Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Bülent Bostanoğlu 15 Temmuz darbe girişimi gecesi 140 telefon görüşmesi yapmış, 9 saat dolaşmış Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Fetullahçı Terör Örgütüʹnün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, ˮMüştekiˮ olarak verdiği ifadesinde, ˮTSKʹnın bazı birliklerinde olağan dışı hareketlilik olduğundan, saat 22.23ʹte gelen telefonla ilk defa haberdar oldumˮ değerlendirmesinde bulundu. Bostanoğlu, darbe girişimi gecesi kendi telefonundan 80 dakika süren 62, emir subayının telefonundan 77 dakika süren 78 telefon görüşmesi yaptığını daha sonra öğrendiğini belirterek, ˮToplamda 9 saat süreyle mobil halde ya da belirli yerlerde duraklayarak, aracımızda bekamızı sağladık. Darbecileri etkisiz hale getirmek için telefon iletişimiyle süreci yönettimˮ diye konuştu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Ahmet Adil Kubat, Fetullahçı Terör Örgütüʹnün darbe girişiminin ardından, geçtiğimiz günlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığına giderek, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bostanoğluʹnun ifadesini aldı. Oramiral Bostanoğluʹnun ifade tutanağına göre, 15 Temmuz 2016ʹda Heybeliadaʹda Deniz Lisesi Mezuniyet Töreni ile ertesi gün saat 11.00ʹde Tuzlaʹda Sancaktar Amfibi Gemisiʹnin denize indiriliş töreni olduğunu belirtti. Bu törenlere katılmak üzere, 15 Temmuz sabah 09.30ʹda askeri uçakla İstanbulʹa hareket ettiğini anlatan Bostanoğlu, önce Haydarpaşa GATA Hastanesiʹnde tedavi gören emekli Oramiral Murat Bilgelʹe ziyarette bulunduğunu, öğle yemeğinden sonra, Kalamış Marina üzerinden Sahil Güvenlik Botu TCSG-19 ile Heybeliada Deniz Lisesiʹne geçtiğini bildirdi. Heybeliadaʹdaki diploma töreninin ardından saat 18.15 civarında Ataköy Marinaʹya intikal ettiklerini, daha sonra beraberinde eşi, emir subayı Binbaşı Özkan Gülömür ve araç sürücüsü Uzman Çavuş Nurhan Öztürk ile annesinin Ataköyʹdeki evine geçtiğini aktaran Bostanoğlu, saat 19.30 sıralarında düğün için Çınar Otelʹe gittiğini, burada araç sürücüsünü ve emir subayını gönderdiğini belirtti. Bundan sonra düğün sahipleriyle beraber olduğunu kaydeden Bostanoğlu, şunları söyledi: ˮTSKʹnın bazı birliklerinde olağan dışı bir hareketlilik olduğundan, saat 22.23ʹte gelen telefonla ilk defa haberdar oldum. Telefonla görüştüğüm Ankaraʹda bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili Tümamiral Macit Arslan (Personel Başkanı) ʹKarargahta olağan dışı hareketlenmeler olduğunu, gelişmeler hakkında bilgi vereceğiniʹ söyledi. Daha sonra emir subayım Binbaşı Gülömürʹü cep telefonundan arayıp, ʹAnkaraʹda bir şeyler oluyor. Haberin var mıʹ diye sordum. Cevaben ʹBen de bir şeyler duydumʹ dedi. Derhal otele gelmesi talimatını verdim. Ayrıca sahil güvenlik botunu aramasını ve Ataköy Marinaʹya intikal etmesini söyledim. Yaklaşık 10 dakika sonra emir subayım otele geldi. Bu görüşmenin hemen ardından, güvenli bir bölgeye intikal etmek maksadıyla, düğün töreninin yapıldığı mekanı eşim, oğlum ve gelinimle birlikte saat 22.35 sıralarında terk ettim. Ayrılmadan bir dakika önce İzmir Özdereʹde bulunan Kurmay Başkanım Koramiral Serdar Dülger, Ankaraʹda olağan dışı gelişmeler olduğunu, oturduğu lojmanda ikamet eden Genelkurmay Lojistik Başkanı Hava Korgeneral Fikret Erbilginʹin derdest edilerek, götürüldüğünü eşinden öğrendiğini söyledi. Önce Sahil Güvenlik Komutanlığına ait bot ile Ataköy Marinaʹdan Fenerbahçe Ordueviʹne intikal etmeyi planlıyordum. Ancak emir subayımın, ulaşımı koordine etmek maksadıyla, TCSG-19 bot komutanıyla yaptığı telefon görüşmesinde, bot komutanının ʹBir misafirin emrine girdimʹ diye söylemesi, ʹNeredesinʹ diye sorulduğunda ʹKalamış Marinaʹdan çıkış yaptığınıʹ ifade etmesi ve ayrıca özel sekreter İstihbarat Kurmay Albay Mahmut Arduçʹun ʹKomutanın emniyetini sağlamak üzere, TCSG-19 botuyla geliyorumʹ telefon görüşmesini bana aktarması üzerine, şüphe uyandıran bir durum sezdik. Bunun üzerine risk almamak için Sahil Güvenlik botuyla denizden intikal düşüncesinden vazgeçtim.ˮ FOÇAʹDAKİ GENERALLERİN DERDEST EDİLMESİ Bostanoğlu, şunları aktardı: ˮYaptığım görüşmelerden edindiğim kanaate göre, Tuğamiral İrfan Arabacı, Tuğamiral Murat Şirzai, Tuğamiral Muhittin Elgin, Tuğamiral İhsan Bakar, Tuğamiral Hasan Kulaçʹın, Deniz Kuvvetleri Karargahıʹnı ve harekat merkezini, darbe teşebbüsü kapsamında kontrol altına aldığını öğrendim.ˮ Ayrıca Foçaʹdaki özel eğitim merkezinde tatilde bulunan emekli Koramiral Atilla Kezekʹin saat 22.55ʹte arayarak, kampta bulunan Tümamiral Aydın Şirin ve Tümamiral Hasan Nihat Doğanʹın, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız ve personelince derdest edilerek, Foça dışına götürüldüğünü söylediğini vurgulayan Bostanoğlu, ˮBu andan itibaren amacım, Deniz Kuvvetleriʹnin İstanbulʹda konuşlu bir birliğine intikal etmek, iletişim imkanının daha güvenli olduğu, güvenli bir ortamda, Deniz Kuvvetlerine bağlı birliklerdeki duruma ilişkin bilgi temin ederek, emir komuta hiyerarşisi dışındaki illegal girişimleri kontrol altına almaktıˮ ifadesini kullandı. Bostanoğlu, bu maksatla Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ana ast komutanları olan Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Şükrü Korlu, Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Koramiral Adnan Özbal, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı vekili Tümamiral Macit Arslan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Komutan Vekili Deniz Yarbay Aşkın Öge ile görüşmeler yaptığını bildirdi. Bu sırada araç radyosundan ve cep telefonundan olanları anlamaya çalıştıklarına işaret eden Bostanoğlu, yaklaşık bir saat, Floryaʹda, havaalanı yakınındaki İSPARK otoparkında beklediklerini anlattı. Oramiral Bostanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: ˮÖzellikle bu bölgede araç yoğunluğu olduğu için yerimizi tespit etmesinler diye otoparkta kaldık. Ancak daha sonra diğer araçların otoparktan ayrılması üzerine Yeşilyurt/Yeşilköy bölgesindeki sokaklarda kendimizi takipten kurtarmaya çalıştık. Aracın radyosundan darbe girişimine ilişkin haberlerin öğrenilmesi, ayrıca gelen telefon raporları ve medya yayınlarıyla darbenin netleşmeye başlaması üzerine, uzun mesafeli araç intikalinin riskli olacağını değerlendirdim. Bu sırada İstanbul bölgesindeki Deniz Kuvvetleri bağlısı birliklerin komutanı olan Koramiral Korlu ile görüştüm. Beni, güvenliğim için birliğine davet etti. Korluʹya itimat etmeme rağmen, bende birliğin güvenliğine ilişkin tereddütler olduğundan ve Yeşilköyʹden Kasımpaşaʹya intikal esnasında darbeciler tarafından alıkonabileceğim ihtimalini dikkate alarak, bu hareket tarzından vazgeçtim.ˮ ˮMOBİL TELEFON ARACILIĞIYLA KRİZ YÖNETİMİˮ Oramiral Bostanoğlu, gece 01.00ʹde Poyrazköyʹde konuşlu SAT Komutanı Deniz Albay Turan Ecevitʹin kendisini arayarak, ˮEmniyetini sağlamak üzere bölgeye bot intikal ettirebileceğini, bu maksatla güvendiği iki personeli göndereceğini söylediğiniˮ aktardı. Kendisinin de Yeşilköyʹde uygun iskeleye bot göndermesini istediğini anlatan Bostanoğlu, ancak bir süre sonra Ecevitʹin ˮKendi birliğinde de bazı darbeci personelin olduğunu, bazı mühimmat ve silahın birlik dışına çıkarıldığını ve Poyrazköy bölgesinin emniyetli olmadığını söylediğiniˮ kaydetti. Ecevitʹin, kendisini başka askeri birliğe veya emniyetli sivil bölgeye denizden intikal ettirebileceğini bildirdiğini ifade eden Bostanoğlu, yaklaşık bir buçuk iki saat sonra iki personeli bulunan atak botunun Yeşilköyʹde iskeleye geldiğini, ancak bunu da emniyetli görmediğinden, iskeleye gece süresince intikal etmediğini vurguladı. Bostanoğlu, gece boyunca Yeşilköy bölgesinde araç içinde kalıp, sık sık yer değiştirerek, kendisinin ve ailesinin güvenliğini sağlamanın ve mobil telefon aracılığıyla kriz yönetiminin uygun olacağına karar verdiğini ifade etti. Yer değiştirme sürecinde kendisine ve ailesine ulaşılmasına mani olmak, rehin alınmamak ve darbeci hainlerin elektronik olarak mevkilerini belirlemesini engellemek amacıyla mobil telefonunu saat 23.11-01.11 arasında kapattığını bildiren Bostanoğlu, ˮBu tedbir tamamen mevki tespitini önlemek ve kişisel güvenliğimizi tesis etmek için uygulanmıştır. Bununla birlikte üst düzey yetkili merciler tarafından bilinen, emir subayımın cep telefonu sürekli açık tutuldu. Bu telefon üzerinden iletişim sağlamaya devam ettik. Ast birliklerden raporlar aldık ve gerekli görüşmeleri yaptıkˮ diye konuştu. Tümamiral Arslan ve Deniz Yarbay Ögeʹden Ankara, Koramiral Korlu, Koramiral Özbal ve Deniz Albay Ecevitʹten İstanbul bölgesi, Koramiral Uşaklıoğluʹndan İzmir bölgesi, Oramiral Köseleʹden ise Gölcük bölgesi ve gemilerin durumuyla ilgili görüşmeler yaptığını aktaran Bostanoğlu, ˮGörüşmeler sırasında seyre kaldırılan gemilerin üslerine dönmesi ve darbecilerden kurtarılması talimatı verilmiştir. Ayrıca Deniz Kurmay Albay Bülent Olcay ve Deniz Albay Oğuz Kaan Yavuz ile Sahil Güvenlik Komutanlığının emir dışında giden gemilerin geri dönmesi ve komutanlığın emniyete alınması, yani darbecilerden kurtarılması talimatı verilmiştir.ˮ dedi. Oramiral Bostanoğlu, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özelʹin darbeciler tarafından Maltepe Askeri Cezaevinde enterne edildiğini öğrendikten sonra doğrudan kendisiyle temas kurduğunu bildirdi. Özel ile konuşmasını, Maltepe askeri Cezaevi Komutan Vekili Yarbayʹın sağladığını anlatan Bostanoğlu, yarbaya, ˮYaptığı işin kanunsuz olduğunu ve amirali derhal serbest bırakmasını söylediğiniˮ belirtti. Yarbayın ise ˮBirinci Orduʹdan emir aldığınıˮ ifade ettiğini aktaran Bostanoğlu, ˮBir süre sonra Tümamiral Özelʹin, taksiyle cezaevinden ayrıldığını öğrendim. Emniyetli olması nedeniyle Deniz Harp Okulu yerine, İstanbul Tersanesiʹne gitmesini söyledim.ˮ dedi. ˮİFADEM TSK PERSONELİNİ FERAHLATAN ÖNEMLİ BİR REFERANSˮ Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Fetullahçı Terör Örgütüʹnün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin ˮmüştekiˮ olarak verdiği ifadede, olay gecesi ˮKomuta kademesi olarak bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruzˮ şeklinde basına açıklama yaptığını belirterek, ˮİfademin darbe endişesi yaşayan kamuoyunu ve darbe karşıtı olan TSK personelini ferahlatan önemli bir referans teşkil ettiğini düşünüyorumˮ dedi. İfade tutanağına göre Bostanoğlu, darbecilerce tesirsiz hale getirilmemek için katıldığı düğünde emir subayının kendisine refakat etmediği izlenimini ˮdarbeci hainlereˮ verdiklerini söyledi. Bazı telefon görüşmelerini emir subayının yaptığını ancak güvenli olduğunu değerlendirdikten sonra yanında kendisinin bulunduğunu söylediğini anlatan Bostanoğlu, bunun ardından telefon görüşmeleriyle darbenin önlenmesi için talimat verdiğini kaydetti. BOSTANOĞLU, ŞÖYLE KONUŞTU: ˮGenelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarından haber alınamaması üzerine yaşanan illegal olaylar karşısında saat 01.17ʹde Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile telefon irtibatı sağladım. Sayın Bakanʹa, ʹKomuta kademesi olarak darbe girişimine karşı olduğumuzu, bu girişimin FETÖ cuntası tarafından yapıldığını değerlendirdiğimi ve güvenli bir bölgede bulunduğumuʹ ifade ettim. Sayın Bakan ile daha müteaddit defalar telefonla görüşerek, sürekli irtibatta kaldık. Gelişmelere yönelik olarak kendisine bilgi sundum. Daha önceden, Deniz Kuvvetlerinin basın faaliyetlerinden tanıştığım CNN Türk muhabiri Kenan Şener ile saat 01.24ʹte irtibat kurdum. Ona da benzer açıklamalarda bulundum. ʹKomuta kademesi olarak bu girişimi kesinlikle kabul etmiyoruzʹ şeklindeki ifadem CNN Türkʹte yayınlandıktan sonra diğer televizyon ekranlarında ve internette son dakika gelişmesi olarak kamuoyuna duyuruldu. Olay gecesi tek kuvvet komutanı açıklaması olarak bu ifadelerimin darbe endişesi yaşayan kamuoyunu ve darbe karşıtı olan TSK personelini ferahlatan önemli bir referans teşkil ettiğini düşünüyorum. Bu açıklamadan sonra 02.30ʹda Genelkurmay İstihbarat Başkanı Mustafa Özsoy (tutuklu), emir subayımı arayarak nerede olduğumu öğrenmeye çalıştı. Kendisine herhangi bir cevap vermedik.ˮ Bostanoğlu, 16 Temmuz saat 01.40ʹta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Tümamiral Sinan Azmi Tosunʹun kendisini arayarak, Aksaz Özel Eğitim Merkezinde tatilde bulunduğunu ifade ettiğini, sonrasında ˮdarbe girişiminin tamamen dışında olduğunu ve bunu Donanma Komutanıʹna ve Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanıʹna ifade ettiğini söylediğiniˮ anlattı ve ˮDaha sonra bu amiralin, darbeciler tarafından yayınlanan atama listesinde, Donanma Komutanı ve Kocaeli Sıkıyönetim Komutanı olarak yer aldığını öğrendimˮ dedi. Darbe girişimi gecesi, araçta bulundukları sırada ailesi ve emir subayının şahsi mobil telefonları dışında, kendisine ve emir subayına ait resmi telefonlardan da kriz yönetimi amacıyla birçok görüşme yaptığını ifade eden Bostanoğlu, bu kapsamda Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanı Tuğamiral Özdem Koçer, Doğu Akdenizʹdeki gemide bulunan Deniz Kurmay Albay Aykar Tekin ile yaptığı görüşmelerde Gölcük, Foça, Mersin, Karadeniz Ereğlisi ve Aksaz deniz üslerinden emir komuta hiyerarşisine aykırı olarak, sözde ˮbüyük çaplı terörist saldırı ihbarıˮ ile seyre kaldırılan 11ʹi firkateyn, 8ʹi hücumbot, 5ʹi korvet olan toplam 24 geminin üslerine dönmesi direktifi verdiğini anlattı. Yavuz fırkateyni dışındaki gemilerin üslerine döndüklerini ancak Yavuz fırkateyninde bulunan darbecilerin Donanma Komutanı Oramiral Köseleʹyi etkisiz hale getirdiklerini ifade eden Bostanoğlu, bu periyotta, zaman zaman Kösele ile telefon irtibatı kurduğunu bildirdi. Köseleʹnin anlatımına göre kendisinin, Deniz Kurmay Albay Levent Kerim Uça ile birlikte kamaraya kilitlendiğini, sabah saatlerinde gelişmelerin darbecilerin aleyhine dönmesinden sonra firkateyn komutanının, kendisinin ve gemisinin Donanma Komutanı emrinde olduğunu söylediğini bildiren Bostanoğlu, bunun ardından Köseleʹnin gemide serbest kaldığını, firkateynin de daha sonra Gölcükʹe intikal ettiğini kaydetti. TOPLAM 140 TELEFON GÖRÜŞMESİ Bostanoğlu, darbe girişimi gecesi kendi telefonundan 80 dakika süren 62, emir subayının telefonundan 77 dakika süren 78 telefon görüşmesi yaptığını daha sonra öğrendiğini belirterek, ˮToplamda 9 saat süreyle mobil halde ya da belirli yerlerde duraklayarak, aracımızda bekamızı sağladık. Darbecileri etkisiz hale getirmek için telefon iletişimiyle süreci yönettim.ˮ diye konuştu. Oramiral Bostanoğlu, FETÖʹnün darbe girişimine ilişkin soruşturma sırasında tutuklanan Deniz Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Tuğamiral Murat Şirzaiʹnin kendisine 16 Temmuz sabahı telefonla gönderdiği mesajlarda, ˮKomutanım şu anda kuvvetteyim. Gece geldim. Çağırdılar, olay var diye. İrfan Amiral çağırdı. ʹKarargahın güvenliğini sen sağlaʹ dedi. Şu anda karargah emniyetteˮ, ˮŞu anda Genelkurmayʹdan ateş ediliyor. Uçaklar tarafından Meclisʹe atılan bombalardan dolayı binada yer yer hasar var. Personel nöbetçiler emniyetteˮ, ˮBir kısım personeli ve mağdur sivilleri çıkarmaya çalışacağız. Bize de mermi geliyorˮ, ˮSiz emniyette misinizˮ diye yazdığını bildirdi. Halen firarda olan Gölcük Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmrenʹin de aynı sabah gönderdiği telefon mesajında, ˮBen Hayrettin Paşa. Ülkem, milletim, bayrağım, şehitlerim için Gölcükʹteyim, görevimin başındayım. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyeneˮ yazdığını belirten Bostanoğlu, şu beyanı verdi: ˮYeşilyurt/Yeşilköy bölgesinde saat 07.00 sularına kadar kaldık. Bundan sonra en kısa sürede Ankaraʹya intikal etmeye karar verdim. Ancak İstanbulʹda yeterli güvenlik ortamının henüz tesis edilmediğini dikkate alarak, her zaman uygulandığı şekilde, polis eskortuyla İstanbul dışına kadar çıkmanın daha uygun olacağını değerlendirdim. Bu maksatla polis eskortu almak üzere 07.23ʹte Ataköy Polis Merkezi amirliğine gittik ve polis eskortu talep ettik. Polis merkezi amiri ile yaklaşık yarım saat görüşme yaptık. Gece süresince neler yaptığımı ve nerede bulunduğumu açıkladım. Daha sonra Ataköy Polis Merkezine gelen Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü Murat Çetiner ile 30-45 dakika kadar konuşma yaptık. Benzer konuları konuştuk. Çetiner, eskort talebine karşılık yol emniyetinin tam olarak sağlanamadığını ve bunun zaman alabileceğini belirtti ve bizleri daha iyi imkanlara sahip Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğüne davet etti. Davet üzerine oraya intikal ettik. İlçe Emniyet Müdürlüğünde ast birliklerle birçok telefon görüşmesi yaptım. Bu arada saat 08.08ʹde Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ile görüştüm. Kendisine bulunduğum yeri söyledim ve en kısa zamanda Ankaraʹya intikal etmek istediğimi ifade ettim. Yaklaşık 11.30ʹa kadar İlçe Emniyet Müdürlüğünde kaldım. Bu periyotta iki kez Milli Savunma Bakanı ile ve Başbakanlıkta soyadını hatırlamadığım Murat isimli görevlinin telefonu vasıtasıyla Genelkurmay Başkanı ile görüştüm. Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Sayın Hulusi Akar, ilgililerle koordine edip, emniyetli bir şekilde Ankaraʹya intikal etmemi söyledi. Belirttiğim komutanlarla görüşmeler yaparak ve İlçe Emniyet Müdürü ile koordineli olarak süreci yönetmeye devam ettik.ˮ Bostanoğlu, emniyet müdürlüğündeki odada iş adamı Esat Uluʹnun da bulunduğunu ifade ederek, öğle saatlerine doğru, emniyet yetkililerinin tavsiyesiyle havayoluyla Ankaraʹya gitmeyi kararlaştırdığını söyledi. Çetiner ve Ulu ile birlikte saat 12.00ʹde Atatürk Havalimanıʹna ulaştıklarını, burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaklaşık 10 dakika görüştüklerini anlatan Bostanoğlu, milletvekilleri için hazırlanan özel uçağa bindiğini, uçakta yaklaşık 4 saat bekledikten sonra Ankara hava sahasının güvenliğinin tam olarak sağlanamadığının bildirilmesi üzerine, polis eskortuyla havalimanından ayrıldığını aktardı Kavacıkʹta, SAT komandolarının koruma olarak kendilerine katıldığını ve aynı gece Ankaraʹya ulaştığını ifade eden Bostanoğlu, Ankaraʹda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Genelkurmay 2. Başkanı, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile yaptıkları toplantıda başlarından geçenleri anlattıklarını ve ne gibi önlemler alınacağını konuştuklarını ifade etti. ˮSÜRECİN EN AZ HASARLA ATLATILDIĞI KUVVET...ˮ Bostanoğlu, ˮKaranlık olayların yaşandığı bu süreçte darbeciler tarafından ulaşılamamış ve rehin alınamamış olmam sayesinde, Deniz Kuvvetleri bağlısı birlikler ile iletişim kurabildiğimizi, CNN Türk ile kurduğumuz irtibatın ve yaptığımız açıklamanın tüm Türkiyeʹde kamuoyunu rahatlatan bir beyanat olduğunu ve Deniz Kuvvetleri çapında krizi mümkün olan en uygun şekilde yönetebildiğimizi değerlendiriyorum.ˮ dedi. Karargaha 17 Temmuz 2016 sabahı intikal etmeden önce, darbecilerin yakalanarak, gözaltına alınması talimatı verdiğini aktaran Bostanoğlu, şunları kaydetti: ˮSonuç olarak, bu menfur darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve bağlısı birliklerde herhangi bir silahlı çatışma yaşanmamış, Deniz Kuvvetleri personelince halka ateş açılmamış ve kan dökülmemiş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve bağlısı birliklerde emir komuta hiyerarşisi en kısa zamanda tesis edilmiş, darbe girişimine katılan şüpheliler yine Deniz Kuvvetleri tarafından yakalanarak, adalete teslim edilmiştir. Darbeciler tarafından asılsız ʹbüyük çaplı terörist saldırı ihbarıʹ ile seyre kaldırılan 24 savaş gemisi, direktiflerimle ve emrimdeki vatansever denizci komutanlar sayesinde üslerine geri döndürülmüştür. Ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı askeri okullardaki öğrencilerin hiçbirisinin bu menfur olaylara fiilen karışmaması, Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak benim için buruk bir teselli kaynağı olmuştur. Nitekim Deniz Kuvvetleri Komutanlığının can kaybı yaşanmayan, en kısa zamanda olayları kontrol altına alan ve sürecin en az hasarla atlatıldığı kuvvet olduğunu söylemek mümkündür. Bu olaylar nedeniyle ben de mağdur oldum. Çünkü beni de etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Ancak şüphe etmemiz nedeniyle bulunduğumuz yeri terk ettiğim ve bizi bulamadıkları için darbecilerin kontrol alanına girmedim. Olay nedeniyle darbecilerden ve beni özellikle etkisiz hale getirmek isteyenlerden şikayetçiyim. 7DENİZ