Türkiye Liman İşletmeleri Derneği (TÜRKLİM) 23. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nı gerçekleştirdi. Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri'nde düzenlenen Genel Kurul'a İMEAK Deniz Ticaret Odası'sı (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İskenderun Teknik Üniversitesi Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Soner Esmer ile çok sayıda kişi katıldı.
Dış ticarette daralma elleçlenen yük miktarında artış
Belirlenen divan heyetinin oylaması ile başlayan 23. Genel Kurul'u 1 dakikalık saygı duruşuyla devam etti. Saygı duruşunun ardından TÜRKLİM Başkanı Hakan Genç 2019 faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Genç, derneğe üç yeni limanın katıldığını belirterek üye sayılarının bu katılımlarla birlikte 67'e ulaştığını kaydetti. 2019 yılına ait ihracat verileri ve yük istatistiklerine ilişkin bilgi veren Genç, “İhracatımız 2019'un ilk 11 ayında 157 milyar dolar seviyesinde, ithalatımızda 183 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yıllık olarak ihracatta 171 ve ithalatta 200 milyar dolar olarak ön görüyoruz. 371 milyar dolarlık bir dış ticaret verisine ulaşılacağını tahmin ediyoruz. 2018 yılında ise 391 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Bakıldığında dış ticarette 50 milyar dolarlık yüzde 5'lik bir daralma olduğunu görmekteyiz. Yük istatistiklerine baktığımızda ise yük cinslerine göre ele aldığımızda toplamda 2018 yıl sonu 460 milyon ton olan limanlarda elleçlenen yük miktarı, 2019 yılı için tahminimiz 483 milyon tona yaklaşan bir rakam olacağı şeklindedir. Burada da yüzde 5'lik bir artış olduğunu görmekteyiz. Enteresan bir veri. Dış ticarette daralma olmuş. Ama limanlarımızda elleçlenen yük miktarında yüzde 5 oranında bir artış olmuş. Bunun yıl sonunda irdelenmesi gereken bir durum olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Genç'in konuşmasının ardından kürsüye çıkan TÜRKLİM Genel Sekreteri İrfan Bilgin, derneğin gelir ve giderleriyle ilgili bilgi verdi. Mali raporun onaylanmasının ardından üye aidatlarının arttırması gündeme geldi. 1500'den 2000'e çıkarılan aylık aidatlar oylamada kabul edildi.
Ekonomiye katkıda limanlar 3. sırada yer alıyor
Genel Kurul'da raporların okunması ve oylamaya sunulmasının ardından görüş ve temenniler gündemine geçildi. Yapılan değerlendirmelerden sonra İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, bir konuşma yaptı. Konuşmasında, liman işletmeciliğinin önemine vurgu yaparak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yayımladığı 2017 yılı istatistiklerine göre, denizcilik sektörünün ekonomiye katkısına bakıldığında deniz taşımacılığının yüzde 35 ile ilk sırada, gemi inşa ve tamir bakım sanayinin yüzde 27 ile ikinci, limanlarımızın ise yüzde 16 ile 3. sırada yer aldığına işaret etti.
Liman hizmetleri kalemlerinin ücretlerinin belirlenmesi konusunun sektörün 2020 yılında en önemli konusu olacağına dikkat çeken Tamer Kıran, “Bu konuda ciddi bir kavram karışıklığı var. Bu karışıklığı gidermemiz lazım. Bu nedenle TÜRKLİM’in Limancılık Faaliyetlerinin Türkiye ile Ekonomisine Etkisi adı altında hazırlayacağı çalışmayı fevkalade önemli buluyorum. Bu çalışmayı hakikaten çok sağlıklı bir şekilde tamamlayıp, herkese anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.
Prof Esmer: Beklentiler küresel riskler çerçevesinde oluşmuş durumda
TÜRKLİM Genel Kurulu'nun kapanışında Prof. Dr. Soner Esmer, “Limancılık sektörü için fırsatlar ve tehditler” isimli bir sunum gerçekleştirdi. Her sektörü ilgilendiren küresel riskler olduğuna işaret eden Esmer, 2021 hakkındaki beklentilerin de bu küresel riskler çerçevesinde oluşmuş durumda olduğunu belirtti. 2020 için yüzde 3.3'lük ve 2021 yılı için de yüzde 3.4'lük gibi düşük bir gelişim seyri beklendiğini kaydeden Esmer, ABD ile Çin arasındaki gerginliğin azalmasının ticari açıdan rahatlatıcı olduğunu ancak ABD ile İran arasındaki gerginlik ile dünyadaki diğer gelişmelerin hala devam ettiğini kaydetti.
'Kuşak ve Yol Projesi'ne dahil olmak isteyen ülkelerin bir ortak özelliği var'
Öte yandan Çin'in düşüş sürecinde olduğuna işaret eden Esmer, “Son açıklanan rakamlara göre, Çin'deki büyüme eskisi gibi yüzde 9'larda 8'lerde değil. Yüzde 6.2'lere kadar gerilemiş durumda. Çin kendi çapında bu alışık olduğu büyüme trendini devam ettiremediği için onun çıkış yollarını arıyor. Bunun için de lokomatif olarak kullandığı Kuşak ve Yol Projesi'ne çok ciddi bir önem veriyor. Bizi çok ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye daha ilk açıklandığı günden bu yana hem deniz hem de kara tarafından güzergah üzerinde bulunduğu için takip ediyorduk. Kuşak ve Yol Projesi'ne dahil olmak isteyen ülkelerin bir ortak özelliği de var. Hepsi ya gelişmemiş ülkeler ya da gelişmekte olan ülkeler. Bu durum tesadüf değil. Çıkar çatışmasının daha az yaşandığı bölgeler bunlar. Bu aslında Çin'in solda görünüp sağda yapmak istediği amaçlara çok daha uygun aslında” dedi.
'Çin, kendi kurallarını koymak istiyor'
Esmer, şöyle devam etti: “Çin ne yapmak istiyor. Gelişmiş, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerle kendi gelişimini sürdürmek, üretim gücünü korumak, ticaretini sürdürmek, politik bağlantılarını güçlendirmek, stratejik ortaklıklar kurmak ve kural koyucu olmak. Bu zamana kadar alıştığımız klasik, küresel kurumların, Dünya Bankası ve Dünya Para Fonu gibi kurumların dışında kendi kurallarını koyan, kendi kurumlarını ön plana süren bir yapı içinde. Dolayısıyla lokomatif olarak bu Kuşak ve Yol Projesi'ni sürdürüyor. Limanlar konusunda çok ciddi yatırımları var. Bizi de ilgilendiren yatırımlar. Özellikle gelişmemiş ülkeler olarak Afrika ile ilgili çok ciddi yatırımları var. Batı Akdeniz ekseninde çok ciddi yatırımları olduğunu görüyoruz.”
7DENİZ – ÖZEL
