B Takımınız Aslında A takımınızdır

Değerli Meslektaşlarım,

 

Uzun süren bir ayrılıktan sonra, yazılarıma devam etmeye karar verdim. Yirmi yedi senede elde ettiğim tecrübelerimi, özellikle mesleğe yeni başlamış meslektaşlarıma aktarmanın gerekliliğini hissediyorum. Bu tecrübelerim, onların mesleki hayatlarına bir nebze yardımcı olursa ne mutlu bana.

 

Genç kardeşlerim,

 

Meslek hayatınızda belki en zorlanacağınız konuların başında insan ilişkileri ve bu ilişkileri nasıl regüle edeceğiniz gelmektedir. Özellikle denizcilik mesleğinde, elinizde ne kadar üst düzey gemi olursa olsun, onu kullanan insan olduğu müddetçe en önemli unsurun insan olduğunu bilmekte fayda vardır. İyi bir insan gurubu kötü durumda olan bir gemide dahi başarıyla sefer tamamlayabilirken, harmonize olmamış, eğitimsiz veya birbirinin tamamlamayan ekiplerin yeni gemilerde bile çok başarısız sefereler yaptıklarına şahit olmuşumdur. Yani insan, gelişen teknolojiye rağmen hala en önemli unsurdur.

 

Bu önemli unsurun yönetimi de belirli bir bilgi, tecrübe ve görgü gerektirmektedir. Bu nedenle, yıllar yılı edindiğim tecrübelerle, bugünden itibaren insan yönetimi konusundaki eksikleri ve yanlışları, bu sütundan dilim döndüğünce anlatmak istiyorum.

 

Bugünkü yazımda, gemilerde ve ofislerdeki A klas ve B klas kişiler mercek tutmak istiyorum.

 

En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Benim A takımım B takımı oyuncularıdır. A takımı oyuncular kimdir? Nasıl insanlardır? B takımı kimdir? nasıldır? Nasıl yaşarlar? Ne isterler?

 

Hemen anlatayım…

 

A takımı oyuncular yıldızlardır. Seminerlerde devamlı davetli listesindedirler. Konuştukları zaman pür dikkat kesilirsiniz. Etraflarında her zaman prestijli insanlar olur. Belki bu kişi, şirketinize rakip firmadan transfer edildi. Yemeğe çıkmak istediğinizde sektörde önemli kişilerle randevuları vardır. Bazen rakip firma sahipleri ile yemek yerler. İşe girerken de çılgın maaş isterler.

 

B takımı oyuncuları ise İngilizce tabir ile “loser” imajlıdır. Aslında “loser” asla değildir. Yaptığı işleri anlatmayı sevmez. Fark edilsin ister. Arkadaşını şikâyet etmez. Uzun zamandır sizinle çalışır. İşini dört dörtlük yapar. Uzun zamandır her gün yaptığı bu hatasız ve harika işlerin bir gün karşılık bulacağını ve takdir edileceğini umar. Pek kimse bu arkadaşla yemeğe çıkmak istemez. Çok çekmez insanları. Maalesef bu yılda patrondan bir adet kahve kupası hediye aldı. Farklı logosu olan.

 

Önemli insanları tanımasa da, B takımımdaki bu arkadaşın çok eski ve sağlam dostlukları vardır. Onunla yemeğe çıkmak ve seyahat etmek çok keyiflidir. Uzun yıllarda elde ettiği tecrübeleri ve kazanımları paylaşır ve ondan öğrenirken keyif alırsınız. Bazı ihtiyaçları olsa dahi dile getirmeyecek kadar gururludur. Bir gün hakkının ödeneceğini bilir. İhtiyacı olan şey, bir gün onun da yurt dışı eğitimlere götürülmesi, belki biraz zam ve mesleğini daha iyi yapabilmesi için meraklı olduğu konuda alacağı eğitimdir.

 

A takımındaki arkadaşımız ise size geldiği gibi, bir gün daha iyi teklif geldiğinde sizi de terk edecektir. Kişisel çıkarlarını her zaman takım çıkarı üstünde tutar. Başarıdaki tüm övgüyü almak ister. Networkü zengindir ama B takımındaki kadar derinlikli ilişkileri yoktur. 

 

Ben B takımındakilerle yemeğe çıkmayı severim. İçten ve keyifli sohbetleri onlarla çok yaşadım. İş yerinin başarısını kendi ideallerinin üstünde tutar.

 

Hırs ve ego tercih ederseniz A takımı, Sadakat ve yoldaşlık için B takımını tercih edin.