Sektörün tanınmış ismi Adem Şimşek. Gönlünü ülkemizin ilerlemesine ve Türk denizciliğine adamış biri. Tam bir hedef adamı aynı zamanda. Enerjisi yüksek, sabrı çok, planları sağlam… Bu yüzden olsa gerek hem başarılı bir iş insanı hem de sektöre yön veren yöneticiler arasında. Bugün İMEAK DTO Aliağa Şubesi Başkanı olan Şimşekler Group Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, diğer taraftan Uluslararası Gemi Geri Dönüşüm Birliği ISRA’nın da Başkanlığını yürütüyor. “İşimi seviyorum dahası denizi seviyorum. Bizler milletimizi, eşimize, dostumuza faydalı bir şeyler yapmak zorundayız. Öyle gördük. Bugün büyük bir aile olmanın mutluluğunu hep yaşıyoruz çünkü hepimiz birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz” diyen Şimşek’le gerçekleştirdiğimiz hoş sohbetimizi keyifle okuyacağınıza inanıyoruz.

 

-Dile kolay 40 yılını devirmiş bir firma Şimşekler Group. Nasıl başladı bu hikaye?

 

İnşallah daha nice 40’ları deviririz. Ağabeylerim çok çalışmış, çok emek vermişler. Manavcılık, pazarcılık yaparak işe koyulmuşlar. Esasen hikaye 1976 yılında Candan Gıda Pazarının kurulmasıyla başlıyor… Türkiye’de gemi kumanyacılığında bizden önce İstanbul’da Kumanyacılık şirketleri vardı. Biz de bu şirketlerin taşeronu olarak sebze, meyve işlerini yapıyorduk. Tabii o yıllarda kumanyacılığı bildiğimiz söylenemez. Bizim işimiz manavcılıktı. Gemiler yanaşır, bizden alışveriş yaparlardı. 1987’de Ağabeyim Osman Şimşek Petrol Ofisi’nin acentelik ihalesini aldı. O yıllarda devletin olan Petrol Ofisi’nin 20-30 gemisi vardı. Bunlar, iç hatlarda çalışan tankerlerdi. Ağabeyim acenteliğini alınca geminin iaşe işlerine de talip oluyor. Böylece Şimşekler Gemi Acenteliği adı altında hem acenteliği hem de iaşe işleri yapmaya başladık. Ağabeylerimin zihninde yavaş yavaş bu işin nasıl olacağı oturmaya başlıyor. Sonrasında DİTAŞ ihalesine giriyorlar ve bu ihaleyi de alıyorlar. Böylece TÜPRAŞ’a gelen büyük tankerlerin acenteliğini de üstleniyoruz.

 

 

Adım adım yavaş yavaş büyüdük. Buradaki esas başarı ailenin birbirine kenetlenmesi, sahip çıkması. Zamanla işe küçük kardeşler de dahil olmaya başlıyor. 13 yaşlarındayken abilerimizle hale gider, sebze meyve alırdık. Tarlaya gider kavun, karpuz toplardık. Kalabalık bir aileydik, bir ardaydık ve büyümek için kendimizi geliştirmemiz gerektiğine inandık. 1988 gibi Vahit Ağabeyim İngiltere’ye gitti ve 5 sene kaldı. Ben o genç yaşımda Osman Ağabeyimle birlikte işleri takip etmeye çalıştım. Vahit Ağabeyim dönünce ben askere gittim. Askerden döndükten sonra da İngiltere’ye gittim ve 2 sene kaldım. Sonra İzmir’e açılmaya karar verdik. Önce 1995 senesinde Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde Anele Dış Ticareti A.Ş.’yi kurduk bunu müteakiben de Kumanyacılık ile ilgili Menemen Serbest Bölgesinde Ad-OS ve İzmir’de de Albatros Kumanyacılığı kurduk.

 

Artık biz de İstanbul’daki kumanyacılık şirketleri gibi Hollanda’dan Almanya’dan mal getirmeye başladık. İşimize daha profesyonel bakmayı öğrendik ki İngiltere’ye gitme nedenimiz de buydu. Zamanla da Türkiye’nin bütün limanlarında hizmet vermeye başladık. 2000’de gemi bakım ve söküm işine girdik. Osman Ağabeyimin tavsiyesiyle bu işe yoğunlaştık. Vahit’in daha başka, büyük planları vardı. O da İstanbul’a gitti ve AVS olarak yoluna devam etti. Ben 2000’lerin başında Gemi Söküm Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi oldum. 6 sene sonrada derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığına geldim ve 9 sene kadar da başkanlık yaptım. 2010’da gemi söküm ve kumanyacılığı ayırmaya karar verdik.

 

Daha profesyonelleşebilmemiz için bu adımı atmalıydık. Kurumsallaşarak Şimşekler Anonim olduk. Şimşekler Limited de gemi söküm tarafımızda devam etti. Tabii bu arada çocuklar, yeğenler büyüdü. Bir kısmı Amerika’da bir kısmı İngiltere’de eğitim aldı. Onların da işe dahil olması sonrasında bir adım daha profesyonelleştik. 4 bin metrekarelik arsamız üzerine 800 metrekaresi ofis, bin metrekaresi soğuk hava deposu olmak üzere Avrupa standartlarına uygun bir yer yaptık.

 

-Emin adımlarla büyüyen Şimşekler Group’un hizmetleri bugün hangi noktada?

 

Bugün NATO’nun gemilerine ikmal yapıyoruz. Bunların içerisinde Almanlar, İspanyollar, İtalyanlar, Japonlar var. Bu gemiler bizden mal almadan önce doktorlarıyla birlikte geldiler, tesislerimizi kontrol ettiler. Avrupa Standartlarına uygunluğumuza onay verdikten sonra bizle çalışmaya başladılar. Diğer taraftan dünyanın en büyük catering firmalarıyla çalışıyoruz. Yaklaşık 1500 gemiden bahsediyorum ki burada da bir onay süreci yaşadık. Araç sayısından personel sayısına, tesisin uluslararası standartlara uygunluğundan sahip olduğu sertifikalara kadar her bir ayrıntıya dikkat ediyorlar.

 

-Şüphesiz böyle bir tesise sahip olmak hem sizi hem de müşterilerinizi mutlu ediyordur…

Marshall Adaları Bayrağı armatöre güven ve itibar sunar Marshall Adaları Bayrağı armatöre güven ve itibar sunar

 

Kesinlikle… Onların memnuniyetini görebiliyoruz. Şirketimizin böylesi bir yüzü olması kuşkusuz bizi de mutlu ediyor. Uluslararası standartlara uygun bir tesis yapmayı hedefledik, bu hedefimize de ulaştık. Neredeyse yarım asırlık bir şirketiz. Ülkemizin kumanyacılık alanındaki en büyük ailesiyiz. Bizimle birlikte çalışmış, işi öğrenmiş, ayrılıp kendi yolunu çizmiş 15 kumanyacı var. Bu anlamda okul gibiyiz. Hiç kimseden ne bilgimizi ne tecrübemizi saklamadık. Allah herkesin nasibini veriyor. Hepsinin yolu açık olsun. Bugün bize rakipler ama biz onlarla gurur duyuyoruz.

 

 

-Peki, Türkiye’deki süreci nasıl yönetiyorsunuz?

 

Tüm süreci Aliağa’dan yürütüyoruz. İstanbul trafiğini Çanakkale’deki ofisimizden çözüyoruz. 7/24 hizmet veren bir servis ağına sahibiz. Zeytinburnu’nda 24 saat bekleyen, ikmallerimizi buradan yürüten bir ekibe de sahibiz. İstanbul ikmalimizin yüzde 50’si Zeytinburnu, diğer yarısı da Çanakkale üzerinden gitmekte. Kaliteyi kontrol altında tutabilmek için buralarda depomuz yok. Soğuk hava depolu arabalarımızla ürünlerimizin trafiğini yapmaktayız. Türkiye’nin bütün limanlarına gidip gelen 20’ye yakın soğuk hava depolu aracımız bulunmakta. Diğer taraftan İstanbul Tuzla Tersanesi’ndeki ofisimizde 20’den fazla kişi çalışmakta. Buradaki arkadaşlarımız organizasyonu yürütmekteler. İskenderun’daki ofisimizde de aynı şekilde hizmet vermekteyiz. Kısacası gemilerimiz Türkiye’nin hangi limanına giderlerse gitsinler biz de oradayız.

 

-Yurt dışına yönelik projeler neler?

 

Yunanistan ilk hedeflerimizden biri. AVS catering üzerinden ilerliyor. Biz müşteri bazında düşünüyoruz. Netice itibarıyla Yunanistan dünyanın deniz ekonomisinde söz sahibi bir ülke. Burada olmak her zaman bir avantaj. Müşterilerle iç içe olma açısından önemli bir yer Yunanistan. Gemi söküm tarafımız içinde bir avantaj. İnşallah yakın zamanda oradaki ofisimizi açacağız. Ayrıca bir diğer hedefimiz de Uzakdoğu’da Singapur. Burada hizmet vermemizi isteyen müşterilerimiz var. Daha ileriki zamanlarda da Avrupa’yı hedefliyoruz. Bunu da gündemimize aldık. Sonuç olarak müşteri portföyümüz içerisinde Türkler ağırlıklı değil. Neredeyse 98’i yabancı. Bu yüzden dünyanın pek çok bölgesinde olmayı hedefliyor olmamız gerekli. Bunları gelecek yıllarda inşallah gerçekleştirmiş olacağız.

 

-Kumanyacılıkta riskler neler?

 

Global olarak baktığınızda kumanyacılıkta kazanabilmeniz için malı aldığın fiyat önemli bir faktör oluyor. Eğer alımda kazanırsan işi kotarırsın. Buranın Serbest Bölge olmasının avantajları var. Teknik malzemelerimizi Çin, Singapur, Hong Kong, Pakistan’dan getiriyoruz. Gümrüksüz gelmesinin bize katkısı çok fazla. Zaten başka türlü yabancı kumanyacıyla rekabet edebilmemiz mümkün değil. Yaptığımız işin riskleri fazla. İkmallerimizin neredeyse yüzde 80’i krediyle. Peşin çok nadir çalışılıyor. Dünyanın her yerine mal veriyorsunuz ve bunu taksitle yapıyorsunuz. Mesela Çin’in bir bankasından Türkiye’ye dolar transferi yapılamıyor. Bu sebeple Avrupa’da büyük firmalar ortaklıklara gidiyor. Ayrıca her önüne gelene mal da veremezsin. Şayet verirsen tahsil edemeyebilirsin. Böyle olursa yıl sonunu getirmen pek mümkün değil. Çok şükür bugüne kadar bu tarz sıkıntılar yaşamadık. Dikkatli hareket ediyor, müşteri seçiyoruz. Kumanyacılık faaliyetinin yanı sıra yolcu gemilerine ve de Türkiye’de bulunan Off Shore gemilerine ikmal yapıyoruz.

 

 

-Buradan gemi söküm tarafının nasıl olduğuna da değinmek isteriz.

 

Bu alanda hizmet veren 22 firma var. Burayı mümkün olduğunca Avrupa Standartlarında bir yere getirdik. Şimşekler’in de dahil olduğu 6 firma Avrupa Birliği’ne müracaat ettik. Bu alandaki süreç devam ediyor. Diğer firmalarımızda inşallah yakın zamanda bu sürece adım atacak. Her sene dünyanın hemen hemen her yerinden 60 gemiye yakın gemi alıyor, ülkemize getiriyoruz. Buradaki ihtiyacı karşılıyoruz. Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Yaklaşık 2 bin kişinin çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz. Yan istihdamla birlikte 8 bin kişiyi buluyor. Gemi söküm alanında Türkiye’yi bir yere getirdik. Hedefleri olan biriyim. Hedefi belirleyip o alanda adım adım ilerlemeyi seviyorum ve bu beni açıkçası heyecanlandırıyor. Bu alanda ileriye dönük bir hedefim de var. O da yurt dışında şubeleşmek.

 

Gemi söküm işimizin yanı sıra yaklaşık 10 senedir Brokerlik ve Cash Buyer’lik de yapıyoruz. Bu da bize sadece kendi gemi söküm şirketimiz için değil diğer gemi söküm şirketlerine de gemi satma ve bu şekilde kazanç elde etme imkanı sağlıyor. Bu işin önemli olan kısmı ise sahip olduğumuz gemi söküm parselinin kıyı kenar uzunluğu belli ve burası dolduğu zaman yeni gemi almamız durumunda elimizde olan işin bitirilmesinin beklenmesi gerektiğinden ve bu geçecek süre içerisinde de hurda fiyatlarındaki değişimlerden etkilenmemek için hemen satın almış olduğumuz gemiyi bir diğer gemi söküm şirketine satarak risksiz bir kazanç elde etmemizi sağlıyor. Bu iş kolu yapmış olduğumuz gemi söküm faaliyeti içerisinde önemli bir boşluktu ve biz bunu doğru zamanda iyi tespit edip bu boşluğu doldurduk. Tabii ki her işte olduğu gibi bu işte de riskler var ancak yıllar içerisinde elde etmiş olduğumuz “Know How” sayesinde bugün için bu riskleri özellikle hukuksal boyutta en aza indirgemiş boyuttayız. Özellikle bu iş için şirketimiz bünyesinde deniz ticareti hukukunda uzmanlaşmış hukuk birimi ihtiva etmekteyiz ki sanırım tüm gemi söküm şirketleri içerisinde bu işi bu kadar kurumsal yapan tek firmayız.

 

-Birazda sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarınızdan bahsedelim mi?

 

Türkiye Gemi Tedarikçileri Derneği’nin 4 kurucu üyesinden biriyim. Tırnaklarımızla kurduk. Düzene sokmak için emek verdik. Ben, burada 2-3 sene kadar yönetim kurulu üyeliği yaptım. Sonra, kumanyacılık tarafında bir araya gelebilmek için buradaki görevimden affımı istedim. Gemi Tedarikçileri Derneği TURSSA’yı kurduğumuz için de çok mutluyum. Sonrasında bilindiği üzere DTO Aliağa Şubesi’ni kurduk. Şu anda Kurucu Başkanı olarak Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmekteyim. Diğer taraftan Dünya Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Yaklaşık 10 sene oldu. İşimi seviyorum dahası denizi seviyorum. Bizler milletimize, eşimize, dostumuza faydalı bir şeyler yapmak zorundayız. Öyle gördük. Bugün büyük bir aile olmanın mutluluğunu hep yaşıyoruz çünkü hepimiz birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz. İşte gemi söküm. Gemi sökümde misyonumu doldurdum, yeğenim geçti. Artık çocuklar büyüyor, onlar görev alacak…

 

 

-Hemen bu noktadan Aliağa Şube Başkanlığına geçmek isteriz. Buradaki çalışmalarınız nasıl ilerliyor?

 

Öncelikle bende dahil olmak üzere hepimiz mutluyuz. İnanıyorum ki buradaki sorunlara derman olduk, olmaya da devam edeceğiz. Biz burada büyüdük. Buranın ekmeğini yedik ve buraya da yatırım yapmak istiyoruz. Hala daha Aliağa’da DTO Şubesi olduğuna inanamıyorlar. Aliağa’daki ticaret ruhunu Türkiye’nin hiçbir ilçesinde göremiyoruz. Türkiye ekonomisine yüzde 11’lik katma değeri direkt sağlayan bir ilçede yaşıyoruz. Ülkemizin ikinci büyük liman kentiyiz. İlk sıra Körfez’in. Yılda 100 milyon ton ithalat ihracatın yapıldığı, 6 bine yakın geminin uğradığı bir yerden bahsediyorum. Lafın kısası burada yok yok! Bugünü gibi geleceği de çok parlak bir ilçe Aliağa. Sadece ticari anlamda da değil. Ayvalık, Dikili, Eski Foça bize bağlandı. Buralarda deniz ticareti yok ama deniz turizmi var. Buralarda DTO olarak sosyal sorumluluk projeleri yapmak istiyoruz. Aliağa’nın deniz aşkıyla buluşması gerektiğine inanıyoruz. Bunun içinde çalışmalar yürütmekteyiz. 6-7 ayda o kadar güzel şeyler yaptık ki! Daha da fazlasını yapacağız. Yakın zamanda Aliağa-Midilli seferlerimiz başlayacak. Acentelere gemi acenteliği kursları, İngilizce kursları veriyoruz. 4 ayda yaklaşık 90 kişi katıldı. Denizci kardeşlerimizden bu çalışmalarımız için hiçbir bedel de beklemedik.

 

Çocuklarımıza deniz aşkını aşılayabilmek adına İlçe Milli Eğitimle birlikte resim, şiir, kompozisyon yarışmaları düzenledik. Acentelere gemi acenteliği kursları veriyoruz. Acente üyelerimize İngilizce kursları veriyoruz. Kurslarımız bitti. 4 ayda yaklaşık 90 kişi katıldı. Denizci kardeşlerimize verdik. Hiç para almadık. Sosyal sorumluluk projemizde ilçe milli eğitim ile yapmış olduğumuz protokolde deniz aşkı olan genç öğrenci çocuklarımıza kompozisyon şiir resim yarışmaları yaptırdık. Tek kelimeyle süper bir şey oldu. Gönüllü öğrencilerimizle deniz temizliği yaptık. Valimiz, Emniyet Müdürümüz, Millet Vekillerimizin katılımıyla bir iftar programı düzenledik. Kısaca her kesimle bir arada olmak için var gücümüzle proje üretiyor, uyguluyor, herkesi kucaklamak için elimizden geleni yapıyoruz. Böylesi bir konuma sahip DTO Şubesine de başkan olmak elbette güzel. Biz çözebildiğimiz sorunlarımızı kendi içimizde hallediyoruz. Çözemediklerimizi de merkeze iletiyoruz.

 

-Bu kadar yoğun bir gündemi nasıl başarıyla yürütüyorsunuz?

 

Açıkçası bende nasıl yaptığımı bilmiyorum ama şunu biliyorum. O da gücümü denizci kardeşlerimden alıyorum. Güzel bir yerde yaşıyorum. Güzel bir aileye sahibim. Güzel insanlarla birlikte çalışıyor, çabalıyorum. Şimşekler Grubu adına konuşmam gerekirse eğer en büyük avantajımız aile bağlarımızın kuvvetli olması ve büyük bir aile olmamızdır. Benim yanımda 10 yeğenim çalışıyor. Kardeşim Vahit’in yanında 5 yeğen var. İstanbul’daki işin başında kız kardeşim duruyor. Osman Ağabeyim ve oğlu gemi sökümde. 8 erkek 5 kız toplam 13 kardeşiz. Çocuklar ve yeğenleri de katarsan 100’ü aşıyoruz. Oğlum Baran da İngiltere’de liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazandı ve şu anda Kıbrıs’ta Deniz İşletmeciliği Bölümünde son senesini okuyor. Allah’ın izni ile seneye o da bu işlerle ilgilenmek üzere aramıza katılacak.

 

Kısacası aile olarak denizcilik alanında neredeyse bir ömür verdik ve vermeye de devam ediyoruz ancak bunu yaparken bu sektördeki gelişmeleri ve tabii ki gerekli olan teknik altyapıyı da ihmal etmiyoruz. Kendimizi ve çalışanlarımızı sürekli yeniliyor ve geliştiriyoruz. Sırf bu amaçla şirketimiz içerisinde yabancı dil kursları dahi verdiriyoruz. Amacımız tırnaklarımız ile kurmuş olduğumuz bu şirketler grubumuzu modern ve yenilikçi yapısı ile bizden sonra gelecek olan kuşaklara da bırakmak ve bu alanda hem Türkiye hem de dünya denizciliği alanında bir marka olarak kalmaktır.

 

7DENİZ -ÖZEL

 

Röportaj: İbrahim Kocamış

Editör: Haber Merkezi