Öncelikle Hasan Kayar’ı tanımak ve Okto Marine’deki görevinizi öğrenmek isteriz.

Adana doğumluyum. Psikolog olan eşim ve iki çocuğumla ABD’de yaşıyor ve denizcilik sektöründeki iş hayatımı 7 yıldır burada sürdürüyorum. Bir iş insanı olarak hedefim Okto Marine’deki değerli çalışma arkadaşlarımızla beraber mesleki camiamızın küresel arenasında güven telkin eden saygın bir yer edinmek.

İlköğretim ve lise hayatımı Osmanlı’daki eğitimde modernleşme sürecinin en kalıcı girişimlerinden biri olarak günümüze kadar gelen, 161 yıllık köklü mektebimiz Darüşşafaka’da yatılı olarak geçirdim. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Gemi İnşaatı ve Makine Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Üniversite hayatımda edindiğim akademik ve teknik bilgi birikimimi daha ileriye taşımak amacıyla, 2012-2014 yılları arasında Fulbright bursu ile Amerika'da, State University of New York Maritime College’da MBA yaptım. Bu esnada kimyasal tanker armatörü Chembulk firmasında çalışarak Amerika tanker piyasasını yakından gözlemleme ve sektördeki işleyiş dinamiklerini ve ticari trendleri derinlemesine anlama imkânım oldu.

2014 yılında Türkiye'ye döndükten sonra Hicri Ercili ve Düzgit firmalarında çalışarak kiralama konusunda sektördeki ilişki ağımı genişlettim. Sektörde etkin ulusal ve uluslararası broker firmalarında görev alarak deneyimimi derinleştirme ve pekiştirme yolunda mesafe kat ettim. 2017 yılında İstanbul’da altı arkadaşımla birlikte Deniz Ticareti ile Uğraşan Genç Girişimciler Derneğini (YSP İstanbul) kurup kurucu başkanlık görevini üstlendim.

Mesleki olarak belirli bir yeterliliğe sahip olduğumu hissettiğim noktada, dünya ticaretinin tarihsel olarak da merkezinde yer alan bir sektörde olduğumuz için Türkiye’deki deneyimimi küresel piyasalarda sınamak istedim ve 2018 yılında ailemle birlikte denizciliğin kalbinin attığı Houston’a taşındık. Kişisel hayatımda da gezgin ve maceraperest bir yanım olduğu için iş hayatımda da küresel bir girişimci ve iş insanı olmak düşüncesinin küçük yaşlardan itibaren hep mesleki ufkumda yer aldığını söyleyebilirim. İş hayatımdaki 12 yıllık brokerlık ve armatörlük maceram nihayetinde beni Kasım 2022’de yönetici ortak olarak Okto Marine’la buluşturdu. Şu anda Okto Marine’in Houston ofisinde tüm operasyonlarımızı yönetiyor, iş geliştirme stratejilerimizi belirliyor ve global müşteri portföyümüzü genişletmek sorumluluğunu üstleniyorum. Ekibimizle birlikte her geçen gün Okto Marine’i dünya çapında güçlü bir marka ve sektördeki referans şirketlerden biri haline getirmek için çok büyük bir heyecan ve motivasyonla çalışıyoruz.

Bizlere biraz Okto Marine’in kuruluşundan ve kurulduğu tarihten bu yana geçen süreçteki gelişiminden bahsedebilir misiniz? Diğer taraftan iş anlayışınız, Okto’yu Okto yapan değerleriniz ve özelliklerinizi de ekler misiniz?

Tek cümleyle özetlersek, Okto Marine tanker piyasasında küresel ölçekte en iyi Türk firması olma vizyonuyla yola çıktı. Bu iddiayı ciddiyetle taşıyabilmek için her geçen gün daha büyük bir kararlılık ve disiplinle çalışıyoruz. Sekiz kişilik bir çekirdek kadroyla kurulan şirketimiz hızla büyüyerek bugün İstanbul ve Amerika’da toplam 18 kişiden oluşan yetkin bir ekiple müşterilerimize hizmet vermekte. Henüz sadece iki yıllık bir şirket olmamıza rağmen ekibimizin geniş tecrübesi sayesinde tanker ve kuru yükte toplamda 4 milyon ton taşımacılık gerçekleştirdik. Bu başarılarımızla sektörde kısa sürede kendimize sağlam bir yer ve güvenilir bir isim edindik.

Milli ülkümüz Türk denizciliğini en üst seviyelere çıkartmak Milli ülkümüz Türk denizciliğini en üst seviyelere çıkartmak

Örneğin, Houston’da bulunan dev petrol şirketlerine hizmet verebilmek için gerekli olan Know Your Customer (KYC) süreçlerinden başarıyla geçtik. Deniz taşımacılığı yapan firmaların güvenilirliğini ve yasalara uyumluluğunu teyit etmek için uygulanan bir çeşit total kalite kontrol protokolü bu prosedür. Bu sayede bugün Total, Shell ve Aramco gibi dünyanın önde gelen enerji devleriyle çalışmanın gururunu yaşıyoruz. İş hacmimizin yaklaşık %60’ını Suudi Arabistan, Amerika, Tayland, Çin, Hindistan, İspanya ve İsviçre gibi ülkelerde faaliyet gösteren firmalar oluşturuyor. Amerika’daki Türk bir firma olarak bu düzeyde tek olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Mayıs 2024’te Clarksons Houston’ın başındaki Scott Birtle’ın ekibimize katılmasıyla Amerika’daki gücümüzü daha da artırdık.

Okto Marine’i diğer firmalardan ayıran en önemli unsur, takım çalışmasına ve bilgi paylaşımına çok büyük önem vermemiz. Ekibimizdeki her bir arkadaşımız Okto Marine’i kendi şirketi gibi benimseyerek ortak hedeflerimiz için özveriyle çalışıyor. Çağdaş ve katılımcı bir işletmecilik anlayışıyla mümkün olduğunca yatay bir hiyerarşi ve karar mekanizması kurarak ekibimizdeki herkesin sektörde uzmanlaştığı farklı alanlardan maksimum düzeyde istifade ediyoruz. Berkan Özden’in Karadeniz ve Akdeniz’deki bitkisel yağ taşımacılığındaki uzmanlığı, Arda Fırat’ın Uzak Doğu ve Orta Doğu’ya olan hakimiyeti, benim Transatlantik ve Transpasifik rotalarındaki tecrübem ve Oğuz Karsandık’ın kuru yük konusundaki birikimi portföyümüzdeki bütün paydaşlarımız için fark yaratan iş stratejileri geliştirmemize imkan veriyor.

Genç ve iddialı bir şirket olarak gençlerin sektörde yetişmesine, becerilerini geliştirmelerine ve mesleki oryantasyonlarına da büyük önem veriyoruz. Armatörlerden acentelere, kiracılardan nakliyecilere kadar sektörün her kesimiyle karşılıklı güvene dayalı güçlü bir iletişim ve iş ağı kurduk. Amacımız, bu besleyici ekosistem içinde en gencinden en tecrübelisine kurumsal paydaşlarımızı ve meslektaşlarımızı buluşturarak iş geliştirme süreçlerinde sağlam ve güvenilir bir köprü oluşturmak. Okto Marine bugün küresel liderlik vasfı gösteren ve gelecekteki girişimci büyüme potansiyeli yüksek bir şirketse ve sektörde referans bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsa, bunu kurduğumuz bu güven ağına ve denizciliğe getirdiğimiz sonuç odaklı dinamizme borçluyuz.

Takım ruhu bizim için lafın gelişi söylenen klişe bir iş felsefesi değil, verimliliğimizin ve çalışkanlığımızın temelinde yatan bir ilke. Şirket içinde olduğu gibi müşterilerimizle de bu şekilde simbiyotik bir anlayış içinde hareket ediyoruz. Başarılarımız tesadüflerden değil, derinlikli analizlerimizi tecrübelerimizden gelen stratejilerimizle birleştirmemizden kaynaklanıyor. Karşımıza çıkan zorlukları aşılmaz problemler olarak değil, doğrularımızı maksimize ederek uyguladığımız öğrenme süreçleri olarak görüyoruz. Türk denizciliği geçmişten günümüze hem siyasi hem ekonomik boyutlarıyla saygın ve kadim bir gelenektir. Biz de küresel arenada modern bir girişimcilik anlayışıyla bu ciddi mirasa layık olmaya, iş ve etik değerlerimizi en iyi şekilde temsil etmeye var gücümüzle çalışıyoruz. Tanker Ships (4)-1

Gelelim birazda büyüme planlarınıza ve yeni projelere…

İlk iki yılımızda odak noktamız, sürdürülebilir ve organik büyüme stratejilerini hayata geçirmek oldu. Bu süreçte, şirket içindeki genç yeteneklere fırsatlar sunarak yeni pazarlara açılma hedefimizi başarıyla gerçekleştirdik. 2023 başında belirlediğimiz büyüme planları doğrultusunda, 2025 yılı başında Rotterdam, üçüncü çeyrekte ise Singapur ofislerimizi açmayı hedefliyoruz. Bu yeni ofislerle, Okto Marine’in global ağını genişleterek müşterilerimize daha yakın olmayı ve daha kapsamlı hizmet sunmayı amaçlıyoruz.

Eğitim, şirketimizin temel değerlerinden biri ve bu alanda önemli adımlar atıyoruz. Bu doğrultuda, Aralık 2024’te hayata geçireceğimiz Okto Akademi ile eğitim ve gelişim faaliyetlerimize hız kazandıracağız. Genç yetenekler, LinkedIn hesabımız üzerinden bizi takip ederek online eğitim programlarımızdan haberdar olabilir ve sektördeki bilgi ve deneyimlerini geliştirme fırsatını yakalayabilirler. Hedefimiz, denizcilik sektöründe ihtiyaç duyduğumuz yetenekleri kazandırmak ve kariyer yolculuklarında yanlarında yer almak.

İstanbul merkezli bir firma olarak Türkiye’nin kaliteli iş gücü ve stratejik konumundan faydalanmak, global denizcilik sektöründe rekabet gücümüzü artırmamıza olanak tanıyor. Okto Marine bu avantajları en iyi şekilde değerlendirerek hem Türk denizciliğine hem de global denizcilik sektörüne katkı sağlamayı amaçlıyor. İlerleyen dönemlerde belirlediğimiz hedeflere ulaştığımızda, bu başarıların yalnızca Okto Marine için değil, Türk denizciliği için de önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz.

Hazır sizlerle bir araya gelmişken tabii ki uzmanlık alanınıza yönelik bilgilerde edinmek isteriz. Sizce yıl sonuna kadar uluslararası piyasalarda tanker navlunlarında arz ve talep dengesi nasıl bir rol oynar?

Bir buçuk yıl öncesine kadar tankerler için kayda değer bir sipariş defteri yoktu, ancak son dönemde siparişlerde yavaş yavaş bir artış görüyoruz. Armatörler, özellikle Asya'daki sınırlı tersane kapasitesinden hızla faydalanmaya çalışıyor. Önümüzdeki dönemde daha fazla sipariş göreceğiz. Fakat uzun teslim süreleri göz önüne alındığında, arz ve talep dengesinin yıl sonuna kadar navlunları aşağıya çekecek kadar etkili olmasını beklemiyorum.

Okto Marine olarak uzmanlaştığımız alan, 5-45,000 DWT arasındaki kimyasal taşıma yapabilen tankerlerdir. Ben özellikle paslanmaz çelik tankerlerle çalışıyorum. Bu gemiler dayanıklılıklarıyla bilinir, ancak kiracılar ve liman düzenlemelerinin getirdiği 15-20 yaş sınırlamaları nedeniyle operasyonel zorluklarla karşılaşmaya başladılar. Stolt, Odfjell gibi firmalar piyasanın yavaşlaması durumunda yaşlı filolarını hurdaya çekmek zorunda kalabilir. Ürün tankerlerinde ise eski gemilerin çoğu Rusya’nın gölge filosuna geçti; bu da onları ana akım ticaretten çıkardı ve gemi arzında bir düşüşe neden oldu. 2024 yılında ürün tanker filosunun %1,6 oranında büyümesi öngörülüyor. Ancak 2025'te verilen siparişlerin teslimatlarının başlamasıyla birlikte bu oran %4,8’e çıkacak. 2025 yılında Kızıldeniz'deki saldırıların sona ermesi durumunda tanker piyasasında önemli bir denge değişikliği oluşabilir. Bu iki gelişmeyi dikkate aldığımda, 2025 yılında navlunlarında bir yavaşlama yaşanacağını düşünüyorum. Tanker Ships (2)

Tanker navlunlarının belirlenmesinde bölgesel rotalar ve mevsimsel faktörler ne kadar etkilidir?

Tanker navlunları üzerinde bölgesel rotalar ve mevsimsel faktörlerin oldukça belirleyici bir etkisi var. Üçüncü çeyrek, MR ürün tankerleri için mevsimsel olarak en düşük nokta olarak kabul edilir. Amerika’daki rafineriler düzenli bakım için üretim kapasitelerini düşürür. Özellikle Çin, Amerika ve Avrupa’daki ekonomik yavaşlamaların da etkisiyle ürün tankerlerinde son iki ayda büyük bir durgunluk yaşandı. Rusya-Ukrayna savaşı, Kızıldeniz geçişindeki sorunlar ve Panama Kanalı’ndaki kuraklık gibi küresel gelişmeler bu yıl bizim için en önemli etkenlerdi. Örneğin, Arap Körfezi’nden Türkiye’ye yapılan taşımalar azalırken, Avrupa ve Amerika’dan Akdeniz’e yapılan taşımaların arttığını gördük. Bu da gemilerin daha uzun rotalar izlemesine ve dolayısıyla navlunların yüksek kalmasına neden oldu.

Peki gelecekte tanker navlunlarının nasıl bir seyir izleyeceğini düşünüyorsunuz?

Gelecekte tanker navlunlarının seyri, küresel ekonomideki gelişmelere bağlı olarak şekillenecek. Şu anda ABD, Çin ve Hindistan gibi kilit ülkelerde ekonomik büyüme yavaşlıyor ve Avrupa beklenen ekonomik hareketliliği sağlayamıyor. Bu nedenle, gemiler özellikle Avrupa'dan Amerika’ya ve Arap Körfezi’ne balast yapmak zorunda kalabiliyorlar.

Kimyasal tanker segmentinde Odfjell, Stolt, Hafnia, MOL, Ace Quantum, Hansa Tankers, Womar gibi birçok firma Süveyş Kanalı’nı kullanmıyor. Kızıldeniz üzerinden yapılan taşımacılıkta %70’e varan bir tonaj düşüşü mevcut. Bu bölgede yaşanacak olumlu bir gelişme, navlunlarda daha fazla bir gerilemeye neden olabilir. Yine de uzun vadede kimyasal tanker piyasası için iyimserim, çünkü küresel kimyasal taşımacılığı talebi artmaya devam ediyor.

Son olarak tanker navlunlarının son dönemde yüksek olmasının sektöre etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son iki yılda tanker navlunlarının rekor seviyelere ulaşması armatörler için büyük fırsatlar sundu. Yüksek navlunlar sayesinde armatörler, filolarını modernize etme ve finansal yapılarını güçlendirme imkânı buldular. Yeni tersane yatırımları, gemi inşaları ve gemi alımları gibi projelere yöneldiler. Özellikle Türk armatörler, bu dönemde daha büyük tonajlı gemilere yatırım yapma şansı elde ettiler ve filolarını büyüttüler. Tabii bu durum, son tüketiciler için maliyetlerin artması anlamına geliyor. Ticaret yapan firmalar için uygun navlun yakalama noktasında bize büyük iş düşüyor. Şirket içi yüklerimizi birleştirmek, ship-to-ship operasyonları, Asyalı armatörlerin Avrupa’ya gemilerini getirmesi, tahliye limanlarında beklemeleri azaltmak için barge’ların kullanılması gibi birçok çözüm ürettik ve karşılaştığımız problemlere inovatif çözümler üretmeye devam ediyoruz.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ