Boden Denizcilik işletmesindeki M/V Mozart isimli geminin geçtiğimiz günlerde Gine Körfezi’nde korsan saldırısına uğraması denizcilerin mesleki açıdan yaşadıkları zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Geminin ikinci mühendisi Ferman İsmailov’un yaşamını yitirmesi ve 15 denizcinin kaçırılması, 2008’de yürürlükten kaldırılın yıpranma hakkını yeniden gündeme getirdi.

 

20 Haziran 1987 tarihinde başlayan ve sosyal güvence kapsamında sağlanan Fiili Hizmet Süresi Zammı yani yıpranma hakkı 1 Ekim 2008 tarihinde çıkartılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortalar Kanunu ile yürürlükten kaldırıldı. Uygulamanın dışında tutulan denizciler büyük bir mağduriyetle karşı karşıya kalırken kendileriyle birlikte aileleri de bu duruma sürüklendi. 2013 yılında yapılan yeni düzenlemede, farklı mesleklerin bu haktan yararlanması sağlansa da denizciler yine kapsam dışı kaldı. Bugün 45 ayrı işkolunun yararlanabildiği yıpranma hakkından deniz çalışanlara yararlanamıyor. 12 yılı aşkın bir süredir yıpranma hakkının dışında tutulan denizciler ve denizci STK’ları yıpranma hakkının geri iade edilmesini istiyor. Denizciler sosyal medya üzerinden yaptıkları etkinlikte #Yıpranmahakkımıgeriver, #DenizcilerÖlüyor hashtagleri seslerini duyurmaya çalışıyor.

 

 

Fiili Hizmet Süresi Zammı Nedir?

 

Fiili Hizmet Süresi Zammı, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan sigortalılara yönelik bir düzenlemedir. Yıpranma payı olarak açıklanan Fiili Hizmet Süresi Zammı, Kişilerin riskli işlerde çalışmaları durumunda yıllık olarak belirli bir miktar prim eklenmesi anlamına gelir. Böylelikle çalışanların primleri artmakta, emeklilik için gereken prim günü ödeme sayıları daha hızlı dolmaktadır. Fiili hizmet zammı süreleri, belirli oranlarla çalışanların emeklilik yaş hadlerinden düşer. 506 sayılı Kanunun ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresi ile 5434 sayılı Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen Fiili Hizmet Süresi Zammı bazı ağır ve yıpratıcı işler için, farklı esas ve sürelerde verilmekte iken, 5510 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesi ile yeniden düzenlenmiş, Sosyal Güvenlik Kurumu’na göre farklılıklar kaldırılarak norm birliği sağlanmıştır.

 

Yüzde 25’inde depresyon, yüzde 20’sinde intihar eğilimi!

 

2019 yılında Yale Üniversitesi ve Denizciler Vakfı tarafından yapılan, farklı yaş, görev ve gemiden 1572 denizcinin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, denizciler tehlikeli boyutlarda yüksek derecede zihinsel sterse maruz kalıyor. Sonuçlarda, denizcilerin yüzde 25’i depresyon, yüzde 17’si kaygı, yüzde 20’si ise intihar veya kendine zarar vermeyi düşünmüş. Araştırmaya göre, depresyon aynı zamanda anksiyete ve intihar düşüncesi ile yaralanma ve hastalıktaki artış arasında bir bağlantı tespit edildi. Ayrıca bu durumlarla ilişkili faktörler arasında şiddet, iş tatmini eksikliği ve değerli hissetmeme yer alıyor. Denizciler Vakfı Başkanı Dave Heindel, araştırma sonuçlarının küresel denizcilik endüstrisi için harekete geçme çağrısı olarak ele alınması gerektiğini vurgulamıştı.

 

 

IMO, denizde çalışmanın büyük bir yorgunluk olduğunu hatta bu yorgunluğu tükenmişlik, bitkinlik, aşırı biriken yorgunluk şeklinde ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü ise, denizcilik mesleğini en tehlikeli iş ortamlarından biri olarak, denizde yapılan ve en fazla fiziksel güç gerektiren işlerden biri olarak tanımlıyor. Ayrıca, Covid-19 pandemisi gemi insanlarının ne kadar zor şartlarda çalıştığını, denizciliğin ne kadar meşakkatli, tehlikeli ve yıpratıcı bir meslek olduğunu bir kez daha gösterdi.

 

Ekim 2008’de iptal edilen Fiili Hizmet Süresi Zammı veya Yıpranma Payı’nın geri verilmesi ile ilgili olarak iptal süresinden itibaren konuyu gündeme getirerek çaba sarf eden Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER) çeşitli platformlarda da bu konularda çalışmalar yürüttü. TÜRKKAPDER YK Genel Sekreteri Zafer Akbulut, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulanan uygulamanın denizcilerin tüm itirazlarına rağmen Ekim 2008’de yürürlükten kaldırıldığını belirterek, “Burada açıkça görülmektedir ki SGK yapılan bu iptalle kendi tanımlaması ile çelişmektedir” dedi. Konu ile ilgili TBMM’de sunulan önergelere de olumlu cevap alınmadığını aktaran Akbulut, “Denizcilerin hangi çalışma şartları iyileştiğinden dolayı bu hak yürürlükten kaldırıldı. Bilakis çalışma şartları daha da ağırlaşmış; kısıtlı liman kalış süreleri, azaltılmış personel ve dolayısıyla fazla iş yükü ile birlikte iklim değişikliğinden dolayı daha da ağırlaşan hava şartları da buna eklendi. Denizciler fiziken ve ruhen yıpranıyor” diye konuştu.

 

Türk Loydu’nun 69. Olağan Genel Kurulu yapıldı Türk Loydu’nun 69. Olağan Genel Kurulu yapıldı

 

Denizcilere yıpranma payı geri verilsin

 

18 meslek kuruluşuna Fiili Hizmet Süresi Zammı tanındığını ve denizcilerin bunun dışında tutulmasının çelişkili bir durum yarattığını belirten Akbulut, “Asit fabrikasında çalışan emekçi kardeşimiz bundan faydalanıyor, aynı asiti gemiden taşıyan denizci meslektaşımız muaf. Yangında canla başla çalışan İtfaiyeci kardeşimiz faydalanıyor, Gemisi yandığında bunun için çeşitli kurslara giden ve denizin ortasında kendi imkanından başka imkanı olmayan denizciler faydalanamıyor. Bizim TÜRKKAPDER olarak çağrımız bu adil olmayan uygulamadan vazgeçilerek denizcilere yıpranma payının geri verilmesidir.

 

“Ekim 2008’e kadar gemi insanlarının yıprandığı kabul edilirken bu tarihten sonra gemi insanlarının yıpranmasına sebep olan şartlar mı ortadan kalkmıştır? Herhangi bir iyileştirme mi yapıldı?” diye soran Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Muhammer Arslantürk, gemi insanlarının giderek artan mesleki yıpranma koşullarında çalıştığını ve teknolojik gelişmelerin de yıpranma koşullarını ortadan kaldırmadığı gibi yeni yıpratıcı koşullar yarattığını kaydetti.

 

 

Denizciler bedensel ve ruhsal yıpranmaya maruz kalır

 

Gemi insanlarının, taşıdıkları tehlikeli yükler ve gemi üzerinde sürekli yüksek statik elektriğe, radyasyona, limanlarda yükten, hareketten oluşan toza dumana maruz kaldığını ve ambar tank temizliği gibi ileri riskli ve yıpratıcı işler yaptığını dile getiren Arslantürk, “Personel sayısının artan teknoloji ile azalması, stresli çalışma koşulları, kötü hava şartları, kalitesiz ve yetersiz uyku, dinlenme ve diğer ihtiyaçları gidermede zorluk ve mahrumiyetler, vardiyalı ve gece çalışma ile zorlanan biyolojik döngü ve dengeleri, dünya denizleri üzerinde sürekli hareket ettiklerinden değişen hava koşulları ve zaman diliminin değişmesi ile de uzayıp kısalan gün ve gece nedeni ile bedensel ve ruhsal yorulma ve yıpranmaya maruz kalıyorlar. Gemi insanlarının aynı kişilerle aylarca kader birliği yapması, ailelerinden ayrı kalmaları,, gelişen limanlarda kalış sürelerinin kısalığı nedeniyle gemiden ayrılamamaları, ağır hava şartları altında yaşam mücadelesi vermeleri ve son zamanlarda korsan saldırısı korkusu yaşamaları yada bu saldırıya uğramaları ruhsal yıpranmalarına sebep olur” dedi.

 

Mağduriyetler bir an önce giderilmeli

 

Türk Boğazları ve limanlarında hizmet veren kılavuz kaptanların her ortamda zorluklarla mücadele ederek çalıştığını aktaran Arslantürk, şöyle devam etti; “Gemi insanlarımızın yıpranma hakkı koşulları için eksiği yok fazlası var. Yani yıpranmanın her türlüsü hatta fazlası gemi insanları için mevcut. Bu nedenle yıpranma hakları tekrar geri verilmeli ve oluşan mağduriyetler bir an önce giderilmelidir.”

 

 

2. Kaptan Burhan Gül: Denizciler yıpranma hakkını fazlasıyla hak ediyor

 

Denizcilerin her türlü kötü koşullara rağmen mesleklerini icra etmeye çalıştıklarını ve bunu yaparken de bazen hayatlarını “ölmek pahasına riske attıklarını” belirten 2. Kaptan Burhan Gül, “Tüm denizciler gereğinden fazla yıpranıyor. Salt ailelerinde uzak kalmaları bile çok yıpratıcı iken buna bir de ağır hava koşulları ve kaçırılma, yaralanma gibi birçok yıpratıcı durum da ekleniyor. Ayrıca denizcinin ölüm riskinin olduğunu bilmesi biz gemideki denizcileri ve ailelerini çok fazla yıpratıyor. Biz denizcilerin fazlasıyla hak ettiği yıpranma hakkı bir an önce geri verilmelidir” dedi.

 

 

‘Denizcilik mesleği zaman zaman ölüm kalım savaşına dönüşüyor’

 

Gemide yaşamanın yarattığı büyük sorunlarından başında sosyal uzaklık geldiğini ve bunun da mental baskıları ve diğer zorlukları tetiklediğini belirten Güverte Zabiti Neslihan Müfreze de şöyle devam etti; “Biz denizciler, Covid-19 sebebiyle durma noktasına gelen hayatın bu döneminde durmadan lojistik ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştık. Ben dahil birçok meslektaşım karaya ayak basmadan, durmaksızın çalışmaya devam ettik. Aile özlemi, sevdiğiniz insanlarla vakit geçirememek, bizi bulduğumuz ortamda en çok yoran etkenlerin başında geliyor. Sosyal medya aracılığıyla fırtınalarla savaşan onlarca gemi görüyoruz. Peki gemileri yürüten, deniz çalışanları ne savaşlar veriyor biliyor musunuz? Ticari gemilerde çalışan bizlerin korsan tehditlerine karşı caydırıcı gücü silah yada türevleri değil, hızımız, yüksekliğimiz ve beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımızdır. Bu gibi sebeplerle denizcilik, sadece bir meslek olmaktan çıkıp ölüm kalım savaşına dönüşüyor. Mesleğimizin kendi içindeki zorluklarıyla mücadele etmenin yanı sıra dışarıdan gelen tehditlere karşı da mücadele etmek zorunda kalıyoruz.”

 

 

Denizciler dinlenirken bile yıpranıyor

 

10 yılı aşkın bir süredir denizcilik mesleğini icra eden  Kaptan Sinan Altuntaş ise şu ifadeleri kullandı; “Maalesef ağır çalışma şartları, korsan bölgelerinde seyir yapmak ve bunun psikolojik baskısı zamanla biz denizcilere manevi olarak çok zarar verdi. Özellikle Covid-19 salgınında gemiden iniş çıkışlar bazı ülkelerce yasaklanmış, meslektaşlarımız non stop diyeceğimiz şekilde aralıksız çalışmaya devam etmiştir. O yüzdendir ki dinlenirken bile yıprandığımız bir meslek. Gemi insanları, her gün makinelerin elektronik sistemlerin ve atmosferik koşulların ürettiği statik elektriğe maruz kalmaktadırlar. Gerek ailemiz ve sevdiklerimizden uzak gerekse de kendi sosyal haklarımızın kısıtlı olduğu bir mesleği icra ederken, bu tip sorunların görmezden gelinmesi ve denizcilerin elinden alınan yıpranma payının halen geri verilmemesi ise içler acısı bir karar. 2015 yılında uzak yol gemilerini bu yıpranmalar yüzünden bırakmak zorunda kaldım. Şu an römorkör kaptanı olarak çalışıyorum. Temennim o ki biz denizcilerin sesi duyulur, yetkililer bir an önce bizler için bir takım çalışmalar yaparlar.”

 

7DENİZ - ÖZEL 

Editör: Haber Merkezi