“Rusya ve Ukrayna savaşı ve artan akaryakıt fiyatları, balıkçılığı günden güne çıkılmaz hale getiriyor. Belki de gelecek yıl birçok balıkçı denize açılamayacak. Beklentimiz yeni sezonda mazot fiyatlarının düşmesi” diyen İMEAK Deniz Ticaret Odası Balıkçılar Komitesi Başkanı Murat Kul, hobi olarak yapılan ve herhangi bir denetime tabii olmayan balıkçılığın ise artık hobi olmaktan çıkıp kilolarca tutulup satılmaya kadar vardığını vurguluyor… Ve haklı olarak diyor ki “Biz yasak dönemde, 4.5 ay balıklar havyar döküp büyüsün diye avcılık yapmayacağız, fakat amatör balıkçılık adı altında 24 saat bu kişiler avcılık yapacaklar”

GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı

 

Sezon sonunun 15 Nisan olmasına rağmen birçok balıkçının sezonu erken kapattığını söyleyen İMEAK Deniz Ticaret Odası Balıkçılar Komitesi Başkanı ve Kul Balıkçılık’ın Sahibi Murat Kul, sezon başı giderlerin aynı seviyede olmadığını ama balık fiyatlarının aynı oranda artmadığını söyledi. Murat Kul, “Bilindiği üzere balıkçılarımızın en büyük gider kalemlerinden biri de şüphesiz akaryakıttır. Son zamanlarda yükselen akaryakıt fiyatları balıkçılarımızı denize açılmaz hale getirmiştir. Sezon başlarken mazot fiyatı 7.25 TL iken sezon sonunda baktığımızda 22.33 TL ve bakıldığında balık fiyatları aynı değişikliği göstermedi. Bir balıkçı teknesi denize açıldığında balık avlamak için gecede en kötü şartlarda 1 ton mazot sarf ediyor. Petrolün artması ile balıkları paketlediğimiz strafor kutuların fiyatlarında da artış oldu. Birçok balıkçı sezon sonu 15 Nisan olmasını rağmen erkenden sezonu kapattı. Balıkçılık yaptığımız zaman, özellikle palamut avcılığından daha çok sarfiyat var ve bu bizi gelecek yıllar için düşündürüyor. Rusya ve Ukrayna savaşı ve malum akaryakıt fiyatları balıkçılığı günden güne çıkılmaz hale getiriyor. Belki de gelecek yıl birçok balıkçı denize açılamayacak. Beklentimiz yeni sezonda mazot fiyatlarının düşmesi ve bir çözüm bulunması yoksa sektör gerçekten zor duruma düşecektir” dedi.

Amatör balıkçılığa günlük sınırlama getirilmeli

 

Hobi olarak yapılan amatör balıkçılığa verilen izinlerin 7/24 olmasını da değerlendiren Kul, “Hobi olarak yapılan balıkçılık; tabii ki insanlar keyif yapacak, balık tutacak buna karşı değiliz. Ancak son zamanlarda bazıları amatör avcılık adında 7/24 ticari avcılığa dönmeye başladı. Sayı olarak milyonlarca tekne ve kişiden bahsediliyor ve bu amatör avcılık sezonun 12 ayı yapılıyor. Biz bu işi ticari yapanlar olarak 15 Nisan da av yasağına giriyoruz. Biz balıkçılar olarak kurallara uyuyoruz. Biz yasak dönemde, 4.5 ay balıklar havyar döküp büyüsün diye avcılık yapmayacağız, fakat amatör balıkçılık adı altında 24 saat bu kişiler avcılık yapacaklar. Bizler keyif için birkaç kilo balık tutana asla karşı değiliz fakat bu iş kilolarca balık tutup satmaya kadar gidiyor. Artık buna ilgili bakanlık bir çözüm bulmalıdır. Her önüne gelen oltasını alıp bu denize çıkmamalıdır. Amatör avcılığa günlük sınırlama getirilmeli ve takip edilmeli. Şu an bizim ticari teknelerimiz 3-4 adet takip cihazı ile ilgili bakanlıklar tarafından takip ediliyor ve tutulan bütün balıklar SÜBİS üzerinden kayıt altına alınıyor. Hangi tekne nerede ne kadar balık tutuyor internet üzerinden sisteme düşüyor ve kayıt altına giriyor ve bizler hava şartlarını da göz önüne alırsak 5-6 ay avcılık yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Geçinmeye çalışırken boş yere cezalara maruz kalıyoruz

 

Tekne çeşitlerini; gırgır, trol, orta su trolü ve diğer av araçları olarak sıralayan Kul, “Bunların hepsinin kendine özgü problemleri var. Daha önceki yıllarda sadece Tarım Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı ile sorun çözmeye çalışırken şimdi ise bunlara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı da eklendi. Daha önce avlandığımız alanlar şimdi demirleme sahası olarak geçmeye başladı ve cezalar gelmeye başladı. Balıkların bir göç yolu, avlanma zamanları var ve bu avlanma alanları demirleme alanlarının içinde kalıyor. Bizlere Su Ürünlerinin 1380 Sayılı Kanunu’na göre verilmiş bir avlanma hakkı var fakat 4922 Sayılı Can Ve Mal Koruma Kanunu’na göre yasak. Bizler 4-5 ay bu bölgelerde avlanmak ve geçinmek için mücadele verirken boş yere cezalara maruz kalıyoruz. Buna acil bir çözüm bulunmalı ve bizler buralarda avcılığımızı devam ettirmeliyiz. Yeri geldiğinde yük gemileri bizim avlanma sahalarımıza giriyor. Bunlar normal tabi ki, bizlerde gemilerin olduğu alanda dikkatli bir şekilde çapariz vermeden avcılığımızı yapmak istiyoruz. Avcılık yaptığımız zaman ve süre çok az sadece 5-6 ay çalışıyoruz. Bunlar ilgili bakanlık tarafından dikkate alınıp, sağladığımız gıda sektörü ve ilgili olduğumuz sanayi kolları bunların sıkıntısını çekiyor. Atık su problemi ise büyük sıkıntı. Daha önce 15 günde bir karaya çıkardığımız atık su (gri su) bu yıl ilgili bakanlık tarafından 48 saate indirildi ve sektör zor duruma düştü. Yeri geldiğinde balık avlamayı bırakıp bu atığı, şu an altyapısı olmayan balıkçı barınaklarına vermek için mücadele ediyoruz. Bizlerin atık su depolama kapasitesi büyük, bizler bunları eskisi gibi 15 günde bir vermek istiyoruz. İlgili kolluk kuvveti, ilgili kuruma sevk ediyor ve ağır cezalara maruz kalıyoruz. Bu konuya acil bir çözüm bulunmalı diyoruz” şeklinde konuştu.

 

Ülkemizin balıkçılık politikasına ve bakanlığına ihtiyacı var

 

Son yıllarda sürdürebilir balıkçılığın tartışılmaya başlandığını kaydeden Murat Kul, “Büyüyen bir sektör var ve mevcut stoklarımız var. Gerçi bu stokları da bilmiyoruz, yapılmış bir geniş çaplı araştırma yok. Tekne sayıları arttı ve denizlere sahip çıkmak zorlaştı. Bizler ilgili bakanlık tarafından 3-4 farklı cihaz ile anlık takip ediliyoruz. Denizlerimizde ruhsatsız şekilde çalışan tekneler var. Kota sistemi hep tartışma oldu. Yeri geldi sektör ‘evet’ olmalı dedi, yeri geldi ‘hayır’ olmaz dendi. Korumacı olmalıyız tabii ki, geleceği düşünmeliyiz. Bilimin ışığında, ilgili bakanlık ve balıkçıların bir araya gelip ortak bir karar alıp yol alması lazım. Herkesin fikrini dinlemeliyiz. Özellikle sahaya inip ticari balıkçılık yapan emekçi insanlarla tek tek görüşüp dertlerini sıkıntılarını öğrenip ondan sonra radikal kararlar almalıyız. Önümüzde gıda ihtiyacı artacak bir dünya var. Ürün ise denizlerde. Denizler ortak mirasımız. Bakanlık ve bilim bizleri iyi dinlemeli. Gerekirse denizcilik ve balıkçılık bakanlığı kurulup tek bir yerden yol almalıyız. Bugün baktığınızda birçok ülkenin balıkçılık bakanlığı var. Ülkemizin bir balıkçılık politikasına ihtiyacı var” dedi.

 

Balığı sofraya gelmesinin bir maliyeti var

 

Sektör hakkında herkes bilinçsiz açıklamalar yapıyor diyen Kul, “Her önüne gelen bilip bilmeden avcılık yasakları olsun, müsilaj olsun ve balık fiyatları olsun yorum yapıyor. Bizler bunlardan etkileniyoruz. Herkes balığı ucuz olarak görüyor fakat bu balığın sofraya gelmesinin bir maliyeti var. Balık ucuz bir ürün değildir. Gönül ister ki her kesim üst gelir olsun dar gelirli olsun bunu tüketsin. Etin ve kıymanın fiyatına göre bakıldığında, fiyatı en uygun olan omega 3 değeri yüksek, sağlık açısından önemli olan bir ürün. Bilinçsiz açıklamalar balık satışını düşürüyor ve zararını çekiyoruz. Milyonlarca kişi bu sektörden kazanç sağlıyor. Çünkü diğer sektörlerle entegre olmuş durumdayız. Daha dikkatli davranmalı ve özen göstermeliyiz. İlgili balıkçılık birliklerine danışmalı ve fikir almalıyız. Gelecek nesillere temiz bir deniz, bol ve bereketli denizler bırakmayı temenni ederiz” dedi. 

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi