Yeni firmanız NovuMare’yi konuşmadan önce sohbetimize Entech&Semar ile başlayalım isteriz. Entech&Semar’da nasıl bir değişim ve yenilik söz konusu?

Entech&Semar Yönetim Kurulu Başkanı Semih Ege: 2018’de hedeflerimizin epey üzerinde bir yol kat ettik. 2019’a da keyifli ve heyecanlı başladık. Entech&Semar için yeni yılda birçok planımız var ama öncelikle bünyemizde kendimizi geliştirmeye ve eğitmeye devam edeceğiz ve bu bağlamda kurumsallaşma yönünde altyapımızı güçlendirmeye de odaklanıyoruz. Kurum kültürümüz ve temelimizdeki harmoniyi bozmadan, tutkumuzu kaybetmeden hizmet süreçlerimizi dünya standartlarına taşıma gayesindeyiz. Diğer taraftan yeni filo anlaşmaları yaptık, hem yedek parça hem de servis hizmeti sunacağız. Yurt dışı pazarlarla görüşmelerimiz de devam ediyor. Hedef pazarlarımız arasında; Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Avrupa var. Tüm bu değişime ek olarak, Türkiye’de denizcilik sektörü özelinde sunduğu hizmetlerde proje yönetimi anlayışını benimseyen ilk firmalardan biri durumuna geliyoruz. Bunu teknolojiyi de kullanarak yapıyoruz.

Proje yönetimi derken tam olarak neyi ya da neleri kast ediyorsunuz?

Ömer Berkay Dağlı: Açıkçası Entech&Semar’a farklı bir bakış açısı kazandırdık diyebilirim. Hem yedek parça hem bakım hem de diğer faaliyetlerimizi göz önünde tutarsak aslında tam anlamda hizmet paketi sunan bir mühendislik şirketiyiz. Bir geminin baştan sona tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliriz üstelik bu duruma dizaynı da dâhil edebilir kabiliyetteyiz. Kabiliyetlerimizi zenginleştirmek ve kalitesini arttırmak adına Türkiye’de büyük bir eksik olan denizcilik proje yönetimi konusuna yoğunlaşmaya başladık. Aslına bakarsanız bu yeniliğimiz, daha kaliteli ve zamanında hizmet sunmaya yönelik yeni bir anlayış. Çevik ve sonuç odaklı bu yaklaşım sayesinde tahmin edebileceğiniz her türlü hizmetimizi bir projeymişçesine daha düzenli, verimli ve kaliteli olarak sunabiliyoruz. Geminin donatılmasından, onarılmasına ve tamir-bakımının gerçekleştirilmesine, havuzlamasından seyre başlamasına kadar bütün faaliyetlerimizi kendi iç bünyemizde geliştirdiğimiz ERP ve proje yönetimi yazılımı üzerinden projelendirip yöneteceğiz. Entech&Semar olarak paydaşlarla ilişkilerimiz en önemli önceliğimiz ve her zaman bu durumu yönetim anlayışımıza da dâhil ediyoruz. Bu proje yönetimi anlayışımızda aslında paydaşlarımız merkezli bir anlayış ve iş yapış şekli.

Novu Mare’ye gelelim mi?

S.E: Gelecekte insan gücü, teknolojinin el-işi gerektiren eylemleri üstlenmesiyle günümüzde olduğundan çok daha fonksiyonel bir yere sahip olacak. Evet, insan faktörü yine önemini koruyacak ama daha kaliteli bir noktada, karar verme ve problem çözme özelliğini güçlendirecek. İş gücünün daha kuvvetli bir hale gelmesi gibi kaliteli beyin gücü de daha efektif bir rol üstlenecek. Teknoloji sadece denizcilik sektörünün değil tüm dünyanın odaklandığı ve ihtiyaç duyduğu bir alan. Günümüzde bilişim altyapıları ve teknoloji geliştirmek bilinen tüm değerli madenlerden, petrolden bile çok daha değerli bir yatırım haline geldi. NovuMare, denizciliğin geleceği nasıl olmalı sorusu düşünülerek ortaya çıkmış bir hayal aslında. Bu sebeple adını da “Yeni deniz” koyduk, yepyeni bir hayali temsil etsin diye. Biz, NovuMare’yi gelecek nesillerin şirketi olarak düşünüyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu tüm zor koşullardan ancak yenilikle, teknolojiyle ve gençlerimizin hayalleriyle sıyrılabileceği çok açık. Bu yüzden Novumare’nin hem Türkiye’de yerli bir güç olarak hem Dünyada bayrağımızı temsil ederek denizcilik sektörüne çok fazla katma değer sunacağına inanıyoruz. Ancak belirtmeliyim ki bu hayal yalnızca denizcilik ile sınırlı değil. Bizim asıl hayalimiz kara, hava ve deniz uygulamaları ile veri işlem kabiliyetlerinin de dâhil olduğu bir teknoloji ekosistemi geliştirmek. Bu fikirle atılan ilk adım NovuMare, çünkü biz denizci bir ekibiz ve başladığımız nokta da köklerimizin dayandığı, ülkemizin en büyük değeri olan deniz oldu.

 

B.D: Esasen NovuMare, zamanı gelmiş bir mevsim değişikliği. Son zamanlarda teknolojide gerçekleşen eksponansiyel gelişimler ve bilgiye ulaşımın çok kolaylaşması, değişim zamanının geldiğini bize gösteren en önemli faktörler. Kimyasal tankerlerde uzakyol zabitliği yaptığım dönemlerde sürekli ihtiyacını duyduğumuz birçok konuya aslında teknolojinin vereceği bir cevabı vardı. Ancak o zamanlar bu teknolojiler henüz ulaşılabilir veya uygulanabilecek kadar ucuz değildi. Şimdi ise bu teknolojiler ucuzladı ve kolayca ulaşılabilir bir seviyedeler. Biz aslında zamanı gelen değişimi yerine getirmeye niyetlendik. NovuMare, Semih Bey’in de dediği gibi bir şirketten öte bir anlayış ve fikir aslında.

 

Türkiye’de çok ihtiyaç duyulan ve eksik olduğunu düşündüğümüz bir nokta Ar-Ge faaliyetleri. Birçok teknoparkımız, üniversitelerde yürütülen harika projelerimiz var ancak ortaya çıkan ürünler ya katma değer sağlamaları açısından çok kısıtlı ya da ticari yönden zayıflar. Bunun nedeni bence biraz kabuğumuza çekilmiş olmamız; Edirne’nin batısını ve Van’ın doğusunu gözümüzde biraz fazla büyütüyoruz sanırım. Oysa “www” ile başlayan ulaşabileceğiniz, keşfedebileceğiniz ve daha iyisini yapabileceğiniz öyle bir dünya var ki aslında, sahip olduğumuz güç ve potansiyel ile kolayca ön sıralara yerleşebiliriz.  Kurulduğumuzdan bu yana, yaklaşık dört ay içerisinde dünyada eşi olmayan IoT teknolojisinin gemi makinelerinde kullanımına yönelik bir patent sahibi olduk. Ayrıca, bizim amiral gemisi projelerimiz dediğimiz 2 adet insansız deniz aracımızın üretim aşamasına yaklaştık. Bu başarıyı tabii ki ekibimizin hem genç hem de hayalperest takım üyeleri sayesinde elde edebildik. Şimdiden 10 kişilik, içerisinde yazılım ve bilgisayar mühendislerimizin, mekatronik mühendislerimizin olduğu bir ekibe ulaştık. Tabii ki ticari yaklaşımlarımız daima devam ediyor. Ama önceliğimiz daima hayaller.

 

Genel çerçevede insansız deniz araçları yöneteceksiniz diyebilir miyiz?

B.D: Sadece onlar değil. Odaklandığımız 5 teknoloji var. İnsansız ve otonom teknolojiler birinci başlık. Bu başlık altında insansız deniz araçları, robotik operasyon kabiliyetleri, gemilerin surveyleri sırasında kullanılan drone’lar gibi birçok bileşenden oluşan geniş bir teknoloji ekosistemini düşünebilirsiniz. Somut örneğimiz bir süredir dünyada aktif bir şekilde kullanılan, bu sene içerisinde IACS tarafından kullanımı resmi olarak onaylanan drone’lardır. Şu anda Klas enspektörleri hiçbir tehlikeye ve fiziki yorgunluğa maruz kalmadan bir drone üzerindeki kamera ve lazer sensörlerin sunduğu veriler aracılığıyla kapalı mahallerin survey işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Türkiye’de bu konuyla ilgili yeterli sayıda çalışma yok ne yazık ki, bizimse projemiz hazır ve Klas kuruluşlarıyla görüşmeye başladık. Öncelikli amaçlarımızdan, ürünlerimizden biri bu olacak. Yukarıda da bahsettiğim gibi, tüm projelerimiz bir tarafa, amiral gemimiz insansız deniz araçlarımız. Şu anda biri tek gövde biri katamaran olmak üzere iki aracımız var. Bunların bilimsel faaliyetlerde, liman operasyonlarında, deniz dibi taraması faaliyetlerinde kullanılması mümkün. Aynı zamanda deniz kirliliğine müdahale için yürüttüğümüz tamamen otonom bir sistem projesi de var. Anlık olarak deniz kirliliğini izleyip müdahale edebilecek. Bu konuyla ilgili olarak bir üniversitemiz ile ortak çalışma içerisindeyiz.

Bu birinci teknoloji başlığımız, diğeri ise gemi makineleri ve güvertesinde kullanılacak bir IoT sistemi. Gemi makinelerimizde hala gemi mühendislerimizin analog olarak fiziki çaba ile takip ettiği birçok analiz işlemi var. Şu anda patentini aldığımız ürünümüz, yapılan birçok analizin ve sonrasında gereken kimyasal ıslahın otomatik olarak kullanıcıdan bağımsız bir şekilde yapılmasını sağlıyor. Semih Bey’in de değindiği gibi, dünyadaki tüm operasyonel faaliyetler insan varlığının daha da azaltıldığı otonom birer sistem olmaya mahkum. Bizim de amacımız aslında gemilerde insanların tehlikeli ortamlarda ve durumlarda daha az bulunmalarını sağlamak. Tabii bu sistemimiz gemiden ve karadan manuel olarak yönetilebiliyor. Bu sayede gemi işletmecilerinin gemi bünyesindeki personelin hatalarını düşünmelerine gerek kalmayacak. Çünkü tamamen otomatik bir sistemden bahsediyoruz. Sistem, büyük data işleme ve yapay zeka kullanılarak erken uyarılar verebilecek şekilde tasarlandı. Proje, gemi bakımına veya beklenmedik arızalara yönelik bu erken uyarılar sayesinde, bakım ve tamir masraflarının yükünü azaltacak.

 

Filomuzu 2024 yılı içerisinde genişleteceğiz Filomuzu 2024 yılı içerisinde genişleteceğiz

Üçüncü teknoloji başlığımız ise Additive Manufacturing, Eklemeli Üretim; son yıllarda çok yüksek kalitelere ulaşmış 3D yazıcılar ile gerçekleştirilen üretime odaklanmış bir teknoloji. Bu teknolojiye insansız deniz araçlarımızı tasarlarken büyük oranda yer verdik çünkü daha planlama aşamasında biz bu tekneleri üretelim ama çevreye bir faydamız olsun, tekneler kolayca taşınabilir ve kullanılabilir olsun istedik. Neden yaşadığımız dünyaya, çevreye sırtımızı dönelim ki? Bu yüzden üreteceğimiz tekneleri tamamen 3D yazıcı ile, modüler şekilde yapıyoruz ki dünyada şu anda 3D yazıcıda üretilmiş ticari bir insansız deniz aracı yok. Fuarımızda tanıtımını yapacağımız bu ürün hem ülkemizde hem dünyada ilk olacak. Bu tekneler tamamen geri dönüştürülebilir malzeme kullanılarak yapılacak, çok kısa sürede üretilebilecek. Ve en güzeli de söküp takılabilen modüler bir sistem olduğu için dünyanın her yerine kolayca taşınabilecek. Farklılaştığımız nokta da bu zaten; teknelerimizin multifonksiyonel, çok amaçlı, rahat bir şekilde taşınabilir ve kullanılabilir yapılar olması.

 

Son olarak neyi hedefliyorsunuz? 

S.E: Türkiye henüz teknoloji üretimi ve katma değer sağlanması açılarından hak ettiği seviyelerde değil. Birçok yenilik dünyada ortaya çıkıyor ve Türkiye pazarında yüksek maliyetlerle yer alıyor. Biz “Made in Turkey” yazısını daha fazla teknolojik ürün üzerinde görmek istiyoruz. Neden Türkiye’den yerli bir teknoloji firması, işi gücü fikir ve hayal olan bir organizasyon çıkmasın? Neden gençlerimizin yeniye duyduğu açlık, üretmenin verdiği gurura dönüşmesin? Bugün ASELSAN’ın, STM’in, Havelsan’ın başarıları ortada. Bu demek oluyor ki yaratabiliyoruz, potansiyelimiz var üstelik bunu pratiğe de dönüştürebiliyoruz. Türkiye yüzünü daha fazla teknolojiye çeviren bir ülke haline gelmelidir. Devletimizin bu konudaki başarılı çalışmaları umut verisi ama özel sektör olarak bu çalışmalara yatırım yapmalı, en ön sırada olmayı hedeflemeliyiz. Bu bağlamda asıl hedefimiz de yerli imkanlarımızı kullanarak ülkemize bir katma değer sunmak, gençlerimizin daha hayalperest olmaları için onları cesaretlendirmek ve ortaya çıkaracağımız ürünlerle Dünya’da ön sıralarda yer almak istiyoruz.

 

7DENİZ DERGİSİ ÖZEL RÖPORTAJI

Editör: Haber Merkezi