Ekmeğini denizden kazanan bir ailenin evladı Dr. Nihan Şenbursa. “Çocukluk yıllarımdan itibaren limanlar, yük operasyonları, gemiler, süvari beyler, beybabalar kılavuz kaptanlar vs. denizcilikle ilgili ne varsa bana hiç yabancı olmadı” diyen Şenbursa ile enine boyuna denizcilik sektörünü kadın gözüyle masaya yatırdık. Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölüm Başkanı olan Şenbursa öyle güzel bir noktanın altını çiziyor ki! Geriye söylenecek pek de bir şey kalmıyor “Dünya denizcilik sektörü sınır tanımayan bir sektör olmasına rağmen ve dünya ticaretinin 90’ını üstleniyorken ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi denizcilik mesleği maalesef çok tanınmıyor ve bilinmiyor. Dolayısıyla bilmediğiniz, duymadığınız, reklamlarını, tanıtımlarını, teşvik edici faaliyetlerini göremediğiniz bir sektörü tercih etme ihtimaliniz ne kadar yüksek olabilir ki?”

Öncelikle Dr. Öğr. Üyesi Nihan Şenbursa’yı tanıyalım mı?

Bilkent Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünde okurken kendi girişimimle her yaz staj yapmak için farklı bir Avrupa ülkesine gittim. Türkiye Madrid Büyükelçiliği, Türkiye Brüksel Büyükelçiliği, TÜSİAD Brüksel Temsilciliği, Türkiye Paris Büyükelçiliği Paris Turizm ve Tanıtım Ofisi gibi. İlk olarak IBEI- Universitat Pompeu Fabra’da Uluslararası İlişkiler Yükseklisansı yaptım. Kişiliğim gereği çok hareketli olduğum, insan ilişkilerini ve ticareti sevdiğim için dinamik, temposu yüksek baba mesleği olan denizciliğe babama olan aşırı düşkünlüğüm ve hayranlığımdan dolayı çocukluğumdan itibaren ilgimin fazlasıyla olmasından dolayı Barselona Politeknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesinde Deniz Ticareti, Liman İşletmeciliği ve Deniz Hukuku Yükseklisans ve Doktora Programını tamamladım. Türkiye’ye döndükten sonra 3 yıl kadar benim için çok önemli bir okul ve akademi olan özel bir şirkette gemi işletmeciliği yaptım. Kadın erkek eşitliğine inanan biri olarak bir kadının da denizci olabileceğine, denizciliği yapabileceğine ve denizciliğin her alanında çalışabileceğine daimi inancımı hayatım boyunca muhafaza eden biri olduğumdan ve doğduğum günden itibaren bu sektörün içinde olmam, denizi ve denizcileri çok sevmem en büyük etken olmuştur.

Denizcilik sektörünü seçmenizde ailenizin bir etkisi oldu mu?

Denizcilik sektörünün yıllardır içerisinde olan Karadenizli bir aileden geliyorum. Babam deniz ticareti ile uğraşan bir işadamı. Bu yüzden çocukluk yıllarımdan itibaren limanlar, yük operasyonları, gemiler, süvari beyler, beybabalar kılavuz kaptanlar vs. denizcilikle ilgili ne varsa bana hiç yabancı olmadı. Denizcilik sayesinde hayatını idam ettiren bir aileyiz. Limanlara gittiğimde, gemilere çıktığımda ve hatta kaptan köşküne çıktığımda her yeri gözlemler ve hayranlıkla izlerdim. Aldığım eğitimler, kendimi geliştirmem hepsi deniz ve denizci ailemin katkıları sayesinde olmuştur. Babamın mesleki anlamda üzerimde bir baskısı hiçbir zaman olmamış ama denizci eğitimci olmamdaki etkisi çok büyük olmuştur. Bunu şimdi çok daha iyi anlıyorum.

Ailenizde denizcilik sektöründe birileri olmasaydı da kadın olarak denizcilik sektörünü tercih eder miydiniz? Neden?

Dünya denizcilik sektörü sınır tanımayan bir sektör olmasına rağmen ve dünya ticaretinin 90’ını üstleniyorken ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi denizcilik mesleği maalesef çok tanınmıyor ve bilinmiyor. Dolayısıyla bilmediğiniz, duymadığınız, reklamlarını, tanıtımlarını, teşvik edici faaliyetlerini göremediğiniz bir sektörü tercih etme ihtimaliniz ne kadar yüksek olabilir ki? O yüzden ülkemiz de denizcilik sektörü genelde aileden veya akrabalardan duyularak ya da görülerek tercih sebebi oluyor. Bunların dışında kalan çok az bir yüzde denizcilik mesleğini araştırıp seçiyor. Karadenizliler denizle doğar ve denizle iç içe yaşar. Deniz yaz kış bizim hayatımızın bir parçasıdır. Ailem Denizcilik sektöründe olmasaydı eğer ben yine de bir kadın olarak denizcilik sektörünü seçerdim!

Kariyeriniz süresince denizcilik sektörünün hangi alanları ile ilgilendiniz?

Cenap Şahabettin İlkokulu öğrencileri 23 Nisan coşkusunu doyasıya yaşadı Cenap Şahabettin İlkokulu öğrencileri 23 Nisan coşkusunu doyasıya yaşadı

Kariyerime UPC’de Deniz Ticareti, Liman İşletmeciliği ve Deniz Hukuku okurken Barselona Konteyner Terminali’nde çalıştım ve o dönem kurulması planlanan TCB Group şirketi olan TCE EGE grup şirketinin yeni bir liman projesini yürüttük. Master ve Doktora eğitimimden sonra Türkiye’nin en önemli denizcilik firmalarından birinde Arkasline’da 3 yıla yakın Ticaret Uzmanı olarak çalıştım. Doktora tezimi verdikten sonra da akademide devam etmeye karar verdim. Şu anda memleketime 17 yıla ayrı kaldıktan sonra geri dönmüş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yetiştiğimiz topraklara fayda sağlamak adına görev almak çok büyük bir mutluluk. Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölüm Başkanı ve Fakültemi temsilen Üniversite Senatosunda Senatör olarak görev almaktayım.

Denizci bir kadın olmanın ne gibi zorlukları ile karşılaştınız?

Gemi işletmeciliği şirketinde çalışırken genelde yönetici pozisyonlarında çalışanlar erkekti. Ama çok uzun zamandan beri aynı şirkette çalıştıkları ve denizci asker oldukları için onlar şirketin en kıdemlileriydi ve o pozisyonda olmaları tesadüf değildi, başarılı oldukları için oradalardı. Ben işin kara tarafındaki denizcilik işletmeleri yönetimi alanında olduğumdan aşılamayacak zorluklarla karşılaşmadım. Hatta aksine analitik düşünce gerektiren kritik kararlarda kadın müdür ve yöneticilere hep danışılırdı. Fakat işin deniz kısmında kadın denizcilerin erkeklerden çok daha fazla kendilerini göstermeleri için çalışmak zorunda olduklarını, bazı kadın denizcilere mobbing yapıldığını ve gemide kadın denizci istemediklerini ve bunu armatör şirketlere açık açık söylediklerini biliyoruz. Denizcilik endüstrisinde kadına karşı yaşatılan zorluklar gemide daha fazla. Bunların üzerine gitmeli ve önyargıları kırmalıyız.

Üniversiteden mezun olduktan sonra akademiye devam etmenizi sağlayan şey neydi?

Mezun olduktan hemen sonra İspanya’da önce Uluslararası ilişkiler ve sonra baba mesleği olan Deniz Ticareti, Liman İşletmeciliği ve Deniz Hukuku yüksek lisansı yaptım. Akademik araştırmaya ilgim olduğundan hocalarım doktora yapmam konusunda beni desteklediler ve ısrarcı oldular.  Barcelona Universidad Politecnica de Catalunya Üniversitesinde, Deniz Ticareti, Liman İşletmeciliği ve Deniz Hukuku doktorasını tamamladım. Türkiye’ye döndüğümde, hep çalışmayı istediğim, Türkiye’nin önde gelen Deniz taşımacılığı şirketi olan Arkas Line’da 3 yıl Ticaret departmanında Ticaret uzmanı olarak çalıştım. Fakat aklımın bir köşesinde her zaman akademide olmak, bilimin içerisinde olup hem kendimi geliştirmek hem de sektöre fayda çalışmalar yapmak vardı. Bu vesileyle benim için çok şey öğrendiğim ve önemli bir akademi olan Arkas’taki görevimden ayrılıp Üniversite yaşamında akademiye devam ettim.

Akademik kariyer düşünen gençlere, denizci kadınlara neler tavsiye edersiniz?

Belli bir süre denizde çalışmış ve artık karaya geçmek isteyen kadın denizcilerimiz için akademik kariyer önemli bir fırsat. Bunu değerlendirmelerini ve Denizcilik Fakültelerinde gerek denizci eğitimci olarak gerekse Denizcilik İşletmeleri Yönetimi, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği bölümlerinde daha fazla denizci kadın görmek isteriz. Eğitim ve öğretim konularında kadınların başarıları ve katkıları bulundukları kurumlara çok büyük olacaktır.

Kadının denizcilik sektöründe yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Diğer sektörlerde olduğu gibi denizcilik sektöründe de kadının pozitif veya negatif bir ayrıcalığının olmaması taraftarıyım. Bir farkındalık yaratılabilir ve bu konuda etkinlikler düzenleniyor, daha da fazla düzenlenebilir. Çok daha fazla akademik çalışmalar yapılabilir. Ancak bilinmesi gereken bir konu var ki, kadınlara karşı olan ayrımcılığın hiçbir türünü sektörden istemiyoruz.

Kız öğrencilerin denizciliğe daha az yöneldiğini ve toplumda da böyle bir ön yargının olduğunu görüyoruz. Sizce bunun nedenleri nelerdir? Siz denizcilik seçimi yaparken böyle bir önyargıyla karşılaştınız mı?

Denizcilik mesleği çok zor ve meşakkatli bir meslek. Bu mesleği layıkıyla yapabilmek için işinize saygınızın sonsuz olması ve deniz aşığı biri olmanız gerekiyor ki denizin size yaşattığı zorlukları çekebilesiniz. Ailenizden, eşinizden, çocuklarınızdan ve ayağınızı basabileceğiniz bir kara parçasından uzak mesleğinizi çok dikkatli bir şekilde yapmanız bekleniyor sizden ve üzerinde bulunduğunuz gemiye gemiadamlarına ve şirketinize büyük bir sorumluluk bilincinde yaşıyorsunuz her gün. Yanlış yapmak denizde kabul edilebilir bir şey değil. Bu yüzden, mesleğin şartları ve zorlukları kız öğrencilerin mesleği seçiminde etkin bir rol oynuyor. Eskisi gibi iş imkanlarının geniş olmasını artık staj olanaklarının kısıtlı olması, bazı şirketlerin kadın stajyer ve zabit istihdam etmemesi gibi faktörler kız öğrencilerini ve ailelerini bir önyargıya ve bunun sonucunda da denizcilik mesleğine daha az yönelmelerine sebep oluyor.

Denizcilik sektöründeki erkek egemen algının yıkılması ve kadınlarında denizciliğin bir parçası olduğunun kabul edilmesi için daha ne gibi çalışmalar yapılabilir?

Aslında baktığınızda sektörde kadınlara karşı olumsuz bir tepki veya algı yönetimi durumu yok. Lakin Armatörlerin, deniz işletmecilerinin ve deniz ticareti firmalarının önyargısı aslında sektörün gerek gemi gerekse deniz kısmında olumsuz ve kötü algı yaratan kadınlarına! Bu da sektördeki denizci kadınlara yani çoğunluğa mal ediliyor maalesef. Aslında bu, ülke olarak birçok sektörde yaşanılan sıkıntı. Erkeğim başarısızlığı göz ardı edilebiliyor fakat bir kadın yanlış yaptığı zaman ne yazık ki “Kadın işte!” deniyor. Bu önyargıyı kırmak bizlere; denizcilik sektörünün farklı alanlarındaki denizci kadınlara düşüyor. İşinizi severek aşkla yaptığınız müddetçe başarılı oluyorsunuz zaten. İyisiyle, kötüsüyle, problemleri, engelleri ile denizcilik sektörünü her zorluğuyla kabul ettiyseniz zaten başarılı olmak için elinizden geleni yapacaksınız demektir. Yılmadan, yıldırılmadan yolunuza devam ettiğiniz ve bu yolda canla başla çalıştığınız ve başarılı olduğunuz sürece insanların size bakış açısı size kadın ya da erkek olarak değil, “İşinde gayet iyi, Başarılı bir profesyonel!” olacaktır. Farkındalık yaratmak lazım! Gerçekten denizcilik sektörü zaten küçük ve her ne kadar sektör dışındaki insanlara yabancı görünse de ve kapalı olsa da aslında sektörün içinde de kadınlara karşı stereo tiplerin yaşattığı üzücü olayların sonunda kadınların sektörün içine kabul edilebilirliği zorlaşıyor. Bu algıyı kırmak gerek! Bunu da daha bilinçli kadın denizciler, kadın deniz işletmecileri, kadın liman yöneticileri, kadın kaptanlar, kadın gemi işletmecileri yetiştirerek yapabiliriz. Eminim bu algı başarılı ve bilinçli kadın denizciler ve yöneticiler sektörde var oldukça kırılacak. 7’den 70’e denizci millet olma konusunda farkındalık yaratarak, kadınların da denizcilik sektöründe var olduklarını; dünyadaki ve Türkiye’deki denizcilik firmalarına baktığımızda en önemli departmanların kritik kararları verilirken kadın yöneticilerin fikirlerinin dikkate alındığı ve uygulandığını da göz ardı etmemek gerek.

Editör: Haber Merkezi