İMEAK Deniz Ticaret Odası Eylül Ayı olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Başkanı Salih Zeki Çakır, “Gemilere kesilen cezalar yüzünden armatörler zor günler yaşıyor. 48 saat uygulamasını kaldırabilecek iktidarın, siyasetçilerin, bürokratların, oda yönetimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının kimin katkısı varsa, kim buna destek olabilecekse, onun adının Türk denizcilik tarihinde altın harflerle yazılması gerekir” dedi.
Salih Zeki Çakır, bunun önüne geçilerek gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Çakır, “Ülkemiz, vatanımız, milletimiz tarihimizde pek çok kez olduğu gibi yine küresel ve bölgesel ölçekte köşeye sıkıştırılmaya çalışılmaktadır. Bir dar boğaza sokulmaya çalışılmaktadır. Tarihte olduğu gibi ülkemizin ve milletimizin bu süreci başarıyla milletimizin menfaatine sonuçlandıracağına olan inancımı paylaşarak şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Konuşmam mevcut sayın başkanın ve Erol Bey’in yaptığı konuşmayı tamamlayıcı ve detaylandırıcı nitelikte olacaktır. Armatörlük faaliyetleri üzerinde hep bunu konuşmalarımızda söylüyoruz, sektörümüz, odamız bünyesindeki 47 meslek grubu ağırlıklı olarak navluna bağlı hayatiyetini sürdürmektedir. Bu bir gerçek. Navlun iyiyse, armatör ofisinde o hafta iyi bir navlun geldiyse finans departmanındaki arkadaşlarımız bunu makul şekilde bir tedarik zinciri olarak paylaşıp herkesi memnun etmeye çalışmaktadır. Fakat son yıllarda, 2008 sonrası ve ağırlıklı olarak 2015 yılı başı itibariyle bu tabloda bir tersine gidiş var. Armatörlerimiz gerçekten çok zor durumda. Bu durum tabi diğer meslek guruplarını da zincirleme etkilemektedir.
2008 öncesi armatörlüğe yatırım yapanlar gemi değerlerinin düşmesiyle ciddi bir fakirleşme yaşamaktadır. Bu fakirleşme bankacılık ve finans sektörü açısından kredibilite kaybına neden olmaktadır. 2008 öncesi denizcilik sektörüne yatırım yapmış bir tanıdıkla bu konuları mütalaa ederken kendisi aynı zamanda hayvancılık işi de yapıyormuş. Durumunu şöyle izah etti; çiftliğimiz vardı, veterinerin dediklerini uygulardık, 1 koyun alırdık, 3 sene 1 koyun 6 koyun olurdu. Gemi işine girdik, klâsların her dediğini yapıyoruz, her masrafı, harcamayı yapıyoruz ama gemi değerleri dipte sürünüyor.
Biz armatörler böyle bir gerçekle yüzleşirken bir de işletme sorunu, işletmeden kaynaklanan ve yüzleşmek zorunda kaldığımız sorunlar var. Bunlardan biri de yasaklar ve cezalar. Bu tabi piyasanın iyi olduğu zamanlarda çok göze batmıyordu, oradan buradan karşılanarak ödeniyordu. Fakat geldiğimiz noktada şirketlere gelen her fatura bu dediğimiz ödeme dengelerini ve tedarik zincirini beslemeyi olumsuz etkilemektedir.
Bu sorunlardan önemli bir tanesi de yine bu oda bünyesinde çokça konuşulmuş ama hala bir çözüme kavuşturulamamış 48 saat uygulamasıdır. 48 saat uygulaması özellikle kriz dönemlerinde ağırlıkla bölgede çalışan tonajda daha çok etkileyici olumsuz etki yapmaktadır. Armatör sefer bağlayamayınca işte ya Kumkapı’da demir yerinde pusuya geçmeye çalışıyor ya da Karadeniz’e bir an önce hafta sonuysa çıkayım cezaya düşmeyeyim, bir iş çıkarsa bakarım diye çalışıyor. Bu 2015’te çokça bu hikâye yaşandı.
Birkaç örneklendirme yapmak istiyorum. Dil İskelesi’nden tahliyesini tamamlamış, büyük kabotaja geçmiş bir gemi tabi yine yükü yok boğazı çıkacak. İşletme ofisi doğal olarak gemi Kartal’a uğrasın, oradan da gemiye bir iki şey teslim edelim, düşüncesiyle gemiyi Kartal’a uğratıyor. Oradan da boğaza devam edecek. Hemen anında gümrük motoru gelerek tespit yapıyor, akabinde 6 bin tonluk gemiye 8 bin TL ceza kesiliyor. Yine bir gemimiz burada beklemeyi göze alamıyor boğaz çıkışına gidiyor. Pazar gününe denk geliyor, 48 saat bekleyip ondan sonra kalkacak.
Kaptanın herhalde biraz basiretsizliği, 48 saati yarım saat geçiyor ve VTS bunu rapor ediyor, 9 bin 500 TL ceza kesiliyor. Bir başka armatör arkadaşımızın kuzeyden Marmara’ya inecek bir gemisine çıkma ihtiyacı doğuyor. Malum kışın sistem yavaş, işlemler uzuyor. Arkadaşımız gemiye çıkıyor. Hemen Sahil Güvenlik gemiye çıkarak armatörün gemide ne işi olduğunu sorgulayarak bir tutanak tutuyor. Ceza geliyor 14 bin TL. Tabi arkadaşın bu cezayı ödeyecek gücü olmadığı için gecikiyor ve sonuçta bu cezayı 18 bin TL olarak ödemek zorunda kalıyor. Bunu daha önce de yine dile gelen eksik evrak ile ilgili liman denetlemelerinde cezalar hala yürürlükte. Çokça kaldırılacağı, iyileştirileceği ve hatta inisiyatif kullanılacağı yönünde sözler verilse de maalesef buradan da fatura işlemeleri devam ediyor. Bu sadece Türk armatöre değil geçen tanıştığım bir yabancı armatöre de Zonguldak Limanı’nda girdiği denetimde 25 bin Dolar Liman Başkanlığı ceza kesmiş. Yani bu cezalar aynı zamanda uluslararası boyuta da ulaşmış durumdadır.
Bunlar tedviren, bizim görüşümüz 48 saat uygulaması kalkamıyorsa, kalkmayacaksa hiç olmazsa sürenin uzatılması. Özellikle transit geçen gemiler için. Çünkü Türk limanlarından giden gemilere bir iyileşme yapılıyor. Bu sadece Türk armatörün avantajına değil, burada çok tartışıldı özellikle yakıtçıların, ikmal, personel değişikliğinde de ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir uygulama olacaktır. Burada armatörlerin elini bağlayan, özellikle İzmit Körfezi’nde yılda yaklaşık 15 bin civarında gemi uğramakta. 48 saat uygulamasında sadece Kumkapı demir yeri olarak görünüyor. Orada işlem yapılma zorunluluğu var. Bizim önerimiz bu demir yerinin Kartal, Kilyos, Tuzla ve yine Çanakkale girişinde de Karanlıkdere’de demir sahalarının 48 saat uygulamasına alınarak hiç olmazsa elzem durumlarda armatörün isteğiyle gemiyle irtibat kurulmasının önü açılmalıdır. Yoksa transiti bozmanın maliyeti, hele ceza olunca 4 kata kadar cezayı artırma uygulamaları var.
Bu gerçekten kabul edilebilir. Bu iyi zamanlarda bunları konuşmuyordum. Şu anda navlunlar bu cezaları karşılamaya yetmiyor. Sefer maliyetleri hepinizin malumu. Bu tamamıyla armatörün yükü. Bunu kimseden talep edemezsiniz. Bu anlamda 48 saat uygulamasını kaldırabilecek iktidarın, siyasetçilerin, bürokratların, oda yönetimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının katkısı kim varsa, kim buna destek olabileceklerin adı Türk denizcilik tarihinde altın harflerle yazılması gerekir diye düşünüyorum. Kendi hesabıma, Koster Armatörleri İşletmecileri Derneği olarak bu altın harflerin maliyetini ödemeyi taahhüt ediyorum.
Ülkemiz bir seçim süreci yaşamakta. Seçim süreçlerinde tabi ülkenin sorunları var, öncelikleri var ama öncelikle bu kısıtlamayı kaldırmanın bir yolunu bulalım ve bunu partilerden talep edelim. Kim elinden ne geliyorsa yapmamız şart. Öncelikle ilk aşamada bu demirleme alanlarının geniş tutulması ve armatörlerin acil ihtiyaçları için 48 saat içinde istisnai yerlerde gemi ile temas kumasının cezaya tabi tutulmaması gerekir. Memur arkadaşları tenzih ediyorum onlar uygulayıcı. Ama biz kanunu kökünden halledemezsek burada Sahil Güvenlik’e, Deniz Polisi’ne neden böyle yapıyorsunuz deme lüksümüz yok.
Yine armatörleri ilgilendiren küçük bir konu daha navlun hâsılatı oda payı. Bunların hesaplanması için burada bir komisyon da var. Bu komisyonun içinde armatör arkadaşlarımız da var. Geçen yine bir üyemizi yaşadığı bir sorun ki rakamlar küçük. Bunları gündeme getirmek hiç doğru değil. Reklam yapmak gibi olmasın İstanbul Navlun Endeksi var. Navlunun nerede, kaça olduğu ile ilgili haftalık raporlar yayınlıyoruz.
Buradan da armatörlerden, Türk limanlarına uğradıklarında talepler geliyor. Novorossiysk’den Dil İskelesi’ne 5 bin 800 ton demir çelik taşıması. Navlun 20 dolar. 20 Dolar üzerinden oda payı hesaplanıyor. Armatöre navlun faturanı gönder, charter-partnerını gönder gibi talepler geliyor ki, ben bunları doğru bulmuyorum. Armatör bu evraklarını göndermek zorunda değil. Buna başka bir yöntem bulmamız lazım. Ben böyle bir navlun varsa, içinizde bu işi yapanlar var Novorossiysk’den Dil iskelesine 20 dolar. Ben iki kat yani 1 dolarını odaya bağışlamaya hazırım. Zaten orada 500 dolar üst limit var yapılan gerçek bağlantı 12.5 dolar. Onun için orada ister istemez bir marj oluşuyor. Yine münferitteki sefer için denildiğinde bu bahsetmeye değmez. Bize de yakışmaz. Sayı çok olunca ve üyeler evraklarının talep edilmesini doğru bulmadığımı sizlerle paylaşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
7DENİZ