Doğu Akdeniz Bölgesi’nde olduğu tahmin edilen trilyonlarca metreküp keşfedilmemiş doğalgaz rezervi hem bölgede aktörlerinin hem de bölge dışında yer alan aktörlerin dikkatini çekmektedir. Doğu Akdeniz’de en çok tartışılan rezerv bölgelerinin başında gelen Leviathan ve Tamar’da 800 milyar metreküp doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilmektedir (EIA, 2013). Avrupa, özel önem atfettiği enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve enerji arz güvenliğini sağlama gibi stratejiler doğrultusunda, özellikle 2006 yılından bu yana Doğu Akdeniz Bölgesi’ne ayrı bir önem vermektedir. Bu bakış açısının altında yatan diğer temel nedenler de ekonomik büyüme sağlama, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve bilhassa enerji güvenliği perspektifi ile Rus gaz kaynaklarına olan bağımlılığı azaltma olarak sıralanabilir. Bu motivasyonla hareket eden Avrupa Birliği, bir yandan kendi şirketleri Doğu Akdeniz Bölgesi’nde gaz rezervleri ararken, diğer yandan da İsrail ve Mısır’daki zengin gaz potansiyelini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden anakara Avrupa’ya taşımak için yeni bir boru hattı projesi tasarısını masaya koymuştu. EastMed boru hattı projesi olarak bilinen Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi, İsrail ve Kıbrıs Adasının açık deniz alanlarındaki yaklaşık 20 milyar metreküp doğal gaz kaynağını Yunanistan üzerinden İtalya ve Bulgaristan'a ulaştırmayı hedefliyordu (Cohen, 2022). İlk olarak 2016 yılında Avrupa Birliği'nin teşviki, ön çalışmaları ve fonları ile telaffuz edilen proje, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında imzalanan hükümetler arası bir anlaşma ile resmi statü kazandı. Projenin maliyeti yaklaşık 6 ile 7 milyar Euro olarak tahmin edilmekteydi.

 

Doğu Akdeniz’de tüm tarafların üzerinde mutabık kaldığı deniz sınırları bulunmamaktadır. Bölgedeki kaynaklar üzerindeki egemenlik hakları konusunda yaşanan gerilimlerin temel kaynağı da bu durumdur. Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi EastMed, tasarlanmaya başladığı ilk günden itibaren Türkiye’yi Doğu Akdeniz enerji denklemi dışında tutmaya çalışmasından ötürü Türk hükümeti tarafından sert bir dille eleştiriliyordu. Türk Dış İşleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda da Türkiye’yi ve KKTC'yi bölgeden dışlamayı hedefleyen bir yaklaşım sergilendiği açıkça belirtilmekteydi. Bu durum, 2019 yılında Mısır, Ürdün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İtalya, İsrail ve Filistin olmak üzere yedi ülkenin katılımıyla Türkiye ve KKTC’nin yer almadığı Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nun oluşturulması ile daha da perçinlenmiş oldu (Biresselioğlu, 2019; Bryza, 2018). Bugüne kadar Türkiye'nin dışarıda bırakılmaya çalışıldığı pek çok senaryo gündeme getirildi. Ancak Türkiye, enerji denkleminde etkin bir rol oynamak yönünde hem sahada hem de diplomaside kararlı bir duruş sergiledi.

Son yıllarda, Rusya dışındaki ülkelerden tedarik edilen sıvılaştırılmış doğalgazda (LNG) küresel arz fazlası oluşmaya başlaması, Doğu Akdeniz gazının Avrupa için öneminin bir nebze azalmasına neden oldu. Bu gelişmeler yaşanırken bir yandan da Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Münhasır Ekonomik Bölgeler ve doğal gaz kaynağı arama hakları hususundaki anlaşmazlıkları ve rekabeti bölgedeki diplomatik ilişkileri de germeye devam etti. 2019 yılında kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun varlığı da bölgede tedirginlik yaratan bir diğer unsurdu. Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na daha çok ticari amaçlarla katılan İsrail ile Rus gazına olan bağımlılığını azaltmayı amaçlayan Avrupa Birliği de yaşanan bu gelişmeler karşısında çekimser bir tavır takınmaya başladı. Başta EastMed projesini destekleme yönünde bir tavır ortaya koyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tüm bu zorlayıcı nedenlerin de etkisiyle projeden desteğini resmi olarak geri çekti (Acer, 2022; Reuters, 2022). ABD yetkilileri, bu hamlenin gerekçesini, odakların hem gaz hem de yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleyen elektrik ara bağlantılarına kaydırma isteği olarak açıkladı. ABD’li yetkililer ayrıca, enerji politikalarını yeni teknoloji ve çevreciliğe yönelik yatırımları destekleyerek şekillendirirken EastMed projesi ile bir fosil yakıt boru hattına destek vermeyi tutarlı bir yaklaşım olarak görmediklerini de vurguladılar.

 

Bu gelişmeler sonucunda, Doğu Akdeniz Boru Hattı projesi EastMed iptal edilmiştir. Bu kararın ardında siyasi, ekonomik ve çevresel pek çok faktör yatmaktadır. İlk olarak, EastMed projesinin, Avrupa Birliği’nin yeşil enerji stratejisi ve yeşil dönüşüm süreci doğrultusunda 2030 yılına kadar Avrupa'da doğalgaz kullanımını azaltma ve 2050 yılına kadar da fosil yakıtları tamamen terk etme hedefleri ile örtüşmemesi önemli bir rol oynamaktadır (Acer, 2022; Lopez-Piqueres, 2020).

 

Doğu Akdeniz Boru Hattı projesinin iptal edilmesinde önemli bir başka etken de planlanan boru hattının ekonomik olarak uygulanabilir olmamasıdır (Akar ve Yüksel, 2022). Ayrıca, EastMed boru hattının planlanan maliyetini karşılamak ve teknik olarak inşaatını tamamlamak oldukça zor gözükmektedir (Chrysopoulos, 2022). EastMed ilgili önemli dezavantajlardan biri de ABD’nin projeyi bölgede gerilimin birincil kaynağı olarak görmesi ve bir yanda Rusya ile diğer yanda Çin ile yaşanan mevcut gerilimlerin yanında, farklı bir cephede daha gerilim yükü taşımayı istememesidir.

 

EastMed projesinin iptal edilmesi, bundan sonra yaşanacaklar açısından farklı şekillerde yorumlanabilir. Öncelikle bu karar, Doğu Akdeniz’de yaşanan anlaşmazlıklara yönelik farklı çözüm mekanizmalarının, hatta müzakere ve iş birliklerinin gündeme gelmesine vesile olabilir. Karşılıklı diyalog, müzakere ve uluslararası hukuka dayalı iş birliği ile ilgili tüm devletler yeniden masaya oturmasının önü açılabilir.

 

Bir diğer önemli olası senaryo da, EastMed’in alternatifi olarak İsrail gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak yeni bir boru hattı projesidir. Mevcut durumda İsrail gazının ana alıcıları Mısır ve Ürdün’dür. Ancak İsrail'in doğusunda elverişli bir pazar olmadığı için İsrail, gazının önemli bir kısmını herhangi bir tüketim noktasına ulaştıramıyor. Buradaki gazın batıdaki pazarlara ulaşması için ise en makul çözümlerden bir Türkiye üzerinden geçecek bir boru hattı olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yandan, İsrail gazının Avrupa için maliyetinin düşük olarak hesaplanması da bu yaklaşıma olan desteği arttırıyor.

 

Rüzgar destekli tahrik sonuçlarını belirlemek için EPS Tankeri incelendi
Rüzgar destekli tahrik sonuçlarını belirlemek için EPS Tankeri incelendi
İçeriği Görüntüle

Söz konusu Türkiye’den geçmesi planlanan yeni boru hattı fikri ilk kez ortaya atılmıyor. Benzer bir proje 2016 yılında bir kez daha gündeme gelmişti. Son zamanlara Türkiye ve İsrail arasında tekrar yapılanmaya başlamayan ilişkiler neticesinde Türkiye, Leviathan gaz sahasından Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya uzanan denizin dibinden geçen bir gaz boru hattı döşemeyi teklif etmektedir (Shtrasler, 2022). Türkiye’den geçen bu boru hattının yaklaşık maliyetinin 2 milyar USD olacağı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşan bir boru hattına kıyasla finansal olarak çok daha düşük maliyetli olacağı tahmin ediliyor. Planlanan bu boru hattı projesi hayata geçirilebilirse, Türkiye yerel tüketim için gaz tedarikini garanti altına almakla kalmayıp, ekonomik ve stratejik bağlamda pek çok fayda da elde etmiş olacak.

 

Örneğin Türkiye, Avrupa’ya iletilecek gaz için transit ülke olarak geçiş ücreti alabilecek ve kısmi de olsa ekonomik fayda sağlayabilecektir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin hub olma hedefine de katkıda bulunacaktır. Diğer yandan, hem gaz talebinin yüzde yaklaşık yarısını Rusya’dan sağlayan Türkiye için, hem de gaz talebinin yüzde 40'ını Rusya’dan sağlayan Avrupa için, planlanan bu boru hattı Rusya’ya olan bağımlılığı bir miktar azaltacak ve iki taraf içinde enerji güvenliği seviyesini arttırmaya yönelik önemli faydalar sağlayacaktır (IEA, 2022; Shtrasler, 2022). Son dönemde Rusya ve Ukrayna arasında savaşla sonuçlanan gerilim, bu konuda atılacak adımların önemini bir kez daha ortaya çıkarmış durumdadır.

 

Avrupa, 1970'lerin Arap petrol ambargosundan bu yana en kötü enerji krizini yaşamaktadır. Tam da bu ortamda ABD’nin de etkisi ile EastMed projesinin rafa kalkması, enerji denkleminde Rusya'ya olan bağımlılığı azaltma yolları arayan Avrupa için olumsuz bir gelişme oldu. Bunun yanında, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş ve hızla artan enerji fiyatları da Avrupa için enerji kaynakları ve ekonomi ile ilgili yeni tehditlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Güncel durumda, Türkiye hem jeopolitik konumu gereği hem de Avrupa Enerji Güvenliğinin sağlanması için artan bir role sahip olduğu düşünüldüğünde, Türkiye üzerinden geçecek ve ilk etapta İsrail gazını taşıyacak bir boru hattı projesinin önemi ve değeri hızla anlaşılmaktadır.

 
Referanslar
Acer, Y. (2022) With the US Withdrawing Its Support, Can the EastMed Project Now Turn Regional?. Politics Today. Erişim adresi: https://politicstoday.org/eastmed-project-eastern-mediterranean-united-states-turkey-greece/ (Erişim tarihi: 26.03.2022)
Biresselioğlu, M.E. (2019) Clashing Interests in the Eastern Mediterranean: What About Turkey?. Insight Turkey, 21(4), 115-134.
Bryza, M.J. (2018) East Med Energy: Restoring Squandered Opportunities. Turkish Policy Quarterly, 17(3), 81-88.
Chrysopoulos, P. (2022) Why is the U.S. Pulling the Plug on the EastMed Pipeline?. Greek Reporter. Erişim adresi: https://greekreporter.com/2022/01/13/us-eastmed-pipeline-gas/ (Erişim tarihi: 27.03.2022)
Cohen, A. (2022) America's strategic mistake in the Mediterranean. The Hill. Erişim adresi: https://thehill.com/opinion/international/592046-americas-strategic-mistake-in-the-mediterranean  (Erişim tarihi: 25.03.2022)
EIA (2013) Overview of oil and natural gas in the Eastern Mediterranean region. Energy Information Administration. Erişim adresi: https://www.eia.gov/international/content/analysis/ regions_of_interest/Eastern_Mediterranean/eastern-mediterranean.pdf (Erişim tarihi: 26.03.2022)
IEA (2022) How Europe can cut natural gas imports from Russia significantly within a year. International Energy Agency. Erişim adresi: https://www.iea.org/news/how-europe-can-cut-natural-gas-imports-from-russia-significantly-within-a-year (Erişim tarihi: 27.03.2022)
Lopez-Piqueres, S. (2020) Taking the EU out of the EastMed pipeline quagmire. Policy Brief, Sustainable Prosperity For Europe Programme, European Policy Centre. Erişim adresi:  https://www.epc.eu/content/publications/EastMed_pipeline_SLP_PB.pdf (Erişim tarihi: 27.03.2022)
Reuters (2022) Erdogan says cost concerns force U.S. rethink on EastMed gas pipeline. Erişim adresi: https://www.reuters.com/world/middle-east/erdogan-says-cost-concerns-force-us-rethink-eastmed-gas-pipeline-2022-01-18/ (Erişim tarihi: 25.03.2022)
Shtrasler, N. (2022) When Israeli Gas Stays in the Ground, Everybody Loses. Haaretz. Erişim adresi: https://www.haaretz.com/opinion/.premium-when-israeli-gas-stays-in-the-ground-everybody-loses-1.10689109 (Erişim tarihi: 25.03.2022)

Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu

Sürdürülebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı

SENLAB Baş Araştırmacısı

İzmir Ekonomi Üniversitesi