Limanlar, hizmet ettikleri hinterlandın sanayi gelişimini destekleyen en kritik ulaştırma alt yapılarıdır.  Limanlarda oluşacak kapasite kısıtları ya da hizmet fonksiyonlarının verimli işlememesi bölgede bir darboğazın oluşmasına, bu nedenle de bölge üretiminin aksamasına neden olacaktır. Nitekim Covid-19 Pandemisi ortamında ABD’de LA/LB limanında ve Nisan 2022 itibari ile Çin’in Şangay limanındaki aksamanın tüm küresel tedarik ve üretim sistemini ne derecede olumsuz etkilediği somut olarak görülmüştür.

 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM), Kocaeli Sanayi Odası ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi’nin ortak bir çalışması ile “Vizyon 2020 hedefleri Çerçevesinde Bir Sanayi Başkenti Olarak Kocaeli’nde Limanların Gelişmesinin Engellenmesinin Sonuçları” başlıklı bir rapor yayınlandı. Raporda   1950’li yıllardan bu yana gerek resmi gerekse de birçok kurum ve kuruluşça bir “Sanayi Başkenti” olarak tanımlanan “Kocaeli” ve “Kocaeli’ndeki Limanlar” ele alındı. Bu yazımda raporun içeriği hakkında özet bir bilgi vereceğim.

 

Sanayi Başkenti Kocaeli

 

Bir bölgede limanların gelişim seyrini bölge sanayisi ve bölgenin tüketim gücü belirlemektedir. Bu yönüyle Kocaeli limanları, ülkemizde en belirgin örnektir. Yıllar içinde Kocaeli’nin sahip olduğu coğrafi, fiziksel, sosyal ve ekonomik yapı ile hayata geçirilen politikaların birbirini tamamladığı, böylelikle Kocaeli’nin düzenli olarak bir sanayi kentine, başka bir ifade ile bir “Sanayi Başkenti”ne dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu sayede Kocaeli limanları oldukça geniş ve kritik bir yük hinterlandına sahip olurken Kocaeli limanlarının hizmet verdiği bu hinterlandın ihracat hacmi 150 milyar doları aşmıştır. Bu rakam Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 70’idir.

Limanlar, gemilerdeki karbondioksiti işlemek için donanımlı değil Limanlar, gemilerdeki karbondioksiti işlemek için donanımlı değil

Bu noktada başta T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklar, belediyeler, diğer kurum ve kuruluşların ortak koordinasyonu ve çalışması sonucu hayata geçirilen sanayi planlarıyla birlikte sürekli gelişen Kocaeli için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından da hazırlanan 1/25.000 ve/veya 1/50.000’lik Çevre Düzeni Planlarına baktığımızda Kocaeli’nde hayata geçirilmesi planlanan önemli sayıda OSB’lerin, nitelikli sanayi ve endüstri bölgelerinin olduğu görülmektedir. Bu girişimlere ilave olarak İzmit Körfezi’nde yer alan limanların da bu gelişmeye uygun şekilde ve zamanında büyümesi, kapasite artışlarını yapması ya da yeni liman yatırımlarıyla gelişmesi ülkemizin geleceği açısından oldukça önemlidir.

 

Ancak son yıllarda İzmit Körfezi’nde yer alan limanlarımızın başta imar planları olmak üzere gelişim ve büyüme planlarının ya da kapasite artışı ile ilgili yeni yatırımlarının onaylanmadığı ya da durdurulduğu görülmektedir. Öyle olunca İzmit Körfezi’ndeki limanlardan hizmet alan ya da bu körfezdeki limanların hizmet hinterlandında kalan illerdeki sanayinin, bölgenin dış ticaretinin ve gelecekte Türkiye’nin rekabetçi gücünün ve yatırım cazibesinin nasıl etkileneceği, ayrıca Kocaeli’nin geleceğinde hangi darboğazların ortaya çıkacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

Bu noktada yıllar içinde bir “Sanayi Başkenti” haline gelen Kocaeli’nin, Kocaeli limanlarının ve ilgili sektörlerin nasıl büyüdüğü dikkate alındığında bu gelişme ve kalkınma dinamiğine uyumlu, limanlarımızdaki kapasite artışı ve büyüme ihtiyaçlarına zamanında cevap veren, ülkemizin gelecekte herhangi bir darboğaz yaşamasına izin vermeyen bir liman yönetim modelinin hayata geçmesi gerekmektedir.

 

Limanların Gelişimine Neden İzin Verilmiyor?

 

Raporda belirtildiği üzere Kocaeli’ndeki Yerel Kamu İdaresinin bölgede bulunan limanların kapasite artışlarına ya da yeni liman projelerine izin vermeme gerekçesinde genel olarak T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişimi Bakanlığı, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan İzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) Bütünleşik Kıyı Alanları Planı referans alınmaktadır. Ancak bu referansların güncel raporlar ile yenilenmesi gerekmektedir.

 

Örneğin Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) tarafından bu yıl yayınlanan “Türkiye Limancılık Sektörü 2022 Raporu: Vizyon 2050” raporundaki 2050 yılı yük hedeflerine göre Marmara Bölgesi’nin Doğu Marmara alt bölgesinde yer alan İzmir Körfezi’ndeki limanlarımızın 2050 yılına kadarki yük artış tahminleri ortaya konulmuştur. Yük talep tahminlerinin referans senaryolarına göre Kocaeli limanlarına 2050 yılında olacak yük talebi, sıvı dökme yükler için 54 milyon ton, kuru dökme yükler için 40 milyon ton, genel kargo için 40 milyon ton ve konteyner için 7 milyon TEU’dur.

Bu yük talep tahminleri bize Kocaeli’nin ve bölgede yer alan limanların kapasitelerini güncellemesi ayrıca bu yük artışlarına göre yeni liman projelerinin de dikkate alınması gerektiğini açık bir şekilde göstermektedir. Bu açıdan konu yine öncelikle T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Valiliği başta olmak üzere ilin sanayi gelişimini planlayan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlara düşmektedir.

 

Ne Yapmalı?

 

Kocaeli limanları sadece Kocaeli değil, hinterlandında yer alan ve ülkemizdeki ihracatın önemli bir miktarını gerçekleştiren illere hizmet vermektedir. Dolayısıyla Kocaeli limanlarının gelişimine engel olacak girişimlerin tüm Türkiye’yi etkileyeceği dikkate alınmalıdır. Bu hinterlant hem ithalat hem de ihracatta Türkiye’nin yüzde 70’ini temsil etmektedir. Limanların bu kapasitelere hizmet vermemesi durumunda sanayi gelişimi önünde ciddi bir engel oluşacaktır. Lojistik maliyetlerin artması ülkemizin uluslararası piyasalarda rekabet gücünün düşmesi anlamına gelmektedir.

 

Küresel konjonktürde limanlarımızı bekleyen en önemli konuların başında gelen dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve diğer teknolojik gelişmelere baktığımızda, ülkemizin büyüme hedeflerine paralel olarak limanlarımızın buna uygun şekilde zamanında büyümesine ilave olarak küresel rekabet güçlerini geliştirme görevleri de bulunmaktadır. Küresel lojistikte denizyolu kullanım oranları oldukça baskın olmakla birlikte (yüzde 85) küresel ticaretteki büyümeye paralel olarak denizyolunda kullanılan gemiler de büyümektedir. Bugün konteyner gemilerinde boyu 400 metre, genişliği 60 metre olan Megamax gemiler kullanılmakta, önümüzdeki yıllarda Gigamax olarak sınıflandırılan 28.000 TEU konteyner taşıyan, boyu 425 metreyi aşan gemiler planlanmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak büyüyen gemi boylarına ve artan gemi derinliklerine (Draft) hizmet verilmesi için limanların da mevcut rıhtım/iskelelerini büyütmeleri ve geliştirmeleri, bu gemilere uygun yeni vinçler ve ekipmanlar satın almaları ve liman altyapı ve geri sahalarında da çok büyük çapta yatırım yapmaları gerekiyor. Bu nedenle bu gemilere hizmet vermek için yapılan altyapı çalışmalarının bir kapasite artışı olarak değerlendirilmemelidir. Bu sektörün bir gereğidir.

 

İlave olarak Türkiye’de limanların kümelendiği Gemlik, Aliağa, İskenderun gibi körfez bölgelerinde olduğu gibi İzmit Körfezi’ndeki limanların ülke ve bölge yararına daha verimli kullanımının sağlanması, liman yatırım ve gelişme planlarının kent ve ülke gerçeklerine ve uzun süreli kalkınma planlarına uyumlaştırılması ve sektörünün gerçeklerine uygun bir “Liman Yönetim Modeli”nin hayata geçirilmesi gerekmektedir. İzmit Körfezi bu yönetim modelinin hayata geçirilmesi için oldukça uygun niteliklere sahiptir.

 

Raporun tamamına bu linkten erişilebilir: https://www.turklim.org/turklim-kocaeli-raporu/

Prof. Dr. Soner Esmer

Editör: Haber Merkezi