2008 sonrası yaşanan kriz nedeniyle kızaklar boş kalınca tersanecilerin çoğu bakım-onarıma yöneldi. Bu tersaneler ayakta kalabilmek için ciddi indirimler yaptı ve sonuç olarak sektörde aşırı bir rekabet ortamı oluştu. GİSAŞ Gemi İnşa Sanayi A.Ş., Tuzla Gemi İnşa ve Onarım Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren tersaneler ve yan sanayi kuruluşlarının katılımı ile 1995 yılında kuruldu. GİSAŞ Gemi İnşa Sanayi A.Ş., Tuzla Gemi İnşa ve Onarım Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren tersaneler ve yan sanayi kuruluşlarının katılımı ile 1995 yılında kuruldu. GİSAŞ, Tuzla Tersaneler Bölgesinde, tersane sahibi girişimcilerin önemli bir vizyonu ile oluşturulmuş, 150'nin üzerinde çalışanı olan büyük bir anonim şirketidir. 30'un üzerinde ortağı olan ve büyük çoğunluğunu tersane sahiplerinin oluşturduğu GİSAŞ, Tuzla tersaneler koyunda pilotaj ve römorkaj hizmeti vermekte. 5 römorkaja ve 2 de pilot botuna sahip. Tuzla'ya gelip giden tüm gemilerin manevrası GİSAŞ'ın sorumluluğunda. Bu hizmeti devlet tarafından aldığı yetki ile yapmakta. Tuzla-Aydınlı koyu'nda 51 tesis yer almakta. Bu tesislerden 27'si tersane tanımına giriyor. 18'i tekne imal ve çekek yeri, 5'i kooperatif ve bir de denize kıyısı olmayan tesis var. GİSAŞ bu 51 tesise hizmet vermekte. Bu tesislerin yanı sıra Un Ro- Ro'ya da hizmet vermekte. GİSAŞ'ın öncelikli işinin römorkaj ve pilotaj hizmeti vermek olduğunu belirten GİSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Süheyl Demirtaş; Tersanelerin raspalama işleminde kullandıkları griftin Türkiye'deki tek ithalatçısı da Gİ- SAŞ'tır. Deniz Kuvvetleri'nin işletmekte olduğu 2 askeri tersane, Gölcük ve Pendik'teki İstanbul Tersanesi dahil olmak üzere tüm grifti bizden alıyor. Bu yönüyle de sektörün en önemli bileşenini oluşturuyoruz. Bunun haricinde 8 mühendis arkadaşımızın görev aldığı bir çevre danışma birimimiz var. Tuzla Tersanesindeki tüm tesislere çevre danışmanlık hizmeti veriyoruz. Tüm lisanslama ve çevre izinleri, onların takibi ile yönlendirilmesinde yardımcı oluyoruz. Ayrıca Temiz Tuzla diye bir teknemiz var, onunla Tuzla koyunun temizliğine katkıda bulunuyoruz'. GİSAŞ gemi inşa sektörünün önemli güçteki şirketlerinden biridir Demirtaş, GİSAŞ'ın neden kurulduğunu ve sektörün neden böyle bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu şöyle açıklıyor: ' Şu anda içinde bulunduğumuz GİSBİR Gemi İnşa Sanayisi Birliği 1971'de kurulmuş bir dernektir. Tersanelerin ulusal ve uluslararası platformlarda temsilciliğini yapmak amacıyla kurulur. O dönemlerde Dernekler Kanunu, derneklerin bağış dışında başka bir ticari faaliyette bulunmasına izin vermiyordu. Dolayısıyla bağışlarla bu yapıların büyümesi mümkün değildi. Ekonomik faaliyetten kaynak yaratmak gerekiyordu. Bunun üzerine GİSBİR'in üyeleri (ki yüzde 90'ı GİSAŞ'ın kurucu ortaklarıdır) GİSAŞ'ı kurarlar. GİSAŞ'ın yola çıkış amacı, derneğe sürekli ekonomik katkıda bulunacak bir yapı sağlamaktı. Geçen yıllar içerisinde hem sektörün büyümesi, hem de GİSAŞ'ın sektöre paralel büyümesi bizi bugünkü konuma getirdi. 2003 yılı sonrasında ise yeni yasada derneklere bir iktisadi işletme kurma hakkı tanınmış. Dolayısı ile o sorun da ortadan kalktı fakat GİSAŞ bütün hızıyla yoluna devam etti. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki finansal açıdan gemi inşa sektörünün önemli güçteki şirketlerinden birisidir GİSAŞ. Gemi inşa sektörünün yaşadığı sorunlara da değinen Demirtaş, 2008 ile başlayan süreçte dünyada denizcilik sektörünün tüm zamanların en büyük krizini yaşadığını, 2008 yılı Mayıs ayında 11 bin ve üzerini görmüş Baltık kuru yük endeksinin Ekim 2008'de 650 – 670'ler civarına düştüğünü hatırlattı. Dünya ekonomisi için önemli bir parametre sayılan Baltık kuru yük endeksinde o yıllarda yüzde 95 gibi ciddi bir düşüş yaşandı. 2014'te is 4 binleri gördü. Son bir yıldır 800 ila 1000 arasında gidip gelirken, son 3-4 aydır bu rakamda yaklaşık yüzde 50 yükselme görülmekte. Kriz döneminde 71 tersaneden sadece biri iflas kararı aldı Türk gemi inşa sanayinin yaşanılan krizi başarı ile atlattığını belirten Demirtaş, bunun nedenini şöyle açıklıyor: ' 71 operasyonel tersaneden sadece bir tersanenin resmi olarak iflasına karar verildi. Dolayısıyla çok büyük sıkıntılar yaşayan tersaneler, bu dönemde hayatta kalmanın bir yolunu buldular. Fakat şu an 5 üyemiz savunma sanayinin projelerini başarı ile yapıyor. Bu projeler Değer-San ile başladı. Değer-San milli karakol botu projesi, RMK Tersanesi sahil güvenlik kurtarma gemisi, İstanbul Tersanesi yedekleme ve kurtarma gemisi ve Yonca-Onuk Tersanesi de sahil güvenliğe hızlı botlar yaptı. Tabi sektörün ayakta kalmasını sağlayan sadece tersaneler değil o tersanelere malzeme sağlayan ekipmancıların, tersanelerde eleman çalıştıran alt firmalarla birlikte sektörün ayakta kalması sağlandı' dedi. Dünya üzerinde küçük bir yüzde oluşturan ama hareketi genel ekonomiden bağımsız olan niş marketlerin olduğuna dikkat çeken Demirtaş; ' Römorkör piyasası, balıkçı gemileri, platform supplay dediğimiz platform destek gemilerini yapanlar var. Son dönemde Türkiye'deki 20 tesise bakarsanız, yapılanların neredeyse hepsi bu gemilerden. Tanker ve konteyner gemisi yapan tersane pek göremezsiniz. Çünkü o segmentlerde hala ciddi sıkıntılar var' diyerek sektördeki bir diğer önemli konunun ise bakım- onarım olduğunun altını çizdi. Her geminin bir klası vardır ve sertifiye olmak zorundadır dedi. Tuzla Tersaneler Koyu'nda tamir yapmayan tersane kalmadı Bu dönemde kızaklar boşalınca, gemi inşa sanayicilerinin neredeyse tamamının tamire yöneldiğini ve şu anda sektörde 3 tip tersanenin var olduğunu ifade eden Demirtaş; ' 2008 yılından önce, sadece bakım-onarım yapanlar (örneğin GEMAT ve Tuzla Shipyard gibi ), sadece gemi inşa yapanlar ve her ikisini bir arada yapanlar olarak 3 tip tersane vardı. Şunu açıkça ifade edebilirim ki şu anda Tuzla Tersaneler Koyu'nda neredeyse tamir yapmayan tersane kalmadı. Hatta bunun için yüzer havuz edinenler oldu. Dolayısıyla sektörümüz için bakım-onarım önem arz etmekte. Bakım-onarımı önemli yapan ise devamlı bir faaliyet olmasıdır. Öte yandan sektörde aşırı rekabetin yaratmış olduğu bir durum söz konusu. Yani bir firma bir yılda 10 gemi onarıp, diğer yıl bu sayıyı iki katına çıkarsa dahi yine de cirosu yarı yarıya düşüyor. Bunun nedeni ise bakım-onarım sahası uzmanlık gerektiren bir sahadır ve sonradan bakım-onarıma yönelen tersaneler ayakta kalabilmek için ciddi indirimler yaptı ve bu da aşırı rekabete yol açtı. Bu durum sadece Türkiye'de değil dünyada da böyle' diyerek tersanelerin bakım-onarıma yönelmesi ile aşırı rekabet ortamının oluştuğuna dikkat çekti. Şu anda sektörün yaşadığı en önemli problemlerden birisi de tersanelerin kira sürelerinin tek rar 49 yıla tamamlanıp tamamlanmayacağıdır. Konuyla ilgili değerlendirmelerini sorduğumuz Demirtaş, şu açıklamayı yaptı: ' Öncelikle bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. GİSAŞ olarak bu konuyu farklı platformlarda gündeme getirdik. Yasal düzenleme gereği tüm ülke kıyıları devletin malıdır. Tersaneler de kıyılarda, devletin malı arazileri üzerin konuşlanmıştır. Bu yerler devletten de kimisi 49 yıllığına, kimisi daha az süreyle irtifak hakkı sözleşmeleri ile kiralanmış arazilerdir. Neticede devletin de bir stratejisi, planı programı vardır. Ancak burada çok ciddi yatırımlar var. Bu tersaneler ve yatırımlar, Tuzla için önemli bir değer oluşturuyor. Askeri gemi yaptığı için stratejik, istihdam ve ihracat girdisi sağladığı için ekonomik önem arz ediyor. Dünyada gemi inşa diğer sektörlerden farklı bir yere konur. Ülkemizde de bunun böyle olacağından şüphemiz yok. Ancak tersanelerin kira süreleriyle ilgili durumu devletimizin bir an önce açıklığa kavuşturup, hem gemi inşanın hem de Tuzla Tersaneler Bölgesi'nin geleceğine yönelik stratejisini belirgin bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.' Türkiye'nin son 10 yıl içerisindeki ekonomik gelişimi, ülkemize olan yabancı yatırımcı ilgisini arttırdı diyen Demirtaş, Türkiye'nin ekonomik açıdan bir cazibe merkezi konumuna geldiğini ortaya koydu. Ancak artan yabancı ilgisinin olduğu böyle bir yerde, bugüne kadar tersanelere hiçbir yabancı yatırımcının talip olmadığını, bunun nedeninin de tersane kiralarındaki kalan süreler olduğunu açıkça ifade eden Demirtaş; ' Buradaki yatırımlar milyon dolarla ifade edilen yatırımlardır. Yatırımcılarda bir yatırıma karar verdiği zaman, o yatırımın ne zaman döneceğini ve ne şekilde karlılık sağlayacağını öngörmek durumundadır. Ancak böyle bir ortamda bunun mümkün olacağını sanmıyorum' dedi. Demirtaş, tersane kira sürelerinin uzatılması konusunda Bakanlığa, Müsteşara ve Genel Müdüre kadar tüm müracaatları yaptıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini, her platforma bu konuyu taşıdıklarını söyledi. Her şey objektif, mantıklı, makul olmalıdır Son dönemde tersanelerin, tersane kazaları ve çevre ile ilgili cezalarla gündeme gelmesini değerlendiren Demirtaş; ' Tersanecilik ve gemi inşa, ağır risk grubunda yer alan bir iştir. Maalesef dünyada ve ülkemizde de bu iş kolunda kazalar yaşanabiliyor. Dileğimiz hiç yaşanmaması tabi ki. Kaybolan bir insan hayatı hiçbir şey ile ölçülmez. Biz, olan kazaların hepsinden son derece üzüntü duyduk. Gemi inşa sektörü eleştirilmeden önce matematiksel bir hesap yapılmalı. Zaten meydana gelen kaza da iflas eden bir firmada gerçekleşti. İflas sürecinden kaynaklanan bir otorite boşluğundan dolayı böyle bir olayın meydana geldiğini düşünüyorum. Daha önce eski tersane sahipleri kaza ihtimaline karşı uyarılmıştı. Tek bir olayın tüm tersaneye mal edilmesi çok yanlış. Toplamda kesilen cezalar ise bilgi v belge bazındadır. Çünkü atık oluşturan bir sektör değiliz. Çevreye ciddi zararlar vermiyoruz. Ne atık suyumuz var ne de hava kirliliğine sebep oluyoruz. Bu çıkan haberler objektif, mantık ve makul bir çerçevede yapılmalı' dedi. GİSAŞ Çevre Danışmanlık Birimi 41 tesise hizmet veriyor Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde verdiği çevre danışmanlık hizmeti hakkında GİSAŞ Çevre Danışmanlık Birimi Koordinatörü Türkan Manasır Öz şunları aktardı: 'Gİ- SAŞ Çevre Danışmanlık Birimi sadece Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde faaliyet gösteren, GİSBİR'in kardeş kuruluşu olan bir firmadır. Bu amaçla GİSAŞ bünyesinde kuruldu. Çevre Denetim Yönetmeliği kapsamında Türkiye'deki tüm tesisler ya bir çevre danışmanlık birimi kurmak zorunda ya da çevre görevlisi istihdam etmek istihdam etmek zorundalar. GİSBİR ve GİSAŞ'ta 2010 Aralık ayında böyle bir birim kurmaya karar verdiler. Bu çevre birimi faaliyetlerine 2011 yılında başladı. Şu anda birimde 8 kişi görev alıyor. Tuzla Tersane Bölgesi'nde sadece tersaneler olmak üzere 41 tesise hizmet veriyoruz. Yaptığımız hizmetler sonucu Çevre Bakanlığı'ndan teşekkür aldık ve bizzat takdir edildik.' Son olarak sektörle ilgili yapılan tüm forumlara katıldıklarını söyleyen Demirtaş, 6 ayda bir yapılan OİCD'nin gemi inşa çalışma grubuna katıldıklarını da belirterek, bu platformlarda edindikleri gözlemler neticesinde 2014'ün daha iyi bir yıl olacağını ifade etti.