Günümüzde dünya ticaret hacminin artışıyla birlikte uluslararası ticaret daha komplike bir hal almış, buna bağlı olarak da bu ticaretin parçası olan tüm tarafların işleyiş biçiminde çok daha fazla uzmanlaşmaya ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Dünya ticaretindeki dönüşüm ve yeni oluşumun etkileri de bu kapsamda lojistik faaliyetleri etkilemiş ve buna bağlı olarak belli gelişimleri zorunlu kılmıştır.

 

Bu kapsamda lojistik faaliyetler bir ürünün bir noktadan başka bir noktaya taşınması olarak algılanan dar alanından çıkmış, uluslararası ticaretin temel fonksiyonlarından biri haline gelmiştir. “Lojistik, müşteri siparişlerinin alımından mal bedellerinin tahsiline, gümrük ve transit geçiş evrakının hazırlanmasından depolamaya ve tüm iş süreçlerinin hizmet perspektifiyle hizmet entegrasyonuna kadar çok daha geniş bir boyuta ulaşmıştır“ (M. Çancı, M. Erdal, 2013, sf:4-7). İşleyişin bu derece uzmanlık gerektirir hale gelmesi Lojistik ve Denizcilik bölümlerinin sayısında ciddi artışa sebep olmuştur. Ülkemizde son dönemde lojistik bölümlerinin sayısının artması buna bir örnektir.

 

Ben de böyle bir okuldan mezun olmuş biri olarak hizmet verdiğim forwarding alanının dış ticaretin ihtiyacını ne kadar karşıladığına dair konuyu incelemek istedim.  Çalışma alanının, iş tanımının çok esnek olması ve verilen hizmetin değişkenlik göstermesi itibariyle sonuç ve öneriden ziyade sektörü oluşturanlar için sorulması gereken soruları sormak benim için çok daha kritik.  Tartışmak istediğim konu bu yazının sınırlarını fazlasıyla aşan bir şey.

Lojistik sektörü hizmet verdiği kişi ve kurumların ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?

 

Pandemi sebebiyle bir buçuk yıldır herhangi bir yüz yüze görüşme olanağı olmadığı için tüm sektörlerde olduğu gibi lojistik firmalar da satış faaliyetlerini tele marketing üzerinden yürütüyor. Geçtiğimiz haftalarda bu amaçla gerçekleştirmiş olduğum bir telefon görüşmesi beni bu yazıyı yazmaya yönlendirdi.

Telefon görüşmesini gerçekleştirdiğim kişiye kendimi tanıttıktan hemen sonrasında aldığım yanıt bugün beşinci lojistik satışçısı ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve günlük mesaisinin azımsanmayacak bir kısmının tele marketinge dönüş yapmak olduğunu bildirdi. Buna rağmen sabırla dinledi, kendince notlarını aldı ve ihtiyaç duyduğu için belli bölgelere navlun talebini yönlendirdi.

Bu telefon görüşmesini kendimce kısaca analiz edecek olursam kendi tarafımda başarıya ulaştı çünkü talep aldım, çalışma yapabileceğim bir veri var. Oysa bu telefon görüşmesine biraz daha derinlemesine bakıldığında başka bir sonuç çıkıyor. Müşteri gerçekleştirmiş olduğu görüşmelerin hiçbirinden istediği sonucu alamadı/alamıyor. Hal böyle olunca kendime şu soruyu sormadan edemedim. Lojistik sektörünü oluşturan bizler hizmet verdiğimiz kişi ve kurumların ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyuz?

 

Forwarding hizmeti veren firma sayısının çokluğu ve kalitenin düşüklüğü

 

Forwarding sektöründe satış kanadında başladığım günden bu yana ithalat ve ihracat hizmeti alan firmalardan aldığım ortak noktayı işaret eden genel bir geri bildirim var. Forwarding hizmeti veren firma sayısının çokluğu ve hizmet kalitesinin düşüklüğü. 

 

Bilindiği üzere forwarding firmaları çoğunlukla herhangi bir öz mala sahip olmadan ithalat ve ihracatçının nakliye işlemlerini kolaylaştırmak adına bilgi ve birikimini hizmet olarak satar. Yükleme yapılacak destinasyona en uygun taşıma biçimi, servis ve uygunluğu belirleyip hizmet alternatiflerini ve çözüm ortaklığı sunar.  Denizyolu özelinde değerlendirecek olursak armatörlerin birbirini satın aldığı ve hat alternatifinin çok daraldığı bir ortamda böyle bir hizmet almak için çok fazla firmaya ihtiyaç duyulmuyor gibi gözüküyor.  Gün sonunda bir destinasyona taşıma yapan armatör sayısı belli olup hepimiz aynı tedarikçiden aynı navlunu alıp ortalama aynı kar marjlarıyla müşteriye sunuyoruz.

Müşterilerin, lojistik sektöründe beklentileri daha kapsamlı oldu

 

Müşterilerin lojistik firmalardan beklentisi yazının başında da değinmiş olduğum dünya ticareti ve lojistik faaliyetlerdeki dönüşüm ve oluşumların şekillenişine bağlı olarak daha kapsamlı hale geldi. Bir nakliye alış-satış maliyet hesabından çıkıp bir çeşit ticari partnerliğe doğru şekillenen bir süreç var. Hacmi çok büyük olan büyük yapılar kendi lojistik departmanında profesyonelleşmeye giderek kendi lojistik ihtiyaçlarını karşılarken daha küçük ölçekteki firmaların lojistik firmalarıyla çözüm ortaklığı ihtiyacı daha fazla artıyor.

 

Ticaret Bakanlığı'ndan yurt dışı lojistik dağıtım ağına onay Ticaret Bakanlığı'ndan yurt dışı lojistik dağıtım ağına onay

Dış ticaret firmasının penceresinden bakacak olursak 3 ya da 4 firmadan navlun toplayıp lojistik hizmeti almak, birçok açıdan müşterinin kendi işini kolaylaştırırken kontakta olduğu ve hizmet almak için başvurduğu firma sayılarını 9-10 sayılarına çıkarmakta. Bugünkü forwarding firmalarının işe yaklaşımı müşterinin bu beklentisini karşılamadığı için dış ticaret firmaları lojistik firma arayışından vazgeçmiyor. 

İşleyişte forwarding hizmeti bu kadar basit olmasına rağmen ithalat ihracat firma temsilcilerinin bitmek bilmez alternatif arayışları ve memnuniyetsizlikleri üzerine ilk düşünen ben değilim. Çalıştığım her firmada buna dair bir yaklaşım/çözüm çabası içine girildiğini gözlemledim. Müşteri odaklılık, bilgi akışı, değer katma gibi genel geçer kavramlar üzerinden şekillendirilen yaklaşımların genel itibariyle şirketlerin çalışanlarına içselleştirmeye çalıştığı yaklaşımlardan öteye gitmediğini müşteri geribildirimlerinden gözlemek mümkün.

Sektörden genel memnuniyetsizlik söz konusu

Sektördeki bu genel memnuniyetsizlik ve dış ticaret firmalarıyla lojistik firmaları arasındaki açıyı kapatmak adına lojistik firmaları genel itibariyle kendi satış/pazarlama stratejilerini gözden geçirmeyi tercih eder. Bunu yaparken kendi yapısal anlamda konumlanışını sorgulamayı genelde ne yazık ki ikinci plana atar. Bir ihracatçının neredeyse her hafta aynı destinasyona yaptığı sevkiyatını yıllık ihaleye bağlamak yerine spotta tutmayı tercih etmesi tam da bu yüzden sorgulanması gereken bir durum.

 

Genel itibariyle en büyük sorun dış ticaret firmalarının birlikte ticari faaliyetini yürütebileceği lojistik firmalarına olan güveninin zayıflığı ve bu konuda iş birliğinden kaçınmaları. Bu güven ilişkisini kuracak olan lojistik firmalarının da kendi yapılarındaki genel zayıflıklar da bunu destekleyen verilerden bir tanesi. Lojistik firmalarında çalışan sirkülasyonu ne yazık ki korkunç seviyelerde. Kendi çalışanı uzun vadeli bir kariyer ve gelecek olanağı göremezken müşterisinden uzun vadeli iş birlikteliği beklemek gerçekçi olmuyor. Bu da çalışma kültürü, tedarikçi-alt tedarikçi ilişkilerinden başlayan bambaşka konulara kapı açıyor. 

 

Lojistik firmalarının tedarik zincirinde doğru konumlanış biçimi ve sürdürülebilir çözüm ortaklığı meselesi de bambaşka bir yazı konusu.

Hüseyin Akkuş

[email protected]

Editör: Haber Merkezi