Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, DTO Eylül ayı Olağan Meclis Toplantısında, Türkiye ve Dünya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Türkiye’nin gelişmekte olan 5 ülke ekonomisinde yer alması gerektiğini vurguladı. Yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 11 – 11.5 seviyesinde olacağını, döviz kurlarının da düşmeye devam edeceğini söyledi.  

 

Prof. Dr. Oral Erdoğan: “Dünya yüzde 5 büyüme seviyesinden yüzde 3 - 3.5 büyüme seviyesine düşmüş durumda. Dünya yavaşça büyüyor. IMF; 2019 - 2020 için yaptığı tahminlerini aşağı yönlü revize ediyor. Büyüme de aşağı yönlü bir seyir olacak. Enflasyon verilerine baktığımızda gelişmekte olan ülkelerde büyüme artacak, gelişmiş ülkelerde ise büyüme durağanlaşacak. Teknolojik gelişmeler ve seri üretim ile beraber enflasyonda düşüş görülmekte. Belirsizlik endeksinde bir yükselme var. 2018 yılı ile başlayan ticaret savaşları, borç ile büyümeyi doğurdu. Bu kadar borcu artıran bir anlayış varsa ve bunun arkasında da ABD varsa borçluların borcunu ödeyemeyeceği bir dönemde gelmiş olacak. Bunu göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

 

‘ABD, borcu artırmayı siyasi olarak kullanabilir’

 

Tabii bu borç ödeyememe toplu bir şekilde değil kısım şeklinde olacak. Bu da ABD açısından siyaset olarak kullanılmaya açık bir alan olarak düşünüyorum. Üretimin ciddi anlamda arttığı; ama bu talebin karşılanamadığı bir dönem içerisindeyiz. Bu 3 şeyde toplanıyor: Yüksek Borçluluk. Yüksek Borçlu olanlar talep yapamıyor. Aynısı hane halkı içinde geçerli. Gelir dağılımı sorunları. Gelir dağılımı sorunu da yüksek geliri olanlar para harcamayarak mutlu oluyor. Yüksek geliri olmayanlar da ihtiyaçlarını borçla karşılamaya çalışıyor. 3. Faktör de demografik. Nüfusun belirli bölgelerdeki yaş ve coğrafya dağılımı ile ilgili sıkıntılar. Çin - Asya etkisi de Dünya ekonomisini etkiledi. Teknolojik gelişmelerde hızlı reformlar yaşanıyor. Bu da işsizlik ve istihdam alanında azalmaya neden oluyor. İngiltere, Avrupa, Japonya’da yatırım alanında daralma görülüyor.

 

 

‘ABD ekonomisi krizden çıktı’

 

GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı

Gelişmekte olan 5 ülke ekonomisine bir türlü Türkiye’yi sokamadık. Bu 5 ülke şu ülkelerden oluşuyor: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika Cumhuriyeti. Hindistan’ın ekonomisinin canlı olduğunu görüyoruz. Brezilya, Rusya ve Çin’in sıkıntı bölgesinde olduğu görülmekte. Emtia fiyatları zayıflarsa ekonomiler yavaşlıyor. ABD Başkanı Donald Trump: “Doların değeri düşsün Dünya ekonomisi rahatlasın” diyordu. Türkiye faiz oranlarını düşürür, enflasyonu aşağıda tutar, TL’sini de aşırı değerlendirmezse ekonomide hızlı bir ivme yakalamış olacak. ABD ekonomisi krizden çıktı. ABD ekonomisinde kriz yok. Ayrıca ekonomideki eğriyi de yanlış yorumluyorlar. ABD, faizi; 25 baz puan da indirebilir. Türkiye ekonomisi son 2 çeyrektir büyüdü. Türkiye ekonomisi son 2 çeyrektir toparlandı. İnşaat sektörü son 3 çeyrektir hızlıca daralıyor. Ekonomide duran sektör; inşaat sektörüdür. Kamu bankalarının konut sektörünü canlandırması istendi; ama kamu bankaları bu konuda istenilen adımı atamadı. İşsizlik oranı asıl sorun. Asıl amaç refah düzeyini arttırmadır.

 

‘Döviz rezervimiz fazla olmalı, bu konuda çalışmalıyız’

 

Özel bankalar neden kredi vermiyor? Bunu araştırmak lazım. Tüfe’de enflasyon verisinde yüzde 15’e düşüş var. Gelecek ay enflasyonda, bu yüzdenin 11’e düşmesi bekleniyor. Sene sonunda enflasyonu; yüzde 11 - 11.5 ile kapatacağız. Merkez Bankası 200 baz puan indirebilir. Bunu çok büyük olasılık diye tahmin ediyorum. Bu durum Döviz kuruna da yansıyacak. Kurda düşüş yaşanacak diye tahmin ediyorum. Kamuda da asıl sorunumuz tasarrufun yeterli olmayışı. Türkiye seçime giderken parayı fazla bastı. Parayı fazla bastığı için diğer paranın değeri arttı. Döviz rezervimiz fazla olmalı, bunun için çalışmalıyız” şeklinde konuştu.      

 

7DENİZ – ÖZEL

Editör: Haber Merkezi