1920 yılında Fairplay tarafından yayınlanan “Fifty Years of Freights 1869-1919” adlı eser J. C. Gould & Angier şirketinin ortaklarından E.A.V. Angier tarafından kaleme alınmıştır. İçerisinde yarım yüzyıllık döneme ait navlun piyasası ve sektör analizi bulmak mümkündür. Bu eserin ilk sayfalarında göze çarpan aşağıdaki tespit oldukça çarpıcıdır. Texas A&M Üniversitesi’nin ulaştırma ekonomisi ve politikaları adlı dersinde tüm öğrencilere bu tespiti gösterip, ne zaman ifade edilmiş olabileceğini sormuştum. Neredeyse tamamına yakını 2007 ile 2010 arası yılları telaffuz ettiler.
“Şu an içinde bulunduğumuz durum (bir ekonomik durgunluk dönemi kastediliyor), son üç yılda aşırı miktarda inşa edilen gemiler, bankaların ve tersanelerin pervasızca sağlamış oldukları krediler ve sorumsuz ve tecrübesiz armatörlerin temelsiz beklentilerinden kaynaklanmaktadır”
Navlun Piyasasının Elli Yılı 1869-1919, E.A.V. Angier (1920)
Dejavu yaşadığınızı düşünüyorsunuz değil mi? Hayır. Bu bir dejavu değil. Elimizdeki veriler ve kayıtlar ışığında, son 2-3 asırdır bu ve benzeri yorumları belirli aralıklarla hep duyduğumuz açık bir gerçek. Bizleri yönlendiren içgüdülerimiz, kurumsal mekanizmalar ve teşvik sistemleri değişmiş değil. Denizcilik sektörü yeni teknolojiler ve yeni yöntemler ile sürekli bir değişim halinde iken, yatırımcı ve paydaşların davranışları hakkında büyük değişiklikler olduğunu söyleyemiyoruz. Daha eğitimli, daha çağdaş bir toplum ve tabi ki bilgiye bir tuş uzaklığında bir dünya ile karşı karşıyayız. Çok temel kitaplar yazılmış ve deniz ticaretinde nasıl yatırım yapılması gerektiği ile ilgili çok çeşitli bilgiler mevcut ve her an alimizin altında bulunuyor. Son 50 yılda büyüyen denizcilik sektör medyası, tecrübelerin kitlelere ulaşması açısından çok ciddi bir fonksiyona sahip durumdadır. Peki, ama neden halen aynı cümleleri kurmak durumunda kalıyoruz ve neden hatalardan yeterince ders alınmıyor? Sektörün ticari tarihi hakkında yeterince bilgi sahibi değil miyiz? Yoksa bilgilerimize rağmen bizleri hataya sürükleyen faktörler mi var? Bu sorulara verilecek çok çeşitli cevaplar var. Ancak burada belli başlı değişmeyen bazı faktörlerden bahsederek, farkındalığımızı bir miktarda olsa arttırmak mümkün olabilir.
“Deniz ticaretinde hareketlilik döneminin ömrü çoğu zaman 4-5 yıldan fazla değildir. Bir geminin ömrü ise ortalama 25 sene…”
1-Kamçı etkisi ve kısa vade hatası
Kamçı etkisi (Bull-whip effect) tedarik zinciri alanında sıklıkla kullanılan bir terimdir. Terimin manasını küçük bir örnekle açıklayalım. Süpermarketlerde satışa sunulan bir malın üreticisi olduğunuzu varsayın. Marketlerden toptancılara ve toptancılardan size ulaşan siparişler oluyor. Bu siparişlere göre hammadde ve ara mal siparişi veriyor ve üretim yapıyorsunuz. Sonra üretilen mallar toptancılar aracılığıyla pazara sunuluyor. Belirli bir dönemde ürettiğinizi mallara fazla talep olduğunu düşünelim. Marketten toptancıya ve toptancıdan üreticiye bu bilginin ulaşması belirli bir zaman alıyor. Satışlardaki artış devam ettikçe, geri bildirim de devam ediyor. Siz de üretici olarak daha fazla hammadde ve ara mal sipariş ediyorsunuz ve bunların size ulaşması da bir vakit alıyor. Sonra üretimi yapıp pazara sunuyorsunuz. Tüketiciye ulaşması gene belirli bir süre alıyor. Sonuçta fazla talebin ilk fark edildiği andan sizin pazara ürünü yetiştirdiğiniz zamana kadar geçen sürede tüketicinin tercihleri de değişiyor. Siz bu satış hacminin daha uzun süreli olduğunu düşünüyorsunuz. Fakat sonuç olarak, satışlar normal seviyelere geri dönüyor ve siz çok sayıda ürünü pazara yollamış oluyorsunuz. Hammadde ve ara mal siparişleriniz yolda. Depolarınız muhtemelen dolu. Ama eski talep mevcut değil. Dolayısıyla ürünlerinizin fiyatlarında ani bir düşüş kaçınılmaz. Bu halde dahi satış yapabileceğiniz şüpheli. Yani tüketiciden, üreticiye beklentilerin ulaşması dalga dalga artarak (kamçı gibi) ilerliyor. Fakat bu beklentilerin belirli bir zaman farkına sahip olduğu düşünülerek, üretim doğru yönetilmediğinden, ciddi zararla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bir başka ifade ile kısa vade gelişmelere odaklanırken, uzun vade etkilerini gözden kaçırıyorsunuz.
Deniz ticaret yatırımlarına bakıldığında, son birkaç yüzyıldır bu türden bir kamçı etkisinin ara ara sürekli vuku bulduğu görülecektir. Ekonomik hareketlilik dönemlerinde deniz ulaştırmasına olan talep aniden artar. Deniz ticaret filosu kısa sürede verimlilik seviyesini yükseltir, kirada geçen süreler artar vb. Sürecin başlangıcında yeterli sermayeye sahip az sayıda yatırımcı yeni gemi siparişleri verir. Sürecin ilerleyen dönemlerinde her yatırımcı sermaye birikimini arttırır ve en kısa zamanda kendi siparişlerini vermek isterler. Bir iki sene içinde beklentiler son derece pozitif bir düzeye ulaşır. Ancak, çeşitli sebeplerden dolayı (oldukça detaylı bir konu olduğundan burada değinmeyeceğiz) ekonomik dalgalanmalar her zaman olur ve hareketlilik bir vakit azalır ve çoğu zaman bu durum aniden gerçekleşir. Birkaç ay içerisinde %50 ile %80 arasında navlunlar düşmeye başlar. Zira ticaret hacmi azalır ve piyasa doyuma ulaşır. Bu arada sipariş edilen yüzlerce gemi piyasaya ulaştığında artık çok geçtir. Gerek mevcut gemilerin ve gerekse yeni hizmete konulan gemilerin tekrar aynı kârlılık düzeyini kazanması yıllar alacaktır. Bu gemilerin alımı için girilen borçların vadesi gelecek ama yeterli sermaye bulunamayacaktır. Likidite sorunu vb. problemler bunları takip edecektir.
Deniz ticaretinde talep, kamçı etkisi gibi dalga dalga sektöre yayılırken meydana getirdiği optimistik hava, büyük bir yatırım balonu oluşturacak, ne kadar yükseğe çıkılmışsa, oradan o kadar aşağıya düşülecektir. Deniz ticaretinde bir hareketlilik döneminin ömrü çoğu zaman 4-5 yıldan fazla değildir. Bir geminin ömrünün ortalama 25 sene olduğu düşünülürse, tek bir ekonomik dalganın peşine takılarak yapılacak bir yatırımın, en azından çok iyi yönetilmesi ve birazdan bahsedeceğimiz nokta tahmini hatasına düşmeden kısa vadeli yatırım araçlarına ve/veya daha güvenli ve az riskli yatırım enstrümanlarına dönüştürülmesi gerekir.
“Deniz ticaretinde önemli bir yatırımcı hatası, kendisinin ya da bilgi aldığı uzmanların tahmin yeteneklerini büyütmek ve nokta tahminleri ile yatırım kararlarının alınabileceğini zannetmektir”
2-Nokta tahmini ve tahmin yeteneği hatası (Kâhinler)
Bu konuya, günümüzün popüler yazarlarından Nassim Taleb’in şempanze borsa oyuncuları örneğinden başlamak istiyorum. Verilen örnek şempanze olunca, birçoğumuzu rahatsız edecektir ama verilen örneğe odaklanırsak, verilmek istenen mesajın haklılık payı daha iyi anlaşılabilir. Taleb’in örneğinde 100 adet şempanzeye bir mekanik sistemle borsada al-sat kararları verdirildiği varsayılıyor. Rastgele kararlar bekliyoruz tabi ki. Haliyle yarısı al ve diğer yarısı sat kararı veriyor. Yani ilk gün yarısı başarılı olmuş, doğru tahmin yapmış oluyor. İkinci gün aynı mekanizma ile kararlar belirleniyor. Gene yarısı al, yarısı sat kararı veriyor. Beklendiği üzere gene yarısı başarılı oluyor. Kalan 25 şempanze ile aynı şekilde devam ediyoruz. En baştan daha çok sayıda şempanze ile başlasanız, bir ay boyunca doğru kararı vermiş olan bir şempanze bulabilirsiniz. Peki, şempanzeler bu kadar başarılı yatırımcılar mıdır yani? Tabi ki hayır.
“Winner’s Effect” (Kazanan etkisi) diye ifade edilen bir durum söz konusudur. Özellikle ekonominin yeni yükselmeye başladığı dönemden itibaren, uzunca bir süre piyasaların iyileşeceğini, navlunların yükseleceğini söylerseniz, muhtemelen hep haklı çıkarsınız. Bir önceki örneği hatırlayın. Böyle bir dönemde tahminleriniz sürekli tutuyorsa, bu sizi iyi bir tahminci yapar mı? Muhtemelen yapmaz. Ama bunun farkına varıldığı nadiren görülür. Kendinde özel bir yetenek olduğunu düşünen çok sayıda insanın türediğine şahit olmanız daha muhtemeldir.
Deniz ticaretinde önemli bir yatırımcı hatası, kendisinin ya da bilgi aldığı uzmanların tahmin yeteneklerini büyütmek ve nokta tahminleri ile yatırım kararlarının alınabileceğini zannetmektir. Nokta tahmininden kastedilen, örneğin navlunların ne zaman ani düşüşe geçeceğinin erkenden uygun bir zamanda anlaşılacağı ve buna bağlı olarak hızla piyasadan çıkılabileceği varsayımıdır. İktisatta dönüş noktalarının (turning points) tahmini en popüler konulardan biridir ve bunun için milyon dolarlar yatırılmıştır. Ancak nokta tahminleri hiçbir zaman işe yaramamıştır (en azından çoğunluk kitle için). Diğer tüm yatırımcılardan farklı olarak bazı haberlerin önceden alınabileceğini zanneden yatırımcılar hep hüsrana uğramıştır. Farklı olduğunu düşünen ve tahmin yeteneğine ve kaynaklarına fazlaca güvenen binlerce yatırımcı sermayesini kaybetti, sektörden ayrıldı ve birçoğu iflas ettiler (sektörden çıkan ve iflas eden bu kadar çok yatırımcı olmasına rağmen, birçoğunu duymayız. Bu konuya, Hayatta Kalma Hatası – Survivorship Bias kapsamında ileride değineceğim).
------------------------------------------------------------------------------------
Yazının devamı gelecek sayıda yayınlanacaktır.
Gelecek sayıda:
3-Komisyon Hatası ve Ticari İstihbarat
4-Kısa Vadeli Düşünme ve Düşündürme (Hesaplarımız ne kadar sağlam? Şirket Yöneticisine Ne Kadar Güvenebiliriz?)
5-Sosyal Hayat, Başarı Hikâyeleri ve Grup Düşünce Hatası (Bilgi asimetrik değil ise ticarette fark yaratmaz)
Dr. Okan Duru
www.okanduru.com