Denizcilik sektörünün paydaşlarını bir araya getiren 2. Denizcilikte Yeşil Dönüşüm Zirvesi’nde, teknolojinin çevre dostu operasyonlardaki rolü masaya yatırıldı. Zirvenin dikkat çeken konuşmacılarından Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiz Arıca, yapay zekanın denizcilik operasyonlarını temelden değiştirdiğini vurguladı.
"Geleceğin yeşil gemisi aynı zamanda akıllıdır"
Yapay zekanın operasyonel süreçlerdeki gücüne değinen Prof. Dr. Arıca, "Yapay zeka artık rota optimizasyonu yapıyor, yakıt tüketimini anlık olarak minimize ediyor ve limanlarda vaktinde yanaşma imkanı sağlıyor. Bakım süreçlerini öngörülebilir hale getirirken, emisyonları sadece ölçmekle kalmıyor, aynı zamanda azaltmayı da öğreniyor. Şunu açıkça ifade etmek isterim: Geleceğin yeşil gemisi aynı zamanda akıllı gemidir; geleceğin yeşil limanı ise veriye dayalı, dijital ve entegre bir ekosistemdir" dedi.
"Üniversiteler geleceği şekillendirmeli"
Dönüşümün merkezinde nitelikli insan gücünün bulunduğunu belirten Arıca, üniversitelerin bu süreçteki sorumluluğuna dikkat çekti. Akademik kurumların sadece bilgi aktaran değil, geleceği şekillendiren merkezler olması gerektiğini savunan Arıca, denizcilikte yeşil dönüşümün; mühendislik, hukuk, ekonomi ve yapay zeka gibi pek çok disiplinin bir arada çalışmasını gerektirdiğini ifade etti.
Türkiye için bölgesel merkez fırsatı
Türkiye’nin bu süreçte stratejik bir avantaj yakaladığını belirten Prof. Dr. Arıca, doğru vizyon, iş birlikleri ve yatırımlarla Türkiye’nin yeşil denizcilikte bölgesel bir merkez olabileceğini vurguladı. Yeşil dönüşümün sadece bir mevzuat konusu olmadığını hatırlatan Arıca, şunları ekledi:
"Yeşil dönüşüm; bir rapor başlığı, bir mevzuat maddesi ya da bir pazarlama söylemi değil, gelecek nesillere olan sorumluluğumuzdur. Bu süreç teknik olarak zor ve maliyetli olabilir; bu nedenle hiçbir armatör veya liman işletmesi bu yükü tek başına sırtlanamaz. Yeşil dönüşüm bir rekabet sahası değil, bir iş birliği okyanusudur."
Prof. Dr. Nafiz Arıca, zirvenin yeni iş birliklerine kapı aralayan ve "başarabiliriz" duygusunu güçlendiren somut bir platform olmasını dileyerek sözlerini tamamladı.
Piri Reis Üniversitesi’nde düzenlenen dekarbonizasyon zirvesinde konuşan İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak, denizcilik sektöründe net sıfır emisyon hedefinin artık bir tercih değil, ticari varlığı sürdürebilmenin temel şartı olduğunu vurguladı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak, Piri Reis Üniversitesi’nde gerçekleştirilen zirvede denizcilik sektörünün geleceğini yakından ilgilendiren yeşil dönüşüm ve dekarbonizasyon süreçlerine dair kritik açıklamalarda bulundu. Dünya ticaretinin %88’inin deniz yoluyla taşındığını hatırlatan Bayrak, sektörün iklim değişikliğiyle mücadelede kilit bir rol üstlendiğini belirtti.
"Net sıfır emisyon artık bir zorunluluk"
Denizcilik sektörünün küresel ekonominin can damarı olduğunu ifade eden Başaran Bayrak, yeşil dönüşümün sadece bir sosyal sorumluluk projesi olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bayrak, "Net sıfır emisyon hedefi bizler için bir tercih değil, ticari varlığımızı sürdürebilmenin temel ön koşuludur," diyerek sektör paydaşlarına önemli bir mesaj verdi.
Uluslararası Düzenlemeler ve Yeni Takvim
Konuşmasında küresel ve bölgesel düzenlemelere geniş yer ayıran Bayrak, süreci iki ana koldan ele aldı:
- IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) Süreci: 2023 Sera Gazı Stratejisi kapsamında 2050 yılına kadar net sıfır hedefi konulduğunu hatırlatan Bayrak; Küresel Yakıt Standardı (CFS) ve ekonomik fiyatlandırma mekanizmalarını içeren paketin müzakerelerinin sürdüğünü belirtti. Bu düzenlemelerin kabul sürecinin 2026 yılına ertelendiğini, uygulamanın ise 1 Mart 2028 itibarıyla başlamasının öngörüldüğünü ifade etti.
- Avrupa Birliği (Fit for 55): AB'nin denizciliği bölgesel kurallara dahil ettiğini belirten Bayrak, 1 Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe giren Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile karbon emisyonunun artık somut bir maliyet kalemi haline geldiğini vurguladı. Ayrıca, 1 Ocak 2025 itibarıyla başlayan FuelEU Maritime yönetmeliğinin, düşük karbonlu yakıt kullanımını zorunlu kılan teknik bir bariyer oluşturduğuna dikkat çekti.
"Dönüşüm sadece yakıt değişimi değildir"
Dekarbonizasyon sürecinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini savunan Bayrak, dönüşümün dijitalleşme, enerji verimliliği, akıllı limanlar ve sürdürülebilir tersanecilik anlayışını da kapsaması gerektiğini söyledi. Türk denizcilik filosunun rekabet gücünün; filonun yaş ortalamasına, enerji verimliliğine ve alternatif yakıtlara erişim kapasitesine bağlı hale geldiğini belirtti.
Finansal zorluklar ve KOBİ'lerin durumu
Yeşil dönüşümün en büyük meydan okumasının "finansman" olduğunu ifade eden Bayrak, özellikle KOBİ ölçeğindeki armatörlerin ve işletmelerin bu maliyetli süreçte desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası yeşil fonlara erişimin ve alternatif finansman modellerinin geliştirilmesinin Türk denizciliği için hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Zirvenin sonunda, Piri Reis Üniversitesi'ne ve katılımcılara teşekkür eden Başaran Bayrak, bu toplantıdan çıkacak sonuçların Türk denizcilik sektörü için stratejik bir yol haritası teşkil edeceğini belirtti.
Daha sonra söz alan Dünya Denizcilik Üniversitesi (WMU) Deniz Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Aykut Ölçer, denizcilikte net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için IMO kurallarının ötesine geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Denizcilik sektörünün karbonsuzlaşma stratejilerinin küresel ölçekte ele alındığı zirvede, Prof. Dr. Aykut Ölçer sektörün geleceğine dair çarpıcı bir projeksiyon sundu. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve WMU arasındaki güçlü bağa değinen Ölçer, karbonsuzlaşmanın sadece teknik bir zorunluluk değil, tüm paydaşları kapsayan bütüncül bir ekosistem dönüşümü olduğunu belirtti.
"Kimse geride kalmamalı: Bütüncül bir yaklaşım şart"
Karbonsuzlaşmanın tanımının paydaşlara göre farklılık gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ölçer, "Gemi sahibi, akademisyen, klas kuruluşu ve yakıt üreticisi için bu sürecin anlamı farklıdır. 'Nobody is left behind' (kimse geride bırakılmamalı) ilkesiyle, tüm paydaşların görüşleri kurallar gelişimine dahil edilmelidir," dedi. Karbonsuzlaşmanın sadece gemi tasarımı ve operasyonuyla sınırlı kalmasının "problemi çözmek yerine başka tarafa aktarmak" anlamına geleceğini savunan Ölçer, pervaneden yakıt zincirine kadar her halkanın resmin parçası olması gerektiğini vurguladı.
Limanların değişen rolü: Scope 1, 2 ve 3 emisyonları
15 yıl öncesine kadar limanların bu tartışmaların odağında olmadığını hatırlatan Ölçer, günümüzde limanların tedarik zincirinin en kritik aktörü haline geldiğini söyledi. Limanlardaki emisyonların üç farklı kapsamda (Scope 1, 2 ve 3) değerlendirildiğini belirten Ölçer, net sıfır bir gelecek için limanların karbonsuzlaştırılmasının uluslararası denizcilik hedefleriyle entegre edilmesi gerektiğini ifade etti.
Ulusal Eylem Planları ve Türkiye’nin rolü
IMO kapsamı dışındaki alanlarda (yerel taşımacılık, balıkçılık, tersanecilik vb.) her ülkenin kendi Ulusal Eylem Planlarını (NEP) oluşturması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ölçer, şu açıklamalarda bulundu:
"Şu an üniversite olarak Vietnam, Filipinler ve Faroe Adaları ile bu planlar üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’nin de bu konuda adımlar attığını biliyoruz. Gerçek bir net sıfır vizyonu ancak IMO kuralları ile ulusal stratejilerin birleşmesiyle mümkündür."
Veri Krizi: "Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz"
Sektörün en büyük zorluklarından birinin "veri toplama" olduğunu belirten Ölçer, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde veri analizi konusunda ciddi eksiklikler olduğunu söyledi. Başlangıç seviyesini (baseline) belirlemek ve hedeflere ne kadar yaklaşıldığını ölçmek için sağlıklı verinin hayati önem taşıdığını vurguladı.
2050 Hedefleri İçin Tek Çözüm: Alternatif yakıtlar
2030 hedeflerine ulaşmanın mümkün olduğunu ancak 2040 ve 2050 hedeflerinin çok daha radikal adımlar gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Ölçer, alternatif yakıtların önümüzdeki 15 yıl için tek teknolojik çözüm olduğunu ifade etti. Ancak bu yakıtların altyapısı, maliyeti ve personelin eğitimi gibi konularda hala aşılması gereken ciddi engeller bulunduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Aykut Ölçer, konuşmasını geleceğin liderleri olan öğrencilere seslenerek tamamladı: "Sıfırlama hedefini sadece mevcut regülasyonlara göre mi yoksa büyük resme göre mi yapacağımızı sizler belirleyeceksiniz."