Kuzey Academy, “Yenileme arifesinde P&I kulüplerinin tanıtımı, teknik ve taktik analizi” konulu seminer düzenledi. Kuzey Marine Sigorta’da düzenlenen seminere çok sayıda denizci katıldı. Seminerde sunum yapan Kuzey Marine Sigorta Kurucusu ve Başkanı Emin Yaşacan, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından yürürlüğe konan “Teyit mektubu” kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Avrupa ve ABD’nin ambargo polisi miyiz?’
Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından Türk Boğazları’ndan geçen ham petrol yüklü tankerler için istenen P&I teyit mektubuna ilişkin eleştirilerde bulunan Emin Yaşacan, “Biz Avrupa’nın, Amerika’nın ambargo polisi miyiz? Bizi bu duruma nasıl getiriyorlar?” dedi. Muteber P&I kulüpleriyle çalışan gemilerin Türk Boğazları’ndan geçmelerini arzu ettiğini aktaran Yaşacan, yılda 50 bin dolaylarında geminin Boğazlardan geçtiğini işaret ederek, “İdaremizin, Boğazlardan geçen gemilerden P&I teyit mektubu istemesi iyi niyetli, doğru bir karar. Ama aniden alınmış bir karar. Hiçbir hazırlık yok. Tankerler yüklenmiş. Kuzey tarafta sayıları sürekli artıyor ve güney tarafta da yukarı çıkmayı bekleyenler var. Keşmekeşe döndü. Hava durumuna bakıyoruz hava kopuyor. Tankerler bekliyor ve riskleri biliyoruz. Karaya oturmaları biliyoruz. Ve tankerlerin hepsi de yüklü” dedi.
‘Kimseden boş senede imza atmasını isteyemeyiz’
Talep edilen P&I teyit mektubunun hayatın olağan akışına uygun hale getirilerek sorunun çözülmesinin sevindirici olduğunu aktaran Yaşacan, “İlk etapta istenen teyit mektubunda aynen şu ifadeler vardı. Şu limandan yüklenmiş şu gemi gibi... Mektupta, Türk Boğazları ve Marmara geçişi boyunca teminat sağlamayı taahhüt eden bir mektup idi. Şunu söylemeliyim ki bunu hiçbir P&I kulübü sağlayamaz. Bunu ilk günden itibaren söylemeye çalıştık. Sadece petrol yükleri için değil herhangi bir yük için vermez. Bu boş senede imza atmak gibidir. Ve bunu kimse vermez. Evet böyle bir talebimiz olsun ama boş senede imza atmayı kimseden isteyemeyiz” diye konuştu.
‘Fırsata dönüştürülmeli’
Son zamanlarda teyit mektubu ile ilgili yaşananların bir fırsata dönüştürülebileceğini dile getiren Yaşacan, şöyle devam etti: “Bu konuda sektörel bir bilinç oluşturmamız gerekiyor. Türkiye Boğazlarından geçen gemilerin ortaya çıkarabileceği zararlarla ilgili bir ‘acil durum fonu’ oluşturulmalı. Devlet olarak özel şirketleri muhatap almayacağımız bir sistem kurmalıyız. Bu fon için Boğazlardan geçen gemilerden grostonuna, gemi tipine, bayrağına veya klasına göre bir ödeme sistemi oluşturabiliriz. Gemilere çok büyük kirlilik cezaları veriliyor. Aşırı mantıksız cezalar görüyoruz. Oradaki cezaların, belediyelere iletilen bu kaynağın nerelerde kullanıldığını bilmiyoruz. O kaynağın yüzde 20-25’i de bu fona aktarılmalı. Burada amaç denizlerimizde herhangi bir çevre felaketine karşı hazırlıklı olmak. Bu açıdan bunu bir fırsata dönüştürüp, bir inisiyatif oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum.”
7DENİZ
