Türkiye’ye gelen yabancı personelin Türk personelden tek farkı, daha fazla tecrübelerinin olması. Aynı pozisyonlarda hem Türk hem de yabancı personeli birebir gözlemlemiş birisi olarak, Türk personelin yabancı personelden daha kaliteli ve verimli çalıştığını söyleyebilirim. Türk personelin tecrübesinin artmasının devam eden operasyonlara çok büyük faydası olacak. Asıl değişim ise Türk personelin yurtdışı firmalarda, yurtdışı operasyonlarda görev almaya başlaması ile görülecek” diyen Sercan Bozkurt ile Türkiye’nin offshore sektöründeki atılımlarını konuştuk.

Türkiye’nin offshore alanındaki faaliyetlerini de değerlendiren Bozkurt, “Bir ülkede offshore sektörünün gelişmesi, ülkenin doğal kaynaklarına birebir bağlı bir süreç ve Türkiye’deki açık deniz rezervleri, dünyadaki rezervlerin çoğundan daha derinde. Ancak bu rezervler sondaj teknolojilerinin, sondaj gemilerinin gelişmesi ile çıkartılabilir hale geldiler. Bu yüzden dünyaya kıyasla offshore’da geç kaldığımızı söylemek mümkün değil. Devlet, çeşitli kurumları ile sektöre hem yatırım yaptı hem de özel firmaları teşvik etti. Böylelikle yabancı firmalara bağımlığımız çok ciddi anlamda azaldı. Aslında dünyada offshore sektörü birkaç ülkenin ve birkaç firmanın tekelinde ama Türkiye bu tekeli kırarak, kısa sürede dünyanın çoğu ülkesinden daha ileri bir noktaya geldi. Bu anlamda, sektörün emekleme aşamasında devletin vermiş olduğu ve vermeye devam ettiği destek çok önemli. Özel sektör yeni bir branşta bilgi ve tecrübe kazanıyor ve bir sonraki adımda bu bilgi ve tecrübe ile Türkiye dışına da açılabilecek. Doğu Akdeniz’de çok ciddi açık deniz operasyonları yapılıyor. Özel firmaların önce en yakınımızdaki bu bölgeden başlayarak tüm dünyaya açılma şansları var” şeklinde konuştu.

Filyos limanında 50 yıl sonra bir ilk Filyos limanında 50 yıl sonra bir ilk

Karadaki tecrübeyi denizle birleştirdik

Offshore sektöründeki yetişmiş iş gücü konusunda Türkiye’nin yapması gereken yatırımlar hakkında fikirlerini dile getiren Bozkurt, “Karadaki sondaj ve üretim faaliyetlerinden gelen bir tecrübemiz zaten var. Denizciliği de çok iyi biliyoruz. Bu ikisini birleştirmek için çeşitli üniversitelerde bölümler ve kurslar açıldı. TPAO’nun burs, staj ve iş imkanı sağladığı bölümler var. Hem bu eğitim faaliyetleri ile hem de mevcut operasyonlarda kazanılan tecrübe ile operasyonlarda görev alan Türk personel sayısı çok hızlı bir şekilde arttı, artmaya da devam ediyor. Türkiye’ye gelen yabancı personelin Türk personelden tek farkı, daha fazla tecrübelerinin olması. Aynı pozisyonlarda hem Türk hem de yabancı personeli birebir gözlemlemiş birisi olarak, Türk personelin yabancı personelden daha kaliteli ve verimli çalıştığını söyleyebilirim. Türk personelin tecrübesinin artmasının devam eden operasyonlara çok büyük faydası olacak. Asıl değişim ise Türk personelin yurtdışı firmalarda, yurtdışı operasyonlarda görev almaya başlaması ile görülecek. Bugüne kadar 1-2 meraklı gemi personeli haricinde yurtdışında offshore sektöründe çalışmış personelimiz olmamış ancak artan tecrübe ile Türk personel de yurtdışında değişik firmalarda, operasyonlarda çalışmaya başlayacak ve buralarda edindikleri bilgi birikimini ülkemize getirecekler. Yeni mezun denizcilik öğrencileri artık böyle bir sektörün varlığından haberdarlar. Sonuç olarak hem özel firmalara hem de çalışanlara yepyeni bir vizyon katılmış oldu” ifadelerini kullandı.

Dışa bağımlılığımız azaldı

Bozkurt, “Ülke olarak bakıldığında, bu gelişmelerin enerji ithalatımızı ve dışa bağımlığımızı azalttığı muhakkak. Özel sektör ve personel olarak bakıldığında, daha önce global anlamda pazar payımız olmayan bir sektörden pay alabilecek duruma geldik. Offshore, tüm denizciliği kapsayan ve teknolojik olarak ileri götüren bir sektör. Bu sektörde global anlamda da işler yapmaya başladıkça, tüm denizciliğimiz ileri gidecektir” dedi.  

Sercan Bozkurt hakkında

2009’da gemi kurtarmada çalışmaya başlayarak denizcilik sektörüne girdiğini söyleyen Sercan Bozkurt, 10 yıl kadar gemi kurtarma, deniz inşaat, römorkör işletmeciliği ve deniz temizlik konularıyla ilgilendikten sonra offshore sektörüne geçtiğini söyledi. Bozkurt, “Gemi kurtarma offshore ile alakasız görünse de kullanılan gemi tiplerinin paralellik göstermesi sebebiyle hep ilgi alanımdaydı. Emre Omur isimli AHTS’yi alarak offshore sektöründe de faaliyet göstermiştik. 2019’da genel müdür olarak Fatih Offshore’un kurulmasında görev aldım. Türkiye’deki sondaj faaliyetlerine destek vermek amacıyla 3 adet modern PSV aldık, sonrasında filo daha da genişledi. 4 yıl kadar sonra Fatih gemisinden ayrıldım ancak denizcilikle ilgilenmeye devam ediyorum, offshore sektörünü de yakından takip ediyorum” dedi.

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi