Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 2021 yılında düzenlenen toplantıda 18 Mayıs’ı Dünya Denizci Kadınlar Günü olarak kabul etti. IMO kararı ile denizcilik sektöründeki kadınların işe alınması, denizcilikte kadın istihdamının teşvik edilmesi, sektörde kadın profilinin yükseltilmesi, kadınlara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırarak bağlılığın güçlendirilmesi, cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve cinsiyet dengesizliğini ortadan kaldırılması hedefleniyor.

Denizcilik sektöründeki kadınlar, 2 yıl önce ilan edilen 18 Mayıs Dünya Denizci Kadınlar Günü’nü büyük bir mutluluk ile karşıladı. Erkek egemen olan sektörde varlık gösterebilmek için büyük mücadeleler vermiş denizci kadınlar 18 Mayıs’ı kazanım olarak değerlendiriyor. Kadın istihdamının arttırılması, fırsat eşitsizliği ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için çaba sarf eden ve genç kadın denizcilere desteğini sürdüren Blue Ocean Kurucu Genel Müdürü  ve aynı zamanda WISTA Türkiye Üyesi Gülsün Karcı Erdoğdu, 7deniz.net’e 18 Mayıs ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

18 Mayıs Dünya Denizci Kadınlar Günü’nün farkındalık yaratmak açısından büyük öneme sahip olduğunu belirten Karcı Erdoğdu, “Erkek egemen olarak bilinen denizcilik sektöründe son yıllarda kadınların varlığı ve rolü gittikçe artıyor” dedi.

Kadınların sektördeki rolüne dikkat çekilmesi ve eşit haklara sahip olduğunu vurgulamasının gerekliliğini dile getiren Karcı Erdoğdu, “Kadın denizciler, gemilerde çeşitli görevlerde çalışabilirler, kaptanlık dahil her seviyede görev alabilirler. Ayrıca sayıları sürekli artan liderlik pozisyonlarında çok başarılılar. Kadınların denizcilik sektöründeki varlığı çeşitlilik ve kapsayıcılık açısından zenginleşmesine katkı sağlıyor. İş imkanlarına erişim arttıkça, cinsiyet eşitsizliği azalıyor ve daha geniş bir insan kaynağı havuzu oluşturuluyor” diye konuştu.

Taciz oranı yüksek

Kadınların karşı karşıya kaldıkları en büyük sıkıntının cinsiyet ayrımcılığı olduğunu altını çizen Karcı Erdoğdu, “Bunun yanında taciz ve mobing de var. 2018 yılında yapılan bir araştırmaya katılan denizci kadınların yüzde 26’sı tacize maruz bırakıldığını söylüyor. Bunun yüzde 19’u psikolojik, yüzde 4’ü duygusal ve yüzde 3’ü de cinsel taciz olarak belirtiliyor. Gemide bir kadın olmasının şok etkisi yaratıyor. Gemilerimizin her çalıştığı limanda watchman, kılavuz kaptan, liman işçisi, gümrük memuru, acente görevlisi gibi iletişime geçtiğimiz tüm insanların tacizine maruz kalıyorlar” diye konuştu.

Denizci kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunları sıralayan Karcı Erdoğdu, şöyle devam etti;

“-Toplumsal baskı: Denizcilik sektörü genellikle erkeklerin egemen olduğu bir sektör ve Türkiye'de toplumsal cinsiyet rolleri hala geleneksel kalıplarına uygun olarak şekilleniyor. Bu nedenle, denizci Türk kadınlar, aileleri veya toplumları tarafından denizciliği bir kadın için uygun bir meslek olarak görülmeyebilir ve toplumsal baskı ile karşılaşabiliyorlar.

-Eşit fırsatlar: Denizcilik sektöründe kadınlar erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmayabilirler. Örneğin, kadın denizcilerin yüksek görevlere terfi etmeleri daha zor olabilir veya işverenler tarafından tercih edilmeyebilirler.

-Fiziksel zorluklar: Denizcilik sektöründe çalışmak fiziksel olarak zorlu olabilir. Türk kadın denizcilerin bu zorlu çalışma koşullarına uyum sağlamaları gerekebilir.

-Ayrımcılık: Türk kadın denizciler, denizcilik sektöründe ayrımcılıkla karşılaşabilirler. Örneğin, erkek meslektaşları tarafından hor görülebilir veya işverenleri tarafından eşit davranılmayabilirler.

-İş güvencesi: Denizcilik sektörü, ekonomik dalgalanmalar ve diğer faktörler nedeniyle istikrarsız olabilir. Bu durum, Türk kadın denizcilerin iş güvencesi konusunda endişelenmelerine neden olabilir.

-Yaşam koşulları: Denizcilik sektöründe çalışanlar, uzun süreli seyahatler ve iş değişiklikleri nedeniyle ailelerinden ve sevdiklerinden uzakta olabilirler. Bu, Türk kadın denizcilerin yaşam koşullarını olumsuz etkileyebilir.”

Türkiye’nin ilk kadın denizcileri Türkan Saylan ve Semra Sezerer Göktan

Türkiye’nin başarılı kadın denizcilerine de işaret eden Karcı Erdoğdu, “En önemli isimlerden biri de Türkiye'nin ilk kadın deniz subayı olan Türkan Saylan'dır. Yine Türkiye’nin ilk kadın amirali olan Semra Sezerer Göktan ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görev almıştır. Atatürk, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta daha aktif bir rol üstlenmelerini teşvik etmiş ve kadınların eğitimine büyük önem vermiştir. 1933 Türk Kadınlar Denizcilik İşletmesi de bu çerçevede Atatürk'ün kadınların güçlenmesi için yaptığı çalışmaların bir parçası olarak görülebilir. Atatürk, kadınların eğitim, çalışma hayatı ve toplumsal hayatta eşit haklara sahip olmaları ve kadınların toplumdaki konumlarının güçlendirilmesi için çeşitli yasal düzenlemeler yapmıştır. Bu sayede Türkiye'de kadınlar denizcilik gibi erkek egemen bir sektörde de yer alarak başarılar elde ettiler.”

IMO Genel Sekreteri: Denizcilere yönelik haksız muamele arttı IMO Genel Sekreteri: Denizcilere yönelik haksız muamele arttı

Kadınlar sektörün verimini arttırır

Karcı Erdoğdu, “Denizcilik sektöründe kadınların varlığı, sadece eşitlik ve çeşitlilik açısından önemli değil. Aynı zamanda kadınların denizcilik sektöründeki bilgi ve deneyimleri de sektörün gelişimine ve yenilikçi çözümler üretmesine yardımcı oluyor. Kadınlar, denizcilik sektöründe farklı perspektifler ve yaklaşımlar sunarak, sektörün daha verimli, sürdürülebilir ve güvenli hale gelmesine yardımcı olabilir. Sonuç olarak, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşmesi ve kadınların toplumsal hayatta daha aktif bir rol üstlenmesi için yaptığı çalışmalarıyla tanınırken, denizci kadınlar da Türkiye'de kadınların denizcilik alanında güçlenmesine katkıda bulunan önemli bir grup olarak hatırlanmaktadırlar. Bu nedenle, 18 Mayıs Uluslararası Denizci Kadınlar Günü, kadınların denizcilik sektöründeki varlığına ve katkısına dikkat çekmek ve bu alanda daha fazla kadının yer almasını teşvik etmek için önemli bir gündür” şeklinde devam etti.

7DENİZ – ÖZEL

Editör: Haber Merkezi