İran-Suudi Arabistan arasında en son yaşanan olayda Yemen’den Husi isyancıların Riyad havaalanına bir füze göndermiş olmaları zaten var olan gerginliği daha da tırmandırdı. Füze havada imha edildi, ancak Yemenli asilere karşı savaşan Suudi Arabistan önderliğindeki bir askeri koalisyon olayı ” İran rejimi tarafından gerçekleştirilen savaşa dönüşebilecek bariz bir askeri saldırı ” olarak tanımladı. Resmi Suudi Basın Ajansı’na göre Suudiler “saldırıya karşılık verme hakkını” sakladı.
Başlıca OPEC petrol üreticileri, dünya petrol arzının yaklaşık % 20’sini, Basra Körfezi’ni küresel pazarlara bağlayan Hürmüz Boğazı üzerinden ihraç ediyorlar. En dar yerinde 34 mil genişliğinde olan boğum, kuzeyde İran, güneyde Umman arasında sıkışıyor. Suudi Arabistan ve İran arasında patlayacak bir savaş bu bölgenin kolayca kapanmasına neden olabilir.
Aslında, tek bir gemi hasar görmeden bile nakliye durdurulabilir. Sigortacılar bölgedeki bir tankerde yakında bir saldırı riskini algılarlarsa, sigortayı ya askıya alacaklar veya kapsama alanı için fahiş ücretler çıkaracaktırlar. Bu şartlar altında, gemi sahipleri, tankerlerini tehlikeye atmak yerine düşmanca saldırıları beklemeyi seçebilirler.
Tarih tekerrürden mi ibaret
Böyle bir kapatmanın küresel ekonomi üzerindeki etkisi ciddi ve ani olacaktır. Örneğin, 1957 Süveyş Krizi esnasında dünya petrol üretiminin %10’unun piyasadan kalktığını gördü. Bir ay içinde ABD ve Avrupa, yılın devamına yayılacak bir durgunlukla karşı karşıya kaldı.
1973’te Arap-İsrail Savaşı ve bunun sonucunda ortaya çıkan Arap OPEC ambargosu, petrol fiyatlarını dört katına, benzin istasyonlarına da uzun kuyruklar getirmişti. Yıllık bazda, küresel petrol üretimi istikrarlı bir seyir izledi ancak Basra Körfezi’nin ABD’ye yaptığı ihracat günde 1,2 milyon varil veya toplam ABD tüketiminin yaklaşık %7’si kadar düştü. Bu petrol şoku, ABD’yi iki yıl süren resesyona sürüklemişti.
Suudi Arabistan-İran arasındaki ani bir düşmanlığın Basra Körfezi ihracatını kesintiye uğratması durumunda, ciddi ve acil bir küresel durgunluk da benzer şekilde takip edecektir.
1973’te ABD’nin Basra Körfezi’ndeki ithalatı, tüketimin yüzde 8’i kadardı ve bunun kaybedilmesi 1973’ten 1975’e kadarki dönemde GSYİH’nın %10 düşmesi için yeterli oldu. Çin ve diğer ithalatçılar, ABD’yi Nijerya, Angola ve hatta Brezilya ve Kolombiya gibi ülkelerden yapılan ithalatlarda daha yüksek fiyat vererek geride bıraktı. Toplamda, ABD’nin ithalatı, toplam tüketimin %15’i düşerek- 1957’den 1973’e kadar geçen dönemdeki azalmanın iki kat kadar düşüş göstererek- ABD’yi yıllarca devam edecek derin bir resesyona sürüklemeye yetti.
Öte yandan, kaya gazı devriminin başlangıcından bu yana ABD’nin ithalat bağımlılığı önemli ölçüde düştüğünü göz önünde bulundurmak lazım. Ama Dünya petrol arzının %20’si kadar bir kayıp, petrol fiyatlarını 200 $ / varil aralığına itebilir. Ve kaya gazı sektörü ihtişamlı günler görebilir.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in petrol bağımlılığı akut halde
Ciddi petrol üretimi olmayan başta Avrupa ve Doğu Asya, özellikle de Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler özellikle zarar görebilirler.Çin için ise sonuçlar korkunç olabilir. Son birkaç yılda, Çin’in ithalat bağımlılığı akut hale geldi. Petrol ithalatı toplam Çin tüketiminin dörtte birinden fazlasını kapsıyor ve Çin’in ithalatının yarısı Basra Körfezi’nden geliyor.
Hürmüz Boğazı’nın kapatılması Çin’i sadece resesyona sürüklemekle kalmaz, aynı zamanda ekonominin yüksek derecede finansallaşması göz önüne alındığında, daha geniş toplumsal ve politik krizler yaratabilir.
Çin hükümetinin tepkisini tahmin etmek oldukça zor, ancak çatışmayı sona erdirmek için ABD ve Basra Körfezi ülkeleri üzerinde ne pahasına olursa olsun maksimum baskı kuracaktır. Çin’in nihai olarak yapması gereken, Ortadoğu’daki olayları etkileyebilecek güçte küresel bir askeri ve diplomatik varlığı hızla inşa etmenin yolunu bulmak ve gerekirse ABD’yi bölgede yerinden etmek olacaktır.
Son olarak, füze programlarıyla ilgili Kuzey Kore ve İran arasındaki tarihi işbirliği göz önüne alındığında, İran’dan gelen füze saldırısı tehdidi ABD-Kuzey Kore gerilimini daha da arttırabilir. İran’ın bir nükleer silah oluşturmasını önlemek bu anlaşmazlık içerisinde ilk dikkat edilmesi gereken nokta olabilir.
Yatırımcılar ne yapabilir?
Yatırımcılar için, en iyi korunma yöntemi – tabi mantıklı bir şekilde korunabilmek başarılabilirse- petrol vadeli işlemlerinde, ABD kaya gazı işletmelerinde ve Kanada petrol kumları üreticisi Suncor ve büyük Brezilyalı petrol şirketi Petrobras gibi batı yarı küre operatörlerinde uzun pozisyonlar almak olacaktır. Bununla birlikte, hedging çatışma arabuluculuğunun yerine geçemez.
“Mevcut Amerikan hükümeti yangına körükle gidecek konuşmalardan ve Orta Doğu diplomasisinde daha önce denenmemiş yaklaşımları uygulamaktan kaçınmadı. Ancak şu an bunun zamanı değil. Amerika’nın şimdi 2.Dünya Savaşı’ndan bu yana olduğu gibi global bir polis gibi davranması gerekiyor. “
ABD Ortadoğu’da gerginliği gidermeli ve ABD’nin çatışmaları dikkatsiz bir güç yoluyla değil müzakere yoluyla çözmeye çalışan, adil ve ilkeli bir diplomasi konusundaki kararlılığını yeniden göstermesi gerekmektedir. ABD bunu yapmayı başaramazsa, sonuç sadece bölge için değil, hepimiz için aralıksız bir felaket olur.
7DENİZ