Sektöre girişini ve denizciliğe olan bakışını anlatan M&M Marine Shipping Genel Müdürü Mehmet Akyol, “İçimize bir şey konulmuş. Farkına varmak gerek. İstanbul Fatih doğumluyum ve küçük yaşlarda Haliç’te demirlemiş devasa gemileri gördüğümü hatırlıyorum. Çocukluğumuzda Haliç kıyısındaki ahşap evimizin demir mandallı kapısını sessizce açarak, bazı geceler evden kaçardım. Galata Köprüsü’nün römorkörler ile açılmasını, kara kara kocaman gemilerin Haliç tersanelerine girişini seyretmek hoşuma giderdi. Köprü bekçisi düdüğünü çalar kovalar. Sektörün göbeğindeymişiz bilmeden. Tophane Rıhtımı’na yanaşan gemileri, simsiyah baca dumanı, yolcuklar, gemi, ambar, posta işçilerinin sesleri, vinçleri, yükleri, balyaları indirirlerken izlerdik.

 

O zamanlar hayalim kaptan olmaktı. Denizi ve gemileri çocukluğumda sevmişim. Şimdi biraz daha iyi anlayabiliyorum. Liseden sonra Yüksek Denizcilik’ okuluna girmek istiyordum, küçük bir farkla kaçırdım. Denizci olma hayalimden vazgeçmedim ve üniversitedeyken bir yandan da Galata’da o zamanın Levanten denizcilik firmalarında ofis boy, çırak olarak çalışmaya başladım. Lise tatillerinde, evimize yakın Azapkapı Çeşme meydanı, yağ kapanı, gemi tamir atölyelerinde çalışıyordum. Ustalarım mesleklerinde sıra dışı ve eğlenceli denizcilerdi. Dünyanın her tarafında arkadaşları vardı, bu beni etkileyen bir olay oldu. Biz de bugün öğrendiklerimiz gençlere aktarmaya çalışıyoruz. Ofisimize bugüne kadar sayısız genç denizci adayı öğrenci geldi gitti. Onlara bir şeyler katmaya çalıştık. Onlar da bize bir şeyler kattılar” diyerek tebessüm ediyor.

 

Merak çok önemli

 

Anadoluport Yeşil Liman olma yolunda hızla ilerliyor Anadoluport Yeşil Liman olma yolunda hızla ilerliyor

Denizciliğin dünyanın en entelektüel işi olduğunu söyleyen Akyol, “Bu insana bağlı biraz da. Sen neysen mesleğin de sana göre şekil alır.

Merak çok önemli. Merakınız varsa yaptığınız işte o denli başarılı olursunuz. Denizcilikte para kazanmanın yanında dünya çapında insanlarla temas etmek de çok önemli. Denizciler çok entelektüel ve kendini geliştirmiş insanlardır. O yüzden denizciler dünya üzerinde farklı bir konumdadır. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in 16. yüzyılda dediği gibi dünyayı denizciler yönetir. Türk tarihine baktığımızda da gelişme denizcilikle olmuştur” ifadelerini kullandı.

Denizcilik sizi dünyaya açar

 

Akyol, “Denizcilik insanın ufkunu açar. Dünyanın birçok yerinde olmayan işleri geliştirmene fırsat verir. Genelde ilk başta duyduğun laflar da yapamazsın, edemezsin, bu işler sana mı kaldı gibi şeyler olur. Bunlar benim en sevdiğim laflardır çünkü bu doğru yolda ilerlediğini gösterir. Biz de Afrika pazarına böyle girdik. Ne işiniz var Afrika’da, orası çoktan parsellenmiştir dediler ama biz şu anda Afrika’da çok güzel işler yapıyoruz. Dünyanın her yerinden gemi kiralıyoruz, işletiyoruz, danışmanlık veriyoruz. Gemi alacak armatöre yol gösteriyoruz. İnsan istihdamını dışardan destek alarak yürütüyoruz. Biz daha çok ticari iş geliştirme tarafına odaklanmış durumdayız. Örneğin, Türkiye sanayide büyüdü.  60 milyon ton çimento, 35-40 milyon ton da demir çelik üretiyor. Türkiye Batı Afrika’ya 4-5 milyon ton çimento ihraç ediyor. Tüccarlar orada kendi tesislerini kuruyorlar. Biz de oralara yatırım yapmak isteyen, orada iş yapmak isteyen iş adamlarına yardımcı oluyoruz. Onlara bilmedikleri bu yeni pazar hakkında danışmanlık yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Afrika’da Türk bayraklı ilk dredger gemi

 

Afrika’nın Türk iş adamlarına ihtiyacı var diyen Akyol, “Kazan-kazan metodu ile Afrika’nın öncelikli olarak alt yapı ve (kapı-porto) limanlarını iyileştirmemize ihtiyaç var. Gecen yıl liman reklamasyonları için dredger gemilerde öncü olduk. Gine Conakry limanında derinleştirme çalışmaları projesinde kullanılmak üzere ilk Türk bayraklı -TSHD Trailer Hopper Suction Dredger gemisini ülkemizin cesur ve iştahlı holdingi Albayrak Grubu’na satışında aracı olduk. Batı Afrika’da Angola’ya kadar proje taşımalarda, maden-loglarda hacimli kargolarda tüccarlara global danışmanlık veriyoruz” dedi.

 

Türkiye farklı, Afrika’nın ruhuna hitap ediyor

 

Akyol, “Afrika’dan tüm dünyaya yaklaşık 1 milyar ton hammadde dağılıyor. Türkiye-Afrika ticaret hacmimiz 25 milyar dolara çıktı. Afrika’yı geliştiriyoruz. Afrika’da 6 büyük limanı Türk şirketleri işletiyor. 3 yeni liman için de görüşmeler olumlu şekilde ilerliyor. Bir yandan da havaalanlarını hem yapıyor hem işletiyoruz. Türkiye olarak 40’tan fazla temsilciliğimiz var. Denizciler olarak eskiden sesimizi duyuramıyorduk. Şimdi tüm yetkililere rahatça ulaşıyoruz. Hatırlıyorum da 25 sene önce Nijerya’da gemiden adam kaçmıştı, 2 gün sonra konsolosumuz cevaben döndü ve siz mutlaka bir şey yapmışsınızdır demişti. Şimdi elçiliklerimiz adeta rehberimiz, 7-24 cep telefonları açık evimizde hissi veriyor bize. Birçok kez büyük elçilerin evinde ağırlanıyoruz. Global ticareti ve yeni oyuncuları iş modellerini, tarzını hızla ögreniyor adapte oluyoruz. Belki ileride bireysel olmayı bırakarak birlikte hareket etmeyi tercih eder hale geleceğiz” şeklinde konuştu.

 

Çocuklarımıza cabrio araba değil, hüner kazandırmalıyız

 

Türkiye’de girişimci ruh gelişiyor diyen Mehmet Akyol, “Yeni kuşağı şımartmayı bırakmalıyız. Gençler merak etmeli, çocuklarımıza cabrio araba değil, hüner kazandırmalıyız. Sektörde, armatör, iş adamı, tersaneci birçok iş adamının çocuğu stajyer olarak ofisimizde bulundular. Onların genel sosyo-ruh halini anlıyoruz. Onları iştahlı tutabilmeliyiz. Doyurmayalım motivasyon için buna mecburuz.1600 yılında Doğu Hint kumpanyasını kuran İngiltere, Hollanda bu model ile büyüdü. Türkiye’de uzun yılardır eğitimcilik yapan, İngiliz kadın Morin, Çocukları, 16 yaşına geldiğinde İngiltere’ye anneannelerinin yanına yollamıştı. Neden diye sorduğumda, ‘çocuklar okula toplu taşıma ile gitmeliler, onlara konforu erken tattıramayız. Mücadele edecek, hayal kırıklığı yaşayacak. Hata yapacak. Hata geliştirir’ demişti. Türkiye devlet olarak da iyi yolda. Geç kalmış olsak da Afrika da iş modelimiz doğru Afrika’da ticaret hacmimiz büyüyor yeni oyuncular giriyor Türk denizciliğimiz ürkekliği üzerinden attı” ifadelerini kullandı.

 

Acı yoksa -Kazanç da yok

 

Akyol, “İşler yaparken öğrenilir. Çok geç kalmışız. Bazen hata yapacağız. Zarar edeceğiz ama öğreneceğiz. Batı böyle ögrendi. Acı yoksa kazanç da yok. Şimdi iş ortağım olan dostum, ülkemizin önemli bir grupta yöneticiyken gemilerimize Afrika dönüşü yük bulabilmek için randevu almaya uğraşıyordum. Epey uğraşmıştım, başardım ama. Batı Afrika’nın en değerli hammaddelerinden olan kakaoyu gemimiz yükledi ancak makina arızası sebebiyle atıl durumda nerdeyse bir ay demirde kaldı. İtibarım ve paramız gitmişti. Senegal, Dakar, Kamerun, Gine, Gambiya, Togo diğer ülkelere daha çok çalışıyoruz Üstelik fabrika da üretim planlamasını aksatmıştım. Uyuyamıyor yemek yiyemiyordum, o yılları unutamam. Ögreniyoruz. ‘no pain-no gain’ dedi.

 

Devletin bu konuda Türk iş adamlarına destek olduğunu da söyleyen Akyol, “Devlet biraz geniş bir kavram yani devletin şu anda öncelikleri var. Yani önemli işlere öncelik veriyor. Devletimizin öncelikleri belki burası olmayabilir ama ilgileniyor. Yılda 3-4 tane Afrika’da konferanslar yapıyor. DEİK’te birebir toplantılara katılıyoruz. Devlet sen yaparsan sana ‘hayır’ demiyor. Senin arkanda duruyor. Başlangıçta bazı şeyler zor olabilir ama dayanıklı olmak, üzerine gitmek lazım. Konforu biraz terk etmek gerekli. Bürokratik tarafta devlet harika. Afrika’da 45’e yakın büyükelçimiz var. Eskiden büyükelçilere ulaşamazdık şimdi cep telefonuyla ulaşabiliyoruz. Hepsi ilgileniyorlar. Türk iş adamlarını devlet Afrika ile iş yapmaları konusunda teşvik ediyor. Şu anda sistem çalışıyor ama daha yapılması gerekenler var bu sitemin oturması için. Devletimizin bunu yapacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

 

Para önemli, ama yetmez

 

Afrika ile yapılan işlerde önemli olanın finans sorununu çözmek olduğunu söyleyen Akyol, “Afrika bankaları Eximbank ile beraber bu işe destek veriyorlar. Ancak bunun yanında birçok şeye ihtiyaçları var. Gemi işletmeyi, işletme maliyetlerini, time charter’ları bilmiyorlar. Biz de yardımcı oluyoruz onlara. Çok da talep var. İlgileniyorlar. Buralara gelip gidiyorlar. Ben bu konuya olumlu bakıyorum ve buradan hem ülkemiz hem de sektörümüzün için önemli bir ticaret potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum. Doğu Afrika ile ticarette bizim için en büyük engel Süveyş Kanalı olarak görünüyor. Geçiş ücretleri çok fazla. Bu yüzden Doğu Afrika’da fiyat tutturamıyoruz. Örneğin, bir gemi doğu Afrika’ya gideceği zaman bu kanalı kullanıyor ve nakliye maliyeti yükseliyor. Doğu’ya fiyatlar tutmuyor ama batı daha iyi. Doğu Afrika’da önemli inşaat şirketlerimiz özellikle Cibuti’de, Somali’de önemli altyapı çalışmalarına başladılar. Mogadişu Limanı’ndan iki Türk firması büyük yatırımlar yapıyor. Liman işletmeleri var Türk firmalarının.  Limalara Türk firmaları römorkör satıyor. Biz tüm bu ticaretin içerisinde firmaları doğru maliyetlerle doğru ürün ve hizmeti almaları açısından onlara tavsiyelerde bulunuyoruz ve onlara hem para hem zaman kazandırıyoruz” ifadesinde bulundu.

 

“DTO’da Afrika masası”

 

İMEAK Deniz Ticaret Odası’nda bir Afrika masası yapılanmasını kurmayı planlıyoruz. Eski başkan Sn. Metin Kalkavan ve yeni Başkan Sn. Tamer Kıran Afrika konusunda yapıcı ve pozitifler. Hevesli ve başarıya aç, parayı bulmam lazım diyen, hırslı, evinden uzak kalabilecek, terlemeye hazır gençler var. Bunlara uçuşlarda, konaklamalarda fon sağlayacağız

diyen Akyol, “Afrika’da hayat var. Limanlar ve modern ekipmanlar gemilerimizin bekleme sürelerini kısaltıyor. Türk firmalarının önemli tarım yatırımları mevcut. Traktör ve gübre desteğimiz sürüyor. Özellikle sahra altı ve Orta Afrika’da büyük ve verimli topraklar var. Modern tarımı Afrika’ya öğretiyoruz. Israrlı dayanıklı ve sabırlı ve işin peşini bırakmayan iş adamı adaylarına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. 

Cibuti Üniversitesi ile ilgili çalışmalar

 

Cibuti’de üniversiteyle ilgili çalışmalar olduğunu kaydeden Akyol, “Bizim odaklandığımız konu ne koyup ne alacağımızla ilgili. Bu işin yöntemini İngiltere ve Hollanda çok iyi uyguluyor. Bu ülkelerin müfredatında basit ve pratik bir yöntem var. Öğrenciyi yormuyor. Bizim gibi kafasını karıştırmıyor. Hangi bölümler açılabilir, nelere ihtiyaç var gibi konuları Cibuti’deki yetkililer ve şu anda Cibuti’de alt yapı müteahhidi ortağımla konuşuyoruz. Birinci ve ikinci sınıflarda batıdaki gibi çoklu ders alınmalı. Sonraki sınıflarda ilgi alanlarına göre ayrılabilir öğrenciler” dedi.

 

Akyol son olarak şöyle dedi: “Dünyada son bin yılın en iyi mesleği iş geliştirmedir. Denizcilik sektöründe özellikle son 50 yıla baktığımızda hangi şirkette broker varsa o şirket krizleri daha kolay atlatmış, büyümüştür.

Batının ekonomi tarihine bakarsak, global ticaret merkezlerinin kendi brokerları vardır. Broker bizim bildiğimiz manadan farklıdır. Broker dünyanın her yerinde akla gelmeyen işleri geliştiren kişidir. Bizim de ana mesleğimiz brokerliktir. Aykırı dediğimiz sıra dışı düşünen hayalleri olan gençleri bulmalıyız. Şirketler ve devletler bu uyumsuz tiplere katlanabildiği oranda büyür ve gelişirler. Steve Jobs’tan, Getir’in kurucusu Nazım Salur’a kadar bu bir hakikattir. İçinde kıpırtısı, kalbinde atış biraz değişen deniz ticaret camiamıza herkese, bizler, ortağım, dostum Sn. Ali Kısa ile yol gösterici olmaktan, iş geliştirmekten onur duyarız.” 

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi