Kuşak ve Yol Girişimi, 2013 yılında ilan edilmesinden günümüze kadar geçen sürede takip etmesi güç bir hızda gelişti. Trilyon dolarlık ticari katkılar sağlayan girişim 2021 yılı itibariyle 70 ülkeyi, başka bir ifade ile dünya nüfusunun 60'ından fazlasını kapsıyor ve yeni projeler ile sürekli büyüyor. Ülkemizde girişimin yol (denizyolu) ayağında elle tutulur bir strateji ortaya konmasa da kuşak (demiryolu) ayağında önemli gelişmeler oldu. Kasım 2019'da Çin'den gelen ilk blok trenin ülkemizden geçmesinin ardından bu trenlerin sayısı 2020 yılı sonuna kadar 10'u buldu. Esas önemli gelişme ise Aralık 2020'de Köseköy-Xian güzergahını 12 günde tamamlayan ilk ihracat treniydi. İkinci tren 2021 yılının ilk gününde Çin sınırlarına girdi. Çin ihracat treni, pek çok yönüyle hatırlamak istemeyeceğimiz 2020 yılının en umut verici gelişmesiydi.

 

Yeni Avrasya ara Köprüsü'nde 11 bin blok tren

 

Kuşak ve Yol Girişimi'nde 6 koridor mevcut olsa da Avrupa'ya ulaşan iki koridor aktif olarak işlemektedir. Bunlardan ilki Yeni Avrasya Kara Köprüsü Ekonomik Koridoru (Kuzey Koridoru) olarak adlandırılırken diğeri genellikle “Orta Koridor" olarak bilinen ve ülkemizin de dahil olduğu Çin-Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridorudur. 2020 yılında Kuzey Koridorunda Çin-Kazakistan-Rusya-Belarus-Polonya üzerinden 11 bin blok tren geçerken taşınan yük miktarı yaklaşık 600 bin TEU'ya ulaştı. Başka bir ifade ile 2020 yılında 600 bin TEU yük, denizyolundan demiryoluna aktarılmış oldu. Böylece ortalama 12 günde geçilen güzergah ile denizyoluna oldukça güçlü bir rakip yaratıldı. Demiryolu ile karşılaştırıldığında denizyolunda kilo başına ortalama taşıma maliyeti halen (az da olsa) düşük kalsa da transit sürede çok önemli bir fark elde edildi. Denizyolu ile Uzak Doğu-Avrupa arasında 40 günleri bulan kapıdan kapıya teslim süresi demiryolu ile neredeyse 1/3 oranında azaldı.

 

Türkiye için yeni fırsatlar

 

WİSTA Türkiye üyeleri iftarda bir araya geldi WİSTA Türkiye üyeleri iftarda bir araya geldi

Her ne kadar ilk tren 2019 yılında gelse de pandemi şartları ile artan deniz navlunları ve ekipman bulmadaki sıkıntılar demiryoluna olan talebi 2020 içinde arttırdı. Bugün Çin'e giden ihracat trenlerinin açtığı yolda çok önemli fırsatlar var. Ayrıca güzergah ülkeleri sadece Çin ile sınırlı değil. Güzergahta bugün Azerbaycan-Kazakistan hattı kullanılsa da yakın gelecekte küçük dokunuşlar ile 70 milyon Türkün yaşadığı coğrafyalara ulaşılabilir. Bu sayede Türki Cumhuriyetleri ile sosyal, kültürel ve ticari ilişkilerimiz geliştirilebilir. Bunun yanında Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerini pazar olarak hedefleyen güzergah ülkelerindeki yatırımcılar için Türkiye bir üretim üssü olabilir. Diğer yandan konunun buraya kadar anlattığım yönüyle sadece mal ticareti ile değil hizmet üretimi ile de yakından ilgisi var.

 

Denizyolu & demiryolu entegrasyonu neler getirir?

 

Son yıllarda ülkemizde demiryolu ile yük taşıma konusunda yapılan atılımlar umut vericidir. İlave olarak etkin ve verimli işleyen lojistik üsler, demiryolu ve denizyolu bağlantılı limanlar ile bazı kritik bölgelerde önemli aktarma merkezleri kurulabilir. Köseköy Demiryolu Lojistik Üssü ile halihazırda girişimin kritik bir noktası olan İzmit'in ile beraber İskenderun Körfezi de bu entegrasyon için oldukça uygun konumdadır. Her iki bölgemiz Türkiye'nin en önemli liman kümelerine sahiptir. Demiryolu ile Uzak Doğudan ya da Türki Cumhuriyetlerden gelip İzmit ya da İskenderun Körfezinde denizle buluşan yükler Karadeniz, Orta ve Doğu Avrupa, Kuzey ve Batı Afrika hatta Güney Avrupa'ya oldukça rekabetçi transit sürelerde teslim edilebilir. Orta koridorun denizyolu ile entegrasyonu, ülkemizde transit yük taşımacılığı, limanlar ve lojistik üsler için önemli fırsatlar sunacaktır.

 

Bu bir takım işidir

 

Konteyner taşımacılığında sınırları hayal gücünüz belirler. Bahsettiğim fırsatların elde edilmesi tek bir kurumun ya da girişimin yapabileceği bir şey değildir. Bu bir takım işidir. Bu takım kamu desteği ile dış politika, lojistik, ticaret ve uluslararası finansman konusunda uzmanlar tarafından oluşmalı, Kuşak ve Yol Girişimi ülkemiz için bir transit yük kaynağı ve ihracat kapası olarak görülmelidir.

Kaynak: dünya.com

Prof. Dr. Soner esmer - İskenderun Teknik Üniversitesi, BHGİ ve Denizcilik Fakültesi

Editör: Haber Merkezi