İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Mart Ayı Olağan Meclis toplantısı online ve fiziki katılımla gerçekleştirildi. Meclis toplantısında konuşan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rusya – Ukrayna krizi, ekonomi, denizcilik piyasaları ve sektörün gündemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Rusya’nın 24 Şubat tarihinde Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatı değerlendirerek başlayan Kıran, çatışmaların Ukrayna’nın geneline yayılmasının sivil halkın durumuna ilişkin endişe yarattığını söyledi.
Rusya ve Ukrayna limanlarında 48 Türk sahipli gemi bulunuyor
Çok sayıda Türk gemisinin Karadeniz’de hizmet verdiğini belirten Kıran, krizin ilk gününden itibaren Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde kurulan Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi ile yakın irtibat kurun DTO’nun gelişmeleri yakından takip ettiğini aktardı. Bölgeye ilişkin ulusal ve uluslararası uyarıları üyelerine duyurduklarını dile getiren Kıran, “Ukrayna ve Rusya limanlarında operasyonlar durmuş vaziyettedir. Ancak bu durumda her dakika farklılık gösteriyor. Bu limanlarda bugün itibariyle tespit edebildiğimiz kadarıyla 48 Türk sahipli gemi bulunuyor. En büyük dileğimiz bu gemilerin güvenli şekilde bölgeden ayrılmalarıdır. Bölgeye yakın seyreden gemilerimizin de güvenlik uyarılarına en üst düzeyde riayet etmelerini gerekiyor” dedi.
Rusya – Ukrayna krizi küresel enflasyon üzerinde ciddi risk oluşturuyor
Rusya’nın harekatı ile başlayan son jeopolitik gelişmelerin küresel büyüme ve enflasyon üzerinde yeni riskler ortaya çıkardığına işaret eden Kıran, “Avrupa'nın merkezine yakın bir bölgede yaşanan bu sıcak savaş ortamı, başta bu bölge olmak üzere tüm dünyada ekonomik aktiviteyi yavaşlatma riski taşıyor. Süreç ne kadar uzarsa, ticaret ve büyüme üzerindeki riskler de o kadar artacak. Türkiye olarak 2022 yılında ekonomimiz sanayi üretimine dayalı ihracata yönelik ivmelenmeye sürdürme aşamasındayken, hemen yakınımızda çok iyi dış ticaret ortaklarımız olan iki ülke arasında savaş başlaması bizim açımızdan da hiç arzu edilmeyen bir durum. Önümüzdeki süreçte savaşın gidişatına bağlı enerji, gıda ve turizm başta olmak üzere negatif etkilerini göz ardı etmememiz gerekiyor. Bölgemizin ve dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden iki ülke arasındaki bu savaşın bir an önce sonlanması en büyük temennimiz” diye konuştu.
Küresel ekonomik büyümeyi ikiye katladık
Konuşmasının devamında Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmede bulunan Kıran, “Türkiye ekonomisi 2021 yılının son çeyreğinde yüzde 9.1, yılın tamamında ise yüzde 11 büyüdü. Böylece OECD ülkelerinin hatta dünya ekonomisinin ortalama büyümesinin oldukça üzerinde bir büyüme başarıldı. Küresel ekonomik büyüme oranını ikiye katladık. Daha da önemlisi genelde yüksek cari açık vererek büyüdüğümüz bir sendrom yerine, bu sefer cari açık 2020 yılındaki 35,5 milyar dolardan 14.9 milyar dolara indirilmiş iken tarihi önemde bir büyümeye imza attık. Özellikle Türkiye ekonomisinin küresel ticaretteki canlanma ile korelasyonu yüksek bir büyüme sergilediği bu dönemde, bu anlamda dış ticaretimizin ana taşıyıcısı olan denizcilik firmalarımıza büyük görev düşüyor” ifadelerini kullandı.
Konteyner piyasası Şubat ayında tüm zamanların rekorunu kırdı
Denizcilik piyasalarında genel olarak Şubat ayında pozitif gelişmelerin yaşandığına işaret eden Kıran, şöyle devam etti: “2022 yılına düşüşle başlayan dökme yük navlunları, Şubat ayının son haftasında toparlayarak Ocak ayının ilk haftası seviyelerine geri döndü. Konteyner piyasası için 2021 yılını etkileyen liman sıkışıklıkları ve lojistik aksamalar, 2022 yılı başlarında da devam ederken bu durumun yıl boyunca devam edebileceği öngörülüyor. Bununla birlikte 2022 yılında yüksek seviyeler ile başlayan konteyner piyasası Şubat ayında tüm zamanların en yüksek rakamlarına ulaştı. Buna paralel olarak konteyner yeni gemi inşa piyasasında tahmin edebileceğiniz gibi Ocak ayında toplam tahmini yatırım değeri 3.8 milyar dolar olan 311 bin TEU’luk 34 gemi sipariş edildi.”
İMO ve AB’deki gelişmeler yakından izleniyor
DTO bünyesinde geçtiğimiz yıl başlayan Deniz Ticaretinde İklim Değişikliği Tedbirlerinin Türk Sahipli Gemi Filosuna Etki Değerlendirme Analizi Projesini’nin tamamlanarak üyelere duyurulduğunu kaydeden Kıran, “Deniz taşımacılığı, tüm taşıma modları arasında birim yükün birim mesafeye taşınması için en düşük sera gazları emisyonunu gerçekleştiren taşıma metodu olma özelliğini devam ettiriyor. Tankerler ve dökme yük gemileri dizel tahrikli demiryolu taşımacılığına göre, 6’da bir, karayolu taşımacılığına göre, 19’da bir, havayolu taşımacılığına göre 90’da bir sera gazı salınımı yapıyor. Deniz taşımacılığı küresel yüklerin yüzde 80’inden fazlasını taşımasına rağmen ulaştırmak kaynaklı sera gazları salınımları içindeki payı yüzde 11.17’dir. Diğer taraftan denizcilik tüm ulaştırma modları arasında yüzde 11.17 ile en düşük sera gazı salınımına sebep olurken, sera gazı salınımı küresel ölçekte değerlendirildiğinde payı yüzde 2.9’dur. Uluslararası Denizcilik Örgütü şemsiyesi altında başlayan deniz taşımacılığının 2050 yılı ile sera gazları emisyonunun yüzde 50 azaltılması çabasının parçası olan yeni gemilerde enerji verimliliğinden sonra, mevcut gemilerde enerji verimliliği ve gemilerde kargo yoğunluk göstergesi kuralları kabul edilmiş ve 2023 yılı başından itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Bu nedenle odamız bünyesinde 3 aşamalı değerlendirme çalışması başlatılmış ve ilk aşamada gemilerden sera gazları azaltım projesinin birinci aşaması olan Türk sahipli deniz ticaret filosunun sera gazları emisyon değerlerinin saptanması ve uluslararası kurallara uyum değerlendirmesini tamamlamış, ikinci aşama olan sera gazları emisyon azatlım teknolojik tedbirlerinin değerlendirmesi aşamasına geçilmiştir. Üçüncü aşama olan yakıt vergisi ve emisyon ticaret sisteminin de olduğu pazar bazlı tedbir uygulamalarının etkileri konusunda İMO ve AB kapsamında gelişmeler yakından takip ediliyor” şeklinde konuştu.
Türk filosu emisyonları yüzde 80 azalttı
Türk sahipli gemi filosunun yakıt tüketimine de değinen Kıran, şunları söyledi: “150 groston üzeri 2849 Türk sahipli gemi saptandı. Bu gemilerin 1970 tanesinin seyir hareketleri incelenerek yakıt sarfiyatı olan gemiler tespit edildi. 2019 yılı için 309 adet gemiden 2.13 milyon ton 2020 yılı için 322 adet gemiden 1.9 milyon ton yakıt sarfiyatı tespit edilmiş, filonun geri kalanı için gemi tipi büyüklüğü ve AİS verilerinden elde edilen yükleme durumu ve hızı için yakıt sarfiyatları hesaplanmıştır. Bu sonuçlara göre Türk sahipli deniz ticaret filosunu yıllık yakıt kullanımı 3,5 milyon tondur. Türk bayraklı filonun payı 1.05 milyon ton olup yabancı bayraklı Türk sahipli filo yakıt tüketimi 2.450 milyon tondur. Bu yakıt tüketimine karşılık 2020 yılında 11 milyon 300 bin ton karbondioksit, 245 bin 500 ton azotoksit, 28 bin 500 ton kükürt oksit emisyon emisyonu salındığı belirlenmiştir. Ülkemizin yıllık karbondioksit salınımları toplamı 500 milyon ton olarak tahmin edilmekte, deniz ticaret filomuzun karbondioksit emisyonları bu değerin yüzde 2.3’üne denk gelmektedir. 1 Ocak 2020’de uygulamaya konulan düşük kükürtlü yakıt uygulaması ile filomuzu kükürt oksit emisyonları 2019 yılı ile karşılaştırıldığında 2020 yılında yüzde 80 azalmış, filomuz bu değişim karşılığında scrubber için ödenen bedeller hariç 190 milyon dolar ek maliyeti göğüslemiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Şubat ayında 3 önemli görüşme
Şubat ayında da sektörün sorunlarına çözüm bulmak amacıyla yoğun bir tempo sergilediklerini dile getiren Kıran, bu kapsamda 7 Şubat’ta Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasap, 9 Şubat’ta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve 21 Şubat’ta Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati ile önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Görüşmelerde dalış turizmine ile uğraşan üyelerinin sorunlarını aktardıklarını belirten Kıran, “Özellikle gemi insanlarının giriş-çıkış işleri, vize talepleri ile konsolosluk vizesine tabi ülkelerin gemi insanlarına ilişkin göç idaresi ile yapılan yazışmalar konularında önümüzdeki günlerde olumlu gelişmeler olacağını düşünüyorum” dedi.
Denizcilik sektörünün tarihinden bir yaprak daha koptu
Konuşmasının sonunda geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren denizcilik sektörüne büyük emek vermiş İMEAK DTO’nun eski yönetim kurulu üyesi ve TOBB önceki Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Miras’ın vefatının derin üzüntüsünü yaşadığını belirten Kıran, “Merhum Fuat Miras, 1982 - 2009 yılları arasında DTO Meclis üyesi, 1986 - 89 yılları arasında yönetim kurulu üyesi, 1996 - 2001 yılları arasında TOBB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini ifa etmiştir. Kuruluşumuzdan önceki yıllarda İstanbul Sanayi Odası'nda görev yaptığı için oda çalışmaları hakkında çok bilgili ve tecrübeli birisi olarak DTO’nun kuruluşunda çok büyük emekleri olan biri. TOBB’da yıllırca görev yapmış DTO’nun konsey delegesi. Devletini tanıyan Ankara nezdinde DTO’yu ve sektörümüzü fevkalade iyi temsil eden son derece yardımsever ve bu meziyetleri sayesinde sektörümüzde ve Anadolu iş dünyasında Fuat Ağabey olarak tanınan bir isimdi. Vefatıyla maalesef denizcilik sektörünün tarihinden bir yaprak daha koptu. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve tüm denizcilik camiasına başsağlığı diliyorum” şeklinde konuştu.
7DENİZ




