… Yeri gelmişken tekrar yazayım: TÜDEV’in varlık amacı sadece Piri Reis Üniversitesiyle sınırlı olamaz, olmamalı. Artık Piri Reis Üniversitesi kendi ayakları üzerinde durmalı ki, 3 yıl içinde duracağı söyleniyor. Şayet geçmiş dönemde TÜDEV’in aldığı kararlarda usulsüzlük veya yanlışlık iddiaları varsa düzeltilmeli ki, bu olayın da yargıya intikal ettiğini hepimiz biliyoruz. Bilmediğim bir şey vardı onu da öğrendim: Cengiz Ağabey, TÜDEV’e kayyum atanmasını istemiş. Yakışmış mı? Tabii ki yakışmamış. Öyle ya, yargıya intikal eden mevzular da, eleştirdiklerimiz de geçmiş yönetimi ilgilendiren hususlardı. Tamer Başkan ve yeni yönetimin suçu neydi ki Cengiz Ağabey’i gemileri yakmaya kadar götürdü diye düşünürken “en iyisi arayayım” dedim. Onca emeğin, çabanın ve başarının çöpe atılmasını ciddi ciddi istemek akıl karı değil.
Neyse, kendisiyle yaptığım yedi dakikalık konuşmanın özüne geleyim: Anladığım kadarıyla Cengiz Ağabey, yargıya intikal eden konuların hala takipçisi. Bu olayın zaman aşımına uğramasını, üstünün örtülmesini istemiyor. Konuyu haliyle avukatı takip ediyor ve önüne gelen dosyayı okumadan imzaladığı için TÜDEV’e kayyum atanması talebi/hatası yaşanıyor ki kendisi de bunun bir “yanlış” olduğunu kabul ediyor ve bu yanlışı düzeltmek için avukatı aracılığıyla itiraz edeceklerini belirtiyor. Diğer taraftan Tamer Başkanın, Genel Kurulda isim vermeden kendisini kastederek yaptığı konuşmadan da incinmiş durumda. Şimdi, bu açıklamayı kabul edersiniz, etmezsiniz orayı bilemeyeceğim ama ben kendi hatasını kabul eden ve hepimizin büyüğü olan birini incitecek daha fazla şey yazmayı uygun görmüyorum. Sadece şu kadarını yazacağım; Cengiz Ağabey’in bu açıklaması beni pek tatmin etmedi, daha doğrusu beklediğim cevap tam olarak bu değildi. Bilmeliydi ki, Kayyum ataması TÜDEV’in ve akabinde üniversitemizin geleceğinden çalacak bir olayın yaşanmasının hiç kimseye bir gram faydası olmayacağı bariz. Zararının ise bugünlerden yarınlara kadar uzanacağı ortada. Neyse bu tatsız olayı bir kenara koyuyor ve bu olayın bize neler gösterdiği hususuna değinmek istiyorum.
Görünen o ki Tamer Başkan, sektörü etiyle kemiğiyle bir arada tutmayı başarıyor. Bir yandan mevcut sıkıntılarla ve işlerle ilgilenirken diğer yandan geçmiş dönemin ceremesini çekiyor. Doğal olarak da enerjisinin bir kısmını oraya aktarıyor. Tüm bunlara yetişebilmenin kolay olduğunu hiç sanmıyorum. Hazır yeri gelmişken bir kez daha Başkan ve ekibini tebrik ediyorum.
Bir de TÜDEV Genel Kurulu’ndan neler anladığıma değineyim diyorum:
- En başta geçmiş dönemde eleştirdiğim DTO’nun var gücüyle Piri Reis’i finanse etmesi hususuna değineyim. Başkan’ın konuşmasına istinaden Piri Reis’in önümüzdeki üç sene içinde 35.2 milyon dolarlık borcunu ödeyeceğini ve DTO’nun daha az katkısının olacağı bir mali yapıya bürüneceğini görüyorum.
- DTO, TÜDEV ve Piri Reis Üniversitesi arasındaki bağlarının daha da güçlenmesi için birtakım adımlar atılmış ve bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü ile sözlü istişareler gerçekleştirilerek Vakıf Senedi Değişikliğine gidilmiş.
- Yargıya intikal eden Samsun Gemisinin alınması ve kiralanması, Katar Projesi ve Ankara Gemisinin alındıktan sonraki bakım onarım masrafları konularından sadece Ankara Gemisi mevzusunun yargı süreci hala devam ediyor. Diğer iki husus, incelemeye tabii tutulmuş ve herhangi bir işleme tabii tutulmamış. Oda, devam eden yargı sürecini bekliyor ve herhangi bir işlem yapmıyor.
- Ve son olarak bütün bu tartışmaların gölgesinde Piri Reis Üniversitesi başarılı bir grafikle yoluna devam ediyor.
Kalın Sağlıcakla…
İbrahim Kocamış /7deniz
