Elleçledikleri tüm proje ve ağır yüklerde olduğu gibi yat taşımacılığı yaparken de profesyonel bir yaklaşımın şart olduğunu ifade eden Medden Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Vanessa Medini, “Zira yatlar hem hasar görme riski hem de mal bedeli yüksek bir yük tipidir.  Yatın boyutu büyüdükçe risk de doğru orantılı olarak artıyor” diyor. Medden Denizcilik kurulduğu günden bu yana Azimut/Benetti grubu gibi prestijli yat üreticilerine ait çeşitli modellerin yurtiçi ve yurtdışı taşınmasında aktif rol alarak hizmetlerini sürdürmektedir. Bu taşımaların kimi zaman water-to-water, yani yatın sudan alınıp gemi vinciyle o yata özel olarak üretilen cradle (beşik) üzerine yerleştirilerek yapıldığını aktaran Medden Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Vanessa Medini, “Kimi zaman da müşterinin yatın yol kat etmesini istememesi – ki bu genelde yeni satın alınan veya belli bir deniz mili ve kullanım saati üzerine satışı gerçekleştirilmiş ikinci el yatlarda söz konusu - ve yatın bulunduğu lokasyona bağlı olarak kara yolu ile yükleme limanına getirilmesi ve gemiye yüklenmesi şeklinde oluyor. Elleçlemiş olduğumuz diğer tüm proje ve ağır yüklerde olduğu gibi yat taşımacılığı yaparken de profesyonel bir yaklaşımın şart olduğunu düşünüyoruz. Zira yatlar hem hasar görme riski hem de mal bedeli yüksek bir yük tipidir.  Yatın boyutu büyüdükçe risk de doğru orantılı olarak artıyor” diyor. “İşimizde risk faktörü hep var” Water-to-water denilen taşıma şeklinde yatın gemi vinçleri tarafından sudan kaldırılabilmesi için gereken sapanlamanın ekipten bir dalgıç tarafından yapıldığını söyleyen Vanessa Medini, o anları şu sözlerle ifade ediyor; “Gemi vincine bağlanan özel sapanlar suya indirilerek yatın altına yerleştiriliyor, operasyon ekibimiz tarafından onay verildikten sonra sudan kaldırma işlemi yapılıyor. Bu dikkatlice ele alınması gereken bir süreç. Beni en çok heyecanlandıran kısım da aslında burası;  o yatların bir süreliğine sadece spreadera bağlı sapanlar tarafından taşınarak havada asılı kalması ve gemi güvertesi üzerinde planlanan alana yerleştirilmeden önce yine havada vinç yardımıyla yön verilmesi, operasyonu soluksuz bir şekilde izlemenize sebep oluyor. Bizim işimizde risk faktörü hep var, operasyonlarda aksaklıklar her zaman çıkabilir. Bu yüzden hasarsız bir şekilde elleçlediğimiz her yatın operasyon bitiminde ekip olarak yaşadığımız tatmin ve mutluluğu tahmin edebilirsiniz.” Şimdiye kadar gerek küçük gerek büyük boyutlu taşımaları sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdiklerini söyleyen Vanessa Medini, “Operasyonel olarak mümkün olduğu sürece belli bir sınırlamamız yok fakat 37 metrelik bir yatın gideceği yere tabi ki de denizden gitmesi gerekiyor! Önemli olan yatın istenilen zamanda istenilen yerde olabilmesi. Bunun için de çalışacağınız armatörün belirtilen tarihte uygun bir gemisi olması,  talep edilen yükleme ve tahliye limanına uğrak yapıyor olması ve güverte üstünde yatın ihtiyacı olacak kadar alana sahip olması gerekiyor. Bu kriterlerin hepsinin bir arada olması ve aynı zamanda navlunun da müşteriye cazip gelmesi o kadar kolay olmayabiliyor. Çünkü birçok ağır yük armatörünün Türkiye’ye düzenli uğrağı yok, inducement basis çalışıyorlar yani yük talebine göre uğrak  yapıyorlar. Fakat bizim işimizin de en zevkli yanlarından biri bu, imkansız görüneni mümkün kılmak!” diyor. Çilem Kocamış - 7DENİZ