Deniz Ticareti

Sürdürülebilirlik rotası: denizcilik sektörünün küresel iklim değişikliğine yanıtı

İzmir Ekonomi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu ve Prof. Dr. Muhittin Hakan Demir iklim değişikliğinin denizcilik sektörüne etkileri konusunda bir makale kaleme aldılar.

Abone Ol

1. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KÜRESEL ÇAPTAKİ ETKİLERİ

İklim değişikliği ve beraberinde getirdiği sorunlar tüm dünyayı gitgide daha fazla etkilemektedir. Çevre, ekonomi ve toplumların refahı üzerindeki, bu etkiler, iklim değişikliğini, çağımızın en acil küresel konularından biri haline getirmektedir. Diğer yandan, iklim değişikliği gün geçtikçe daha da gözle görülebilir hale gelmektedir. Tüm dünyada hissedilen sıcaklık artışları, buzulların erimesi, deniz suyu seviyelerinin yükselmesi, sıklığı ve etkisi artan kasırgalar, kuraklıklar, orman yangınları, seller ve şiddetli hava olayları ülkeleri tehdit etmektedir. İklim değişikliğine bağlı olarak iklim kuşaklarının değişmesi, ekosistemleri olumsuz etkileyerek, pek çok coğrafyada biyoçeşitlilik kaybına yol açmakta ve önemli sayıda türü de tehlikeye atmaktadır [1,2].

İklim değişikliğinin ekonomik ve sosyal boyuttaki etkileri küresel istikrar ve refah için de önemli riskleri beraberinde getirmektedir. Şiddetli hava olaylarının ulaşım, enerji, tedarik altyapılarına zarar vermesi, tedarik zincirlerindeki aksamalar ve tarımsal verimin düşmesi devletler ve ilgili sektörler üzerinde önemli mali ve sosyal yükler oluşturmaktadır. İklim riskleri, Dünya Ekonomik Forumu tarafından ekonomik istikrara yönelik en önemli küresel tehditler arasında tanımlanmaktadır. Bu etkilerinin yanında iklim değişikliği, zaten var olan içilebilir su kaynaklarının yetersizliği, gıda güvenliği problemleri ve sağlık krizleri gibi mevcut küresel sorunların etkilerini daha da derinleştirmekte, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki savunmasız nüfusları ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bu durum, iklim değişikliğini adeta sosyal ve siyasi gerilimlerin bir katalizörü haline getirmekte, zorunlu göç, su kaynakları ve tarımsal araziler etrafında gelişen çatışmaları körüklemektedir [1,2].

İklim değişikliğinin küresel etkileri, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerjiye geçiş ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için eşgüdümlü uluslararası eylem gerekmektedir [1,2]. 

Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu

2. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Türkiye açısından bakıldığında da iklim değişikliğinin yarattığı çevresel, sosyal ve ekonomik risklerden Türkiye’nin de payını aldığı görülmektedir. Şiddetli hava olayları, seller ve fırtınalar, artan sıcaklıklar, uzun süreli kuraklıklar, yağışların azalması, düzensiz yağış modelleri, başta su kaynaklarını, tarımsal verimliliği ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir. İklim kuşaklarındaki değişiklikler ve kaymalar, alışılagelmiş tarım uygulamalarını ve ürün planlamalarını da etkilemekte, tarımsal verimliliği azaltmaktadır. Ayrıca iklim değişikliği Türkiye’nin Orta Anadolu gibi kuraklıkla mücadele eden bölgelerinde çölleşmeyi şiddetlendirme potansiyeli ile Türkiye'nin tarıma bağımlı alanlarına yönelik riskler oluşturmaktadır. Yükselen deniz seviyeleri, denize kıyısı olan şehirlerde sellerin artması ve altyapıların hasar görmesi risklerini de beraberinde getirmektedir [3,4].

Türkiye’de elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin önemli bir rol oynadığı gerçeği, su kaynaklarındaki azalmanın etkilerini arttıracak bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik ve stratejik perspektiften bakıldığında bu durumun Türkiye'nin enerji güvenliğini ve kalkınma hedeflerini olumsuz etkileyebileceği görülmektedir. Aşırı hava olaylarının, sıcak hava dalgaları, seller ve fırtınaların ekonomik faaliyetlere ve altyapıya olan etkilerinin yanı sıra, iklim değişikliğinden kaynaklanan bu olayların ortaya çıkardığı çevresel bozulma riski, Türkiye ekonomisi için kritik bir öneme sahip olan turizm sektörünü de olumsuz yönde etkilemektedir [3,4].

3. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENİZCİLİK SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Denizcilik sektörü, hem küresel sera gazı emisyonlarına katkısı hem de risklerine ve etkilerine karşı oldukça savunmasız bir sektör olarak iklim değişikliği ile yakından bağlantılıdır.

İklim değişikliği denizcilik sektörü için önemli operasyonel ve ekonomik riskler oluşturmaktadır. Deniz seviyelerinde yaşanan yükselme, sıklığı giderek artan aşırı hava olayları, deniz taşımacılığını doğrudan etkilemektedir. İklim değişikliğinin etkileri nedeniyle deniz taşımacılığında planlar aksatmakta, kaza riskleri artmakta, liman altyapıları zarar görmektedir. Diğer yandan okyanus akıntıları ve iklim modellerindeki değişimler geleneksel olarak kullanılmakta olan denizcilik rotalarını etkilemekte ve sektörün güvenlik ve güvenilirliği sağlamak için yeni adımlar atmasını gerektirmektedir. Buzulların erimesi ile artan çevresel kaygılara, denizcilik sektörüne ciddi etkileri olacak Arktik Denizcilik Rotaları gibi yeni rotaların kullanılabilir hale gelmesinin önünü açmıştır. Bu durum sektör için yeni fırsatların ortaya çıkacağına işaret etmekle birlikte artan çevresel kaygılar ve jeopolitik karmaşıklıklar açısından yeni zorlukları da beraberinde getirmektedir [5].İklim değişikliği, küresel ticaretin ve ekonomik bağlantının kritik bir bileşeni olan deniz taşımacılığını önemli ölçüde etkilemektedir. Yükselen deniz seviyeleri ve fırtına, kasırga ve tayfun gibi aşırı hava olaylarının artan sıklığı, deniz taşımacılığı operasyonları ve liman altyapısı için ciddi zorluklar oluşturmaktadır. Deniz ticareti için temel merkezler olan limanlar ve kıyı tesisleri, sel, fırtına dalgaları ve erozyona karşı giderek daha savunmasız hale gelmekte ve potansiyel olarak maliyetli aksaklıklara ve hasara neden olmaktadır. Kutup bölgelerindeki deniz buzu modellerinde meydana gelen değişiklikler de Kuzey Kutbu geçidi gibi yeni nakliye rotaları açmakta, ancak seyir zorlukları ve çevresel riskler ortaya çıkarmaktadır. Bu değişiklikler, denizcilik sektörünün operasyonların güvenliğini, verimliliğini ve esnekliğini sağlamak için altyapısını ve iş modellerini uyarlamasını gerektirmektedir. İklim değişikliğinden kaynaklanan bu değişimler gemicilik modellerinin de değişmesini gerektirmekte, maliyetlerin artması riskini taşımakta ve yeni risk yönetimi strateji ve modellerinin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır [6,7].

Denizcilik sektörünün küresel sera gazı emisyonlarındaki payının yaklaşık %3'ünden sorumlu olması da küresel ticaretin karbon ayak izinin azaltılması konusunda sektörün önemini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), sektörden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar 2008 seviyelerinin %50’si oranında azaltma hedefini ve bu hedefe yönelik düzenlemeleri yürürlüğe koymuştur. Dolayısı ile sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunan denizcilik sektörü için iklim değişikliği ile mücadelede gemilerden kaynaklanan emisyonlar konusunda katı düzenlemeler gündeme gelmektedir. Bu durum da düşük karbonlu teknolojilerin, temiz yakıtların, enerji tasarrufuna yönelik uygulamaların ve sürdürülebilir operasyonel uygulamaların benimsenmesini gerektirmektedir. Örneğin gemilerde hidrojen ve yeşil amonyak gibi düşük veya sıfır karbon salınımına sahip alternatif yakıtların kullanımını yaygınlaştıracak teknolojilerin, enerji verimliliğini arttıracak ve karbon salınımını azaltacak gemi tasarımlarına öncelik verilmesi önem taşımaktadır [8].Bu zorlukların ele alınması, küresel ticaretin temelini oluşturan deniz taşımacılığının sürdürülebilirliği ve sektörün uluslararası iklim hedeflerine ulaşılmasında üzerine düşen rolü oynamasının sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.

İklimle değişikliği ile ilgili risklerin belirlenmesi ve bunlara yönelik stratejilerin oluşturulması, denizcilik sektörünün büyümeyi sürdürmesi, yasal ve toplumsal beklentileri karşılaması ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlama yönündeki küresel çabalara katkıda bulunması açılarından da katkıda bulunacaktır. İklim değişikliğine yönelik bu değişiklikleri benimsemek sadece çevresel sürdürülebilirlik için değil, aynı zamanda çevre bilincine sahip paydaşların giderek daha fazla etkilediği bir pazarda rekabet gücünü korumak için de hayati önem taşımaktadır. 

Prof. Dr. Muhittin Hakan Demir

4. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI DENİZCİLİK ÖRGÜTÜ (IMO)’NUN YAKLAŞIMI

IMO, iklim değişikliğine karşı küresel mücadelesindeki strateji ve yol haritalarını Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden 13 Hedef olan “İklim Eylemi - İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acilen eyleme geçmek”  doğrultusunda oluşturmuştur [7,8].

Bu kapsamda IMO ilk stratejisini olarak 2018 yılında gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik olarak oluşturmuştur. 2023 yılında gözden geçirilerek güncellenecek olan bu ilk strateji, uluslararası deniz taşımalarından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını önce azaltma ve sonra ortadan kaldırmaya yönelik bir taahhüt ve vizyon ortaya koymuştur. 2023 yılında ise IMO, Gemilerden Kaynaklanan Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına ilişkin güncellenmiş 2023 IMO Stratejisini benimsemiştir [8].

4.1.  IMO sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin 2023 Stratejisi

IMO 2023 stratejisi, uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltma ve bu bağlamda adil ve eşitlikçi bir geçişi teşvik etme vizyonu ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Sera gazı emisyonlarının mümkün olan en kısa sürede aşamalı olarak ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır [8,9].

IMO’nun 2023 stratejisi, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefleri ve yol gösterici ilkeleri ortaya koyan bir çerçeveyi temsil etmektedir. 2023 Stratejisi, bu doğrultudaki zaman çizelgeleri ve orta ve uzun vadeli ek önlemlerin yanında kapasite oluşturma, teknik işbirliği ve araştırma ve geliştirme alanlarında destekleyici önlemlere de yer verilmektedir [8].

2023 Stratejisinde uluslararası deniz taşımacılığında karbon yoğunluğunun (taşıma başına CO2 emisyonlarının) ortalama olarak 2030 yılına kadar en az %40 oranında azaltılması hedeflenmektedir. 2023 IMO Stratejisi aynı zamanda 2030 yılına kadar uluslararası deniz taşımacılığında en az %5 oranında sıfır emisyonlu veya sıfıra yakın emisyonlu teknolojilerin, yakıtların ve/veya enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili yeni bir hedef içermektedir, hatta bu hedefin %10 seviyelerine yükseltilmesi için çaba gösterileceğini içermektedir [8].

Bu doğrultuda IMO 2023 stratejisi aşağıdaki hedef seviyelerini (levels of ambition) ve gösterge niteliğindeki kontrol noktalarını (indicative checkpoints) içermektedir [8].

Hedef Seviyeleri:

1. Yeni gemiler için enerji verimliliğinin arttırılması, bu sayede gemilerin karbon yoğunluğunun azalması. Bu kapsamda enerji verimliliğini arttıracak tasarımların geliştirilmesi.

2. Uluslararası deniz taşımacılığının karbon yoğunluğunun azalması. Bu kapsamda 2030 yılına kadar uluslararası deniz taşımacılığı genelinde ortalama olarak nakliye başına CO2 emisyonlarını 2008'e kıyasla en az %40 oranında azaltmak.

3. Sıfır veya sıfıra yakın emisyonlu teknolojilerin, yakıtların ve/veya enerji kaynaklarının kullanımının arttırılması. 2030 yılına kadar uluslararası deniz taşımacılığında bu tür teknolojilerin ve yakıtların kullanımının en az %5 oranında olması, bu oranın %10 seviyesine yükseltilmesi için çaba gösterilmesi.

4. Uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının net sıfıra ulaşması. Uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının mümkün olan en kısa sürede azaltılması, 2050 yılında net sıfır sera gazı emisyonlarına ulaşılması.

Gösterge Niteliğindeki Kontrol Noktaları

1. Uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan toplam yıllık sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2008 yılına kıyasla en az %20 oranında azaltmak (ve %30 oranında azaltmak için çaba göstermek).

2.      Uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan toplam yıllık sera gazı emisyonlarını 2040 yılına kadar 2008 yılına kıyasla en az %70 oranında azaltmak (ve %80 oranında azaltmak için çaba göstermek).

4.2. IMO 2023 Stratejisi ve Orta Vadeli Önlemler

IMO Deniz Çevresini Koruma Komitesi, orta ve uzun vadeli sera gazı azaltım tedbirlerinin geliştirilmesine yönelik Strateji ve Çalışma Planı’nda, biri teknik, ikincisi ise ekonomik alanda aşağıdaki önlemleri kabul etmiştir [10]:

1. Deniz taşımacılığında sera gazı yoğunluğunun aşamalı olarak azaltılması hedefine dayalı olarak kullanılan yakıtlar için bir standart geliştirilmesi.

2. Deniz taşımacılığı kaynaklı sera gazı emisyonlarına yönelik bir fiyatlandırma mekanizması oluşturulması.

5.  SONUÇ

İklim değişikliği, etkileri sınırları aşan ve dünya çapında toplumları, ekonomileri ve ekosistemleri etkileyen küresel bir sorundur. İklim değişikliğinin küresel etkileri giderek daha belirgin hale gelmekte ve artan sıcaklıklar, eriyen buzullar ve kasırgalar, seller ve kuraklıklar gibi daha sık görülen şiddetli hava olayları ile kendini göstermektedir. İklim değişikliği yalnızca doğal ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmekle kalmamakta, aynı zamanda temel altyapıları ve ekonomik sistemleri de bozarak yaygın bir istikrarsızlık yaratmaktadır. Ulaşım ve tedarik zincirlerindeki kesintiler ve tarımsal verimlerin azalması gibi ekonomik sonuçlar, ülkelere önemli mali yükler getirmektedir. Dahası, iklim değişikliği var olan küresel sorunları daha da kötüleştiriyor ve gelişmekte olan ülkelerdeki savunmasız nüfusları orantısız bir şekilde etkilemekte, sosyal ve politik gerginlikler için bir katalizör olarak rolü oynamaktadır.

Denizcilik sektörü, iklim değişikliğinden benzersiz bir şekilde etkilenmesi ve iklim değişikliğine katkıda bulunması açılarından kritik bir sektördür. Dolayısı ile denizcilik sektöründeki düzenlemeler, uluslararası iklim eylemlerinde merkezi bir odak noktası haline gelmektedir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nun stratejik yaklaşımı bu zorlukların ele alınmasında önemli bir rol oynamaktadır. IMO'nun Sera Gazı Emisyonlarını Azaltma 2023 Stratejisi, denizcilik sektöründe dönüştürücü bir değişim hedefinin temel göstergelerinden biridir. IMO, deniz taşımacılığında 2030 yılına kadar karbon yoğunluğunu en az %40 oranında azaltmak ve 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmak gibi iddialı hedefler belirlemiş ve küresel iklim hedefleriyle uyum için önlemler almıştır. Temel önlemler arasında gemi tasarımlarında enerji verimliliğini artırmak, sıfır emisyonlu yakıt ve teknolojilerin kullanımını artırmak ve emisyon azaltımlarını teşvik etmek için karbon fiyatlandırması gibi ekonomik mekanizmalar getirmek yer almaktadır. Bu girişimler yalnızca denizcilik sektörünün çevresel etkisini azaltmayı değil, aynı zamanda çevresel hususlardan giderek daha fazla etkilenen bir dünyada sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü sağlamayı da amaçlamaktadır.

IMO stratejilerinin küresel çabalara entegre edilmesi, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası sektörlerin birbirine bağlılığını sağlamak açısından önemlidir. Küresel ticaret büyük ölçüde deniz taşımacılığına bağlı olduğundan, bu sektörün sürdürülebilirliğini sağlamak ekonomik istikrarı korumak ve sektörler arasında daha yeşil uygulamalara geçişi kolaylaştırmak için çok önemlidir. Sıfır emisyonlu yakıtların ve enerji tasarruflu tasarımların tanıtımı yalnızca emisyonları azaltmakla kalmaz, aynı zamanda inovasyonu teşvik ederek sürdürülebilir teknolojilere yönelik iş birliği, yeni iş modelleri ve yatırım fırsatları yaratır. IMO'nun stratejilerinde vurgu yapılan kapasite geliştirme ve teknik iş birliği, ekonomik durumlarından bağımsız olarak tüm ulusların bu dönüştürücü değişikliklere katkıda bulunabilmesini ve bundan faydalanabilmesinin de önünü açmaktadır.

İklim değişikliğinin küresel etkileri acil ve bütünleşik bir yanıt gerektirmektedir ve denizcilik sektörü ve IMO gibi kuruluşlar bu çabalarda önemli bir rol oynamaktadır. Bu kolektif çaba yalnızca denizcilik sektörünün sürdürülebilirliği için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin refahı ve gezegenimizin sağlığı için de önemlidir. Uluslararası toplum, iklim risklerini ele alarak, bu yöndeki girişim ve stratejileri  teşvik ederek sürdürülebilir bir geleceğe doğru çalışabilir. Zorluklar çok büyük, ancak iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı sağlamak için sektörleri ve toplumları yeniden şekillendirmek için de önemli fırsatlar bulunmaktadır.

6.  KAYNAKÇA
1.  IPCC (2023). AR6 Synthesis Report Climate Change 2023. [Çevrimiçi] Erişim adresi:  https://www.ipcc.ch/report/ar6/syr/downloads/report/IPCC_AR6_SYR_LongerReport.pdf (Erişim tarihi: 2 Aralık 2024).
2. United Nations (2024). Causes and Effects of Climate Change. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.un.org/en/climatechange/science/causes-effects-climate-change (Erişim tarihi: 4 Aralık 2024).
3. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (2024). Türkiye 2024 Yılı Erken İklim Değerlendirmesi. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.mgm.gov.tr/FILES/iklim/yillikiklim/2024-iklim-raporu.pdf (Erişim tarihi: 4 Aralık 2024).
4. World Bank Group (2022). Türkiye Country Climate and Development Report. [Çevrimiçi] Erişim adresi:   https://openknowledge.worldbank.org/bitstreams/80bdfcf8-73b1-42b3-b107-1629f64a1f0c/download (Erişim tarihi: 3 Aralık 2024).
5. UNCTAD (2024). 2024 Review of maritime transport. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://unctad.org/system/files/official-document/rmt2024ch5_en.pdf (Erişim tarihi: 2 Aralık 2024).
6. Notteboom, T., Pallis, A., ve Rodrigue J.P. (2022). Port Economics, Management and Policy, New York: Routledge. doi.org/10.4324/9780429318184.
7. Birleşmiş Milletler (2024). Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://turkiye.un.org/tr/sdgs/13 (Erişim tarihi: 2 Aralık 2024).
8. IMO (2018). UN body adopts climate change strategy for shipping. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.imo.org/en/MediaCentre/PressBriefings/Pages/06GHGinitialstrategy.aspx (Erişim tarihi: 4 Aralık 2024).
9. IMO (2023). 2023 IMO Strategy on Reduction of GHG Emissions from Ships. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.imo.org/en/OurWork/Environment/Pages/2023-IMO-Strategy-on-Reduction-of-GHG-Emissions-from-Ships.aspx (Erişim tarihi: 4 Aralık 2024).
10. MEPC (2021). Marine Environment Protection Committee Report. [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://www.imo.org/en/MediaCentre/MeetingSummaries/Pages/MEPC76meetingsummary.aspx (Erişim tarihi: 3 Aralık 2024).

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ