Her ressam denizi resmeder. Ama her birinin denize yaklaşımı, duygusu, bunu dışa vuruş biçimi farklıdır. Hele ki devreye deniz sevgisi, aşkı giriyorsa, denizle içi içe yaşıyorsa işte o zaman ortaya bambaşka bir şey çıkar. Deniz denince akla ne geliyorsa onları resmetmiş bir ressamı, Necdet Öksüz'ü taşıdık satırlarımıza. Kendisi şu sıralar 'Deli Deniz' serisiyle dikkat çekiyor.
Ressam, 'Aslında beni cezbeden denizin sessizliği, dokusudur. Bu başka bir aşk zaten. Denizin mavisini, köpüğünü sevdiğim için sevgimi tablolarımda bu şekilde yansıttım. Ortaya da 'Deli Deniz' serisi çıktı' diyor. Tabloların kimisi alıcıyla buluşmuş, diğerleri ise alıcısını bekliyor. 1956 yılında Eskişehir'de doğan Ressam Necdet Öksüz, ilk, orta ve lise eğitimini Eskişehir'de tamamlamış. 1981 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü'nden mezun olan ressam çalışmalarını İstanbul'da sürdürüyor. Hayatının her kesitinde resmin yer aldığını ifade eden Ressam Necdet Öksüz, 'Resimde çeşitli konuları işledim ancak ben doğa ressamıyım. Anlaşılır olmayı severim.
Tablolarımda daha çok gördüklerimi resmettim. Resim içinde şu güzelliği barındırır; ressam konuya bakar, o konuyu yüreğinden geçirir, onu hisseder ve bu duygu elinden çıkarak tabloya yansır. Kısacası görürsünüz, hissedersiniz, içinize alırsınız ve elinizle bunu dışarı yansıtırsınız' diyor. Şu sıralar 'Deli Deniz' serisiyle dikkat çeken ressam, 'Tablolarıma hep doğa resimlerini yansıttım. Fakat denizin içinde olan her şeyi ise zamanla keşfettim. Denizin içinde yaşayan canlılardan, denizden beslenen martılara, denizcilere yol gösteren fenerlere kadar denizle ilişkili olan her şeyi resmettim. Çünkü denizde yaşayan canlıların her biri kendi içinde renkleri, formları dokularıyla çok etkileyici ve ilham verici' diyor. 'Beni cezbeden denizin sessizliği, dokusu' Ressam, Haziran ayından beri ürettiği, bahar döneminde sanatseverlerle buluşturacağı 'Deli Deniz' serisinin ortaya çıkmasını şöyle açıklıyor; 'Ben denizle iç içe yaşayan biriyim. Aynı zamanda yelkenciyim. Denizi çok seviyorum ve bu sevgimin tezahürü olarak yaz kış kar demeden denize çıktığım olur. Aslında beni cezbeden denizin sessizliği, dokusudur. Bu başka bir aşk zaten. Denizin mavisini, köpüğünü sevdiğim için de bu sevgimi tablolarımda bu şekilde yansıttım. Ortaya da 'Deli Deniz' serisi çıktı.' Denizi alışılmışın dışında işleyen Ressam Necdet Öksüz, 'Benim yapmak istediğim şey resmin tüm özelliklerini içinde bulunduran resimler ortaya koymak. Resimlerimi yaparken tekniğe, lekeye çok ağırlık veriyorum. Bunu bir fotoğraf gibi değil de kendi yorumumla yapmaya çalışıyorum. Yağlıboyayı çok farklı kullanıyorum, dokuları kabartmalar ve katmanlarla yakalıyorum.' diyor.
Farklı bir argümana sahip 1980'den bu yana 15 kişisel sergi açan ressam farklı bir argümana sahip. Kalıpların dışına çıkmayı ve farklı olmayı benimsiyor. Resimde tek bir genel geçer kuralın olmadığını şu sözleriyle ortaya koyuyor; 'Denizi kırmızı da resmedebilirsiniz. Mor da yapabilirsiniz. Sorun değil. Zaten doğayı izlediğinizde renk değişimlerini hepimiz görüyoruz. Benim de resimlerimde renkler belki zamanla değişecek. Bulutun, gecenin, ayın… Bir gece resmi yaptığınızda ayın ayna gibi parlayan ışığını denizin üzerinde gördüğünüzde artık ona mavi değil gümüş deniz diyebiliyoruz.' 'Bir ressam sevdiği şeyleri resmetmek ister' Bir ressam her zaman sevdiği şeyleri resmetmek ister diyen Necdet Öksüz, 'Sevdiği şeyleri resmeden bir ressam ticari anlamda piyasadan etkilenmemeye çalışır. İyi ressam olmanın özelliklerinden biri resmin içindeki tüm öğelere saygı duymak ve farklı olmaktır. 1300'lü yıllardaki ressamlara baktığımızda denize yakın yerlerde, kıyılarda yaşayan ressamlar kompozisyonlarında çoğunlukla denizi kullanmışlardır.
Ben de denizle içi içe yaşadığım için biraz da minimal, sade ve net olmak adına soyut dediğimiz, zaman zaman denizin içine girerek, ona yakından bir mercekle bakar gibi suyun ıslaklığını ve dokusunu yakalamaya çalışıyorum aslında' diyor. 'Her şey küçücük bir kayıkla başladı' 35 yıldır denizlerde dolaştığını söyleyen ressam son olarak şunları aktarıyor: 'Denizi seven, teknesi olan, yelkenle, dalışla, yüzmeyle ilgilenen, denizin keyfini çıkarabilen bir insan denizin tadını, soğukluğunu, dokusunu hep hissediyor. Yaptığım resim hak ettiği yeri buluyor. Denizi seven insanlar resimlerimi evlerine, ofislerine asıyorlar. Denizi sevdiğiniz zaman hep yakınında olmak, manzaranızda denizin olmasını istiyorsunuz. Deniz olmayan bir yerde yaşayabileceğimi düşünmüyorum. 35 yıldır denizlerde dolaşıyorum. Her şey küçücük bir kayıkla başladı. Kendi teknem de oldu. Gezi amaçlı da spor amaçlı da deniz her zaman çok keyifli oluyor. Dalgalarla boğuşmak da insana bambaşka bir haz veriyor.' Sanatçı hakkındaki güncellemeleri bu hesaplardan takip edebilirsiniz.
Çilem Kocamış - 7DENİZ