“Üretimini gerçekleştirdiğimiz acil müdahale ve dalış eğitim botları, yüzde 71 yerlilik oranıyla, savunma sanayi ve tersanecilik tarihimiz açısından bir kilometre taşı oldu” diyen Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu, ülkemizin bir uçak gemisi olması konusunda her zaman öncü olmayı arzu ettiklerini vurgulayarak sözlerini şöyle özetledi: Bu proje askeri deniz projeleri arasında zirvedir; Everest’tir. Böyle bir projenin Türkiye kaynakları kullanılarak gerçekleştirilmesi mümkündür fakat bu kapsamda tüm paydaşların bir araya gelmesi ve el ele vererek iyi bir planlama yaparak yola çıkılması elzemdir.

 

Sohbetimize Desan Tersanesi’yle başlayalım mı?

Desan Tersanesi, Kaptanoğlu Grubu tarafından 2006 senesinde satın alındı. Satın alırken bizi en çok cezbeden özelliği tamir ve bakım kapasitesi ve dünya pazarındaki tanınırlığıydı. Desan, Tuzla koyunda hem ciddi tamir ve bakım ve aynı zamanda da inşa projelerini götüren sayılı tersanelerden biridir. Kaptanoğlu Ailesi’nin 100 yıllık denizcilik geleneğinden gelmesi tersanemize gelen müşterilerin avantajına olmuştur. Çünkü gerek inşa gerekse tamir projelerine hep armatör gözünden baktık. Bunun güzel geri dönüşlerini aldık. Sağladığımız müşteri memnuniyeti ile düzenli bir müşteri portföyüne böylece sahip olduk. Ayrıca Desan Tersanesi, Türkiye’nin uzmanlaştığı kimyasal tanker projelerinin ilkini 2000 senesinde ihracatını gerçekleştirmiş bir tersane olarak şanlı Türk tersanecilik tarihinde yerini almıştır.

Tersanenizin uzmanlık alanını kısaca özetleyelim mi?

Gemi üretiminin yanı sıra tamir ve bakım tersanemizin ana faaliyetlerinin başında geliyor. 3 adet yüzer havuzumuzla eni 38, boyu 230 metreye kadar olan her tip gemiye bakım ve onarım hizmeti sunabiliyoruz. Senede yaklaşık 125 adet geminin yıllık bakımları tersanemizde yapılıyor. 5 kıtada ve 17 ülkede acenta ve temsilciliklerimiz bulunuyor. Genelde müşteri portföyümüz yüzde 95 yabancı uyrukludur. Tersane genelinde 265 kişi kadrolu ve diğer iş yapan arkadaşlarla birlikte 1200 civarı istihdam yaratılmaktadır. Bu istihdam genellikle bakım ve onarım kapsamındadır. Yeni inşa projesi olması halinde bu rakam 2000 kişiye ulaşmaktadır.

 

Geçtiğimiz ay sınıfının en yüksek yerlilik ve millilik oranına sahip, Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botları’nı teslim ettiniz. Biraz da bundan bahsedebilir misiniz?

 

Üretimini gerçekleştirdiğimiz Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botları, yüzde 71 yerlilik oranıyla, savunma sanayi ve tersanecilik tarihimiz açısından bir kilometre taşı oldu. Bu gemileri yapmak ve ordumuza teslim etmek bizim için gurur kaynağı... Bu başarıyı sadece kendimizin değil Türk tersaneciliğinin başarısı olarak görüyoruz. Botlarımız; olası kazalarda kurtarma dalgıçlığı ve acil müdahale operasyonlarında kullanılacak. Ayrıca Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi’nde yara alan, karaya oturan ve batan gemilerin yerlerinin belirlenmesinde görev alacak.  Kaptanoğlu Ailesi tarihinin en önemli gurur abidelerinden biri olarak tarihimizde yerini almıştır.

Yerli uçak gemisi konusunda devletimizin ciddi çalışmaları var. Biliyoruz ki siz de ülkemizin bir uçak gemisine sahip olması konusunda çok heveslisiniz. Bu konuda elinizi taşın altına koymaya her zaman hazır olduğunuzu da dile getiriyorsunuz…

Uçak gemisine sahip olmak bir ülke için stratejik açıdan çok önemli. Dünyada sadece süper güç olarak ifade ettiğimiz ülkelerin uçak gemisine sahip olduğunu görüyoruz.  Yapımını gerçekleştirdiğimiz Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botları’nın teslim törenine katılan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, konuyu teslim töreninde tekrar dile getirdi.

Bu proje askeri deniz projeleri arasında zirvedir; Everest’tir. Böyle bir projenin Türkiye kaynakları kullanılarak gerçekleştirilmesi mümkündür fakat bu kapsamda tüm paydaşların bir araya gelmesi ve el ele vererek iyi bir planlama yaparak yola çıkılması elzemdir. Savunma Sanayii Başkanlığı önderliğinde kamu ve özel şirketlerinin bir araya gelmesi, Deniz Kuvvetlerimizin dahilinde, üniversite ve diğer destek verebilecek kuruluşlarında bu projeye entegre edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde ortaya yerli ve milli ve tamamen Türk Deniz Kuvvetleri harekat ihtiyacını karşılayabilecek bir gemi ortaya çıkartabiliriz. Fakat ihtiyaç elzem olduğu kanısı var ise, aynı TCG Anadolu gemisinde olduğu gibi daha önce inşa edilmiş bir projenin benzeri olarak inşa etmek de olasıdır. Örnek olarak İngiltere’nin Queen Elizbeth sınıfı uçak gemileri olabilir. Biz Desan Tersanesi olarak eğer görev verilmesi halinde bu büyük konsorsiyuma liderlik edebileceğimizi her platformda belirtiyoruz.

Gemi inşasında yerlilik oranı önemli ama bunun yanında projenin tamamlanması için gerekli donanımın da kullanılması gerekli. Size göre Türk gemi inşa yan sanayisi böyle büyük bir proje için ne kadar hazır?


Öncelikle şu belirteyim Türk tersaneciliği bu işi yapabilir ve başarıyla teslimini gerçekleştirebilir. Yerlilik oranını mümkün olduğunca en üst seviyede tutmak amaçlarımızdan birisidir fakat asıl amaç uçak gemisi gibi projeyi başarıyla tamamlamaktır. Yan sektörlerimiz de tüm dünyada saygınlığı olan ve gerekli teknolojik donanımı sağlayabilecek başarılı şirketler bilinmektedir. Dünyadaki cirosal büyüklük sıralamasında 100 büyük savunma sanayi şirketi içerisinde 7 adet Türk savunma sanayi şirketi bulunmaktadır. Aynı listede 44 adet Amerikan şirketi olduğunu görüyoruz. Türk savunma sanayi şirketlerinin bu atılımı son 20 senede yaptığını düşünürsek ve durumu ABD ile kıyaslarsak ne kadar kısa zamanda ne çok yol aldığımızı görebiliriz. Bu başarıların arkasında görünmez kahraman Türk gemi inşa yan sanayisidir. Şans ve imkan verildiğinde yapamayacakları hiçbir şey yoktur.
 

Meksika Hükümeti’nin yanan Burgos isimli gemisini yenileyerek tüm dünyada dikkatleri üzerinize çekmiştiniz. Bu projeyi ve genel olarak renovasyon çalışmalarınızı anlatır mısınız?

Meksika Hükümeti’nin Pemeks Logistica şirketine ait bir gemi olan Burgos, Meksika Körfezi’ndeki Veracruz Limanı açıklarında, taşıdığı 168 bin varil petrol ile yandı. Gemi bize geldiğinde kullanılamaz haldeydi. Bizler dahi gemiyi gördüğümüzde şaşkınlığımızı gizleyemedik.  Fakat sonrasında mühendisinden işçisine tüm ekibimiz büyük bir gayret ile süreci başarıyla tamamladık. 1.500 ton saç değişimi, 2 bin 800 metre boru ve 8 bin metre kablo yenilemesi yaptık. Desan Tersanesi olarak tarihi bir projeye imza attık ve tüm dünyaya Türk tersaneciliğinin yapabileceklerini gösterdik.

Peki sizce Türk tersanelerinin geliştirilmesi gereken alanları neler?

 

Stratejik konum, işçilik kalitesi ve uygun fiyatları ile Türkiye, Avrupa kıtasının 1 numaralı tamir ve bakım üssü olarak görülüyor. Sektörümüz, senelik 500 milyon doların üzerinde hizmet ihracatı, tamir ve bakım cirosu yapıyor. Genelde tamir ve bakım rekabeti kendi aramızda oluyor ve bu durum yeni inşa projelerinde de benzer seyrediyor. Tamir ve bakım işlerinde daha farklı gemilerin ve platformların Türkiye’ye getirmek için çalışılmalı ve bu yönde yatırımlar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Neticede mevcut kapasite ve benzer tip havuzların sektöre kazandırılması daha çok iç rekabeti kızıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Yeni inşa projelerinde ise en önemli fark yaratabilecek destek, Türk Eximbank kaynaklarını aynı Avrupa, Güney Kore, Japonya ve Çin’de olduğu gibi armatöre uzun vadeli uygun kredi sunabilecek yapı ve imkana getirilmesi halinde, Türk tersaneleri yine eski doluluk oranlarına ulaşabileceğini öngörmekteyim.

 

Son olarak 2020 değerlendirmesi ve önümüzdeki sürece yönelik hedefleriniz alalım mı?

 

Pandemi nedeniyle bu sene global ekonominin daraldığı bir yıl geçirdik. Yaşanan bu daralma hem ülkemizi hem de sektörümüzü doğrudan etkiledi. Kimsenin öngöremediği bir salgın yaşanması sebebiyle sene başında koyduğumuz hedeflerin tamamını gerçekleştiremedik. Dünya ekonomisinde yaşanan bu zorlu dönemin bize de olumsuz etkileri oldu. 2021 yılının uzun vadeli hedeflerini belirlemiştik. Fakat COVID -19’un nasıl seyredeceğini şu an tüm dünya gibi biz de kestiremiyoruz. Salgının bitmesi durumunda tüm dünya ekonomisinin hızla toparlayacağını düşünüyorum. Bu durumda Desan olarak bizim de hedeflerimizi yakalayabileceğimizi düşünmekteyim.

Sanmar'ın yeni eskort römorkörü denize indirildi Sanmar'ın yeni eskort römorkörü denize indirildi

Cenk İsmail Kaptanoğlu’nu kimdir?



1973 İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğretimi İstanbul Orta Doğu Koleji’nde tamamladıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Barry Üniversitesi Pazarlama Bölümü’nden “Onur Öğrencisi” olarak mezun oldum. İlk iş deneyimimi General Motors’un ABD Florida merkezinde pazarlama üzerine staj yaparken kazandım. Sonrasında aile şirketimizde göreve başladım, şu an Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyorum. Ayrıca muhtelif Kaptanoğlu şirketlerinde de görevlerim var. Bunun dışında 2010–2013 yılları arasında Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptım. 2009 yılından beri İMEAK Deniz Ticaret Odası meclis üyeliği görevini sürdürüyorum. Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) divan kurulu üyesiyim, evli ve 3 çocuk sahibiyim.

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi