Piri Reis Üniversitesi (PRÜ) Denizcilik Fakültesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi “Denizcilik Sektöründe Kadın Çalıştayı” düzenledi. PRÜ Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştaya, Piri Reis Üniversitesi (PRÜ) Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan, İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata, PRÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Helvacıoğlu, denizcilik fakültesi öğrencileri ve çok sayıda kişi katıldı. Moderatörlüğünü Ayşe Olcay’ın yaptığı ilk panele, Kaptan Merve Soykan Alsancak, Baş Mühendis Başak Özdemir, Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, Gedik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Ece Erbuğ, Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği’den (DAD-DER) Murat Civelek konuşmacı olarak yer aldı.

 

 

Çalıştayın açılış konuşmasını PRÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Helvacıoğlu yaptı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ilk temellerinin 1908 yılında İngiltere’de atıldığını belirten Helvacıoğlu, 1910 senesinde ise kadınlar gününün kutlanmasına karar verildiğini söyledi. Kadınlar günü kararının verilmesinin nedeninin emekçi kadınların gününü kutlamak değil, kadınların oy hakkı kazanması ve sosyal yaşamda daha fazla yer alabilmesi olduğunu belirten Helvacıolğu, “1934’te Türkiye’de kadına seçme ve seçilme hakkı verildi. Maalesef hala mesleği kadın üzerinden konuşuyoruz. Bu mesleği konuştuğumuz kadınlar güçlü kadınlar. Umarım, bundan sonra kadın, çocuk demeden var olmanın, insan olmanın, mesleğe getirdikleri günleri konuşacağız” dedi.

 

 

KADINLAR İLKEL YAKLAŞIMI BAŞARILARIYLI KIRDI

 

İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan ise, denizcilik şirketlerinin son 5 yıldır kadınlar konusunda bir dönüşüm içerisinde olduğunu belirterek, özellikle son yıllarda çok ciddi başarılara imza atan kadınlar olduğunu kaydetti. Bazı yerlerde hala kadın stajyer çalıştırılmaması yaklaşımının devam ettiğine vurgu yapan Arslan, bu durumun da yakın zamanda son bulacağını ifade ederek, “Kadınlar bu ilkel yaklaşımı çalışmalarıyla, başarılarıyla kırdılar” dedi.

 

 

21. YÜZYILDA KADINLAR DAHA GÜÇLÜ OLACAK

 

Ardından sözü İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata aldı. Denizcilik sektöründe kadın gücünün 21. yüzyılla birlikte son daha ileriye taşınacağını belirten Ata, özellikle akademide kadınların oranlarının daha yüksek olduğunu söyledi. Farkındalığı arttırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini kurumsallaştırmak amacıyla çalışmalar yaptıklarını dile getiren Ata, “Tasarımdan mühendisliğe, hukuktan üretime, araştırmaya kadar çok genel bir çerçeveye oturuyor denizcilik çalışmaları. Burada özellikle 21. yüzyılla birlikte bilişim alanında, haberleşmenin gelişmesi, teknolojik gelişmeler, fiziksel güç gerektiren işlerin biraz daha geride kalması nedeniyle kadın denizciler çok daha güçlü olacak” diye konuştu.

 

 

ERKEK GÜMÜŞSE KADIN ALTINDIR

 

Piri Reis Üniversitesi Rektörü Oral Erdoğan da,  “Herkes bir ananın çocuğu, erkek olarak tek tek kendinizi düşünün. Kendi annenizin size verdiği değeri siz ona ne kadar veriyorsunuz. Sonra da tüm kadınları değerlendirmekte fayda var. Altın var, gümüş var. Erkek gümüşse, kadın altındır. Sen istediğin kadar ona değer verme o değerli zaten. Hem de senden daha değerli. Erkeğin bunu kabullenmesi yüzyıllar alıyor. Bu konuda ciddi bir sorun var. O yüzden mücadele eden kadınları sahiplenmek ve anlamak gerekiyor” diye konuştu.

 

 

Tanker siparişleri önceki yıla göre yüzde 32 arttı Tanker siparişleri önceki yıla göre yüzde 32 arttı

 

YILMAYIN

Açılış konuşmalarının ardından panel başladı. Panelin ilk konuşmacısı WİSTA Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Şentürk Görür, Ukrayna’daki savaşın bir an önce son bulmasını temenni ederek söze başladı. Sektöre yeni girdiğinde yaşadığı sorunları ve tecrübelerini aktaran Şentürk, yaşanan sorunların büyük bir kısmının çözüldüğüne inandığını aktardı. İlk olarak İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci iken sorunlarla karşılaştığını ifade eden Şentürk, ilk girdiği grupta kadın olmamasından ötürü kendisine “babanız armatör mü? Değilse nasıl iş bulmayı düşünüyorsun” gibi yaklaşımla karşılaştığını ve bu durumunda kendisine bir bocalamaya yol açtığını söyledi. Okulu bitirdikten sonra ilk staj yapmak istediği liman başkanlığında “kızım sana göre iş olmaz, burası tehlikeli bir bölge, seni koruyamayız, burada iş makineleri var, sana bir acentede iş bulalım sen oraya git” denilerek staj talebinin kabul edilmediğini belirten Şentürk, yaşadığı bütün zorluklara göğüs gerdiğini aktardı. Şentürk, “Lütfen yılmayın, eskiler o yüzden de yeni yeni alışıyorlar. Onların da çok büyük bilgi birikimi var. Denizciliği, teknolojinin olmadığı bir zamanda yaşamışlar. Umarım onlarla karşılaşsanız bile yılmaz ve devam edersiniz” dedi. Konuşmasına yöneticisi olduğu tek denizci kadınlar derneği olan WİSTA’dan bahsederek devam eden Görür, “Derneğin amacı tamamen network sağlamak. Kadının denizdeki yerini sağlamlaştırmaktır” dedi.

 

 

BAŞKALARININ YÜZÜNDEN HEDEFLERİNİZE ULAŞAMIYOR OLMAYIN

 

Ayşegül Şentürk’ün ardından panelin ikinci konuşmacısı Kaptan Merve Soykan Alsancak, sözü aldı. Kendi tecrübelerini anlatan Alsancak, ilk zorluğun staj döneminde başladığını belirterek, “Şirketler kadınların özellikle tankerde çalışmasına çok aşina değillerdi. Birçok zorluklarla karşılaştık. Mobinge maruz kaldık. Özellikle psikolojik olarak yıprandık. Çünkü hep erkek mesleği olarak görülüyordu. Ön yargıları yıkmak için hep bir savaş içerisindeydim. Hep bir mücadele ile geçti. Hayatımla ilgili başkalarına göre mi kararlar vermeliydim yoksa kendi hayatıma kendim mi yön vermeliydim. Dedim ki zorluklar olsa da önemli değil. Ben istediğim sürece mesleğimi icra etmeliyim. Bana elbette ki destek verenlerde çok oldu. Kimse bu konuda geri adım atmasın. Başkalarının yüzünden hedeflerinize ulaşamıyor olmayın. Nasıl istiyorsanız öyle yapın. İşim ve ideallerin her zaman çok önde oldu. Denizde kadın değil, denizde insan olması lazım. Artık bunların aşılması gerek. Amacımız mesleğimizi en iyi şekilde icra etmek ise bunu o zaman olay, cinsiyetten çıkıyor. Her işi kadın da yapıyor erkekte yapıyor. Cinsiyetin bir önemi yok. İşi güzel yapan insan, erkekte olsa, kadın da olsa yapıyor. Kötü yapıyorsa kadında olsa erkekte olsa yapıyor. Bizler mesleğimize abandığımız sürece altından kalkamayacağımız hiçbir şey yok.

 

 

KADINLARI RAKİP OLARAK GÖRMEYİN

 

Panelist Baş Mühendis Başak Özdemir de, kendi tecrübelerini anlattı. 20 yıl önce bugünkü kız öğrencilerle aynı heyecanı ve endişeleri yaşadığını aktaran Özdemir, “Bizim dezavantajımız hiç makine mühendisi kadın yoktu. Ne sektör ne de biz neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk” dedi. Stajyere yetiştirilecek insan gözüyle değil de ucuz işçi gözüyle bakıldığını belirten Özdemir, şöyle devam etti; “Birçok şirketten makineci kadın olduğum için geri çevrildim. Ben artık 6’ıncı kez gittiğim bir şirkette personel müdürü olan bir abimiz bana ‘kızım anlamıyor musun, stajyer almıyoruz dedi’ bende ısrarlı olduğum için beni aldı ve fark ettim ki insanları ne kadar istekli olduğumuz konusunda ikna etmek durumumuz var. Daha sonra gemiye çıktım ve başka zorluklarla karşılaştım. Taciz, mobing, yıpratma politikası bunlarla karşılaştım. Benim ve ailemin neler yaşadığını bilmeyen birinin beni yolumdan çekmesine izin vermedim. Bu benim yolculuk boyunca rehberim oldu. Zorlu bir yolculuktu. Önümde iki seçenek vardı. Ya pes edeceğim. Yada kulağımı kapatacaktım ve hedefe odaklanacaktım. Burada iki şey beni motive etti. Biri başucuma koyduğum ilk kadın baş mühendis apoleti oldu. ikincisi ise diğeri ise Nazım Hikmet’in dizeleri oldu. Kız kardeşlerime sesleniyorum. Bu süreçte bir ablanız ve meslektaşınız olarak söyleyebileceğim, kimsenin size ne yapıp yapmayacağını söylemesine izin vermeyin. Siz istiyorsanız o konu kapanmıştır. Tacize, mobinge asla sessiz kalmayın. Bu konuda size yardımcı olacak insanlarla teması kesmeyin. Gemideki kadınları rakip görmeyin. Çünkü bizim Türkiye’de sadece denizci kadın olmak değil, Türkiye’de kadın olmak başlı başına bir mesele. O yüzden birbirimize destek olmak zorundayız. Faydası yok tek başına ya hep beraber, ya hiç birimiz. Konuşmamı şöyle noktalamak istiyorum. İstanbul sözleşmesi yaşatır.”

 

 

KADINLARIN KENDİ ARALARINDA DA ŞİDDET VAR 

 

Panelde, Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, toplumsal roller ve çalışma hayatına konu alan bir sunum gerçekleştirdi. Ünal, sunumunda, kadınların yaşadıkları sorunlarından arka planını ve çözüm yollarını ele aldı. Sunumda kadınların sadece erkeklerinde şiddetine maruz kalmadığını kadınların kendi aralarında da bir şiddet olduğunu belirten Ünal, “Genel olarak baktığımız zaman, kadınların da birbirleri arasında üstünlük kurma çabası ile karşılaşıyoruz. Yok saymak ve değersizleştirmeye kadar varabiliyor bu durum” dedi. Ünal’ın ardından İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Üyesi Ece Erbuğ, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin, DAD-DER kurucusu ve yönetim kurulu üyesi Murat Civelek ise, DAD-DER’in faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi.

 

Çalıştayın öğleden önceki ilk oturumu soru-cevap bölümüyle sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi