İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Şubat ayı Olağan Meclis Toplantısı, fiziki katılım ve online olarak gerçekleşti. İMEAK DTO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıya, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve TİM heyeti ile İMEAK DTO üyeleri, şube başkanları, meslek komite başkanları ve denizciler katıldı.

 

Konuşmasına ekonomiyi değerlendirerek başlayan İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, 2021 yılının 225.4 milyar dolar düzeyinde rekor bir ihracata imza atıldığını belirtti. Türkiye’nin bu ihracat başarısında TİM’in ve başkanı İsmail Gülle’nin büyük bir katkısı bulunduğunu belirten Kıran, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına az bir zaman kala ülkemizin şanına yakışır ticari atılım haberleri almaya devam etmeniz temennisiyle sayın başkanın başarılarının devamını diliyorum” dedi.

 

Finansal piyasalarda daha dalgalı bir yıl olma ihtimali yüksek

 

Küresel ekonominin 2021 yılını 5,5 civarında büyüme ile kapattığını ve 2022 yılına kısmi bir yavaşlama ile girdiğini belirten Kıran, “Bu yavaşlama yükselen enflasyon, omicron varyantına bağlı talep düşüşü ve arz yönlü tedarik sorunlarından kaynaklanıyor. Yavaşlama, Avrupa ve Çin’de başta olmak üzere daha fazla hissedilirken, ABD ekonomisindeki etki çok daha sınırlı görünüyor. 2022 genelinde küresel büyümenin yüzde 4 ila 4,5 arasına düşmesi tahmin edilirken, yılın en yavaş büyüme döneminin içinde bulunduğumuz ilk çeyrek olması bekleniyor. 2022 yılında yavaşlasa bile gücünü koruyacak olan büyümeye karşın enflasyon küresel ekonominin en önemli gündemi olmaya aday görünüyor. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin enflasyonu yüzde 4 ila 7 civarlarına gelerek son 30 - 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. Artışın arkasındaki en önemli nedenler hammadde ve enerji fiyatları. Gıda fiyatları ile tedarik süreçlerinin getirdiği maliyet baskısı ve taşıma maliyetleri de bu süreci besliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde de tahminler ağırlıklı olarak enerji, gıda, alüminyum, demir çelik ve bakır fiyatlarındaki baskının süreceğini gösteriyor. Yaşanan enflasyonun önemli sonuçlarından birisi başta ABD olmak üzere büyük merkez bankalarının para politikalarını çok daha kararlı, bir şekilde sıkılaştırma eğilimi olacak. Merkez Bankası enflasyon nedeniyle likiditeyi azaltma, faiz artırımı ve likiditeyi çekme operasyonlarına başlamayı bu yıla sığdıracak gibi görünüyor. Bu nedenle finansal piyasalarda daha dalgalı bir yıl yaşama ihtimalimiz yükselmiş durumda” dedi.

 

 

Türkiye’nin 2022 büyüme oranı yüzde 4 ila 5 tahmin ediliyor

Bakü 2024 Shipping Dinner Türk denizcilerini ağırlamaya hazır Bakü 2024 Shipping Dinner Türk denizcilerini ağırlamaya hazır

 

Türkiye ekonomisinin 2021 yılını yüzde 11’lere yakın rekor bir büyüme ile kapattıktan sonra 2022 yılında bir miktar yavaşlamaya girdiğini kaydeden Kıran, omicron varyantının doğrudan ve dolaylı etkileri ile döviz kurları ve enflasyonda yaşanan çıkış nedeniyle bir gerileme yaşandığını ifade eden Kıran, “Türkiye ekonomisi için 2022 yılında ihracat artışından gelen büyüme desteğinin geçen yıla göre bir azalma gösterse de güçlü kalmaya devam edeceğini, turizmin katkısıyla beraber büyümenin yüzde 4-5 civarında olacağı tahmin ediliyor. Ekonomimiz açısından en önemli sorun enflasyon olmaya devam ediyor” diye konuştu.

 

Konteyner taşıma fiyatlarında kademeli düşüşler görülebilir

 

Denizcilik piyasalarını konteyner sıkıntısı, navlun fiyatlarındaki yükseliş ekonomik durum perspektifinden değerlendirilmesinin daha uygun olacağını dile getiren Kıran, şöyle devam etti: “Türkiye'nin ekonomideki en güçlü silahı ihracattır. Bu alandaki başarımız hiç şüphesiz ülkemiz ekonomisinin büyümesini, itibarının artmasını sağlayacaktır. Bu ülkeye canı gönülden bağlı olan denizcilik sektörünün üyeleri de buna elinden gelen katkıyı sunmayı görev edinmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki denizcilik uluslararası bir iş olup tam rekabet piyasası koşullarının hakim olduğu bir iş koludur. Pandeminin başladığı 2020 yılı bilinmezlikleri ve sürprizleriyle birlikte tarihte yerini alırken, tüm lojistik sektörünü de değiştirmiştir. Pandeminin ilk aylarında durma noktasına gelen üretim özellikle küresel üretim devi Çin’in toparlanmasıyla hızla yükselişe geçmiştir. Bugün halihazırda devam etmekte olan bu yükseliş Covid nedenli iş gücü kaybı, son senelerde gelişen olağanüstü doğa olayları, limanlardaki aşırı sıkışıklık ve özellikle belirli hatlardaki ekipman bulma sıkıntısından kaynaklanmıştır. İhracatçı ve ithalatçı için maliyetleri artıran en önemli unsurlardan biri haline gelen konteyner navlunlarında en azından 2023 yılı başına kadar bu seviyelerde kalacağı tahmin edilmektedir. Bu dönemde pandemi yarasını saran dünyanın hızlı bir toparlanma ve ticaret hacmi büyümesine geleceği, taşımacılık için talebin arzdan fazla olacağı öngörülmektedir. 2023 başından itibaren ise yeni konteyner gemilerinin teslim edilmesi sonucu arzdaki artış ile konteyner taşıma fiyatlarında kademeli düşüşleri görebileceğimizi söyleyebiliriz.”

 

 

Kuru yükte sert düşüş

 

Kuru yük piyasasının yıla sert bir düşüş ile başladığını aktaran Kıran, “Ekim 2021’de son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşan Baltık Kuru Yük Endeksi, 2022 yılı ile son 11 ayın en düşük seviyesinde kapattı. Noel dönemi, Çin tatili, Endonezya’nın kömür ihracat yasağı, küresel ekonomik yavaşlama neticesinde yüklerin azalması bu düşüşlerde etkili oldu. Bu piyasada beklentiler Çin tatili sonrasında Mart ayı ile beraber yeniden yükselme yaşanacağı yönünde. Sonuç olarak 2022 yılı pandeminin etkilerini yitirdiği ancak sonuçlarının devam ettiği bir yıl olacak gibi görünüyor. Sonuç olarak 2022 yılı pandeminin etkilerini yitirdiğini ancak sonuçlarının devam ettiği bir yıl olacak” ifadelerini kullandı.

 

Tedarik zincirinde alternatifsizlik devletler ve şirketler için ciddi risk

 

Konteyner taşımacığında pandemiyle birlikte ortaya çıkan tekelleşmeye de değinen Kıran, şu değerlendirmelerde bulundu; “Konteyner taşımacılığında faaliyet gösteren ilk 10 şirket, global kapasitenin yüzde 85’ine sahip. Pandeminin ilk zamanlarında bu şirketlerin ticaret hacimleri tarihi bir şekilde düşmüştü. Büyük zararlar yaşayan bu şirketler küresel ekonomik toparlanma ile yaralarını sarmış ve yükselen navlun fiyatlarıyla birlikte zararlarını kısa sürede kapatmışlardır. Geldiğimiz noktada navlun fiyatlarının yükselişi devam etmekle birlikte, bu büyük şirketlerin taşımacılık sektöründe farklı modlar ve hizmetler vermek istediklerini gözlemliyoruz. Şuan için deniz taşımacılığı paydaşlarını tehdit eden bu tekelleşme birçok açıdan risk taşıyor. Tüm taşıma modlarının kontrol edilmesi ve bilgilerin belli merkezlerde toplanması yakın gelecekte Amazon ve Facebook örneğinde yaşadığımız çok daha büyük bir tekelleşme ve bilgi depolamaya yol açabilir. Yine aynı şekilde tedarik zincirinde alternatifsizlik tüm devlet ve şirketler için ciddi riskler barındırmaktadır.”

 

 

Denizcilik can damarlarımızdır

 

Küresel tedarik zincirinin giderek hızlanan değişimler ve zorluklar karşısında tüm paydaşların diyalog ve ortak bir dil ile geleceği şekillendirmesinin çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken Kıran, şu değerlendirmelerde bulundu; “Yıllardır söylüyoruz. Denizcilik ülkemiz için olmazsa olmaz sektörlerden birisidir. Yaşadığımız olaylar göstermiştir ki denizcilik can damarımızdır. Dışarıyla olan en güçlü bağlantımızdır. Dolayısıyla tüm bu gelişmeleri dikkatlice değerlendirip devletimizin desteğinde denizciliğimizi büyütmeye veya büyütmeye yönelik adımları ivedilikle atmamız gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum.”

 

Özel Çevre Koruma konusunu dikkatli bir şekilde takip edeceğiz

 

Geçen yıl Marmara Denizi’ni büyük çapta etkileyen müsilaj sonrasında alınan önlemler kapsamında 5 Kasım 2021 tarihinde Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini ve söz konusu alanda yapılacak tüm çalışmalar ve izinlerin Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü uhtesinde olduğunun kararlaştırıldığını kaydeden Kıran, şöyle devam etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza yaptığımız ziyarette Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki uygulama süreçlerinde yaşanılan sorunları tek tek dile getirdik. Görüşmemizin ardından özellikle gemi inşa sektörü ve limanlarımızı yakından ilgilendiren dip tarama ile ilgili soruna kısa vadeli de olsa çözüm getiren dip tarama malzemesinin çevresel yönetimi yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik 22 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bahse konu yönetmelik ile analizleri yapılan ve sınır değerleri altında kalan dip tarama malzemesi yine aynı yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bertaraf edilebilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza sorunumuza gösterdiği duyarlılık için teşekkür ediyorum. Özel Çevre Koruma Bölgesi konusu çok hassas bir konu ve tersaneleri, limanları ve kıyı yapılarını çok yakından ilgilendiriyor. Marmara Denizi'ndeki kirliliğin müsebbipleri listelense hiç şüphesiz denizcilik sektörü son sıralarda gelir. Bugün Marmara’daki kirliliğin denize verilen azot ve fosfor miktarının yüksekliğinden kaynaklandığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bunun önlenebilmesi için de ileri biyolojik arıtma tesisleri kurulması gerektiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla Özel Çevre Koruma işine bilimsel, hassas ve dikkatli bir şekilde takip etmeye ve yürütmeye önümüzdeki dönemde devam edeceğiz.”

 

 

Geçtiğimiz günlerde Çin’in Covid-19 uygulamaları nedeniyle limanda yapması gereken işi gemiden yapmak zorunda kalan ve ardından düşerek hayatını kaybeden Türk 1. Zabit Selçuk Elibol’un vefat haberini üzüntüyle öğrendiklerini kaydeden Kıran, “Öncelikle merhum kaptanımız Selçuk Elibol’a Allah’tan rahmet, ailesine ve denizcilik camiasına başsağlığı diliyorum. Pandemide neredeyse tüm dünyadaki lojistik sektörünün yükünü taşıyan gemilerdeki deniz insanları özverili bir şekilde çalışarak küresel tedarik zincirinin devamlılığını sağlıyor. IMO tarafından gemi insanları kilit çalışan olarak ilan edildi. Son örnekte olduğu gibi bazı limanların rıhtıma dahi inmesine izin vermemesi, deniz insanlarının çalışma şartlarını ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramadı. Bu insanların güven içinde çalışabilmelerinin sağlanması, uluslararası platformda tüm ülkelerin ortak paydası olmalıdır. Bu kapsamda uluslararası çalışma örgütü tarafından Denizcilik çalışma sözleşmesi oluşturulmuş ve yürürlüğe konmuştur. Yani, insanların ihtiyaçlarına yönelik değişiklikler ile sözleşme güncellenmekte. Gemide, insanların hak ettikleri saygın çalışma ortamının geliştirilmesi hedefleniyor. Benzer elim olayların bir kez daha tekrarlanmaması temennisiyle denizcilerin güvenli ortamlarda işlerini sürdürebilmeleri için yapılacak çalışmalara ulusal ve uluslararası platformlarda destek vermeye devam edeceğimizi belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

7DENİZ

Editör: Haber Merkezi