Balık ve balık ürünleri, dünyada en çok ticareti yapılan gıda maddeleri arasında. Bu ürünlerdeki ticaret yıllık 145 milyar dolar seviyesine ulaşıyor. Talep, özellikle Avrupa’da çok güçlü. Doğu Avrupa balıkçılık sektörü kar vadeden uluslararası piyasalara erişim yolları arıyor. Ticaret düzenlemeleriyle ilgili konular, bölgesel gıda güvencesini ve bölgedeki balık üreticileri ile işleyici ve ihracatçılarının gelir kaynaklarını etkiliyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), EUROFISH, Sırbistan Tarım, Ormancılık ve Su İşleri Bakanlığı ve Sırbistan Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Piyasa Erişimi ve Balık Ticareti” başlıklı bölgesel kapasite oluşturma çalıştayı, Sırbistan’ın Başkenti Belgrad’da başladı. Üç gün süreyle Doğu Avrupa’nın bölgesel balık ve balık ürünleri ticaretine ve piyasa erişimine odaklanacak olan Çalıştayda, bölgesel balık ticareti özellikle Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) düzenlemeleri bağlamında tartışılacak. Çalıştayda Bosna-Hersek, Gürcistan, Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti, Moldova, Karadağ ve Türkiye’den temsilciler, ülkelerinde uygulanmakta olan balıkçılık düzenleme ve politikalarıyla ilgili olgu çalışmaları sunacak. Deniz ürünü sertifikasyonlarının ticarete etkisi Önde gelen balık pazarlarında eko-etiketlerin kullanımının artmasıyla (şu anda tüm üretimin yaklaşık yüzde 14’ü), deniz ürünü sertifikasyon sistemlerinin sayısının da arttığını vurgulayan FAO Kıdemli Balıkçılık ve Su Ürünleri Uzmanı Victoria Chomo, “Böylece, eko-etiket kullanımında gönüllü uygulama ile düzenleme arasındaki ayrımın ortadan kalkmasıyla DTÖ anlaşmazlıklarının ortaya çıkması daha olası hale geliyor” dedi. AB en büyük deniz ürünleri ithalatçısı FAO’nun açıklamasına göre, Avrupa Birliği (AB) dünyanın en büyük deniz ürünleri ithalatçısı. AB genişleme sürecinin hız kazanmasıyla, Batı Balkanlar’daki ülkelerin önemli bir kısmı işleme sektörlerini ve piyasalarını AB katılımı için hazırlamak amacıyla ilgili düzenleme ve politikalarda değişiklikler yapıyor. 7DENİZ