İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından Ataköy Sheraton Oteli Balo Salonu’nda gerçekleştirilen 6. Müşterek Meslek Komiteleri Meclis Toplantısı’nda konuşan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Başkanı Salih Zeki Çakır sektörün sorunları, çözüm önerileri ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka’dan gündeme getirmesini beklediği konularda açıklamalarda bulundu.
Salih Zeki Çakır, konuşmasına, Nijerya’da kaçırılan Kaptanoğlu Denizcilik’e ait Puli gemisinden rehin alınan 6 denizcinin sağ salim ailelerine ve işlerine dönmesini ve işlerine kavuşmasını, firma sahiplerine de geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.
Son dönemde yaşanan sıkıntılardan ve çözüm önerilerinden bahseden Çakır, “Malumunuz bir süredir deniz ticaret odasında mecliste meslek grupları arasında meslek sorunlarına öncelik verilmesi ve gündeme taşınmasıyla alakalı polemikler var. Bazı meslek grubu sorunları bazılarına göre daha öne çıkartılmakta birilerini gölgesinde kalmak gibi bir algı oluşmakta. Özellikle armatörlerin sorunları gündeme taşınmıştır. Armatörlerin geçmişten günümüze devam eden ama inşallah, Sayın Müsteşarın buna samimi bir şekilde ele atacağını düşündüğüm bir konuya dikkatlerinizi çekip çözüm önerileriyle ilgili görüşlerimi ifade etmek istiyorum” dedi.
“48 saat transit geçiş sorunu”
Bu konunun daha önce çok kez konuşulduğunu hatırlatan Çakır, “Sektörümüzün belli başlı bir problemidir. Her ne kadar öncelikle armatörleri ilgilendiriyorsa da benden önceki konuşmacıların değindiği gibi armatörleri öncelikle ilgilendiren her bir sorun diğer meslek konularını doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgilendirmektedir. Bu sorunlardan biri 48 saat transit geçiş süresidir. Bir mensubumuz çalışmasıyla Türk denizciliğine ve ekonomimize 48 saat tuzağı diye incelemiş ve biz de bunu yayınlamış bulunmaktayız. Bu çalışmada özellikle boğazlardan geçen trafiği ele alarak yılda ortalama Türk ekonomisine 500 milyon dolarlık bir kaybın olduğuna vurgu yapmaktadır. Rakam tartışılır. Bu uygulamadan da devletin bir kazancı vardır. Bu ikisini karşılaştırarak bu sorunun maddi boyutunun dışında bir de armatörleri operasyonel olarak yoran tarafı da vardır. Pek çok kesim bu uygulamadan muzdarip durumdadır. Bunun giderilmesine yönelik bakanlığımızın çalışmalarının olduğunu biliyorum. Bazı çalışmalarda düzenlemeler yapıldığında tam hakkı ve gereği yapılmadığında zaman kaybı olur. Burada bir düzenleme yapılacaksa, ‘bu da eksik kalmış, bunu da yapsaydık’ dememek için hakkının verilmesi lazım” şeklinde konuştu.
Denizcilik envanteri
Türk denizciliğinin envanterinin çıkarılması için yıllardır uğraştığı bir konuda da çalışmalar yapıldığını vurgulayan Çakır, “Umarım sağlıklı veriler ortaya çıkar. Türk bayrağında kalmayı ve tük bayrağında olmayıp da dönüşü özendirecek çalışmalar yapılabilir mi, yapılmasında ne gibi faydalar var, bu konunda tartışılmasında fayda var? Yönetmelik çıkalı 4-5 yıl oldu. Liman kontrollerinde işletme firmalarına, gemilere hatta kaptanlara varana kadar ceza uygulamaları var. Bu cezalar tutulmaların bir birine bağlı olarak, bazen de çok yüksek miktarlara ulaşmaktadır. Geçen yılki meslek komite toplantısında vurgu yapmıştık. Bir armatör için geminin tutulması zaten çok büyük bir cezadır. Evrensel hukukta da karşılığı olan, her suçun tek bir cezası olur. Hem tutulma hem de maddi ceza armatörlere ciddi bir külfet getirmektedir. Bu anlamda cezalara yönelik ciddi bir çalışma varsa paylaşırsanız seviniriz” ifadesinde bulundu.
“Gemi adamlarının sorunları ele alınmalı”
Salih Zeki Çakır Konuşmasını şöyle sürdürdü:
Denizciliğimizde taşımacılık bağlamında gemi adamlarına yönelik işletmelerde, hem kara hem de deniz hizmetlerinin kalitesini artırmaya yönelik ve beyaz bayrakta kalmayı teşvik edici olacağına inandığım gemi adamı heyetlerine sicil tutulması uygulaması konusunda bir çalışma yapılmasını arz ederim. Sayın müsteşarımla bu konuyu ikili görüştüğümüzde benzer uygulamanın havayollarında pilotlara yönelik yapıldığını, trafikte ehliyetlerde benzer uygulamanın olduğunu bilirdi. Bu denizcilikte çok tartışıldı, bunun bizde de uygulanması ciddi olarak nitelikli insan kaynağımız, çalışanla çalışmayanı, işinin hakkını verenle vermeyeni ayırt etme ve adaleti sağlama açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Rus limanlarında ödenen cezalar
Son Rusya-Türkiye krizinde Rus limanlarına uğrayan gemilerimizin, özellikle Türk personelinin gemi adamı cüzdanının 48 sayfa, 60 sayfa sorunu şu ana kadar ceza ödemeyle ilk uğrakta 58 dolar, ikinci uğrakta 75 dolar kişi başına bir ceza ödemesi var. Oysa normalde cüzdanlar uluslararası mevzuata göre verildiğinden bu uygulama haksız bir uygulamadır. Bu konuda yapılmış çalışmaları paylaşırsanız müteşekkir olacağız.
Yarım kalmış Türk Deniz Ticaret Filosunun yenilenme projesiyle de devam edeni GİSBİR’de Sayın Metin Kalkavan’ın son toplantıda bulunduğu çalışmaların bakanlık bünyesinde nasıl sürdürüleceği konusunda bilgi verirseniz makbule geçecektir. Daha önce meclisten geçen hurda teşvikiyle ilgili kanunun uygulama tebliği henüz yayında değil. Buradaki kanunundan diğer çalışmalar devam ederken ne ölçüde sektör istifade edebilir, bunda iyileşme yapılabilir mi? Bunun üzerinde yoğunlaşmakta fayda var. Sayın Metin Kalkavan bazen patent ve fikir hakkı diye gündeme getiriyor. GİSBİR toplantısında bir önerisi vardı. Ben kendi hesabıma bunu makul buldu. Hurda teşvikinde şöyle bir iyileştirme olursa işe yarayabilir: Gemisini hurdaya vermek isteyen yeni inşa yaptırma şartına bağlı olmadan bir bedel alabilsin. Ama Türkiye’de gemi inşada yaptırmak isteyene de hurda bedeli groston üzerinden ödenebilsin. Bu gayet mantıklı makul bir öneri. Bu şekilde hayata geçirebilse bu kanunun bu kadar üzerinde çalışıldı. İnşallah sektörün menfaatine uygulanır hale gelir.
Cengiz Tepebaş - 7DENİZ