Prof. Dr. Oral Erdoğan sunumuna başlamadan önce geçtiğimiz aylarda yaptığı değerlendirmelerde özellikle enflasyon konusunun çok ciddi bir problem haline geleceğini, bundan önce yaptığı son sunumda da resesyon olasılığının hatta stagflasyon olasılığının olduğunu söylediğini hatırlattı. Erdoğan, “Son birkaç aydır takip ediyorsanız çok ciddi bir şekilde küresel anlamda bir kriz mi geliyor söylentileri var. Bugün biraz ona cevap vereceğim zannediyorum. Dünya ekonomisinde bizim dışımızda da herkesin itibar ettiği, IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar tahminlerini yapıyorlar. Reel büyüme anlamında dünyada 2021’de 2020’ye göre düzeltmeyi yaparak yüzde 6.1 büyüdükten sonra 2022 de yüzde 6’lık bir büyüme öngörülüyor. Bu da yavaş yavaş hafif düşürülüyor. Bu büyümeyi ana tetikleyen faktörün de aslında Amerika olduğu anlaşılıyor” dedi.

 

Kürsel anlamda ekonomide ne bekleniyor?

 

Beks Denizcilik'ten yaptırımlara karşı bayrak değiştirme hamlesi Beks Denizcilik'ten yaptırımlara karşı bayrak değiştirme hamlesi

Prof Dr. Erdoğan, “2024’te de nispeten büyümenin yavaşlayacağı bekleniyor. Hatta küresel anlamda zaten yüzde 2,5-3 gibi bir büyüme resesyon gibi bir şeydir. Bazı ülkelerde en azından resesyon olacak anlamına da gelebilir. Sanki IMF resesyon resesyon beklentisi içinde.  Burada yazmıyor söylemiyor ama aynı uzmanlarının kanaatlerini biliyoruz bu yönde olduğunu. Küresel enflasyonun gerçekten yüzde 7.4 ile tarihi bir düzeyde olduğunu görüyoruz. Amerika enflasyonunu başta etkileyici faktör olarak Avrupa Birliği hemen hemen buna eşlik ediyor. Diğer ülkeler aslında o derece yüksek enflasyonda değil aslında başta Çin olmak üzere. Yüksek enflasyonlu yaşamaya alışmaya çalışılan bir dönem yaşıyoruz. Bunun geçici olması temenni ediliyor. Ona yönelik iktisatçıların finansçıların görüşleri var. Dünyada bir tarafta büyük bir enflasyon, diğer tarafta da ciddi bir ticaret büyümesi yaşanıyor. 2021 yılında hizmet hariç mal ihracatının yüzde 22,94 gibi tarihi bir artış gösterdiğini görüyoruz. Küresel anlamda baktığımızda tüm ülkelerin tek yönlü ihracatının toplamı dünya ticaretini ifade ediyor. O rakamın da 21 buçuk trilyon dolara geldiğini görüyoruz. Bu tabi kime çok yarıyor, sizlere yarıyor. Yüzde doksanı denizlerde taşınan dünya ticareti dediğimiz zaman ağırlıklı olarak da bu sektörde bir hareket oluyor” şeklinde konuştu.

 

Talep artınca arz aynı hızda hareket edemiyor

 

Erdoğan, “Klasik olarak bildiğimiz arz tarafı yani gemi ve liman hızla artırılamadığı için 2 tane konu çıkacak fiyatlar yükselecek yapacak ve tedarik zinciri denen problem ortaya çıkacak. Doğal bir sonuçtu bunlar. Yani gemi fiyatlarının navlunların, gemi kiralamaları ciddi bir şekilde yükselmesi gerekirdi. Talep anormal çıktı, ticarette arz o derece hızlı cevap veremez. Şimdiki tehlike ne? Geçmişte yaşadığınız gibi. Bu talep böyle devam edecekse biz de hızla yatırımlara girelim. Gemi yapalım, liman yapalım, sonra da tamamlanmamış gemilerle karşılaşalım. Önceden yaşandığı için bu sefer daha tedbirli değerlendirilecektir diye düşünülüyor. Bu konuda tedbirli gidilmeye çalışılıyor. Çin, dünya ticaretinde payı hızla artarak dörtte bire kadar gelmiş durumda. Yani dünya denizciliği canlanıyorsa Çin’e dua etsin gibi bir durum oluşmuş son yıllarda. Bu anlamda Çin ile ilişkileri sıcak tutmakta fayda var. Çin ve Amerika arasındaki ticaret hacmi de Çin'in lehine hızla gelişiyor. Bu anlamda dünya ticaretini domine eden Çin, aynı zamanda dünya ekonomik büyümesini de domine edecek duruma gelebilir mi sorusu tartışılıyor. Yani dünya ticaretine Çin hakim durumda ama mevcutta olan Amerika’nın ekonomik hâkimiyeti Çin’e geçebilir mi diye bir soru var” ifadelerini kullandı.

7DENİZ / ÖZEL

SUNUMUN TAMAMINI AŞAĞIDAKİ LİNKTEN İZLEYEBİLİRSİNİZ

Editör: Haber Merkezi