ˮÖzgürlük Filosuˮna düzenlenen baskından zarar gören üç ABD ve bir Belçika vatandaşı, Mavi Marmara olayı kapsamında İsrail aleyhine ABDʹde ilk kez dava açtı.
Mavi Marmara gemisinin de içinde bulunduğu ˮÖzgürlük Filosuˮna 31 Mayıs 2010ʹda düzenlenen baskından zarar gören üç ABD ve bir Belçika vatandaşı, İsrail aleyhine ABDʹde ilk kez dava açtı.
ABDʹnin başkenti Washingtonʹda, ABD vatandaşları David Schermerhorn, Mary Ann Wright ve Huwaida Arraf ile Belçika vatandaşı Margriet Deknopperʹın, ˮÖzgürlük Filosuˮnun bir parçası olan ˮChallenger 1ˮ adlı Amerikan bandıralı gemide İsrail askerlerinin baskınında zarar gördükleri gerekçesiyle İsrail aleyhine açtığı tazminat davasıyla ilgili basın toplantısı düzenlendi.
Dava hakkında bilgi veren davacıların avukatları, ABD toprağı sayılan ˮChallenger 1ˮ adlı gemiye İsrailʹin 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda gerçekleştirdiği saldırı sonucunda müvekkillerinin fiziksel ve ruhsal olarak zarar gördüklerini bildirdi.
Davacılardan Schermerhorn da İsrailʹin bugüne kadar ˮÖzgürlük Filosuˮ hakkındaki tüm suçlamaları reddettiğini ve zarar görenlere herhangi bir tazminat ödemediğini belirterek, ˮBurada, ABD mahkemelerinde temel haklara saygı gösterilmeli ve bu haklar koruma altında olmalı. Bu çerçevede, söz konusu saldırıdaki zarar verici eylemleri sebebiyle İsrailli yetkililerin hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Silahsız sivillere zarar veren ve götürdüğümüz insani yardımı alıkoyan bu kişiler öylece hesap vermeden dolaşamazlarˮ şeklinde konuştu.
ABD ve İsrail vatandaşı olan Huwaida Arraf, İsrailʹin Gazzeʹye uyguladığı ambargonun insanlık ve hukuk dışı olduğunu vurgulayarak, İsrail askerlerinin kendisine nasıl fiziksel tacizde bulunduğunu anlattı.
Davacıların hukuki temsilcisi Steven Schneebaum, Washingtonʹda görülecek dava süreciyle ilgili olarak, genelde devletlerin ABD mahkemelerine karşı dokunulmaz olduklarını, ancak yabancı bir unsurun ABD topraklarında insanlara zarar veren bir eylemi yapması veya dünyanın herhangi bir yerinde ABD vatandaşlarının zarar görmesi halinde bu dokunulmazlığın geçici olarak kalkabileceğini ifade etti.
Schneebaum, söz konusu davada her iki durumun da geçerli olduğunu ve başvurdukları ABD mahkemesinin davayı kabul etmesini umduklarını dile getirdi.
George Washington Üniversitesiʹnde uluslararası hukuk uzmanı olan davanın avukatlarından Ralph Steinhardt, İsrailʹin egemen bir devlet olduğunu ancak bu durumun İsrailʹe silahsız ve savunmasız sivillere saldırı hakkını vermediğini söyledi.
ˮChallenger 1ʹe yapılan saldırı, savaş hukuku, insan hakları ve deniz hukuku bağlamında uluslararası hukukun açık bir ihlali olayıdırˮ ifadelerini kullanan Steinhardt, bundan sonraki sürecin ABD mahkemelerinin işi olduğunu kaydetti.
İngiltereʹnin önde gelen hukukçularından olan ve davacıları temsil eden hukuk ekibinde yer alan Sir Geoffrey Nice ise ˮbu davanın uluslararası hukuk açısından gerçek bir test olacağınıˮ dile getirdi.
İngiltere merkezli faaliyet gösteren ve Mavi Marmara olayını uluslararası arenada hukuken takip eden Stoke&White LLP hukuk firmasını temsilen toplantıya katılan Hakan Camuz da ˮGazze filosundaki diğer tüm aktivistler gibi buradaki müvekkillerimiz de Gazzeʹde yaşanan vahşi blokajı dünyanın gündemine getirmek için doğru olan şeyi yapmaya çalışıyorlardı. O gemilerdeki insan hakları aktivistleri Gazzelilere sadece gıda, ilaç ve benzeri hayati öneme haiz şeyler götürüyordu ve acımasız ve hukuksuz bir şekilde durduruldular. Şimdi biz bunun adil bir karşılığını arıyoruzˮ diye konuştu.
Davacılar, yaptıkları açıklamalarda tamamen insani yardım amacıyla ve silahsız şekilde ˮChallenger 1ˮ gemisinde bulunduklarını, İsrailʹin uluslararası sularda gemiye baskın yaptığını, gemi Aşdod Llimanıʹna çekilene kadar ve sonrasında da fiziksel ve ruhsal taciz gördüklerini dile getirdiler.
Washingtonʹda bugün açılan davanın yanı sıra aynı hukuk ekibi, ABDʹnin California eyaletinde geçtiğimiz aylarda, dönemin İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak aleyhine de bir dava açmıştı. Davanın gerekçesi olarak, Mavi Marmara gemisinde İsrail askerleri tarafından ABD vatandaşı Furkan Doğanʹın öldürülmesi gösterildi.
İçinde Mavi Marmaraʹnın ve ABD bandıralı Challenger 1 gemisinin de yer aldığı 6 gemiye, 31 Mayıs 2010ʹda, İsrailʹin 70 mil açıklarında, uluslararası sularda İsrail askerlerinin düzenlediği baskında 9 aktivist öldürülmüştü. BM İnsan Hakları Konseyiʹnin Eylül 2010ʹda yayımladığı raporda, İsrail askerlerinin Challenger 1ʹe yaptığı baskın ˮgereksiz, orantısız, aşırı, uygunsuz ve fiziksel bütünlüğü bozacak düzeydeˮ şeklinde tanımlanmıştı.
Ayrıca Uluslararası Hukuk Mahkemesi (ICC) yargıçlarından biri, olayla ilgili olarak yaptığı ön değerlendirmede, ˮİsrailʹin baskınının ʹsavaş suçuʹ sayılabilecek kadar makul delil barındırdığınıˮ belirtmişti. ˮChallenger 1ˮ gemisi halen İsrailʹde tutuluyor.
7DENİZ