Küresel ticaretin can damarı olan denizcilik sektörü, 2024 ve 2025 yıllarında endişe verici bir güvenlik tablosuyla karşı karşıya. Toplam gemi kayıplarında uzun yıllardır süren olumlu düşüşe rağmen, denizcilik olay ve kazalarının sayısındaki artış, sektörün geleceği ve sürdürülebilirliği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. 2024 ve 2025 yıllarına ait veriler ile denizcilik kazalarının istatistiklerini, temel nedenlerini, ekonomik boyutunu ve Türkiye özelindeki yansımalarını belirtmeye çalışacağım.

Rakamlar ile Küresel Trendler:

Denizcilik sektörünün önde gelen kuruluşları tarafından yayınlanan raporlar, çelişkili olsada yine ortaya bir tablo sunuyorlar. Allianz tarafından yayınlanan "Safety and Shipping Review 2025" raporuna göre, 100 gros tonaj (GT) üzerindeki gemilerde toplam kayıplar 2024 yılında rekor düşük seviye olan 27'ye geriledi. Bu rakam, 1990'larda yıllık 200'ü aşan kayıplarla karşılaştırıldığında büyük bir başarı olarak görülebilir [1].

Ancak madalyonun diğer yüzü, DNV'nin "Maritime Safety Trends 2014-2024" raporuyla ortaya çıkıyor. Rapora göre, 2018 ile 2024 arasında denizcilik güvenlik olaylarının sayısı %42 oranında artarken, küresel filo aynı dönemde sadece %10 büyüdü [2]. Bu durum, daha az sayıda ölümcül kaza olmasına rağmen, denizde seyir güvenliğini tehdit eden olayların sıklığının arttığını gösteriyor.

Özet İstatistikler

Aşağıdaki tablo, 2024-2025 dönemine ait çarpıcı verileri özetlemektedir:

Kazaların Perde Arkası: Nedenler ve Oluş Biçimleri

Kaza istatistiklerinin ardında yatan nedenler karmaşık ve çok katmanlı olduğunu bilsek de raporlar birkaç ana faktörün öne çıktığını gösteriyor.

1. Yaşlanan Filo ve Makine Arızaları

DNV raporuna göre, 2024'teki tüm kaza olaylarının %60'ından makine hasarı ve arızaları sorumludur. Bu oran, on yıl önce %38 seviyesindeydi. Yaşlanan filo bu sorunun merkezinde yer alıyor. 25 yaşından büyük gemiler, tüm olayların %41'ini oluşturarak operasyonel güvenilirlik ile gemi yaşı arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor [2]. Yüksek navlun oranları nedeniyle armatörlerin yaşlı gemileri hurdaya ayırmayı geciktirmesi, bu riski daha da artırmaktadır.

2. Yangın ve Patlama Olayları

Allianz raporu, son dört yılda yangın ve patlama olaylarında %42'lik bir artış olduğunu vurguluyor. Özellikle lityum-iyon piller gibi yeni teknoloji ürünlerinin taşınması, yangın riskini artıran yeni bir boyut ekliyor. 2024'te kaydedilen 250 yangın olayı, son on yılın en yüksek rakamı olarak kayıtlara geçti [1].

3. Jeopolitik İstikrarsızlık ve Savaş Kayıpları

Kızıldeniz gibi stratejik su yollarında artan jeopolitik gerilimler, denizcilik güvenliğini doğrudan etkiliyor. DNV verilerine göre, savaş kaynaklı kayıp olayları 2023'te 12 iken, 2024'te 51'e fırladı [2]. Bu durum, çatışma bölgelerindeki seyrüseferin ne kadar riskli hale geldiğini gösteriyor.

Türkiye: Yerel Sularımızdaki Durum

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verileri, Türkiye'nin de küresel trendlerden etkilendiğini ortaya koyuyor. 2020-2024 yılları arasında Türkiye sularında 1.990 deniz aracı kazası meydana geldi. Sadece 2024 yılında 379 kaza yaşanırken, bu kazalarda 45 kişi hayatını kaybetti ve 12 kişi kayboldu [3].

Türkiye'deki kaza sayılarının yıllara göre dalgalı bir seyir izlemesi, deniz güvenliği konusunda sürekli bir teyakkuz halinde olunması gerektiğini gösteriyor. Özellikle 2020 ve 2021 yıllarındaki yüksek kaza ve can kaybı sayıları, alınması gereken önlemlerin aciliyetini vurgulamaktadır.

Kazaların Ekonomik Faturası: Milyarlarca Dolarlık Zarar

Denizcilik kazalarının maliyeti, sadece batan gemiler veya kaybolan yüklerle sınırlı değildir. Baltimore'daki Francis Scott Key Köprüsü'ne çarpan "Dali" gemisi vakası, bu maliyetlerin ne kadar devasa olabileceğinin somut bir örneğidir. Geminin sahibi ve işletmecisi, köprünün yeniden inşası hariç olmak üzere, federal hükümete 102 milyon dolar ödemeyi kabul etti [4].

Kazaların ekonomik faturası şu kalemleri içermektedir:

- Doğrudan Maliyetler: Gemi ve yük hasarı, kurtarma operasyonları, enkaz kaldırma.

- Dolaylı Maliyetler: Tedarik zinciri kesintileri, limanların kapanması, sigorta primlerinde artış.

- Çevresel Maliyetler: Petrol sızıntıları ve kirlilik temizleme operasyonları.

- Yasal ve Cezai Maliyetler: Para cezaları, tazminat davaları ve itibar kaybı.

Sonuç ve Öngörülerim:

2024 ve 2025 verileri, denizcilik sektörünün bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Toplam kayıplardaki düşüş umut verici olsa da, artan olay sıklığı, yaşlanan filo, yeni teknoloji riskleri ve jeopolitik gerilimler gibi temel sorunlar çözülmeden sürdürülebilir bir güvenlikten bahsetmek mümkün değildir.

Sektörün geleceği için atılması gereken adımlar şunlardır:

1. Teknoloji ve İnovasyon: Gemi yaşı ve makine arızası sorununu çözmek için filo yenileme programları teşvik edilmeli ve otonom sistemler teknolojileri yaygınlaştırılmalıdır.

2. Eğitim ve İnsan Faktörü: Mürettebatın eğitimi, özellikle acil durum yönetimi ve yeni teknolojilere adaptasyon konularında, en üst düzeye çıkarılmalıdır. Simülasyon tabanlı eğitimler standart hale getirilmelidir.

3. Denetim: Uluslararası ve ulusal otoriteler, yaşlanan gemilere yönelik denetimleri sıkılaştırmalı ve güvenlik standartlarına uymayan gemilerin seyrine izin vermemelidir.

Denizcilik, doğası gereği riskli bir sektördür. Ancak bu riskleri yönetmek ve en aza indirmek, tüm paydaşların ortak sorumluluğudur. Aksi takdirde, "güvenlik pahalıysa, bir de kazayı deneyin" sözünün acı gerçekliğiyle daha sık yüzleşmek zorunda kalabiliriz.

Referanslar

[1] Allianz. (2025). Safety and Shipping Review 2025. https://commercial.allianz.com/news-and-insights/reports/shipping-safety.html [2] DNV. (2025). Ageing fleet drives surge in number of maritime incidents. https://www.dnv.com/news/2025/Ageing-fleet-drives-surge-in-maritime-incidents/ [3] Haber Denizde. (2025). Son dört yılın deniz kazası rakamları açıklandı. https://www.haberdenizde.com/denizde-gundem/son-dort-yilin-deniz-kazasi-rakamlari-aciklandi/ [4] Simwave. (2024). Safety over Savings, the costly consequences of maritime accidents. https://simwave.nl/safety-over-savings-the-costly-consequences-of-maritime-accidents/