Amerika’da ‘kaya gazı’ üretimindeki müthiş artış ile doğalgazda ilk devrimin yaşandığını belirten Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), şimdi ikinci bir devrimin sıvılaştırılmış doğalgazda (LNG) yaşanacağını öngörüyor. Yeni üretim ile oluşacak fazla LNG hacminin 2. doğalgaz devrimini tetikleyeceğini iddia eden IEA’ya göre, doğalgaz pazarlıklarında Türkiye gibi alıcıların eli güçlenecek.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), geçtiğimiz günlerde ‘2016 Dünya Enerji Görünümü Raporu’nu yayınladı. Rapora göre, doğalgaz 2040’a kadar yakıtlar arasında önemli rol oynamayı sürdürecek. Hatta devreye girecek yeni sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) hacmi ile ikinci bir ‘gaz devrimi’ yaşanabilir. Doğalgazda ilk devrim, başta Amerika olmak üzere kaya gazı üretiminde yaşanan hızlı artışla gelmişti. IEA Başkanı Fatih Birol, ikinci devrimin küresel piyasalarda oluşacak LNG bolluğu ile yaşanacağını ve Türkiye gibi ülkelerin doğru stratejilerle bundan faydalanacağını söyledi. Birol, başta ABD, Avustralya, Kanada ve Doğu Afrika’da oluşacak yeni üretimin LNG hacmini artıracağını belirterek, “Doğalgazda 2009’da bir devrim başlıyor demiştik, şimdi kaya gazı devriminden sonra ikinci bir devrim başlıyor. Bu da LNG devrimi olacak. Amerika’dan Avustralya’ya, Kanada’dan Mozambik ve Tanzanya’ya kadar birçok ülkede yatırım kararı verilmiş ve inşa halindeki LNG projelerine baktığımız zaman, piyasalara çok büyük miktarda LNG gelecek. Bunun da 2020’lere doğru piyasalardaki dengeleri değiştirebileceğini düşünüyoruz. Piyasada LNG bolluğu olacak. LNG’nin toplam gaz ticaretindeki payı 2000 yılında yüzde 26’ydı, şu anda yüzde 40’lar civarında. 2040’ta yüzde 50’nin üzerine çıkacak. Boru hattı ticaretinden ziyade LNG ticaretinde artış olacak” şeklinde konuştu.
GAZ BOLLUĞU BİZE YARAR
Bu gelişmelerin ise üç önemli sonucu olacağını anlatan Birol, “Öncelikle gaz fiyatlarında aşağı doğru baskı olacak. İkincisi, çoğu petrole endeksli kontratlara bağlı olan LNG fiyatları giderek doğrudan ticaret koşullarına göre belirlenecek. Son olarak birçok LNG kontratında bir varış noktası maddesi var. Bu madde kaldırılarak, piyasaya daha çok esneklik getirilecek” dedi. LNG çağının başlamasının Türkiye açısından da çok önemli olduğunu dile getiren Birol, şöyle konuştu: “2020’li yılların başında birçok ülkenin uzun dönemli gaz kontratları sona eriyor. Gaz bolluğu tam da bu kontratların sona erdiği zamana denk geliyor. Bu da alıcı ülkelerin elini çok güçleniyor. Enerji seçenekleri söz konusu olduğu zaman, Türkiye’nin kendisi için hem maliyetler, hem çevre, hem dış güvenlik açısından en iyi optimumu bulması gerekiyor. LNG konusunda gelecek fırsatı kaçırmamak için LNG altyapı yatırımı yapılması gerekiyor. Yüzer LNG terminali diye de bilinen FSRU gemilerinin devreye alınması önemli. Önümüzdeki 25 yılda dünyada gemi ile ticareti yapılan LNG miktarında yüzde 30 artış olacak. 2040 yılına kadar, LNG ilk defa uzun mesafeli gaz ticaretinin büyük kısmını oluşturacak.”
TÜRKİYE ‘YENİLENEBİLİR’MERKEZİ OLABİLİR
IEA’YA göre 2040’a kadar enerji talebini karşılamaya yönelik yakıtlar arası yarışın kazananı doğalgaz ve yenilenebilir enerji olacak. Birol, hazırladıkları tüm senaryolarda yenilenebilir enerjinin bir numaralı büyüyen enerji kaynağı olacağını söyleyerek, “Önümüzdeki 25 yılda payını en fazla arttıracak yakıt yenilenebilir enerji. Burada da özellikle güneş ve rüzgâr. Yenilenebilir enerjiyi doğalgaz takip edecek. Yenilenebilir enerjide zaten düşmüş olan mevcut maliyetlerin daha da düşeceğini tahmin ediyoruz” dedi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin inanılmaz derecede zengin olduğuna işaret eden Birol, “Bundan iki türlü faydalanabiliriz. Birincisi, enerji denkleminde yenilenebilirin payını arttırmak çok kısa süre içerisinde mümkün. Ayrıca Türkiye, yeni teknolojiler konusunda yatırım yapıp know-how’ını geliştirip, bölge ülkelerine yenilenebilir enerji teknolojisi transfer etme konusunda bir merkez olabilir. Çevremizdeki ülkelerde de çok fazla güneş enerjisi potansiyeli var. Türkiye bu konuda önderlik edebilir. Ama bunun olması için de Türkiye’de çok ciddi bir tecrübe, know-how birikimi olması lazım. Bu konuda atılacak önemli bir adım YEKA dedikleri büyük kapasiteli güneş ve rüzgâr çiftlikleri. Bu model maliyetlerin düşmesi ve teknolojinin gelişmesine vesile olacak. Hep doğalgazdan bahsediliyor ama Türkiye aslında yenilenebilirde de HUB (merkez) olabilir” dedi.
7DENİZ