Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bu yıl ihalesinin planlandığını açıkladığı Türkiye’nin ilk offshore (açık deniz) rüzgar santrali projesi için Ege Denizi öne çıkıyor.
Genellikle 20-50 metre derinlikte kurulan offshore santrallerin ilk örneğinin ˮyakın denizˮ (near-shore) şeklinde gerçekleştirilmesi ağırlık kazanıyor. Türkiyeʹdeki denizlerin okyanus derinliğinde olmaması, maliyetleri düşürecek bir etken olarak değerlendiriliyor.
Bu yıl ilkbahar aylarında ihale şartları netleşecek proje için, Egeʹde özellikle Bozcadaʹnın kıta sahanlığı içinde kalan bölgeler ve Gökçeada açıklarının, Çanakkale bölgesi ve Saros Körfezi ile Trakyaʹnın Karadeniz kıyılarının ciddi potansiyel bulundurduğu belirtiliyor.
ˮEndüstride gelişmelerin önünü açacakˮ
Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji Türkiye Üst Yöneticisi Hakan Yıldırım, ülkenin rüzgar enerjisinde ˮbirinci ligˮe çıkması yönünde çok olumlu adımlar atıldığını söyledi.
Özellikle son 10 yıldır rüzgarda yaklaşık 7 bin megavat kurulu güce ulaşılmasının bundan sonraki süreçte ihtiyaç duyulacak her türlü bilgi ve becerinin kazanılmasına olanak sağladığını belirten Yıldırım, şöyle konuştu; ˮYEKA Projeleriʹyle sadece kurulu güç artırılmayacak, aynı zamanda endüstri tarafında da gelişmelerin önü açılacaktır. Offshore projesi ile ilgili planları orta vadede enerji dönüşümünün sağlanması anlamında olumlu buluyorum. Siemens Gamesa olarak 1991’de dünyanın ilk off-shore santralini kurduk. Bugün itibarıyla dünyadaki off-shore kurulu gücümüz 11 bin megavatın üzerinde. Yaklaşık 30 senedir dünya çapında edindiğimiz tecrübeler ile Türkiyeʹdeki off-shore projelerine değer katabileceğimizi düşünüyoruz.ˮ
ˮTürkiyeʹnin potansiyeli 32 bin megavatˮ
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope Başkanı Giles Dickson, şu anda Avrupaʹda rüzgardan üretilen elektriğin yüzde 13ʹünün off-shore santrallerden sağlandığını aktardı.
Off-shore santrallerin kurulu gücü artarken maliyetlerinin de düştüğüne dikkati çeken Dickson, ˮÜç yıl önceki ihalelerde megavatsaat başına 150 euro fiyat çıkarken, şimdi bu rakam 60 euroya kadar indi.ˮ dedi ve ekledi: ˮAnalizler, Türkiye için offshore potansiyelinin 32 bin megavat seviyesinde olabileceğini gösteriyor.ˮ
Dünyada lider İngiltere
Özellikle karasal alanı müsait olmayan ülkelerin elektrik üretmek için tercih ettiği off-shore rüzgar santrallerini, başarıyla uygulayan ülkelerden Danimarka, İsveç, Almanyaʹnın yanı sıra İngiltere de son dönemde bu alandaki yatırımlarıyla öne çıkıyor.
Dünyanın en büyük offshore rüzgar santrali 630 megavat kapasiteyle İngiltere kıyılarındaki London Array. Yine 2020 yılında hizmete girmesi beklenen Hornsea santrali, İngiltereʹnin Yorkshie kıyısında kuruluyor. Tamamlandıktan sonra bin 200 megavat kurulu güce sahip olacak bu proje için, 174 adet 7 megavatlık türbinler kullanılıyor. Santralin yılda 4.1 teravatsaat elektrik üretmesi bekleniyor.
Küresel Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre, geçen yıl toplamda 4 bin 331 megavat ilave kapasiteyle dünya genelinde off-shore rüzgar santrali kurulu gücü 18 bin 814 megavata ulaştı.
Off-shore santrallerde İngiltere toplamda 6 bin 836 megavat kapasiteyle lider konumdayken, bunu 5 bin 836 megavatla Almanya izliyor. Son yıllarda geliştirdiği yenilenebilir enerji politikalarıyla tüm temiz kaynaklar potansiyelini artıran Çin ise 2 bin 788 megavat kapasiteyle bu alanda üçüncü sırada yer alıyor.
Yüksek verimlilikle arz güvenliği
Kurulumuna karar verildikten sonra ortalama üç yılda hayata geçirilebilen offshore rüzgar santrallerinin karadaki rüzgar santrallerine göre maliyetleri daha yüksek oluyor.
Maliyet unsuruna karşın, her bir türbinin ortalama 6-7 megavat büyüklüğünde olduğu off-shore santraller, daha yüksek verimlilikte ve düzenli bir seyirde çalıştıkları için arz güvenliğine de daha fazla katkı sağlıyor.
Geçen yıl Hollandaʹdaki off-shore rüzgar enerjisi ihalelerinde megavatsaat başına 72 eurodan başlayan fiyatların, Danimarkaʹnın Kriegerʹs Flak projesinde megavatsaat başına 49.9 euroya kadar gerilemesi, söz konusu yatırımlara ilginin artacağına işaret ediyor.
7DENİZ