Büyük ya da küçük feribotlar, dünyanın dört bir yanındaki toplumlara can damarı ve temel hizmetler sağlıyor. Interferry adına Oxford Economics tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, yıllık 4,3 milyar yolcu ve 373 milyon araç hacmiyle feribot sektörünün devasa ekonomik etkisini ve büyüklüğünü ortaya koydu.

Çoğu feribot geçişinin süresi 30 dakika ile iki saat arasındadır ve bu da feribotları batarya teknolojisini kullanmak için mükemmel bir gemi türü haline getiriyor.

Interferry CEO'su Mike Corrigan, "Sayısız kısa ve orta-uzun rotaya sahip feribot işinin doğası gereği, dünyanın dört bir yanındaki operatörler halihazırda deniz taşımacılığının elektrifikasyon ve hibridizasyona doğru ilerlemesine öncülük ediyor” dedi.

Interferry, hükümetlerin karbon vergisi gelirlerini kıyı enerji altyapısına yatırabileceğini açıkladı

Uluslararası feribot endüstrisi kuruluşu Interferry, feribot sektörünün deniz elektrifikasyonu ve hibridizasyonundaki liderliğini sürdürmesine yardımcı olmak için hükümetleri ve elektrik şirketlerini karadan güç kaynağı (OPS) geliştirmeye yönelik yatırımlara öncelik vermeye çağırdı.

Büyük ya da küçük feribotlar, dünyanın dört bir yanındaki toplumlara can damarı ve temel hizmetler sağlıyor. Interferry adına Oxford Economics tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, yıllık 4,3 milyar yolcu ve 373 milyon araç hacmiyle feribot sektörünün devasa ekonomik etkisini ve büyüklüğünü ortaya koydu.

Çoğu feribot geçişinin süresi 30 dakika ile iki saat arasındadır ve bu da feribotları batarya teknolojisini kullanmak için mükemmel bir gemi türü haline getiriyor.

Interferry CEO'su Mike Corrigan, "Sayısız kısa ve orta-uzun rotaya sahip feribot işinin doğası gereği, dünyanın dört bir yanındaki operatörler halihazırda deniz taşımacılığının elektrifikasyon ve hibridizasyona doğru ilerlemesine öncülük ediyor” dedi.

"Bununla birlikte, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün iddialı karbonsuzlaştırma hedeflerini karşılamak için acilen daha fazla karasal güç kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır" diyen Corrigan şunları kaydetti: "Bu nedenle Interferry, hükümetleri ve elektrik şirketlerini, feribotların fişe takılmasına ve gemideki bataryalarını şarj etmesine olanak tanıyacak OPS altyapısının geliştirilmesine agresif bir şekilde yatırım yapmaya çağırmaktadır. Birçok hükümet karbon vergisi uygulamıştır veya uygulayacaktır, bu nedenle Interferry bu vergi gelirlerinin bir kısmının elektrifikasyon amacıyla limanlara ve terminallere tahsis edilmesi için çağrıda bulunmaktadır."

Corrigan, limanlar arasında sefer yapmak için fosil yakıtlar yerine kıyıdan güç alan gemideki bataryaların kullanılmasıyla feribotların çevresel ayak izinin büyük ölçüde azalacağını vurguladı. Bataryalı-elektrikli feribotların işletilmesi, feribot endüstrisinin alternatif yakıtların sınırlı kaynaklarından yararlanmak zorunda kalmayacağı anlamına da geliyor. Ancak Corrigan, hükümetlerin dünya feribot filosunun elektrifikasyonunu desteklemede çok önemli bir rol oynaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Limanlarda ve terminallerde yeterli OPS bulunmadığı sürece, hem yerli hem de uluslararası operatörler yeni tam elektrikli veya hibrid gemiler sipariş etme konusunda belirsizlik içinde kalmaya devam edeceklerdir. Örneğin Interferry üyesi Stena Line, gelecekte yalnızca elektrikle çalışan büyük bir yolcu gemisi (RoPax) tasarladı. Ancak kuruluşa göre bu iddialı proje OPS altyapısının mevcudiyetine bağlı.

Stena Line CEO'su Niclas Mårtensson, "Elektrikli şarj altyapısı projeyi ilerletmemiz için kritik önem taşıyor. Bu nedenle, bu projeyi ilerletmek umuduyla yetkililer ve diğer dış paydaşlarla diyaloğumuzu sürdürüyoruz" diye konuştu.

OPS tesislerinin eksikliği sadece büyük RoPax feribotlarının işletmecileri için değil, aynı zamanda Interferry üyelerinin geniş bir kesitinde yer alan çok sayıda küçük yolcu gemisi işletmecisi için de büyük bir endişe kaynağı. San Francisco Körfez Bölgesi Su Acil Ulaşım Otoritesi (WETA) sadece yolcu taşıyan 17 yüksek hızlı feribot işletiyor ve ülkenin ilk bataryalı elektrikli feribot filosunu işletmeye hazırlanıyor, ancak OPS tesislerinin eksikliği önemli bir sınırlama olduğunu kanıtladı.

İcra Direktörü Seamus Murphy, "İlk beş sıfır emisyonlu feribotumuzu inşa etmek için gerekli finansmanı sağladık, ancak önemli miktarda yeni kıyı gücü olmadan bu gemileri çalıştıramayacağız" açıklamasında bulundu.

Murphy, "Denizcilik sektörünü karbonsuzlaştırmak, ortak iklim hedeflerimize ulaşmak için çok önemlidir, ancak bunu gerçekleştirmek için kıyılarımıza daha fazla güç sağlamaya odaklanmalıyız ve bunun hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor" dedi.

Kuralın bir istisnası olarak Norveç, uzun vadeli bir karbonsuzlaştırma stratejisi ve yatırım planı ile ihtiyaç duyulan yerlerde OPS kapasitesi sağlamanın mükemmel bir şekilde mümkün olduğunu gösterdi.

Norveç'in Norled şirketinin CEO'su Heidi Wolden, "Sıfır emisyonlu feribot işletmek artık Toplu Taşıma Otoritelerinden bir güzergah imtiyazı almanın ön koşuludur" ifadelerini kullandı. Norled bugüne kadar filosuna birkaç hibrid elektrikli feribot kattı.

Wolden, "Ancak Norveç'in yerel feribot filosunun elektrifikasyonu, hükümetin OPS altyapısını finanse etmesi ve ihale sürecinde sıfır emisyonlu çözümler için feribot şirketleri arasında zorlu bir rekabet yaratması ile ortak bir sorumluluktur. Norveç'in feribot işletmecileri, politikaları ve hükümetin desteği sayesinde denizcilikte karbonsuzlaştırma konusunda küresel lider konumundadır" dedi.

Hapag-Lloyd karbon ayak izini 0,8 milyon ton azalttı Hapag-Lloyd karbon ayak izini 0,8 milyon ton azalttı

"Dünyanın dört bir yanındaki feribotların temel yaşam hattı hizmetlerini sunmaya devam edebilmelerini sağlamak için, 2030 gibi erken bir tarihte yürürlüğe girecek olan ulusal ve küresel sera gazı azaltma hedeflerini karşılayabilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle OPS tesislerinin acilen yaygınlaştırılması zorunludur" diyen Interferry'den Corrigan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Birliği'nin yakın zamanda uygulamaya koyduğu Emisyon Ticareti Sistemi gibi birçok hükümet tarafından karbon temelli vergilerin uygulanması, aradığımız mantıklı çözümü sunmaktadır. Bu karbon fonlarından tahsis edilecek para, feribot işletmecilerinin ihtiyaç duyduğu OPS altyapısını sağlayabilir."

Bu yılın ocak ayında, deniz taşımacılığına yönelik dünyanın ilk ve en büyük emisyon üst sınırı ve ticaret sistemi yürürlüğe girdi. AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) 2024'ten itibaren 5.000 GT üzerindeki yük ve yolcu gemilerine, 2027'den itibaren de 5.000 GT üzerindeki açık deniz gemilerine uygulanacak.

Dahası, IMO ilk defa ekonomik bir tedbir (sera gazı fiyatlandırması) için yasal çerçeve taslağını kabul etmiştir. Bu hamle, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin açık bir çoğunluğunun denizcilik için küresel bir sera gazı (GHG) fiyatını desteklediği son IMO Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC 81) toplantısından kaynaklandı.

Kaynak: offshore-energy.biz

Editör: Haber Merkezi