2015 yılı sonu itibariyle yaklaşık 1.000 adet ticari gemiye teminat sağladıklarına dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, “Uzun süredir yaşamakta olduğumuz global ekonomik kriz nedeniyle, uluslararası taşımalara konu yük hacminde ciddi daralma yaşanması navlun fiyatları üzerinde aşırı baskı yaratıyor. Taşınan yük kapasitesine göre, toplam gemi yük taşıma kapasitesinin fazla olması da bu etkiyi arttırıyor. Piyasadaki bu sıkıntılar, otomatik olarak sigorta sektörüne de risk fiyatlamasında aşırı rekabetle birlikte farklı sorunlara da yol açıyor” diyor. Hangi tür (deniz) sigortaları yapıyorsunuz? Deniz (marine insurance) sigortaları ana branşı su araçları ve yük sigortaları adı altında iki alt branştan oluşmaktadır. Başlıca sigorta konularımız, su araçları branşında; ticari yük gemileri, özel ve ticari amaçlı gezinti tekneleri, tekne inşaat/yenileme projeleri, gemi tamircilerinin, marinaların, liman işletmelerinin ve gemi sınıfında olmayan küçük deniz araçlarının zorunlu sorumluluk sigortalarıdır. Yük sigortaları branşında; emtia taşıma sigortaları,  yurtiçi/yurtdışında taşıma faaliyeti ve aracılığı yapan şirketlerin taşıyıcı/taşıma aracısı sorumluluk sigortaları, depocu yasal sorumluluk sigortalarıdır. Şirketiniz deniz sigortaları yapmaya ne zaman başladı? Kuruluş yılımız olan 1925’den birkaç yıl sonra, deniz sigortacılığına ilişkin ilk kanunların yürürlüğe girmesiyle beraber deniz sigortaları şirketimizde temin edilmeye başlandı. O tarihten bugüne,  birçok sigorta branşında olduğu gibi denizcilik sigortaları  branşında da başarılı, öncü ve lider konumumuzu devam ettirmenin gururunu yaşıyoruz. 2015 yılı sonu itibariyle teminatınız altında kaç gemi bulunuyor? 2015 yılı sonu itibarı ile yaklaşık 1.000 adet ticari gemiye teminat sağlıyoruz. Deniz sigortacılığında karşınıza çıkan sorunlar nelerdir? Tekne sigortacılığının uluslararası rekabete açık bir piyasa olması nedeniyle global oyuncularla rekabet edilmektedir. Dünya genelinde denizcilik sektörü, uzun süredir yaşanmakta olan ekonomik daralmanın en çok hissedildiği sektörlerden biridir. Uzun süredir yaşamakta olduğumuz global ekonomik kriz nedeniyle, uluslararası taşımalara konu yük hacminde ciddi daralma yaşanması navlun fiyatları üzerinde aşırı baskı yaratmaktadır. Taşınan yük kapasitesine göre, toplam gemi yük taşıma kapasitesinin fazla olması da bu etkiyi artırmaktadır. Piyasadaki bu sıkıntılar, otomatik olarak sigorta sektörüne de risk fiyatlamasında aşırı rekabetle birlikte farklı sorunlara da yol açmaktadır.     Nasıl bir reasürans yöntemi uyguluyorsunuz? Dünya ve Türk sigorta uygulamalarına paralel olarak Anadolu Sigorta olarak biz de yıllık reasürans anlaşmaları ile taşıdığımız risklerin belli kısmını uluslararası reasürans şirketlerine devredecek yöntemler uyguluyoruz. Reasürans korumamız, şirketimizin nakliyat gibi büyük hasarların yaşandığı bir branşta elde ettiği neticelerin düzenliliğini ve sürdürülebilirliği sağlayacak şekilde, her yıl yurtiçi ve yurtdışı reasürörlerle yapılan anlaşmalarla sağlanmaktadır. Ancak bu konuda önemli olan, müşterilerimizin reasürans gibi sigorta tekniğinden kaynaklanan ayrıntıları düşünmelerine dahi gerek olmaması esas güvenmeleri gerekenin Anadolu Sigorta’nın 90 yıllık tarihinden kaynaklanan kurumsallığı, güçlü mali yapısı ve müşteri odaklı çalışma ilkeleri olduğudur. Bu durumu kaliteli bir otomobil satın aldığınızda, motorun nasıl çalıştığı hakkındaki teknik ayrıntılarla ilgilenmenize gerek kalmadan, onun güç ve güvenilirliğinin keyfini çıkartmanıza benzetilebiliriz. Deniz kazalarında hasar tespitini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Süreci şu şekilde özetleyebiliriz. Hasar ihbarını takiben dosya açılmakta ve hasar gören kıymetin niteliği, bulunduğu yer ve hasar tutarı dikkate alınarak konuyla ilgili deneyim ve bilgisi yeterli olan en uygun eksper görevlendirilmektedir. Atanan eksper ile ekspertiz çalışmaları sürecinde irtibat sağlanarak sigortalıya gerekli destek sağlanmaktadır. Kesin eksper raporunun şirketimize iletilmesini takiben poliçe şartları doğrultusunda dosya sonuçlandırılmaktadır. Son yıllarda deniz sigortalarınızda hasar oranınız ne durumdadır? Teknelerin sigorta değerlerinin yüksek olması nedeniyle olası büyük bir hasar, hasar prim dengesini ciddi ölçüde etkileyebilmektedir. Bu durum tekne sigortacılığını çok özel, risk yönetiminde ciddi tecrübe ve birikim gerektiren bir branş haline getirmiştir. Tekne sigortacılığı birçok şirketin yer almayı denediği ancak bir süre sonra sonuçları itibariyle riski taşıyamadığından vazgeçtiği bir branş olmuştur. Bu ortamda, birkaç yıllık hasar oranı, tatmin edici bir teknik sonuç olarak değerlendirilmemektedir. Çilem Kocamış - 7DENİZ