Yavaş yavaş normalleşme sürecine girdiğimiz bu günlerde birçoğumuzun aklında ekonomik kaygıların olması normal. Pandemi nedeniyle tüm dünyada alınan tedbirler, denizcilik sektörü olarak bizi çok fazla etkilemese de “ne olacak” sorusu, hepimizin cevaplar yaratmaya çalıştığı ortak mevzu. Görünen o ki bu soruya kolay kolay cevap bulunacak gibi de değil. Sanırım hepimiz yaşayıp göreceğiz…

 

Diğer taraftan kötü bir sürpriz olarak yaşadığımız bu süreci ekonomik anlamda en az hasarla atlatmak için doğru dürüst bir şey yapılmadı dersem yalan olur. Yeterli gelir gelmez burası ayrı bir mevzu ama olası darboğazlara çözüm yaratılmaya çalışıldığı da ortada. Bir de tabii işin sosyolojik boyutu var; insanların yanında olmak, sıkıntıları dinlemek, çözüm yaratmak için adımlar atmak gibi… Malum hepimiz aynı gemide olduğumuz için konuşacağımız sektör de isim/isimler de belli. Şahsi kanaatimce Tamer Başkan, bu süreci gayet iyi yönetti. Sektörün tüm imkanlarını kullanmaya çalıştığı gibi verebileceği tüm desteği de sergiledi. Bu anlamda hem başkanı hem de ekibini takdir etmek gerektiğini düşünüyorum. Bence teşekkür şahsi bir konu olabilir ama başarılı insanı takdir etmek erdem meselesidir.

GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı

 

Gönül ister ki Başkan’ın elinde sihirli bir değnek olsun, bir “abra kadabra” desin ortada ne bir sorun kalsın ne bir sıkıntı. Peşine de bir “hokus pokus”la neyi nasıl istiyorsak o hale getirsin. Amma velakin benim bildiğim kadarıyla Başkan’da böyle meziyetler yok. Bu kadarcık kusur kadı kızında da bulunur diyelim ve şimdilik mazur görelim… Tabii şayet varsa camiamızda böyle marifetli insanlar sıksın dişini çok değil iki sene sonra ‘Oda’ seçimi var. Buyursun başkan olsun da şöyle bir oh deyip yeni başkanımızın değneğiyle tüm sorunları nasıl çözdüğünü ballandıra ballandıra yazalım.

 

Pireyi deve yapıp, sanki her şeyin karar vericisi Tamer Başkan’mış gibi yansıtıp ortalığı yaygaraya vermenin tek bir anlamı mevcut; etrafta pusuda bekleyenler var. Mevzu sektör adına olumlu işlerin yapılıp yapılmaması falan değil, çözümü olmayan balon sorun yaratmak ve tu kaka demek.

 

Akıl var mantık var. Bu adam 2 yıldır sektörün başında. Üstüne basa basa tekrar yazıyorum, sektörün başında. Devletin başında değil. Bakan değil, reisi cumhur değil. Tabii ki söz hakkı var ama mevzu mevzuat, yasa, kanun ne derseniz deyin bunlar olunca tek başına karar veren biri değil. Yapmayın Allah aşkına önce bir boy aynasından Türkiye’nin siyasal sistemine bakın, sonrada geminin lumbuzundan şöyle bir sektöre göz gezdirin. Yeni yetme çocuklar gibi “ben istiyorum” deyip ortalığı dağıtmanın ne lüzumu var, ne de yakışır kalır tarafı…

 

Azıcıkta Covid-19 bize neleri öğretti demek istiyorum:

 

Malum illet başlayınca herkes bir boşluğa sürüklendi. Ama insanoğlu işte kıvrak zekasıyla boşuna yıllara meydan okumamış, teknoloji de buna imkan verince başladı her gece karantina sohbetleri. İyi de oldu. Aynı sorular, benzer cevapları dinleye dinleye bilgilerimiz pekişti. Diğer taraftan herkes işini gücünü bıraktı sunuculuğa soyundu. Bu alanda yılların deneyimine sahip onca insana taş çıkarırcasına heyecan ve keyifle yaptılar programlarını. İyi ki de yaptılar. İnanıyorum ki bu kuvvetli iletişimle bu süreci en az hasarla atlatmamızda büyük paya sahip oldular.

 

Bir de tabii Zoom programı üzerinden yapılan şirket konferansları var. Demek ki biz bu mevzuları 5 yıldızlı otellerde yapmasak da oluyormuş. Hem zamandan kazanıyormuşuz hem de paradan. Sanırım yarınlarımızda Zoom’lu toplantılar hep olacak. Olsun da… Kim bilir sektör olarak bir araya gelme arzumuzu, konferanslarla, toplantılarla değil de başka aktivitelerle tatmin ederiz…

 

Kalın sağlıcakla…

İBRAHİM KOCAMIŞ

Editör: Haber Merkezi