Uluslararası Bunkerciler Birliği’nin (IBIA) İstanbul’da düzenlenen toplantısında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, deniz yüklerinin yüzde 85’i ve petrol ve türevlerinin de yaklaşık yüzde 97’sinin deniz yoluyla yapıldığını belirterek, bu durumun ticarette, uluslararası ilişkilerde ne derece önemli olduğunu gözler önüne serdiğini kaydetti.

 

Dünyada üretilen ham petrolün yaklaşık yüzde 30’dan, doğalgazın yüzde 50’den fazlasının denizlerden sağlandığının ve bu oranın da gün geçtikçe arttığına işaret eden Dursun, “Denizler ve okyanuslar içinde Akdeniz havzası, Karadeniz, Ege Denizi ve Adriyatik dahil olmak üzere deniz satıhlarının yaklaşık yüzde 1’ine sahiptir. Ama bunun karşılığında Akdeniz havzası dünya deniz pastasından yüzde 25’in üzerinde bir pay almaktadır. Tabi burada ülkemiz stratejik açıdan da iki önemli rol üstleniyor. Bunun biri sahip olduğu su yollarıyla ön plana çıkması ikincisi ise kara taşımacılığında da ülkemiz Asya ve Avrupa arasında da bir köprü vazifesi görmesi” dedi.

 

Türkiye’deki yakıt ikmallerinin yüzde 90’dan fazlasının İstanbul’dan yapıldığına işaret eden Dursun, “İstanbul Boğazı’ndan 2013’te yaklaşık 43 bin geminin geçerken bunkercilerimizin yaptıkları 1.4 milyon tonluk bir ikmal vardı. 2017’ye geldiğimizde gemi tonajlarının artması nedeniyle gemi sayısında kısmi düşüş olsa da bu rakam 2.8 milyon tona çıkmıştır. Son 5 yılda bunkercilerimizin satışları yüzde 100 arttı. 2017 itibariyle de İstanbul Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’in en büyük ikmal limanı oldu” dedi.

 

‘İki önemli konuya odaklandık’

 

İstanbul’un ve Türkiye’nin bunker piyasasında çok önemli bir role sahip olduğuna işaret eden Dursun, “Bunu göz önünde bulundurarak iki önemli konuya odaklandık. Birincisi seyir, can ve mal emniyetiyle deniz çevresinin korunmasına yönelik önlemlerin en üst seviyeye çıkarılması ikincisi ise bunker tedarikçilerine ve ihtiyaç sahiplerine fayda sağlayacak uygulamalar. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizlerimizde seyir, can ve mal emniyetini arttırmak ve deniz ticaretinin çevresini korumak amacıyla önemli çalışmalar yürütüyoruz. Günümüz teknolojisine sahip birçok modern sistemi hayata geçirdik ve geçirmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.

 

‘Sektöre daha fazla yatırım yapılmasına olanak sağladık’

 

Yapılan bir takım düzenlemelerden de bahseden Dursun, “Deniz trafiğini anlık izlemek ve yönlendirmek amacıyla kurduğumuz Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’miz 16 yıldan bu yana hizmet vermektedir. 2007 yılında otomatik tanımlama sistemi, 2010 yılında uzak mesafeden gemilerin tanımlanması ve takibi sistemlerinin kurulması, arkasından Kılavuzluk ve Romörkorcülük Hizmetleri Yönetmeliğinin yayınlanmasıyla birlikte seyir emniyeti yönetim sistemi tek bir resim altında görebilme ve yönetebilme kabiliyetine ulaştık. Yeni Kılavuzluk ve Romörkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği ile bu konuda yasal altyapıyı sağlamlaştırdık. Sektörün taleplerini ve beklentilerini karşılayacak bu sektöre daha fazla yatırım yapılmasına da olanak sağlamış olduk” ifadelerini kullandı.

 

UDEM koordinasyon ve operasyon merkezi olacak

 

Türkiye'nin ilk yüzer GES'i üretime başladı Türkiye'nin ilk yüzer GES'i üretime başladı

Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı denizciliği gerçekleştirmeyi de amaç edindiklerini ifade eden Dursun, 30 bin metrekare kapalı ve 110 bin metrekare de kullanım alanına sahip Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezi’nin (UDEM) geçtiğimiz günlerde açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Dursun, şöyle devam etti: “Ülkemizi gemi trafiği açısından en riskli bölgesi olan Marmara Denizi’nin kuzey batısında yer alan ve geniş lojistik imkanlara sahip olan UDEM büyük deniz kirliliklerinde koordinasyon ve operasyon merkezi olacaktır.”

 

‘Uluslararası bunker kurallarına uyum sürecini tamamladık’

 

Boğazdan uğraksız geçen gemilerin bekleme sürelerini 2017’den 48 saatten 168 saate çıkardıklarını hatırlatan Dursun, “Bu değişiklikten sonra 1841 gemi 48 saatten fazla beklemiş bunların da 900’ü limanlarımızdan ikmal yapmıştır. Bunun yanı sıra Uluslararası bunker kurallarına uyum ve hazırlık sürecini de başarıyla tamamlanmıştır. 2008 yılında AB ile bütünleşme çalışmaları çerçevesinde tanker yönetmelikleri Türk bunker sektöründeki dinamikleri göz önüne alarak tasarlanmıştır. Türk bunker barç filomuz 2016 yılı itibariyle AB limanlarıyla uyumlu hale getirilmiştir… Türk bunker şirketlerinin Uluslararası Denizcilik Örgütünün (IMO) 2020 yılında devreye girecek düşük sülfür uygulamasında uygun şekilde, uygun yakıtların sorunsuz bir şekilde ikmalini gerçekleştirmek için yaptıkları altyapı çalışmalarını da yakından takip ediyor ilgili kurum ve kuruluşlarla süreçlerin hızlandırılması için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

 

7DENİZ

Editör: Haber Merkezi